Madde Detay
RASİH, Hacı Rasih Efendi
(d. ?/? - ö. 314/1897)
tekke
(Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hacı Rasih Efendi aslen Kırklarelili’dir. Ne zaman doğduğu bilinmeyen bu Bektaşi şairi hakkında en kapsamlı bilgiyi Vahit Lütfi Salcı, Trakya’da Yeşilyurt Gazetesinde vermektedir. Salcı’nın aktardığı bilgiye göre Hacı Rasih, 19. asrın ikinci yarısında yaşamış şairlerindendir, bu şairin hayat ve eserlerini Kırklareli ’de aramak imkânsızdır. Hacı Rasih’in Kırklareli’nde sağ bulunan akrabaları vardır; fakat bu zatlar şair hakkında ehemmiyetli malumat verememiştir. Çünkü şair, Kırklareli’de uzun müddet kalmamıştır. Bütün Türkiye’yi, Arabistan’ı adım adım gezdiği gibi Bulgaristan, Yunanistan, Romanya’yı dolaşmış, hatta Macaristan’ın Peşte şehrine gitmiş orada “Gülbaba” zaviyesinde de bir müddet bulunmuştur. Hacı Rasih’e yetişip sohbetinde bulunanlardan öğrenildiğine göre şair kendi tabiri ile diyar-ı rumu ve diyar-ı küfrü "Boşuna gezmemiş" tir. Bu gezdiği yerlerde bir “Evliya Çelebi” dikkatiyle tetkikat yapmış ve intibalar hasıl ederek onları büyük bir seyehatname haline getirmiştir (Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi 1990: 283; Salcı 1937: 2). Hacı Rasih Efendi, Doksan Üç Rus Seferi’nde İstanbul’a gitmiş orada Rumeli hisarında şehitlik Bektaşi tekkesi şeyhi meşhur Nafi Baba’dan icazet alarak hacılıklarına bir de “babalık” ilave ederek “Hacı Rasih Baba” olmuştur. Şair bundan sonra Babaeski’ye gelerek Sarısaltık Sultan Tekkesi postuna oturmuştur. Yalnız oturmuş değil, artık nihayeti ömrüne kadar orada kalmış ve orada ölerek bağlandığı Sarısaltık Sultanın yanına gömülmüştür. Bu tafsilattan anlaşılıyor ki Racı Rasih Baba, Babaeski’ye geldikten sonra artık gezginciliği bırakmıştır. Bir manzumesinde bu ciheti kendisi de anlatıyor. Bir arifibilllaha, bir ehlullaha eriştiğini söyleyerek “artık adam ol, bunda otur diyor.” diyor ve bu sözünü tutarak artık orada oturuyor, orada kalıyor ve pek sevgilisi olan tarihî Sarısaltık’ın toprakları ile toprağa haşrıneşr olur. Hacı Rasih Babaeski’de çok sakin ve nezih bir hayat geçirmiştir. O, başka Bektaşi arkadaşları gibi her vesile ile sofulara çatmamış ve onları kızdırmamıştır. Bilakis sofuların gönlü olsun diye beş vakit namazlara bile devam etmiştir. Uysal hâli, sakin tabiatlı, hoş konuşkanlığı herkesi kendine meftun etmiştir. Babaeski’nin o zamana kadar tekkelere zarar veren ve dervişlerini tahkir eyleyen halkı, şair Rasih’i (Hacı Baba) diye sevmiş ve onun ince ve hassas kalbini kırmak günahından çekinmişlerdir. Hacı Rasih Baba Sofular cephesini böylece kazandıktan sonra artık halkın layık olduğunu gördüğü bir kısmını rahat rahat o zamanın icap ve kaidelerine göre (irşad) etmiş ve bu suretle birçok müritler yetiştirmiştir. Rasih iki türlü Hacı olmuştur. Birisi, Kâbe’ye giderek şeriat hacılığı, birisi de Kerbela’ya giderek tarikat hacılığıdır. Hacı Rasih’in H. 314 (M. 1897) tarihinde ölmüş olduğu, Babaeski’de kayıtlıdır. Bu kıymetli şair ve tarihî şahsiyetin itina ile yaptırdığı mezarı ve mezartaşı hak ile yeksan olduğu gibi yeri bile belli değildir.
Hacı Rasih Efendi, gezdiği yerlerde “Evliya Çelebi” dikkatiyle bir seyehatname kaleme almıştır, ne yazıktır ki çok kıymetli bir eser olacağına şüphe olmayan bu eser bugün kaybolmuş ve yahut bilinmeyen takdirsiz ellerde kalmıştır. Hacı Rasih Baba’nın hece ve aruzla yazdığı bazı şiirleri ise Vahit Lütfi Salcı tarafından yayımlanmıştır. Salcı, bu Bektaşi şairinin mistik yoldan ilhamlar aldığını ve eserlerinde bu yolda daha büyük intişaflar göstermiş ve verimler verdiğini söyler. Rasih’in hayat ve eserleri hakkındaki bilgiyi ancak ve ancak Bektaşi menbalarından toplayabildiğini belirtir. Rasih’in edebiyat ile olan alakası ve eserleri üzerinde durulduğunda onun ne kaba bir hacı ne de kaba bir bektaşi babası olmadığına dikkati çeker. Onun ince kalbi ve ruhu en ziyade şiir çiçekleriyle bezenmiştir. Bülbüle karşı söylediği manzume buna bir delildir. Bu manzumeden de anlaşılıyor ki Hacı Rasih divan edebiyatı tarzında da şiirler yazmıştır. Hatta elde edilen eserlerinde birkaç tane murabba, muhammes ve müseddesler de vardır. Fakat en ziyade koşma tarzında nefesler yazmıştır (Salcı 1937: 2).
Kaynakça
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli. (10 Temmuz 1937). 2.
“Rasih Efendi, Hacı Rasih Efendi” (1990). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 7. İstanbul: Dergâh Yay. 283.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. EMİNE ÇAKIRYayın Tarihi: 04.12.2014Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Nedir bu ahı dilsuzum ne bu feryadın ey bülbül
Acap cevrinle mi sahnı çemende dadın ey bülbül
Tutuşturdu Gülistan’ı gül yaktı sihirgâhı
Kim ateş üzre şöyle ahı ateşzadın ey bülbül
Okursun hangah gülşen içre gülşeni verdin
Acap tesir eder vakti seher avradın ey bülbül
Çemende bir güle (Rasih) gibi aşık mısın yoksa
Figan etmek midir yoksa senin mutadın ey bülbül
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”. Kırklareli. (10 Temmuz 1937) 2.
İlahi
Tevfik-i refik oldu bana hazreti hakkın
Dünyada bu lütfu keremullaha eriştim
Rahman gönül çeşmelerin gül gibi açtı
Bostan revanmarifetullaha eriştim
Piranî muhabbet demimiz gerçeğe hu dost
Zahir ile batında hüvallaha eriştim
[Rasih] yeter artık otur adam gibi bunda
Ben dervişi can arifibillaha eriştim
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 2.
Nefes
Tecelli eylemiş rabbilalemin
Derdi derunumu size söyledim
Bu imiş maksadı şimdi anladım
Çok muhabbet eden encamı bezer
Rasihâ pazarı aşka girdin mi
Bu aşkın cur’hasın kanıp içtin mi
Erenler aşında sen de piştin mi
Kazanda, sahanda, aktarıp yazar
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 4.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 04.12.2014Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Nedir bu ahı dilsuzum ne bu feryadın ey bülbül
Acap cevrinle mi sahnı çemende dadın ey bülbül
Tutuşturdu Gülistan’ı gül yaktı sihirgâhı
Kim ateş üzre şöyle ahı ateşzadın ey bülbül
Okursun hangah gülşen içre gülşeni verdin
Acap tesir eder vakti seher avradın ey bülbül
Çemende bir güle (Rasih) gibi aşık mısın yoksa
Figan etmek midir yoksa senin mutadın ey bülbül
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”. Kırklareli. (10 Temmuz 1937) 2.
İlahi
Tevfik-i refik oldu bana hazreti hakkın
Dünyada bu lütfu keremullaha eriştim
Rahman gönül çeşmelerin gül gibi açtı
Bostan revanmarifetullaha eriştim
Piranî muhabbet demimiz gerçeğe hu dost
Zahir ile batında hüvallaha eriştim
[Rasih] yeter artık otur adam gibi bunda
Ben dervişi can arifibillaha eriştim
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 2.
Nefes
Tecelli eylemiş rabbilalemin
Derdi derunumu size söyledim
Bu imiş maksadı şimdi anladım
Çok muhabbet eden encamı bezer
Rasihâ pazarı aşka girdin mi
Bu aşkın cur’hasın kanıp içtin mi
Erenler aşında sen de piştin mi
Kazanda, sahanda, aktarıp yazar
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 4.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Nedir bu ahı dilsuzum ne bu feryadın ey bülbül
Acap cevrinle mi sahnı çemende dadın ey bülbül
Tutuşturdu Gülistan’ı gül yaktı sihirgâhı
Kim ateş üzre şöyle ahı ateşzadın ey bülbül
Okursun hangah gülşen içre gülşeni verdin
Acap tesir eder vakti seher avradın ey bülbül
Çemende bir güle (Rasih) gibi aşık mısın yoksa
Figan etmek midir yoksa senin mutadın ey bülbül
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”. Kırklareli. (10 Temmuz 1937) 2.
İlahi
Tevfik-i refik oldu bana hazreti hakkın
Dünyada bu lütfu keremullaha eriştim
Rahman gönül çeşmelerin gül gibi açtı
Bostan revanmarifetullaha eriştim
Piranî muhabbet demimiz gerçeğe hu dost
Zahir ile batında hüvallaha eriştim
[Rasih] yeter artık otur adam gibi bunda
Ben dervişi can arifibillaha eriştim
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 2.
Nefes
Tecelli eylemiş rabbilalemin
Derdi derunumu size söyledim
Bu imiş maksadı şimdi anladım
Çok muhabbet eden encamı bezer
Rasihâ pazarı aşka girdin mi
Bu aşkın cur’hasın kanıp içtin mi
Erenler aşında sen de piştin mi
Kazanda, sahanda, aktarıp yazar
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 4.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Nedir bu ahı dilsuzum ne bu feryadın ey bülbül
Acap cevrinle mi sahnı çemende dadın ey bülbül
Tutuşturdu Gülistan’ı gül yaktı sihirgâhı
Kim ateş üzre şöyle ahı ateşzadın ey bülbül
Okursun hangah gülşen içre gülşeni verdin
Acap tesir eder vakti seher avradın ey bülbül
Çemende bir güle (Rasih) gibi aşık mısın yoksa
Figan etmek midir yoksa senin mutadın ey bülbül
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”. Kırklareli. (10 Temmuz 1937) 2.
İlahi
Tevfik-i refik oldu bana hazreti hakkın
Dünyada bu lütfu keremullaha eriştim
Rahman gönül çeşmelerin gül gibi açtı
Bostan revanmarifetullaha eriştim
Piranî muhabbet demimiz gerçeğe hu dost
Zahir ile batında hüvallaha eriştim
[Rasih] yeter artık otur adam gibi bunda
Ben dervişi can arifibillaha eriştim
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 2.
Nefes
Tecelli eylemiş rabbilalemin
Derdi derunumu size söyledim
Bu imiş maksadı şimdi anladım
Çok muhabbet eden encamı bezer
Rasihâ pazarı aşka girdin mi
Bu aşkın cur’hasın kanıp içtin mi
Erenler aşında sen de piştin mi
Kazanda, sahanda, aktarıp yazar
Salcı, Vahit Lütfi (1937). “Trakya’da Yeşilyurt Gazetesi”, Kırklareli, (10 Temmuz 1937) 4.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | M. Uluğ Turanlıoğlu | d. 1913 (1912) - ö. 12 Temmuz 2002 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Cahit Irgat | d. 21 Mart 1916 - ö. 5 Haziran 1971 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Timur Soykan | d. 1975 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | M. Uluğ Turanlıoğlu | d. 1913 (1912) - ö. 12 Temmuz 2002 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Cahit Irgat | d. 21 Mart 1916 - ö. 5 Haziran 1971 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Timur Soykan | d. 1975 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | M. Uluğ Turanlıoğlu | d. 1913 (1912) - ö. 12 Temmuz 2002 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Cahit Irgat | d. 21 Mart 1916 - ö. 5 Haziran 1971 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Timur Soykan | d. 1975 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | M. Uluğ Turanlıoğlu | d. 1913 (1912) - ö. 12 Temmuz 2002 | Meslek | Görüntüle |
11 | Cahit Irgat | d. 21 Mart 1916 - ö. 5 Haziran 1971 | Meslek | Görüntüle |
12 | Timur Soykan | d. 1975 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | M. Uluğ Turanlıoğlu | d. 1913 (1912) - ö. 12 Temmuz 2002 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Cahit Irgat | d. 21 Mart 1916 - ö. 5 Haziran 1971 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Timur Soykan | d. 1975 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | M. Uluğ Turanlıoğlu | d. 1913 (1912) - ö. 12 Temmuz 2002 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Cahit Irgat | d. 21 Mart 1916 - ö. 5 Haziran 1971 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Timur Soykan | d. 1975 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |