RUSÛHÎ, Süleyman

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Sofya’da doğdu. Asıl adı, Süleyman’dır. Kanuni Sultan Süleyman devri şairlerindendir. Sofya civarında Porenli denilen bir topluluğa mensuptur. Öğrenim görerek danişmend oldu. Ancak devlet hizmetine girmeyip Sofyalı Şeyh Bâlî Efendi (ö. 1553)’ye bağlanıp onun müridi oldu. İstanbul’a gelerek halka hadis, tefsir dersleri verip vaaz ve nasihatlerde bulundu. Böylelikle halk arasında meşhur oldu. Bazı tekkelerde postnişinlik de yapan Rüsûhî, Kınalızâde Hasan Çelebi’ye göre hâl ehli bazı büyük sûfîlerin sözlerini taklit etti. Ancak kendisinden şeriata muhalif şeriata aykırı söz ve şiirler sâdır olan şair, tutuklanma korkusuyla terk-i diyar etti (Eyduran 2017: 386).  Âşık Çelebi ise Rüsûhî’nin önemsiz bazı isnatlarla teftişe uğrayıp hapse mahkûm olduktan sonra zühdü ve salahı artmış bir şekilde oradan çıkarak görevine devam ettiğini söyler (Kılıç 2010: 1356-57).

Rüsûhî’nin “Gizlü gencüñ lü’lü’-i lâlâsıyam / Şöhre-i şehrem cihân kâlâsıyam” matla‘ı ile başlayan şiiri hakkında bir risâle kaleme alan Münîrî-i Belgradî (ö.1617) ise risâlesinin başında onun Sultan III. Murat (salt.1574-1595)’ın tahta çıkışının ilk günlerinde İstanbul’dan sürgün edildiğini kaydetmektedir. Şairin biyografisi hakkında başka bir bilgi aktarmayan Münîrî’ye göre Rüsûhî firar etmemiş, sürgüne gönderilmiştir (Taştan 2017: 318). Mehmed Süreyyâ, Rusûhî'nin korkusundan saklanıp Kanuni devri (1520-1566) sonlarında öldüğünü belirtmektedir (Akbayar 1998: 1403).

Kaynaklarda Rüsûhî’nin müstakil bir eserinin olup olmadığı hakkında bilgi bulunmamaktadır. Ancak çeşitli mecmualarda şaire ait bazı şiirlere rastlanmaktadır. Bunlar içerisinde “Ey ki ‘âlemden haber-dârum diyen dünyâ nedür / Bu günüñ yarını bilmezseñ eger dün yâ nedür” matla’lı gazel oldukça meşhur olmuş ve bu gazele bazı şerhler yazılmıştır. Bunlar içinde Küçük Hâfız Mustafa Efendi (ö. 1728-29’dan sonra) ve Âyînezâde Muhammed Şemseddin-i Sirozî (ö. 1688-89) tarafından yapılan şerhler meşhurdur. Şiirleri dışında Rüsûhî’nin Risâle-i Mir’âtiyye adlı bir yapraklık Arapça mensur bir eseri ile yine Risâletün fì Hakkı’r-Revâfizı’l-Merdûdîn başlıklı Rafizîlikle ilgili iki varaklık mensur bir eseri daha vardır (Taştan 2017, 2020).

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1998). Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî (Yâhud Tezkîre-i Meşâhir-i Osmânî). C. 5.  İstanbul: Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı Ortak Yay.

Eyduran, Aysun S. (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkîretü’ş-Şu’arâ, Tenkitli Metin B. Ankara: KTB. Yay. E-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [Erişim Tarihi: 05.01.2014].

İpekten, Halûk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu ve T. Karabey (1998). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ-İnceleme-Metin. C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Pehlivan, Mahmut (2004). Pervane Beg, Mecmu’a-i Neza’ir (439b-464a). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Şemseddin Sâmî (1314). Kâmûsu’l-Âlâm. C. 3. İstanbul: Mihran Matbaası.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. 1. Ankara: Bizim Büro Yay.

Taştan, Erdoğan (2017). “Âyînezâde Muhammed Şemseddîn-i Sirozî’nin “Şerh-i Manzûme-i Rüsûhî” Adlı Eseri”. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 19: 313-344.

Taştan, Erdoğan (2020). “Küçük Hâfız Mustafa Efendi’nin Sofyalı Süleyman Rüsûhî’nin Şiirine Yazdığı Şerh: Şerh-i Kasîde-i Rüsûhî”. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi: 439-54.

 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. YUNUS KAPLAN
Yayın Tarihi: 10.01.2014
Güncelleme Tarihi: 03.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Bâg-ı cân içre dikelden kâmet-i bâlânı sen

Nûrdan bir serv olur her kanda salsam sâye ben

 

Lâm-ı zülf-i ser-nigûn el sunmasa ruhsâruna

Bâd ol âşüfteyi çekmezdi lâ-büd silleden

 

Gabgabun sîbine teşbîh itdügiy’çün ehl-i dil

Topını eflâke atdı âftâb ey meh-zekan

 

Mihr-i hüsnün düzdidür amma tuyulmamagiçün

Ayda bir sûret degişür mâh ey vech-i hasen

 

Ey Rusûhî zâhir olaldan güneş gibi o gün

Yüzi yok bir gün gele meydâna mâh da’vî-i men

(Pehlivan, Mahmut (2004), Pervane Beg Mecmu’a-i Neza’ir (439b-464a). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. 143-44.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1VAHÎD/ RESMÎ, Vahîd Mehmed Efendid. ? - ö. Ağustos 1677Doğum YeriGörüntüle
2ŞÜKRÎ, İbrahim Şükrî Efendid. ? - ö. 1670-71Doğum YeriGörüntüle
3ŞEMSÎ, Hüseyin Şemsi Ergüneşd. 1871-1872 - ö. 30.01.1968Doğum YeriGörüntüle
4VAHÎD/ RESMÎ, Vahîd Mehmed Efendid. ? - ö. Ağustos 1677Doğum YılıGörüntüle
5ŞÜKRÎ, İbrahim Şükrî Efendid. ? - ö. 1670-71Doğum YılıGörüntüle
6ŞEMSÎ, Hüseyin Şemsi Ergüneşd. 1871-1872 - ö. 30.01.1968Doğum YılıGörüntüle
7VAHÎD/ RESMÎ, Vahîd Mehmed Efendid. ? - ö. Ağustos 1677Ölüm YılıGörüntüle
8ŞÜKRÎ, İbrahim Şükrî Efendid. ? - ö. 1670-71Ölüm YılıGörüntüle
9ŞEMSÎ, Hüseyin Şemsi Ergüneşd. 1871-1872 - ö. 30.01.1968Ölüm YılıGörüntüle
10VAHÎD/ RESMÎ, Vahîd Mehmed Efendid. ? - ö. Ağustos 1677MeslekGörüntüle
11ŞÜKRÎ, İbrahim Şükrî Efendid. ? - ö. 1670-71MeslekGörüntüle
12ŞEMSÎ, Hüseyin Şemsi Ergüneşd. 1871-1872 - ö. 30.01.1968MeslekGörüntüle
13VAHÎD/ RESMÎ, Vahîd Mehmed Efendid. ? - ö. Ağustos 1677Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ŞÜKRÎ, İbrahim Şükrî Efendid. ? - ö. 1670-71Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15ŞEMSÎ, Hüseyin Şemsi Ergüneşd. 1871-1872 - ö. 30.01.1968Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16VAHÎD/ RESMÎ, Vahîd Mehmed Efendid. ? - ö. Ağustos 1677Madde AdıGörüntüle
17ŞÜKRÎ, İbrahim Şükrî Efendid. ? - ö. 1670-71Madde AdıGörüntüle
18ŞEMSÎ, Hüseyin Şemsi Ergüneşd. 1871-1872 - ö. 30.01.1968Madde AdıGörüntüle