Madde Detay
SIRRÎ, Mehmed Sırrî Efendi
(d. ?/? - ö. 982/1574)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Memleketi kaynakların ittifakıyla Trabzon’dur. Asıl adı Mehmed’dir. Yalnız Hasan Çelebi ismini Muhammed olarak vermektedir (Sungurhan Eyduran, 2009: 387). Bunu, Mehmed ve Muhammed kelimelerinin Arap harfleriyle yazılışının aynı olması ve tercihe göre kullanılmasından kaynaklanan bir durum olarak görebiliriz. Diğer taraftan Aşık Çelebi’de ismi “Muzaffer” olarak geçmektedir (Kılıç 2010:961). Nitekim şair “Muzaffer Sırrısı” olarak meşhurdur (Sungurhan Eyduran 2009: 387; İsen, 1994:309). Karadeniz bölgesinde bu tür hitaplar mevcuttur. Hasan Alisi ifadesi Ali’nin Hasan’ın oğlu olduğunu bildiren yöreye özel bir kullanımdır. Dolayısıyla Aşık Çelebi’de geçen “ismi Muzaffer’dir” ibaresi lakabına nispetle yazılmış olmalıdır. Sırrî’nin ailesi ile ilgili bir bilgi bulunmamakla beraber lakabına bakarak babasının Muzaffer adında biri olduğu söylenebilir.
Eğitiminin ardından bazı katipliklerde bulundu. Şehzade Sultan II. Selim’in hizmetkârlarından Celal Bey ile tanışarak onun sohbet meclislerinin müdavimi oldu. Âlî, onun bazen Celal Bey’in elinin sıkılığından, az yardım etmesinden şikayet ettiğini nakleder (İsen 1994:309).
Sırrî, Sultan III. Murad şehzade iken de onun hizmetinde bulundu. Sultan III. Murad hüsn-i hattı Mehmed Sırrî Efendi’den meşk etti. Rumeli Beylerbeylerinden olan Hasan Paşa şairin çeşitli ilim ve kabiliyetlerle dolu olduğunu görüp şairi katip yaptı. Hasan Paşa vefat ettikten sonra bir müddet zorluk çekti, sıkıntıya düştü. Dönemin önemli merkezlerinden Kütahya’ya gitti. Sultan III. Murad padişah olunca Sırrî’yi divan katipliğine getirdi . Fakat Mehmed Sırrî Efendi, Sultan III. Murad’ın tahta çıktığı 1574 yılı içinde vefat etti. Çok genç yaşta vefat eden şair için Bursalı Cinânî: “Gitti Sırrî mülk-i ukbâya” (982/1584) tarihini düşürmüştür.
Dönemin ünlü hocalarından Yahya Çelebi’nin hizmetinde bulunması ve ondan ders alması ilmî kişiliğinin oluşmasında etkili olmuştur. Başarılı bir şair olan Sırrî aynı zamanda iyi bir hattattır. Yazısı herkes tarafından begenilen yetenekli bir katip olarak tanınmıştır. Yazdığı her satırın piyasaya sürülen değerli bir ürün gibi rağbet gördüğü belirtilir. Bütün hat çeşitlerinde başarılı olmakla beraber özellikle nestalik yazısı çok beğenilmiştir.
Kaynaklar Türkçe yazan Sırrî’nin şiirinin çok beğenildiğini kaydeder. Dili güzel kullanması, hoş ve ferah ifadeler bulması devrinde herkesin ilgisini çekmiştir. Çok yetenekli ve hünerli oluşu begenilmesinde etkili olurken, hoş sohbet biri olması da onun devlet ricali tarafından kabul görmesine vesile olmuştur.
Bütün tezkirecilerin birleştiği nokta genç yaşta vefat etmesinin daha güzel eserler vermesine engel olduğudur. Şiirlerinin çok güzel ve sözlerinin çok etkili olduğu kabul edilir. Ömrü vefa etseydi büyük bir şair olmakla beraber bir çok eser de verebileceği nakledilir.
Kaynakça
Açıkgöz, Namık (1982). Riyazü’ş-Şu’arâ. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.
Albayrak, Hüseyin (2010). Trabzonlu Divan Edebiyatı Şairleri. İstanbul: Trabzon Belediyesi Kültür Yay.
Gönel, Hüseyin (2010). "Trabzonlu Sırrî as an Example of Poets in Divan Literature". 2nd ISSD Social Science Proceedings 2: 412-145.
İpekten, Haluk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu, T. Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.
Karatay, Halit (2008). Hattat Dîvân Şâirleri. Ankara: Akçağ Yay.
Kayabaşı, Bekir (1996). Kafzâde Faizî’nin Zübdetü’l-Eş’âr’ı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Ȃşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ. C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî. Ankara: Bizim Büro Yay.
Müstakimzâde Süleyman Sadeddin (1928). Tuhfe-i Hattatîn. Hzl. İbnül Emin Mahmud Kemal Bey. İstanbul: Devlet Matbaası.
Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay.
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-215416/h/giris.pdf (Erişim Tarihi: 02.02.2014).
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219121/h/girishc.pdf (Erişim Tarihi: 02.02.2014).
Şemseddin Sami (1996). Kamusu’l A’lâm. Ankara: Kaşkar Neşriyat.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HÜSEYİN GÖNELYayın Tarihi: 06.03.2014Güncelleme Tarihi: 28.10.2020Eserlerinden Örnekler
Kanı hâk-i rehün âhumla berbâd itdügüm demler
Anılmaz mı ser-i kûyunda feryâd itdügüm demler
Gözümde uçar oldı ol tezerv-i şîve- kârumla
Dem-â-dem murg-ı cânı gamdan âzâd itdügüm demler
Akar cûy-ı sirişküm kâmet-i dil-cûyun andukça
Tolar kan ile çeşmüm la‘lini yâd itdügüm demler
*
Şehâ çeşm-i çerâg-ı âlem-i nûr-ı basarsın sen
Nazîrün görmedüm bir merdüm-i sâhib-nazarsın sen
Görüp ben nâtüvânın kaçma lutf it ey perî-peyker
Seni görsem vücûdum mahv olur kimden kaçarsın sen
*
Âsitân-ı gayre yüz sürmem kapundan sürseler
Dönmezem yolunda olmaktan eger öldürseler
*
Ne nümâyiş var ola serv-i hırâmânunda
Sevr- kadler katı alçak görinür yanunda
*
Nedür çok böyle incinmek dil-i şeydâya sultânum
Nedür bâ’is bu denlü nâz ü istignâya sultânum
Revâ mı rû-siyehler sâye-veş yanunca salınmak
Yazıklar hâsılı ol kâmet-i bâlâya sultânum
*
Kûşe-i meylde olsa yirimüz gam yimezüz
Zevkimüz kûşesidür ol bezm ey zâhid-i hâr
*
Sâf-dil mi bulınur câm-ı musaffâdan yeg
Pâk-meşreb mi olur sâgar-ı sahbâdan yeg
Kanı bir sünbül-i hoş-bû bu cihân bâgında
Ârız-ı yâre düşer zülf-i semensâdan yeg
*
Meded o kaddi çenârum vefâdan el çekdi
El ucı ile olan merhabâdan el çekti
*
Sünbülün gül üzre kim pür-pîç ü tâb olmakdadur
Rûy-ı maksâda kara bahtım nikâb olmakdadur
*
Gam-ı cânânı âşıklar dem-i ukbâya virmezler
Bugün nakdi koyup dil nisye-i ferdâya virmezler
Bu deyr içre Mesîhâ dirilenler Tanrı hakkı çün
Ölürler bir puta cân virmeye dünyâya virmezler
Mey ü mahbûb zevkin anlayan şevk ehli âşıklar
Şarâb kevserleri dilberleri hûrâya vermezler
Metâ’-ı vasl-ı yâre nakd-i cân vir ölmeden seni
Ki dâ’im ömr gibi sana bir sermâye virmezler
*
Eşk-i çeşmün akıdup tenhâda inkâr eyleme
Ol senün ey Sırri yüzünden gözünden akayor
*
Seyr it habâbı dîde-i ibretle bir nazar
Gûyâ ki kaldı sâgar-ı meyde Cem’in gözi
*
Saklaram aşkın derûn-ı sînede cânum gibi
Kâfirem aşkın senin sevmezsem imânum gibi
*
Cân derdi sanma hicr ile vardı huzûra Kays
Benden sorun firâk-ı elemin ol dahi uyur
*
Hevâ-yı kaddün ile yollarunda hâk oldum
Gam-ı dehânun ile yok yire helâk oldum
*
Cefâ vü cevr ile sanman gönül kalur yâre
Ne cevri var ise kılsun gönül ana kalmaz
*
Tutalum ey serv-kad seyr-i çemen lâzım gelür
Her dem agyâr ile seyr itmek neden lâzım gelür
İşiginden ol şehün lâzım gelürse gitmezüz
Ben de bildüm Sırrı’ya terk-i vatan lâzım gelür
*
Âlem-i ma‘nîde mir‘ât-ı ruhun seyr eyleyüp
Yapdılar üstâdlar âyîne-i İskender’i
(Gönel, Hüseyin (2010). "Trabzonlu Sırrî as an Example of Poets in Divan Literature". 2nd ISSD Social Science Proceedings 2: 412-145.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 06.03.2014Güncelleme Tarihi: 28.10.2020Eserlerinden Örnekler
Kanı hâk-i rehün âhumla berbâd itdügüm demler
Anılmaz mı ser-i kûyunda feryâd itdügüm demler
Gözümde uçar oldı ol tezerv-i şîve- kârumla
Dem-â-dem murg-ı cânı gamdan âzâd itdügüm demler
Akar cûy-ı sirişküm kâmet-i dil-cûyun andukça
Tolar kan ile çeşmüm la‘lini yâd itdügüm demler
*
Şehâ çeşm-i çerâg-ı âlem-i nûr-ı basarsın sen
Nazîrün görmedüm bir merdüm-i sâhib-nazarsın sen
Görüp ben nâtüvânın kaçma lutf it ey perî-peyker
Seni görsem vücûdum mahv olur kimden kaçarsın sen
*
Âsitân-ı gayre yüz sürmem kapundan sürseler
Dönmezem yolunda olmaktan eger öldürseler
*
Ne nümâyiş var ola serv-i hırâmânunda
Sevr- kadler katı alçak görinür yanunda
*
Nedür çok böyle incinmek dil-i şeydâya sultânum
Nedür bâ’is bu denlü nâz ü istignâya sultânum
Revâ mı rû-siyehler sâye-veş yanunca salınmak
Yazıklar hâsılı ol kâmet-i bâlâya sultânum
*
Kûşe-i meylde olsa yirimüz gam yimezüz
Zevkimüz kûşesidür ol bezm ey zâhid-i hâr
*
Sâf-dil mi bulınur câm-ı musaffâdan yeg
Pâk-meşreb mi olur sâgar-ı sahbâdan yeg
Kanı bir sünbül-i hoş-bû bu cihân bâgında
Ârız-ı yâre düşer zülf-i semensâdan yeg
*
Meded o kaddi çenârum vefâdan el çekdi
El ucı ile olan merhabâdan el çekti
*
Sünbülün gül üzre kim pür-pîç ü tâb olmakdadur
Rûy-ı maksâda kara bahtım nikâb olmakdadur
*
Gam-ı cânânı âşıklar dem-i ukbâya virmezler
Bugün nakdi koyup dil nisye-i ferdâya virmezler
Bu deyr içre Mesîhâ dirilenler Tanrı hakkı çün
Ölürler bir puta cân virmeye dünyâya virmezler
Mey ü mahbûb zevkin anlayan şevk ehli âşıklar
Şarâb kevserleri dilberleri hûrâya vermezler
Metâ’-ı vasl-ı yâre nakd-i cân vir ölmeden seni
Ki dâ’im ömr gibi sana bir sermâye virmezler
*
Eşk-i çeşmün akıdup tenhâda inkâr eyleme
Ol senün ey Sırri yüzünden gözünden akayor
*
Seyr it habâbı dîde-i ibretle bir nazar
Gûyâ ki kaldı sâgar-ı meyde Cem’in gözi
*
Saklaram aşkın derûn-ı sînede cânum gibi
Kâfirem aşkın senin sevmezsem imânum gibi
*
Cân derdi sanma hicr ile vardı huzûra Kays
Benden sorun firâk-ı elemin ol dahi uyur
*
Hevâ-yı kaddün ile yollarunda hâk oldum
Gam-ı dehânun ile yok yire helâk oldum
*
Cefâ vü cevr ile sanman gönül kalur yâre
Ne cevri var ise kılsun gönül ana kalmaz
*
Tutalum ey serv-kad seyr-i çemen lâzım gelür
Her dem agyâr ile seyr itmek neden lâzım gelür
İşiginden ol şehün lâzım gelürse gitmezüz
Ben de bildüm Sırrı’ya terk-i vatan lâzım gelür
*
Âlem-i ma‘nîde mir‘ât-ı ruhun seyr eyleyüp
Yapdılar üstâdlar âyîne-i İskender’i
(Gönel, Hüseyin (2010). "Trabzonlu Sırrî as an Example of Poets in Divan Literature". 2nd ISSD Social Science Proceedings 2: 412-145.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 28.10.2020Eserlerinden Örnekler
Kanı hâk-i rehün âhumla berbâd itdügüm demler
Anılmaz mı ser-i kûyunda feryâd itdügüm demler
Gözümde uçar oldı ol tezerv-i şîve- kârumla
Dem-â-dem murg-ı cânı gamdan âzâd itdügüm demler
Akar cûy-ı sirişküm kâmet-i dil-cûyun andukça
Tolar kan ile çeşmüm la‘lini yâd itdügüm demler
*
Şehâ çeşm-i çerâg-ı âlem-i nûr-ı basarsın sen
Nazîrün görmedüm bir merdüm-i sâhib-nazarsın sen
Görüp ben nâtüvânın kaçma lutf it ey perî-peyker
Seni görsem vücûdum mahv olur kimden kaçarsın sen
*
Âsitân-ı gayre yüz sürmem kapundan sürseler
Dönmezem yolunda olmaktan eger öldürseler
*
Ne nümâyiş var ola serv-i hırâmânunda
Sevr- kadler katı alçak görinür yanunda
*
Nedür çok böyle incinmek dil-i şeydâya sultânum
Nedür bâ’is bu denlü nâz ü istignâya sultânum
Revâ mı rû-siyehler sâye-veş yanunca salınmak
Yazıklar hâsılı ol kâmet-i bâlâya sultânum
*
Kûşe-i meylde olsa yirimüz gam yimezüz
Zevkimüz kûşesidür ol bezm ey zâhid-i hâr
*
Sâf-dil mi bulınur câm-ı musaffâdan yeg
Pâk-meşreb mi olur sâgar-ı sahbâdan yeg
Kanı bir sünbül-i hoş-bû bu cihân bâgında
Ârız-ı yâre düşer zülf-i semensâdan yeg
*
Meded o kaddi çenârum vefâdan el çekdi
El ucı ile olan merhabâdan el çekti
*
Sünbülün gül üzre kim pür-pîç ü tâb olmakdadur
Rûy-ı maksâda kara bahtım nikâb olmakdadur
*
Gam-ı cânânı âşıklar dem-i ukbâya virmezler
Bugün nakdi koyup dil nisye-i ferdâya virmezler
Bu deyr içre Mesîhâ dirilenler Tanrı hakkı çün
Ölürler bir puta cân virmeye dünyâya virmezler
Mey ü mahbûb zevkin anlayan şevk ehli âşıklar
Şarâb kevserleri dilberleri hûrâya vermezler
Metâ’-ı vasl-ı yâre nakd-i cân vir ölmeden seni
Ki dâ’im ömr gibi sana bir sermâye virmezler
*
Eşk-i çeşmün akıdup tenhâda inkâr eyleme
Ol senün ey Sırri yüzünden gözünden akayor
*
Seyr it habâbı dîde-i ibretle bir nazar
Gûyâ ki kaldı sâgar-ı meyde Cem’in gözi
*
Saklaram aşkın derûn-ı sînede cânum gibi
Kâfirem aşkın senin sevmezsem imânum gibi
*
Cân derdi sanma hicr ile vardı huzûra Kays
Benden sorun firâk-ı elemin ol dahi uyur
*
Hevâ-yı kaddün ile yollarunda hâk oldum
Gam-ı dehânun ile yok yire helâk oldum
*
Cefâ vü cevr ile sanman gönül kalur yâre
Ne cevri var ise kılsun gönül ana kalmaz
*
Tutalum ey serv-kad seyr-i çemen lâzım gelür
Her dem agyâr ile seyr itmek neden lâzım gelür
İşiginden ol şehün lâzım gelürse gitmezüz
Ben de bildüm Sırrı’ya terk-i vatan lâzım gelür
*
Âlem-i ma‘nîde mir‘ât-ı ruhun seyr eyleyüp
Yapdılar üstâdlar âyîne-i İskender’i
(Gönel, Hüseyin (2010). "Trabzonlu Sırrî as an Example of Poets in Divan Literature". 2nd ISSD Social Science Proceedings 2: 412-145.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Kanı hâk-i rehün âhumla berbâd itdügüm demler
Anılmaz mı ser-i kûyunda feryâd itdügüm demler
Gözümde uçar oldı ol tezerv-i şîve- kârumla
Dem-â-dem murg-ı cânı gamdan âzâd itdügüm demler
Akar cûy-ı sirişküm kâmet-i dil-cûyun andukça
Tolar kan ile çeşmüm la‘lini yâd itdügüm demler
*
Şehâ çeşm-i çerâg-ı âlem-i nûr-ı basarsın sen
Nazîrün görmedüm bir merdüm-i sâhib-nazarsın sen
Görüp ben nâtüvânın kaçma lutf it ey perî-peyker
Seni görsem vücûdum mahv olur kimden kaçarsın sen
*
Âsitân-ı gayre yüz sürmem kapundan sürseler
Dönmezem yolunda olmaktan eger öldürseler
*
Ne nümâyiş var ola serv-i hırâmânunda
Sevr- kadler katı alçak görinür yanunda
*
Nedür çok böyle incinmek dil-i şeydâya sultânum
Nedür bâ’is bu denlü nâz ü istignâya sultânum
Revâ mı rû-siyehler sâye-veş yanunca salınmak
Yazıklar hâsılı ol kâmet-i bâlâya sultânum
*
Kûşe-i meylde olsa yirimüz gam yimezüz
Zevkimüz kûşesidür ol bezm ey zâhid-i hâr
*
Sâf-dil mi bulınur câm-ı musaffâdan yeg
Pâk-meşreb mi olur sâgar-ı sahbâdan yeg
Kanı bir sünbül-i hoş-bû bu cihân bâgında
Ârız-ı yâre düşer zülf-i semensâdan yeg
*
Meded o kaddi çenârum vefâdan el çekdi
El ucı ile olan merhabâdan el çekti
*
Sünbülün gül üzre kim pür-pîç ü tâb olmakdadur
Rûy-ı maksâda kara bahtım nikâb olmakdadur
*
Gam-ı cânânı âşıklar dem-i ukbâya virmezler
Bugün nakdi koyup dil nisye-i ferdâya virmezler
Bu deyr içre Mesîhâ dirilenler Tanrı hakkı çün
Ölürler bir puta cân virmeye dünyâya virmezler
Mey ü mahbûb zevkin anlayan şevk ehli âşıklar
Şarâb kevserleri dilberleri hûrâya vermezler
Metâ’-ı vasl-ı yâre nakd-i cân vir ölmeden seni
Ki dâ’im ömr gibi sana bir sermâye virmezler
*
Eşk-i çeşmün akıdup tenhâda inkâr eyleme
Ol senün ey Sırri yüzünden gözünden akayor
*
Seyr it habâbı dîde-i ibretle bir nazar
Gûyâ ki kaldı sâgar-ı meyde Cem’in gözi
*
Saklaram aşkın derûn-ı sînede cânum gibi
Kâfirem aşkın senin sevmezsem imânum gibi
*
Cân derdi sanma hicr ile vardı huzûra Kays
Benden sorun firâk-ı elemin ol dahi uyur
*
Hevâ-yı kaddün ile yollarunda hâk oldum
Gam-ı dehânun ile yok yire helâk oldum
*
Cefâ vü cevr ile sanman gönül kalur yâre
Ne cevri var ise kılsun gönül ana kalmaz
*
Tutalum ey serv-kad seyr-i çemen lâzım gelür
Her dem agyâr ile seyr itmek neden lâzım gelür
İşiginden ol şehün lâzım gelürse gitmezüz
Ben de bildüm Sırrı’ya terk-i vatan lâzım gelür
*
Âlem-i ma‘nîde mir‘ât-ı ruhun seyr eyleyüp
Yapdılar üstâdlar âyîne-i İskender’i
(Gönel, Hüseyin (2010). "Trabzonlu Sırrî as an Example of Poets in Divan Literature". 2nd ISSD Social Science Proceedings 2: 412-145.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | KORYANALI HÜSEYİN, Hüseyin Köse | d. 17.05.1938 - ö. 12.05.1996 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | İ. Hakkı Akçay | d. 01 Eylül 1933 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Yaşar Bedri Özdemir | d. 1 Ocak 1956 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | KORYANALI HÜSEYİN, Hüseyin Köse | d. 17.05.1938 - ö. 12.05.1996 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İ. Hakkı Akçay | d. 01 Eylül 1933 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Yaşar Bedri Özdemir | d. 1 Ocak 1956 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | KORYANALI HÜSEYİN, Hüseyin Köse | d. 17.05.1938 - ö. 12.05.1996 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | İ. Hakkı Akçay | d. 01 Eylül 1933 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Yaşar Bedri Özdemir | d. 1 Ocak 1956 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | KORYANALI HÜSEYİN, Hüseyin Köse | d. 17.05.1938 - ö. 12.05.1996 | Meslek | Görüntüle |
11 | İ. Hakkı Akçay | d. 01 Eylül 1933 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | Yaşar Bedri Özdemir | d. 1 Ocak 1956 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | KORYANALI HÜSEYİN, Hüseyin Köse | d. 17.05.1938 - ö. 12.05.1996 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | İ. Hakkı Akçay | d. 01 Eylül 1933 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Yaşar Bedri Özdemir | d. 1 Ocak 1956 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | KORYANALI HÜSEYİN, Hüseyin Köse | d. 17.05.1938 - ö. 12.05.1996 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | İ. Hakkı Akçay | d. 01 Eylül 1933 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Yaşar Bedri Özdemir | d. 1 Ocak 1956 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |