Madde Detay
SAÇLI EMÎR (EMÎR-İ GÎSÛDÂR), Muhyiddin Mehmed Efendi
(d. ?/? - ö. 963/1555-56)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Nerede ve ne zaman doğduğu bilinmeyen Saçlı Emir Efendi’nin asıl adı Muhyiddin Mehmed’dir. Tebriz kadısı Seyyid Abdülevvel’in oğludur. II. Bayezid devrinde göçerek Anadolu’ya geldi. Müderris oldu. Serez ve bazı yerlerde kadılık yaptı. Sonra Sahn müderrisi ardından da Halep ve Şam kadısı oldu. 958/1551 yılında İstanbul kadısı olan Muhyiddin Mehmed Efendi, 962/1554-55 yılında bu görevden emekliye ayrıldıktan bir yıl sonra 963/1555-56 yılında vefat etti.
İstanbul Eminönü’nde Alemdar ve Hüdâvendigâr caddelerinin kavşağında yer alan tekkenin banisi olan (Tanman 1991: 238) Muhyiddin Mehmed Efendi’nin Sicill-i Osmânî’de Abdülevvel (öl. Zilkade 988 / Aralık 1580) ve Abdülvehhâb (öl. Şevval 1002 / Haziran-Temmuz 1594) adında iki oğlunun olduğu kayıtlıdır (Akbayar 1998: 1/105, 131). Nev’î-zâde Âtâyî de 987/1579-80’de ölen Abdurrahman Alemşâh Efendi’nin, Muhyiddin Mehmed Efendi’nin oğlu olduğunu belirtir (Özcan 1989: 259).
Fasih, âlim, fâzıl, üç dilde yazabilme yeteneği olan ve saçları omuzlarına döküldüğü için “Saçlı Emir” diye meşhur olan Muhyiddin Mehmed Efendi, aynı zamanda şairdi. Şairliği hakkında tezkirelerde herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi herhangi bir eserinin olup olmadığı da bilinmemektedir. Ancak 16. yüzyılın ortalarında yazılmış olan ve tezkire niteliği taşıyan bir şiir mecmuasında “Sâbıkda İslâmbol kadısı olan Saçlı Emîr Efendi fermâyed” (Mecmû’a-i Eş’âr vr. 49b) ibaresiyle şaire ait bir gazel bulunmaktadır.
Kaynakça
Akbayar, Nuri (hzl.) (1998). Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî (Yâhud Tezkîre-i Meşâhir-i Osmânî). C. 1 ve 4. İstanbul: Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı Ortak Yay.
Mecmû’a-i Eş’âr. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet Koleksiyonu 479. vr. 49b.
Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Nev’i-zâde Atâî, Hadâ’iku’l-Hakâ’ik Fî Tekmîleti’ş-Şakâ’ik. Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri. C. 2. İstanbul: Çağrı Yay.
Tanman, M. Baha (1991). “Aydınoğlu Tekkesi”. İslam Ansiklopedisi. C. 4. İstanbul: TDV Yay. 238-39.
Yavuz, Fikri ve İsmail Özen (hzl.) (1972). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri. C. 2. İstanbul: Meral Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. YUNUS KAPLANYayın Tarihi: 04.11.2014Güncelleme Tarihi: 24.08.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yâ Rab ne diyem şâm-ı firâkun seheri yok
Dil Mısrına gam oldı mukîm ü seferi yok
Gönlinden ırag eyledi ben gözden ıragı
Sâhib-nazarun hîç bana bir nazarı yok
Âhum kara boyar gögi dil yandı yeridür
Çün ragbet anadur ki igende hüneri yok
Telhîs budur hâlümi itdüm sana îzâh
Oldıysa mutavvel nidelüm muhtasarı yok
Geride olanlar beni geçdiler egerçi
Hîç kimse beni bu ‘ulemâdan geçeri yok
Mecmû’a-i Eş’âr. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet Koleksiyonu 479. vr. 49b.
Yayın Tarihi: 04.11.2014Güncelleme Tarihi: 24.08.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yâ Rab ne diyem şâm-ı firâkun seheri yok
Dil Mısrına gam oldı mukîm ü seferi yok
Gönlinden ırag eyledi ben gözden ıragı
Sâhib-nazarun hîç bana bir nazarı yok
Âhum kara boyar gögi dil yandı yeridür
Çün ragbet anadur ki igende hüneri yok
Telhîs budur hâlümi itdüm sana îzâh
Oldıysa mutavvel nidelüm muhtasarı yok
Geride olanlar beni geçdiler egerçi
Hîç kimse beni bu ‘ulemâdan geçeri yok
Mecmû’a-i Eş’âr. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet Koleksiyonu 479. vr. 49b.
Güncelleme Tarihi: 24.08.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yâ Rab ne diyem şâm-ı firâkun seheri yok
Dil Mısrına gam oldı mukîm ü seferi yok
Gönlinden ırag eyledi ben gözden ıragı
Sâhib-nazarun hîç bana bir nazarı yok
Âhum kara boyar gögi dil yandı yeridür
Çün ragbet anadur ki igende hüneri yok
Telhîs budur hâlümi itdüm sana îzâh
Oldıysa mutavvel nidelüm muhtasarı yok
Geride olanlar beni geçdiler egerçi
Hîç kimse beni bu ‘ulemâdan geçeri yok
Mecmû’a-i Eş’âr. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet Koleksiyonu 479. vr. 49b.
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yâ Rab ne diyem şâm-ı firâkun seheri yok
Dil Mısrına gam oldı mukîm ü seferi yok
Gönlinden ırag eyledi ben gözden ıragı
Sâhib-nazarun hîç bana bir nazarı yok
Âhum kara boyar gögi dil yandı yeridür
Çün ragbet anadur ki igende hüneri yok
Telhîs budur hâlümi itdüm sana îzâh
Oldıysa mutavvel nidelüm muhtasarı yok
Geride olanlar beni geçdiler egerçi
Hîç kimse beni bu ‘ulemâdan geçeri yok
Mecmû’a-i Eş’âr. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet Koleksiyonu 479. vr. 49b.