SİNÂNOĞLI, İbn Sinân, Hâceoğlı, Hocaoğlı

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Sinânoğlı’nın nerede, ne zaman doğduğu, asıl adının ne olduğu, ömrünü nerede ve hangi işle geçirdiği bilinmemektedir. Bugün elde onunla ilgili çok az bilgi mevcuttur. Eserlerinden 15. yüzyılda yaşadığı anlaşılan şair, “Sinânoğlı”, “İbn Sinân” ve “Hâceoğlı/Hocaoğlı” mahlaslarını kullanmaktadır. “Sinânoğlı” mahlasının yer yer “za’if” kelimesi ile birlikte kullanılması kimi kayıtlarda müellifin adının “Sinânoğlı Za’ifî” olarak kaydedilmesine yol açmıştır (Solmaz 2013: 2-3). Ayrıca Ümîzü’l-Müznibîn’in baştan ve sondan eksik kimi nüshalarında adının sadece “Hâceoğlı/Hocaoğlı” şeklinde geçmesi, “Sinânoğlı” ile “Hâceoğlu/Hocaoğlu”nun iki ayrı mevlid şairi kabul edilmesi (Aksoy 2002: 759; Mazıoğlu 1974: 61-62; Köksal 2011: 60; Kiraz 2011: 1-6) yanılgısına sebep olmuştur. Oysa “Hâceoğlı/Hocaoğlı” mahlasının geçtiği metinlerin Ümîzü’l-Müznibîn’in parçaları olduğu nüshaların karşılaştırılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Şairin babasının adının “Sinân” mesleğine binaen unvanının da “Hâce/Hoca” olması, 15. yüzyılda bunları kendinde cem eden Hoca Sinân Paşa’nın (1440?-1486) oğlu olabileceğini düşündürse de kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Seyyid Buhârâ’dan bahseden iki gazelinden anlaşıldığına göre o, Emir Sultân Dergâhı’nın müritlerindendir. Ümîzü’l-Müznibîn’de, düğünlerin ve özellikle sünnet düğünlerinin İslâmî olmayışını söylemesi ve bu hususta din adamları ile halkı yermesi de Emir Sultân’ın halifesi ve halefi Hasan Hâce’nin menkıbesiyle (Uyğur 2013: 286) uyuşmaktadır . Bu bağlılık sebebiyle şairin en azından bir süre Bursa’da yaşadığı sonucunu çıkarmak mümkündür. Sinânoğlı’nın eserleri şunlardır:

Ümîzü’l-Müznibîn: Eser, 7 Şaban 883/3 Kasım 1478 tarihinde tamamlanmıştır. Aruz vezninin “mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün” kalıbıyla yazılmış bu mesnevinin tam ve noksan yirmiden fazla nüshası mevcuttur. Nüshaları arasında uzunluk bakımından ciddi farklar bulunsa da metin 2400 beyit civarındadır. Manzumenin sade ve anlaşılır bir dili vardır. Hz. Peygamber’in ruhunun yaratılmasından vefatına kadar pek çok olayın anlatıldığı esere canlılık katmak için aralara üç kaside, on üç gazel serpiştirilmiştir. Ümîzü’l-Müznibîn üzerinde Vesîletü’n-Necât’ın etkisi hissedilmektedir (Solmaz 2013: 5). Manzumenin farklı nüshaları üzerine iki bitirme (Ger 1969; Koca 2009) ve bir yüksek lisans tezi (Kiraz 2011) yapılmış; Abdullah Uçman nüshası, çeviri yazısı ve tıpkıbasımıyla birlikte yayımlanmıştır (Uçman vd. 2013).

Mu’cizât-ı Mustafâ: Eserin biri Mevlid-i Nebî ismiyle “İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi Şevket Rado Yazmaları R 000488”de, diğeri “Millî Kütüphane 06 Mil Yz A 3367”deki Mecmû’a’nın 75b-99b yaprakları arasında yer alan iki nüshası mevcuttur. Millî Kütüphane’deki nüshada Mu’cizât-ı Mustafâ’dan önce Sinânoğlu’nun Mevlid’inin yer alması ikisinin aynı eser olduğu (Kiraz 2011: 13; Solmaz 2013: 3) fikrine sebep olmuştur. Aruz vezninin “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla ve mesnevî nazım şekliyle kaleme alınan manzumenin “Gönlüm eydür Türkî dilce sen bunı / Sonra hayr ile analar tâ seni” ifadesinden tercüme olduğu anlaşılmaktadır (Uçman vd. 2013: 18-19).

Bunların yanı sıra şairin, “Milli Kütüphane 06 Mil Yz. A 3367”de kayıtlı mecmuada yer alan ve Mu’cizât metnine dâhil olduğu düşünülen, yedisi Sinânoğlı, dördü İbn-i Sinân mahlaslı,ikisi mahlassız 13 gazeli mevcuttur. Dinî konuların ele alındığı bu gazeller Ümîzü’l-Müznibîn’dekilerle de benzeşmektedir (Uçman vd. 2013: 19-31). Yazdıklarından döneminin ilimlerini tahsil ettiği, Arapça ve Farsça bildiği anlaşılan Sinânoğlı’nın sanat anlayışı, zamanının tekke edebiyatı mümessilleri Hasan Hâce, Eşrefoğlu Rûmî, Hâcı Bayram Velî, Akşemseddîn, Yahyâ b. Bahşî ile paralellik göstermektedir. Sanatı, toplumun eğitiminde bir araç olarak benimseyen müellifin eserlerinde kullandığı dil de bu anlayışına uygun olarak sade ve samimidir. 

Kaynakça

Aksoy, Hasan (2002). “Türk Edebiyatında Mevlidler”. Türkler. C. 11. Ankara: Yeni Türkiye Yay. 758-761.

Ger, Yüksel (1969). Hoca Oğlu’nun Mevlidi (Transkripsiyonlu Metin ve İndeks). Mezuniyet Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Kiraz, Ahmet (2011). Sinanoğlu, Ümîdü’l-Müznibîn (Giriş-Çeviri Yazılı Metin-İnceleme-İndeks). Yüksek Lisans Tezi. Tokat: Gaziosmanpaşa Üniversitesi.

Koca, Selcen (2009). Sinânoğlu Mevlidi - Ümmîdü’l-Müznibîn (İnceleme-Metin). Lisans Tezi. Kırşehir: Ahi Evran Üniversitesi.

Köksal, Fatih (hzl.) (2011). Mevlid-nâme. Ankara: TDV Yay.

Mazıoğlu, Hasibe (1974). “Türk Edebiyatında Mevlid Yazan Şaîrler”. Türkoloji Dergisi 6 (1): 31-62.

Mecmû’a. Millî Kütüphane. Yz. A 3367.

Solmaz, Ali Osman (2013). “Sinanoğlu’nun Ümîdü’l-Müznibîn Adlı Eseri ve Eserde Vesîletü’n-Necât’ın İzleri”. A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (49): 1-8.

Uçman, Abdullah, H. Koncu, M. Çakır (hzl.) (2013). Sinanoğlu Mevlidi (Ümîzü’l-Müznibîn). İstanbul: Kitabevi.

Uyğur, Sinan (2013). “Hasan Hâce B. Yûsuf (Rumeli-Yenişehir, 138?-Kudüs, 1441) ve Eserleri”. EKEV Akademi Dergisi (57): 283-294.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SİNAN UYĞUR
Yayın Tarihi: 28.05.2014
Güncelleme Tarihi: 21.07.2022

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Benüm bu cânıma cânân bugün Seyyid Buhârâdur

Gönül tahtında hem sultân bugün Seyyid Buhârâdur

 

Hayâli gönlümün hergiz gözümden hâlî olmaz hîç

Garîb gönlüme hem mihmân bugün Seyyid Buhârâdur

 

Buhârâdan çıkup bir nûr diyâr-ı Ruma inüben

Burusada tutan evtân bugün Seyyid Buhârâdur

 

Kemer indürmeyüp belden boyun büküp kılup zârî

Riyâzet bahrına ummân bugün Seyyid Buhârâdur

 

Sırât-ı müstakîm üzre bugün şehbâz olan sultân

Tarîk-i Hak’da hem merdân bugün Seyyid Buhârâdur

 

Dilerem ben de zâhirde mezârına yüzüm sürem

Velî cân üzre od uran bugün Seyyid Buhârâdur

 

Eşigi tozını sürme gözüne çek Sinânoğlı

Ki zîrâ dertlere dermân bugün Seyyid Buhârâdur

(Mecmû’a. Millî Kütüphane. Yz. A 3367. vr. 101b.)

 

Ümîzü’l-Müznibîn’den

Gazel

O bir sultân durur anı bize gönderdi ol Hallâk

Gelüp dünyâ sarâyını tamâmet eyledi işrâk

 

Gelüp bildürdi ahkâmın Huzâ’sınun pes ol sultân

Kamu âlem kulı olup severlerdi ale’l-eşvâk

 

Dutupdı âlemi zulmet gelüp kıldı münevver hep

Götürdi zulmetin küfrin kim itdi berk gibi berrâk

 

Gelüp gidince ol sultân ki hulk idi işi dâyim

Hem incitmedi hîç kimse olıdı ma’den-i ahlâk

 

Gelüp bu fânî evde ol bir iki gün karâr itdi

Rücû’ idüp girü Hakk’a bekâya eyledi ilhâk

 

Gel iy ümmet olan ana dut anun sünnetin dâyim

Yüzin gösterde ol sultân yirüni eyleye uçmak

 

Dilersen kim vefâ ide sana ol şâh-ı kevneynün

Dutup şer’ini yolunda idegör mâlunı infâk

 

Anun kapısınun gayrıya muhtâc eyleme yâ Rab

Sinânoğlı za’îfüni ki sensin Kâsımü’l-erzâk

 

Rızâna duş idüp anı ferah kıl yarın iy Sübhân

Hisâb idüp cehennemde sen anı eyleme ihrâk

 

İlâhî bu za’îf ümmet habîbün adın işidüp

Salâtıla selâm idüp çağırurlar yakın ırak

 

Habîbün hürmeti hakkı bulara lutfıla yâ Rab

Bağışlayup günâhların cehennemden sen it i’tâk

Uçman, Abdullah, H. Koncu, M. Çakır (hzl.) (2013). Sinanoğlu Mevlidi (Ümîzü’l-Müznibîn). İstanbul: Kitabevi Yay. 201.