SÂMÎ

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Sâmî’nin hayatı hakkında tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Şehzade Mustafa’nın katli üzerine yazılan mersiyeler arasında bu isimde bir şairin mersiyesinin de bulunması ve bu elim olayın 1555 yılında vuku bulması göz önüne alındığında Sâmî’nin 16. yüzyılda yaşayan bir şair olduğunu söylenebilir. Sâmî’nin bu mersiyesi Şehzade Mustafa için yazılan on beş mersiye içinde padişaha yönelik en cüretkar ifadelerin yer aldığı bir örnektir. Diğer mersiyeler padişahın çevresini suçlarken Sâmî, doğrudan padişahı hedef alır.

Kaynakça

Çavuşoğlu Mehmet (1982). "Şehzade Mustafa Mersiyeleri". İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü Dergisi XII: 641-686. 

İsen, Mustafa (1984). "Şehzade Mustafa İçin Yazılmış Üç Yeni Mersiye". Türk kültürü Araştırmaları XXII/1-2.

İsen, Mustafa (1994). Acıyı Bal Eylemek. Ankara: Akçağ Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. TUBA IŞINSU DURMUŞ
Yayın Tarihi: 10.03.2015
Güncelleme Tarihi: 29.10.2020

Eserlerinden Örnekler

[Mersiye]

I

Ol mehün şevkıne eflâke atardum külehüm

Şimdi görinmez olupdur kanı ey çarh mehüm

Şeb-i zulmetde yine kaldı benüm âh rehüm

Hasretinden boyadı gökleri dûd-ı siyehüm

Bî-murâd olsam aceb mi yitürüp câh u cehüm

Bâg-ı âlemde bitüp tâze solupdur giyehüm

Çeşmüme nesne görinmez ol idi çün nigehüm

Kanda yüz tutam İlâhî göremem kıblegehüm

Ben kime kul olayım bilemezem n'oldı şehüm

Mustafâ n'oldı kanı n'eyledün â pâdişehüm

II

İntikâmın alayım dimiş iken surh-serün

Kasd idüp cânına kıydun ne revâdur püserün

Bu degül idi garaz kalsa cihânda eserün

Tâc u tahtun kime kalur kime bu mülk ü yerün

Buna kim oldı sebeb yok mı şehâ hîç haberün

Kara topraga ki düşdi yine şol verd-i terün

Bu firâk odına döyer nice yanmaz cigerün

Bu eger erlik ise ancak ola bu hünerün

Pâdişehsin tutalum yok mı Hudâdan hazerün

Mustafâ n'oldı kanı n'eyledün â pâdişehüm

III

Şol güneş yüz ki dolundı ne içün oldı nihan

Yas tutup geyse karalar yiridür uşbu cihan

Derilüp bir yere aglaşsa n'ola pîr ü cevan

Lâlenün hecr ile bagrı demidür pür ola kan

Açılup gül gibi ol şâh-ı cihan soldı heman

Ey gönül bülbüli gel eyleyelüm âh u figân

Yapragın döksün agaçlar bu cihân oldı hazân

Ata oglına kıyar oldı aceb oldı zaman

Öldürün anı didün virmen ana bir dem aman

Mustafâ n'oldı kanı n'eyledün â pâdişehüm

IV

Sen Selîm oglı olup asl ile Osmân olasın

Yedi iklîme bu gün ilmün ile han olasın

Hâtem-i emrün ile halka Süleymân olasın

Her işi fehm idici âkil ü irfân olasın

Nûhveş bin yıl olursan dahi bir ân olasın

Dest-i hasretle çeküp çâk-i girîbân olasın

Gide bu tâc u kabâ bir ten-i uryân olasın

Hây hây itdügüne sonra peşîmân olasın

Acıyup ogluna çak derd ile giryân olasın

Mustafâ n'oldı kanı n'eyledün â pâdişehüm

V

Ey şeh-i kân-ı kerem sende adâlet bu mıdur

Şeh-i âlem olasın sende inâyet bu mıdur

Pâdişehler ki ezel itdügi âdet bu mıdur

Ehl-i tedbîr olana fehm ü kiyâset bu mıdur

Sen Muhibbî olasın sende mahabbet bu mıdur

Mustafâ gibi ciger-kûşene şefkat bu mıdur

Âl ile kıydun ana kanı hakîkat bu mıdur

Kavl-i düşman sana kâr itdi meveddet bu mıdur

Yok yere kan idesin ya'nî hılâfet bu mıdur

Mustafâ n'oldı kanı n'eyledün â pâdişehüm

VI

Yine ol servi anup agladı bu çim ü çemen

Yine bu fürkat ile açmadı ol gonca dehen

Gülşenün bagrını deldi yine hasretle diken

Lâlenün içi kızıl kan ile pür oldı hemen

Bagrını urmag içün hançeri çekdi sûsen

Kara geydi başına tutdı benefşe şîven

Yoldı sünbül saçını boynuna geçdükçe resen

Kara toprag ile yeksân n'ic'olur sîm beden

Rûz-ı mahşerde bula kim ise bu kanı iden

Mustafâ n'oldı kanı n'eyledün â pâdişahüm

VII

Gün gibi zâhir idi zerre günâhı yog idi

İşigünden dahi bir özge penâhı yog idi

Sana ol togrı idi egri nigâhı yog idi

Hak ana şâhid idi gayrı güvâhı yog idi

Bende idi sana ol bir dahi şâhı yog idi

Hak bilür gayrı yire varmaga râhı yog idi

Ceng ider geldi disen iki sipâhı yog idi

Hançer urdun da anun cismine âhı yog idi

Yog idi cürmi bu Sâmîdir İlâhî yog idi

Mustafâ n'oldı kanı n'eyledün â pâdişehüm 

(İsen, Mustafa (1994). Acıyı Bal Eylemek. Ankara: Akçağ Yay. 305.)