Madde Detay
SÂFÎ
(d. ?/? - ö. 1221-22/1807-08\'den sonra)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Sâfî’nin doğum tarihi ve yeri kesin olarak bilinmemektedir. IV. Mustafa Dönemi'nde 1807-1808 yılları arasında sadrazam olarak görev yapmış Tayyar Mahmûd Paşa’ya yazdığı kasideden ve Dîvân’da geçen Nâdir Şâh, Zend Kerim Han, Kolçak İlyas Paşa, Şeyhülislâm Mehmed Zeynelâbidîn ve Çorlulu Köse Bâhir Mustafa Paşa gibi isimlerden, onun 18. yüzyıl sonu, 19. yüzyıl başında yaşadığı anlaşılmaktadır. Eğitimi hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Arapça ve Farsçaya vakıftır. Mesleği kâtipliktir. Dîvân’da geçen birtakım şehir, semt ve ülke isimleri İstanbul, Uşak, Rumeli gibi çeşitli coğrafyalarda bulunduğuna işaret etmektedir. Bu ikametlerin sebebinin devlet görevi olması muhtemeldir. Tek eseri Dîvân'ıdır.
1. Dîvân: İki nüshası vardır: 1. Millî Kütüphane, Yazmalar, FB/245; Millî Kütüphane, Yazmalar, A/8870. Dîvân’da 18 kaside, 1 muaşşer, 9 müseddes, 3 muhammes, 7 tahmis, 1 tasdik-i hüccet, 1 medh-i şâh-ı velâyet, başlıksız bir manzume, 1 münacat, 3 müstezat, 287 gazel, 1 kıta bulunmaktadır.
Sâfî’nin eserinden anlaşıldığı üzere üç yönü dikkat çekmektedir: İşrakilik, Bektaşilik ve Sebk-i Hindî. Dîvân'ına hâkim olan İslâm felsefesi İşrâkîliktir. Şair pek çok yerde İşrâkî olduğunu ifade etmektedir. Alevî-Bektaşi kültürünün izleri onun şiirlerinde Hacı Bektâş Veli, Hz. Ali, Ehl-i Beyt ve On İki İmam sevgisi ile kendini gösterir. Ayrıca Bektaşiliğin inançları hakkında da görüş ve hisleri eserinde önemli bir yer tutar. Sebk-i Hindî’nin esaslarına dair fikirlerinin yanı sıra soyutun somutlaştırıldığı alışılmamış bağdaştırmalarıyla bu üslubun fazlasıyla etkisinde kaldığı görülmektedir.
Kaynakça
Ercan, Özlem (2013). “Bektâşî ve İşrâkî Bir Şair: Sâfî, Hayatı ve Divan’ının Nüshaları”. Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic 8/1 (Winter): 1375-1395.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM ERCANYayın Tarihi: 08.06.2013Güncelleme Tarihi: 16.11.2020Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Katre-i yâkût-ı rümmânî kadehle sâdedür
Bir kadeh destinde bir mûg-beçe gördüm bâdedür
Ben kıyâs itdüm işâret bu dil-i nâ-şâdedür
Cem-cenâbunçün haber virdi tutar âmâdedür
...
Dîvân
Gazel
Hızra sordum çeşme-i âb-ı hayâtı bilmedi
Bu su’âlüm la’l-i Şîrînüm benüm Ferhâdedür
Perde-i lâhûrdan mâhûrı teshîr eyledüm
Ba’d-ez-în gönlüm benüm mülk-i cihân-âbâdedür
Heb zemîni mâh mihrîdür zemînün bildigüm
Ders-i hikmet vasf-ı hüsn-i ‘âlem-i bâlâdedür
Bir ayag üzre turur pervâneler şeb-tâ-seher
Şem’-i cem’ümde benüm şem’-i sühan âmâdedür
Devlet-i dârât-ı ‘aşkun kadrini Dârâ bilür
Dinlemem İskenderi ol sâde-levh üftâdedür
Yalınız birin degül ta’zîm idüp serv-i sehî
Kâmet-i şimşâduna sâyen gibi üftâdedür
Ben bunı Dîvân-ı Şevketden tahayyül eyledüm
Rinde mahmûre ‘ilâc elbette Sâfî bâdedür
(Dîvân-ı Sâfî. Milli Kütüphane. Yazmalar. A/ 8870. vr. 245.)
Yayın Tarihi: 08.06.2013Güncelleme Tarihi: 16.11.2020Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Katre-i yâkût-ı rümmânî kadehle sâdedür
Bir kadeh destinde bir mûg-beçe gördüm bâdedür
Ben kıyâs itdüm işâret bu dil-i nâ-şâdedür
Cem-cenâbunçün haber virdi tutar âmâdedür
...
Dîvân
Gazel
Hızra sordum çeşme-i âb-ı hayâtı bilmedi
Bu su’âlüm la’l-i Şîrînüm benüm Ferhâdedür
Perde-i lâhûrdan mâhûrı teshîr eyledüm
Ba’d-ez-în gönlüm benüm mülk-i cihân-âbâdedür
Heb zemîni mâh mihrîdür zemînün bildigüm
Ders-i hikmet vasf-ı hüsn-i ‘âlem-i bâlâdedür
Bir ayag üzre turur pervâneler şeb-tâ-seher
Şem’-i cem’ümde benüm şem’-i sühan âmâdedür
Devlet-i dârât-ı ‘aşkun kadrini Dârâ bilür
Dinlemem İskenderi ol sâde-levh üftâdedür
Yalınız birin degül ta’zîm idüp serv-i sehî
Kâmet-i şimşâduna sâyen gibi üftâdedür
Ben bunı Dîvân-ı Şevketden tahayyül eyledüm
Rinde mahmûre ‘ilâc elbette Sâfî bâdedür
(Dîvân-ı Sâfî. Milli Kütüphane. Yazmalar. A/ 8870. vr. 245.)
Güncelleme Tarihi: 16.11.2020Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Katre-i yâkût-ı rümmânî kadehle sâdedür
Bir kadeh destinde bir mûg-beçe gördüm bâdedür
Ben kıyâs itdüm işâret bu dil-i nâ-şâdedür
Cem-cenâbunçün haber virdi tutar âmâdedür
...
Dîvân
Gazel
Hızra sordum çeşme-i âb-ı hayâtı bilmedi
Bu su’âlüm la’l-i Şîrînüm benüm Ferhâdedür
Perde-i lâhûrdan mâhûrı teshîr eyledüm
Ba’d-ez-în gönlüm benüm mülk-i cihân-âbâdedür
Heb zemîni mâh mihrîdür zemînün bildigüm
Ders-i hikmet vasf-ı hüsn-i ‘âlem-i bâlâdedür
Bir ayag üzre turur pervâneler şeb-tâ-seher
Şem’-i cem’ümde benüm şem’-i sühan âmâdedür
Devlet-i dârât-ı ‘aşkun kadrini Dârâ bilür
Dinlemem İskenderi ol sâde-levh üftâdedür
Yalınız birin degül ta’zîm idüp serv-i sehî
Kâmet-i şimşâduna sâyen gibi üftâdedür
Ben bunı Dîvân-ı Şevketden tahayyül eyledüm
Rinde mahmûre ‘ilâc elbette Sâfî bâdedür
(Dîvân-ı Sâfî. Milli Kütüphane. Yazmalar. A/ 8870. vr. 245.)
Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Katre-i yâkût-ı rümmânî kadehle sâdedür
Bir kadeh destinde bir mûg-beçe gördüm bâdedür
Ben kıyâs itdüm işâret bu dil-i nâ-şâdedür
Cem-cenâbunçün haber virdi tutar âmâdedür
...
Dîvân
Gazel
Hızra sordum çeşme-i âb-ı hayâtı bilmedi
Bu su’âlüm la’l-i Şîrînüm benüm Ferhâdedür
Perde-i lâhûrdan mâhûrı teshîr eyledüm
Ba’d-ez-în gönlüm benüm mülk-i cihân-âbâdedür
Heb zemîni mâh mihrîdür zemînün bildigüm
Ders-i hikmet vasf-ı hüsn-i ‘âlem-i bâlâdedür
Bir ayag üzre turur pervâneler şeb-tâ-seher
Şem’-i cem’ümde benüm şem’-i sühan âmâdedür
Devlet-i dârât-ı ‘aşkun kadrini Dârâ bilür
Dinlemem İskenderi ol sâde-levh üftâdedür
Yalınız birin degül ta’zîm idüp serv-i sehî
Kâmet-i şimşâduna sâyen gibi üftâdedür
Ben bunı Dîvân-ı Şevketden tahayyül eyledüm
Rinde mahmûre ‘ilâc elbette Sâfî bâdedür
(Dîvân-ı Sâfî. Milli Kütüphane. Yazmalar. A/ 8870. vr. 245.)