NİHÂNÎ, Nacak Fâzıl

(d. ?/? - ö. 925/1519)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Arnavut asıllı bir devşirme olan şairin asıl adı hakkında tezkirelerde herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Ancak kendi eseri olan Minhâcü’l Âbidîn Tercümesi’nin girişinde ismi İlyas bin Abdullah en-Nihânî olarak geçmektedir (Koç 2018: 11). Aynı şekilde Kâtip Çelebi de şairin isminin İlyas olduğunu belirtir (Balcı 2007: 1501). Daha çok “Nacak Fâzıl” sanıyla meşhur olmuştur. Âşık Çelebi, şaire “Nacak” denmesine sebep olarak dilinin aksamasını; Latîfî ise Nihânî’nin önceleri yeniçeri sınıfına girmesini gösterir. Nihânî de kendi lakabı için aşağıdaki beyti söylemiştir:

Nihânîye Nacak dirler velîkin gerçek eydürler

Havâric boynın urmaga Ebu’l-Müslim nacagıdur (Canım 2000: 542)

Sehî Bey’e göre Anadolu vilayetinde doğan Nihânî, Hadım Alî Paşa’nın musahibidir. Öğrenimini tamamladıktan sonra önce Hacı Hasan-zâde’ye danişment, daha sonra da onun yaptırdığı medreseye müderris olmuştur. Burada dönemin tanınmış âlimlerinden biri olan Surûrî’nin de hocalığını yapmıştır. Bir ara Üsküp İshakiyye Medresesinde müderrislik yapsa da tekrar İstanbul’a gelerek Mustafa Paşa Medresesinde müderrislik yaptı. Bu son görevinden ayrılarak kendini ibadete vererek tasavvufa yönelmiştir. Bir müddet sonra hacca gitmiş ve 926/1519 yılında Mekke’de ölmüş ve buraya defnedilmiştir.

Kasidede, muammada ve tarih düşürmede usta olan Nihânî, Arapça-Farsça ve Türkçe olmak üzere üç dilde nazım ve nesir sahibidir.

 

Eserleri:

1. Dîvân: Mürettep hâldeki bu Dîvân’da; 9 kaside, 1 terkib-i bend, 2 murabba, 227 gazel ve 8 kıt’a olmak üzere toplam 247 manzume bulunmaktadır. Eser üzerinde bir lisansüstü tez çalışması yapılmıştır (Dursun 1990).

2. Minhâcü'l-ÂbidînTercümesi: Gazzâlî’nin Minhâcü’l-Âbidîn adlı eserinin Türkçeye tercümesidir. Eserin ne zaman tercüme edildiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Nihânî’nin bu eseri vefatına yakın bir dönemde, hac yolculuğuna çıkmadan önce tamamladığı tahmin edilmektedir (Koç 2018: 15).

3. Mecmua-i Eş‘âr ve Fevâ’id: Bu eser, adından da anlaşılacağı üzere, Nihânî tarafından belli şairlerin şiir ve gazellerinin bir araya getirilmesiyle oluşan bir derleme eserdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü Ankara Bölge Müdürlüğü Kütüphanesi, Safranbolulu İzzet Mehmet Paşa Koleksiyonu, 495 numarada kayıtlı olan eserde Nihânî'nin harf ve hece sırasız yazılı 85 adet gazelinden başka Mesîhî, Şem'î ve Hızrî’den manzumeler kayıtlıdır (Koç 2018: 15).

Kaynakça

Balcı, Rüştü (trc.) (2007). Kâtib Çelebi, Keşfü’z-Zunûn an Esâmi'l-Kütüb ve'l-Fünûn. C. IV, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkîretü'ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ. Ankara: AKM Yay.

Dursun, Mesut (1990). Nihani Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniv. 

İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.

İsen, Mustafa (hzl.) (1998). Sehî Bey Tezkiresi, Heşt-Behişt. Ankara: Akçağ Yay.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Koç, Muhammed Akif (2018). İlyas Nihânî'nin Minhacü'l-Âbidîn Tercümesi: İnceleme ve Metin. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniv.

Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Mecdî Mehmed Efendi, Hadâ’iku’ş-Şakâ’ik. Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri. C. 1. İstanbul: Çağrı Yay.

Riyâzî. Riyâzu’ş-Şu’arâ. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu 06 Hk 1275. vr. 114a.

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâhttp://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.03.2013].

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. YUNUS KAPLAN
Yayın Tarihi: 27.07.2013
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Tâ kim göreli tal’atunı ey yüzi kamrâ

Irmak gibi çeşmümden akar şâm u seher mâ

 

Em virdi leb-i la’lüne derdine didi merg

Germ olma igen bendeni öldürmege yârâ

 

Ârâ-yı cihândur yüzün ey dil-ber-i cân-keş

Şekk itme ki sensin bana tâc-ı ser-i Dârâ

 

Aradı senün gibi gönül bulmadı bir şûh

Hoş hûr-kad ü verd-had ü zülf ü kaşı yâ

 

Ay yüzlülerün medhi içün şi’rüni sen ay

Yâ nûn u elif hâyile nûn kalbi kıl inşâ 

(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1997). Beyâni Mustafa bin Carullah, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: TTK Yay. 308.)