ŞEM'Î, Prizrenli Şem'î

(d. ?/? - ö. 936/1529-1530)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

 Şem'î, şimdi Kosova sınırları içinde yer alan Prizren'de dünyaya geldi. Biyografik kaynaklarda doğum tarihine ulaşılamadı. Şairin asıl adı da bilinmemektedir. Bazı kaynaklarda Şem 'î mahlasının yanında Şem'ullâh isminin olduğu söylenmektedir. Ancak bu mahlas yüzyılın sonlarında vefat eden III. Mehmed ve III. Murad dönemlerinde yaşayan Mustafa Şem'î'ye aittir. Kaynaklarda Prizrenli şair Şem'î ile Mesnevî şarihi Mustafa Şem'î karıştırılmıştır. Mustafa Şem'î'ye ait olan eserler, Prizrenli Şem'î'ye ait gösterilmiştir.

Prizrenli Şem'î'nin ailesi hakkında da elimizde bilgi yoktur. Biyografik kaynaklarda şairin belli bir mesleğe sahip olmadığı söylenir. Şem'î eğitimini memleketinde gördükten sonra İstanbula geldi. Burada Vezir Piri Paşa'ya intisap etti ve onun yardımlarını gördü. Mevleviliğe intisap etti. Derviş olarak münzevi bir hayat sürdü. Şeyh Vefâ'ya bağlı Ali Dede'nin halifesi olup Edirne'de, debbağlar içindeki Şeyh Muslihiddin dergahına bir müddet şeyh olarak atandı. İstanbul'da vefat etti ve Şeyh Vefâ Haziresine gömüldü. Şem'î'nin ölümü tezkirelerde ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Meşâirü'ş-şuâra'da ölümü hakkında şunlar söylenmektedir: Hasta ve yorgun değilken, vücudunda bir yarası da yokken başı bile ağrımıyorken, bir gece eline bir mum alıp dergâhın dervişlerini ve pek çok arkadaşını çağırmış ve onlara " Bu gece Şem'î'nin şebistanı vardır" demiş. Dergâhtaki bütün mumları yakarak " dostlar siz zikredin ben biraz yatayım" diyerek istirahat etmek üzere yatmış. Oradakiler bir süre zikir ve mukabele ile meşgul olduktan sonra Şem'î'yi uyandırmak için gelmişler. Birkaç defa uyandırmak için çağırdıklarında Şem'î uyanmayınca "uyku ölümün kardeşidir" kendini uykuya ne kadar kaptırmış diye düşünmüşler. Tekrar uyandırmak isteyince görürler ki vücut gözünü uyku eceli almış ve uyanması kıyamet sabahına kalmış. Şem'î 936/ 1529-1530 tarihinde vefat etmiştir. Vefatının Sicill-i Osmânî'de 931 olarak gösterilmesi yanlıştır. Osmanlı Müelliflerinde vefat tarihinin 1000 gösterilmesi de şairin mesnevi şarihi Mustafa Şem'î ile karıştırılmış olmasındandır. Ölümüne Edirneli Nazmî : " Meskenin nûr ide Şem'î ol Ahad (936)" mısraını tarih düşürmüştür.

Tezkirelerde şairin zayıf, solgun yüzlü, hastalıklı bir bünyeye sahip olduğu anlatılmaktadır. Ayrıca rind-meşrep bir şair olduğu söylenir. Künhü'l-ahbâr'ın tezkire kısmında şairin rindliği hakkında meşhur olan şu anekdot yer almaktadır:

Bir gün Şem'î ile kendisi gibi şair olan arkadaşı Mesihî Galata'ya giderler. Orada güzelleri görebilmek için bir kiliseye uğrarlar. Onların bu durumunu gören başka bir şair, meşhur olan şu murabbayı söyler:

Galata'da Mesihî deyre gitmiş

Meger Şem'î anunla birle varmış

İşidenler galat idüp dediler

Mesîhî kiliseye mum iletmiş

Şairin rind-meşrep yaradılışı örneklere aldığımız şiirlerinden de belli olmaktadır.

 Biyografik kaynaklarda Prizrenli Şem'î ile Mesnevi şarihi Mustafa Şem'î'nin karıştırılması İsmail Ünver'e göre Esrar Dede'nin Mevlevî olan her iki Şem'î'yi tek kişi sanarak eserine alması ve diğer kaynakların da bu yanlışı aktarması nedeniyle ortaya çıkmıştır. Bu yanlışlık, eski kaynaklardan modern kaynaklara kadar sürmüştür.

Her ne kadar şairin, Mesnevî, Hâfız divanı, Gülistan, Bostan, Pend-i Attar, Sebhatü’l-ebrâr, Baharistan, Tuhfetü’l-ahrâr, Mantıku’t-tayr gibi tasavvufi eserlere yazdığı şerhler ile tanındığı kaynaklarda belirtilse de aslında bu eserler Mustafa Şem'î'ye aittir. Ayrıca Divan’ı ve mensur Tuhfetü’l-âşıkîn adlı bir eseri olduğu da söylenir (1998: 129). Karavelioğlu ise şairin tek eserinin Divan’ı olduğunu ifade ederek Türkiye’deki yegâne nüshasının Prof. Dr. Hayati Develi’nin özel kütüphanesinde bulunduğunu dile getirmiştir (Karavelioğlu 2012: 79). Şairin bu divanı üzerine bir doktora çalışması yapılmıştır.

Kaynakça

Açık N. (2007). Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C.8. Ankara: AKM Yay.

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latifî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nüzemâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay.

İpekten Haluk vd. (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.

İsen, Mustafa (1998). Sehî Bey Tezkiresi Heşt-Bihişt. Ankara: Akçağ Yay.

İsen, Mustafa (hzl.) (1994).  Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.

Karavelioğlu, Murat Ali, (hzl.) 2005. On Altınca Yüzyıl Şairlerinden Prizrenli Şem’î’nin Divânının Edisyon Kritiği ve İncelenmesi. Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i NâilîDîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Tatçı, Mustafa (hzl.) (2003). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri I-II-III. Ankara: Bizim Büro Yay.

Ünver, İsmail (1985). “Şem'î Şem'ullâh”. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. (XLIX): 38-43.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. VOLKAN KARAGÖZLÜ
Yayın Tarihi: 27.10.2013
Güncelleme Tarihi: 03.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Yâr ile mey içen kişi ağyârı neylesün

Bülbül ki hem-dem oldı güle hârı neylesün

Anmaz hatun gubârını sâkî lebün emen

Gül gibi mey içen kişi esrârı neylesün

Tutam ki başa çıkdı gönül zülf-i yâr ile

Ol gamzelerle çeşm-i siyeh-kârı neylesün

Dünyâya çünki her kişi uryân gelür geçer

Ey hâce Şem'î cübbe vü destârı neylesün

XXX

'Âr idermiş beni öldürmege ol sîm-tenüm

Varayum yalvarayum bonuma takup kefenüm

Hulle-i Cennet olursa çekeyüm çâk ideyüm

Dem-i vuslatda bana hâil ola pîrehenüm

Çekeyüm pâdişehüm kendi elümle resenüm

Duyamaz girsem eger mûr-ı zaîfün gözüne

Ey Süleymân-ı salân şöyle hayâl oldı tenüm

Şem'i'yem kûşe-i mey-hâneyi virmem felege

Gülşen-i bâğ-ı Cinândan bana yegdür vatanum

XXX

Ey derd-i ışka şerbet-ile isteyen devâ

Var çâre eyle kendüne yetmiş senün sana

Gam-hânesini mesken ider gönlümün gelür

Yir gök götürmedügi kazâdan gelen belâ

Âşık odur ki eyleye bir nâza bin niyâz

Ma'şûk odur ki eyleye bin cevre bir vefâ

Şem'î ruhunla oldı gönül câmı pür-sürûr

Cân bezmi câm-ı la'lün-ile oldı pür-safâ

Şem'î kişide gevher-i bahr-i hüner gerek

Ol şehriyâr-ı hüsne ola ta kim âşinâ

XXX

Kaldı ayakda safâ kandîli yandırmak gerek

Bu mahabbet şem'ini başdan uyandırmak gerek

Teşnedür 'âlem şarâb-ı 'ışka kandırmak gerek

Teşnedür 'âlem şarâb-ı 'ışka kandırmak gerek

Câm-ı Cem sun sâkiyâ Sultân Süleymân devridür

Bir perî yüzlü melekdür iki 'âlemden murâd

Yoksa bu fânî cihândan almadı bir kimes dad

Kanı Keyhusrev kan Kayser ya kanı Keykubâd

Câm-ı Cem sun sâkiyâ Sultân Süleymân devridür

 (Karavelioğlu, Murat Ali (hzl.) (2005). On Altıncı Yüzyıl Şairlerinden Prizrenli Şem'înin Divânının Edisyon Kritiği ve İncelenmesi. Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SÛZÎd. 1455-1465 - ö. 29 Ekim 1524Doğum YeriGörüntüle
2Fahri Mermerd. 1950 - ö. 2001Doğum YeriGörüntüle
3Ethem Baymakd. 1952 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4SÛZÎd. 1455-1465 - ö. 29 Ekim 1524Doğum YılıGörüntüle
5Fahri Mermerd. 1950 - ö. 2001Doğum YılıGörüntüle
6Ethem Baymakd. 1952 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7SÛZÎd. 1455-1465 - ö. 29 Ekim 1524Ölüm YılıGörüntüle
8Fahri Mermerd. 1950 - ö. 2001Ölüm YılıGörüntüle
9Ethem Baymakd. 1952 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10SÛZÎd. 1455-1465 - ö. 29 Ekim 1524Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Fahri Mermerd. 1950 - ö. 2001Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Ethem Baymakd. 1952 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13SÛZÎd. 1455-1465 - ö. 29 Ekim 1524Madde AdıGörüntüle
14Fahri Mermerd. 1950 - ö. 2001Madde AdıGörüntüle
15Ethem Baymakd. 1952 - ö. ?Madde AdıGörüntüle