SELİMÎ

(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Hayatı hakkında bilgi bulunmayan Selimî'nin cönklerde rastlanılan bazı şiirlerinden yaşadığı yüzyılın 18. yüzyıl olabileceği çıkarılmaktadır. Âşığın çok meşhur olan Mirasyedi Destanı bulunmaktadır (TDEA 1990: 498). Şükrü Elçin, âşığın Girit Ayaklanması üzerine Selimî mahlasıyla yazılmış sadece bir destanını yayımlamıştır (1988: 194-197). İkisinin aynı Selimî olabileceği düşünülerek Girit Ayaklanması Destanı da örnek eser olarak verilmiştir.

Kaynakça


Elçin, Şükrü (1988). Akdeniz’de ve Cezayir’de Türk Halk Şairleri. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay.

 

http://www.edebi.net/index.php/tr/edebiyat/tuerk-edebiyat-tarihi/islami-tuerk-edebiyat/halk-edebiyat/1613-selimi-mirasyedi-destan [erişim tarihi 17.11.2014].

 

“Selimî” (1990). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 7. İstanbul: Dergâh Yay. 498.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. HİLAL ERDOĞAN
Yayın Tarihi: 30.11.2014
Güncelleme Tarihi: 11.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Mirasyedi Destanı

Gurbet elden geldim malım sormağa
Bunca eşya çanak çömlek nic'oldu
Ey komşular gelin şer'a durmağa
Köy kadısı Kambur Felek nic'oldu
 
 Bulamadım ciğergahım eridi
 Benim babam bu yerlerde bir idi
 O hassadan mintanının şeridi
 Eğnine giydiği yelek nic'oldu
 
 Günde beş on kere yıkar sererdi
 Gece anam gündüz babam giyerdi
 Satayıdım üç beş para ederdi
 Yakası yeni yok gömlek nic'oldu
 
 Bunlar ev eşyası size dediğim
 İki sahan bir tencere gediğim
 Akşam sabah çorba koyup yediğim
 Ağzı burnu kırık çanak nic'oldu
 
 Arzum kaldı evde kalan somağa
 Her yedikçe tat verirdi damağa
 Karnı tok misafir ağırlamağa
 Su verdiğim telli bardak nic'oldu
 
 Mutbağa fareler ayak basmazdı
 Kilere kediler kulak asmazdı
 Yaş söğüt dalına ursan kesmezdi
 Soğan doğradığım bıçak nic'oldu
 
 Ağaç çelengine sepet astığım
 Çürük yulaf ile ipin kastığım
 Akan yarasına toprak bastığım
 Dam üstünde uyuz oğlak nic'oldu
 
 Komşular bilirler cümle bu işi
 Arpa yemez kırılmıştı her dişi
 Kuyruğundan kaldırırdı beş kişi
 Odun taşıdığım eşek nic'oldu
 
 Tarlada ekin yok otlar biterdi
 Ocaklığa odun koysam tüterdi
 Çıkıp tepesinde baykuş öterdi
 Ev önünde koca kavak nic'oldu

http://www.edebi.net/index.php/tr/edebiyat/tuerk-edebiyat-tarihi/islami-tuerk-edebiyat/halk-edebiyat/1613-selimi-mirasyedi-destan [erişim tarihi 17.11.2014].

Girit Ayaklanması

 

Pâdişah-ı âlem Abdülmecit Hân

Gün-be-gün artmada şâhret-ü şânı

Erişti hamd-ola tevfik-i Yezdan

Nim nigâhla kahreyledi düşmanı

 

Safa ile dâim olsun demlerde

Tab’ına muvafık hep vezirler de

Pervâne-veş döndü sâdık beyler de

Silde zikrettiler ulu Subhânı

 

Niyazımız budur Bârî Hüdâ’dan

Zerre dûr etmesin zevk-ü safadan

Hayır dua aldı çok evliyâdan

Bir şahlar şahından tuttu dâmanı

……

Asâkir el vurdu birden tüfenge

Bir eşref saatte başlandı cenge

Deryalar boyandı gayrı bir renge

Top sadası tuttu ol âsumanı

 

Düşmanın cisminde eridi yağlar

Bir ateş püskürdü, tutuştu dağlar

Mevlâ’nın aşkına vurun ağalar

İşte budur cengin yolu, erkânı

Tahir Paşa dedi: “Narün minellah”

Zerece düşmana etmez eyvallah

Pâdişah yoluna hasbeten-lillah

Fedâ eylemektir maksûdu canı

 

Seni ben bilirim zâtı ey pelit

Ne kadar söz söylense alamzsın öğüt

Bununla yezitlik ettin kaç nöbet

Yine kendin gördün vâfir ziyanı

Hüdâ hıfz eylesin her kazalardan

Bir kılınç kuşandı eyliyâlrdan

İntikam alırız hep a’dâlardan

Kullarına vermiş emr ü fermânı

 

Çok şükür bir nizam verdi Girid’e

Fethine yazmışlar nice cerîde

Sene bin iki yüz elli yedide

Selimî söyledi böyle destanı.

 

Elçin, Şükrü (1988). Akdeniz’de ve Cezayir’de Türk Halk Şairleri. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay. 194-197.