Madde Detay
Latife Tekin
(d. 31 Aralık 1957 / ö. -)
Romancı, öykücü, senarist
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Kayseri’nin Bünyan ilçesine bağlı Karacafenk Köyü’nde doğmuştur. Karacafenk’te geçirdiği çocukluğunun ilk devresinde olağanüstü ve grotesk bir yaşam tarzının etkisi altında kalmış, ilk romanlarında bu yaşam tarzının etkilerini belirgin biçimde ortaya koymuştur. 1966'da İstanbul’a göç eden Tekin ailesi şehrin gecekondu mahallelerinden birine yerleşmiştir. Latife Tekin, bu göçün ardından yoksulluk ve gecekondu yaşamının içinde kente ayak uydurabilmeye çabalamıştır. Yedi çocuklu ailenin liseyi bitirebilen tek bireyi olarak Tekin, ilk ve orta öğrenimine İstanbul’da devam etmiştir. 1974'te Beşiktaş Kız Lisesi’nden mezun olmuş, liseden sonra 1976-1977 yıllarında yaklaşık bir buçuk yıl İstanbul Telefon Başmüdürlüğü’nde memur olarak çalışmıştır. Doğum nedeniyle ayrıldığı işine bir daha geri dönmeyerek yazarlığı kendine uğraş edinmiştir.
1997’de Bodrum’a bağlı Gümüşlük beldesine yerleşen Tekin, değişik disiplinlerden kişi ve kuruluşların buluşmalarına ihtiyaç olduğunu düşünerek on üçü Ortadoğu ülkelerinden sekizi de Türkiye’den olmak üzere yirmi bir yaratıcı profesyonelle Gümüşlük Akademisi’nin kurulmasına öncülük etmiştir. 1997 yılından bu yana Gümüşlük’te yaşamakta olan yazarın romanlarının yanı sıra senaryo, deneme ve anı-öykü türünden eserleri vardır.
1984'de Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde beyaz perdeye aktarılan ve senaryosunu Latife Tekin’in yazdığı Bir Yudum Sevgi adlı film, 1984’te Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal, 1986’da Uluslararası İstanbul Sinema Günleri’nde En İyi Film ödülünü almıştır. Tekin 2004 yılında yayımlanan Unutma Bahçesi adlı romanıyla 2006 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır.
Edebiyat dünyasına 1983’te yayımlanan Sevgili Arsız Ölüm’le giren Latife Tekin, göç ve yoksulluk gibi temaları alışılmışın dışında dil ve anlatım olanaklarıyla işleyen farklı bir roman örneği vermiştir. Roman, Aktaş ailesinin Alacüvek Köyü’nden göçüp büyük şehrin varoşlarına yerleşmesini içeren yaklaşık yirmi beş yıllık yaşam mücadelesini roman kişilerinden biri olan ailenin küçük kızı Dirmit'in bakış açısından anlatır. Batıl inanışlar ve hurafelerle şekillenen köydeki hayat tarzını şehirde de sürdüren aile ciddi uyum sorunlarıyla karşılaşır. Kültürel ve ekonomik açmazlar içinde kalan Aktaş ailesinin yoksulluk ekseninde yaşadığı problemler, masalsı ve büyülü gerçekçi bir dille anlatılmıştır. Yazarın ilk romanında kullandığı dil ve anlatım teknikleri, Latin Amerika kaynaklı büyülü gerçekçi anlatıma benzetilmiş, kendisi de bu benzerliği “Marquéz bir yol açtı bana (…) ona minnet borcum var” (Özkırımlı1984: 6) sözleriyle onaylamıştır. Roman, Yüzyıllık Yalnızlık (1967) ile benzerlik gösterse de bu benzerlik olağanla olağanüstünün birbirine üstünlük sağlamaksızın bir arada oluşundan öte bir benzerlik değildir. Çünkü Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm’ü tamamen yerli malzemeyle dokunmuş, Dede Korkut Hikâyeleri, İslâmiyet öncesi Türk yaşantısı ve Anadolu’da hâlen yaşamakta olan batıl inanış ve hurafe gibi yerli kaynaklardan beslenmiştir. Tekin, Sevgili Arsız Ölüm’le birlikte o döneme kadar köyden kente göç olgusunun sosyolojik bir problem olarak tespit edilmesini önemseyen toplumcu gerçekçi roman anlayışının kalıplarını kırmasıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.
Latife Tekin ikinci romanı olan Berci Kristin Çöp Masalları’nda bir şehir çöplüğündeki (Çiçektepe) gecekondularda yaşayan insanların doğayla, yıkım ekipleriyle başa çıkabilmek için verdiği uğraşı anlatır. Berci Kristin Çöp Masalları, kentin çöplüğü olan bir tepede gecekondu mahallesinin kurulması, devlet güçlerinin bunu engelleme çabaları, gecekonduların yeniden yapılması sürecini, bütün bunların arasında insanların akıl ve mantık dışı yaşayış biçimlerini, değer yargılarını, boş inançlarını masal ve halk anlatıları imkânlarıyla yansıtan bir gecekondu anlatısıdır (Balık2013: 48). Roman, kentin çeperinde çöpten yapılan evlerde doğmuş ve zamanla merkezin/modernitenin yasa dışı ve kirli yüzüne dönüşmüş bir mahallenin macerasını anlatır. Eserin hacim ve içerik unsurları açısından roman sayılamayacağına ilişkin bazı görüşler ortaya atılmıştır ama Latife Tekin,eserin yapısının bilinçli tercih olduğunu şöyle ifade etmiştir:
"Gecekondular evlerini kaybetmiş insanların yaptığı evler. O nedenle bir yitirme duygusu vardır o evlerin biçimlenişinde, evden çok ev adağı gibi (...) Eğer yer ele geçirilirse ve yıkım sona ererse, kalıcı evlerini kuracaklar. Maket evler gerçek evlere dönüşecek. Yani o ilk evler, aslını sayıklayan evler... Bunu anladığım zaman Berci Kristin'i nasıl yazacağımı anlamıştım. Benim kitabım da romanı sayıklayan bir roman olacaktı. Romanı düşleyen ama roman olmayan bir anlatım bulmalıydım. Kitabım gecekondulaşma macerasını yalnızca diliyle değil, biçimiyle de yansıtmalıydı" (Özer 2005: 66).
Latife Tekin Gece Dersleri başlıklı üçüncü romanını, 1980 sonrası romanlarının ana temalarından biri olan yakın geçmişle hesaplaşma ve darbe öncesi anarşi olaylarından yola çıkarak yazmıştır. Yazar bu romanında, ideolojik olaylara katılanların insanî yönlerini ve bireyliklerini kazanma çabalarını ön plana çıkarmıştır. Gece Dersleri, sol düşüncedeki bireylerin iç dünyalarındaki hesaplaşmayı, baş kişinin kadın olmasından ötürü de “kadınların gizli dünyaları ve kendilerini, kimliklerini arayışları(nı)” (Esen1996: 429) söz konusu etmektedir. Romanın baş kişisi Gülfidan’ın bakış açısından ve iç monologlarıyla biçimlenen anlatı, klasik roman yapısından uzak biçimsel özellikleriyle farklılık gösterir. Metnin sayfa üzerindeki konumlandırılışı, belirgin bir olay örgüsünün olmayışı ve mektup türünden geniş ölçüde faydalanılışıyla dikkat çeken roman, başkişinin iç konuşmaları üzerine inşa edilmiştir.
Tekin, dördüncü romanı olan Buzdan Kılıçlar’da (1989) ilk iki romanına benzer bir sorundan hareketle, kentin kenar mahallelerinde yaşayan yoksul insanların para kazanma tutkularını ve şehir hayatına uyum süreçlerini anlatmıştır. Romanda üç erkek ve bir kız çocuğuyla köyden kente gelen bir ailenin serüvenlerini işlemiştir. Ailenin en büyük erkek çocuğu olan Halilhan Sunteriler, kardeşleriyle birlikte kurduğu Teknojen isimli şirketi yeniden canlandırma çabasındadır. Halilhan’ın en önemli zaaflarından biri olan Volvo marka otomobil sevdası, romanın başından sonuna kadar anlatının merkezinde yer alır. Halilhan’ın bu tutkusu nedeniyle, şirketin canlanması ve zenginlik hayallerinin sürüncemede kalışı çerçevesinde gelişen olaylar, kardeşlerin değer yargılarını ve boş inançlarını ortaya koyan ayrıntılarla desteklenir. Romanın kişiler kadar önemli bir unsuru, Volvo marka otomobildir. Yazar kimi zaman olayları bu otomobilin bakış açısıyla anlatırken onu, Halilhan’ın benliğini bütünleyen temel nesne olarak kurgulamıştır.
Latife Tekin’in Aşk İşaretleri romanı, Buzdan Kılıçlar’dan sonra uzun bir sessizlik döneminin ardından 1995 yılında yayımlanmıştır. Roman, yine büyük kentin varoşlarında yaşayan bir grup yoksul gencin, bir yol göstericinin önderliğinde, yaşama nasıl yaklaşacaklarını öğrenmeye çalıştıkları bir aydınlanma öyküsüdür. Yazar, romandan şöyle söz eder: “Sessizliği yücelten, tümüyle dile karşı bir şey yazmak istedim. Dili kullanarak dile karşı bir şey yazacaktım ama dilin kendisi böyle bir şeye izin vermiyordu”(Özer 2005: 148).
Yazar altıncı romanı Ormanda Ölüm Yokmuş (2001) ile birlikte roman anlayışındaki içe dönüşün ve değişimin ilk örneğini vermiştir. Romanda, resim yapmayı bırakmış bir ressam olan Emin ile öyküler yazıp biriktiren Yasemin’in düş kırıklıkları, acıyla sonlanmış aşkları, sevgi ve dostluklarını anlatır. Latife Tekin bu romanda, kadın ve erkek arasındaki algı, duygu ve düşünce farklılıklarının bir haritasını çıkarır. Karamsarlığa kapılmış bir erkek ve onu ayakta tutmaya çalışan bir kadının öyküsü; ormanın, ağaçların, yaprakların ve seslerin bu ikisinin iç dünyalarında bıraktığı farklı izlenimlerle verilir.
Tekin, Unutma Bahçesi’nde (2004) de doğacı anlayışını sürdürür. Roman, unutma ve hatırlama kavramlarına eğilirken insan ilişkilerinin vahşiliği, iktidar ve güce odaklanır. Bu, birbirinden rol çalan kahramanların, belleğin ve toplumsal rollerin çatışması üzerine bir romandır. Ormanda Ölüm Yokmuş’ta doğacı-çevreci duyarlığın ilk sinyallerini veren yazar, ekofeminist düşüncelerini yansıtan Unutma Bahçesi'nde tamamen doğayla baş başa olmakla mümkün olacağına inandığı “unutma” kavramına yoğunlaşmıştır.
Latife Tekin’in Muinar (2006) adlı sekizinci romanında günümüz Türkiye’si, Elime’nin iç dünyasından okuyucuya aktarılır. Romana adını veren Muinar ise yazar Elime’nin içinde uyanan on bin yaşındaki kocakarı, yani Elime’nin kendisidir. Muinar, düşler, hayaller ve gerçeküstü unsurlar barındırmasıyla Latife Tekin’in ilk dönem romanlarına benzer. İlk romanlarında kendini yoksullara yakın hisseden ve bunu romanlarının ana malzemesi yapan Latife Tekin, son romanında “kadın”la dayanışma içerisine girerek cinsel kimliği ön plana alır.
Tekin’in edebî anlayışı, yaşantısında olduğu gibi iki döneme ayrılmıştır. Yoksulluk, dil, köy, gecekondu ve kolektif özne paydalarında birleşen Sevgili Arsız Ölüm, Berci Kristin Çöp Masalları, Gece Dersleri, Buzdan Kılıçlar ve Aşk İşaretleri birinci dönemi oluşturur. Yazın serüveninin ilk döneminde Tekin, tercihini olaydan yana kullanarak mekân, zaman, insan unsurlarını geri plana itmiştir. Genellikle yoksulluk ve dil sorunsallarını odağa aldığı bu romanlar arasında Gece Dersleri, yoğun politik göndermeleri, politik eğilimlerin kadın kimliğiyle girdiği çatışmayı öncelemesi açısından yazın yaşamının ilk aşamasındaki bir kırılma olarak görülebilir. Fakat romanın başkişisinin kenar mahallede yaşaması ve yoksulluğu odağa almasıyla ilk dönem romanlarına eklemlenir. Latife Tekin romancılığının ilk döneminde daha çok toplumsal konuları öne çıkarmıştır. Köyden kente göçün en önemli etkenlerinden biri olarak yoksulluk, Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm’den Aşk İşaretleri’ne kadar vazgeçmediği bir temadır. Yazar, ilk dönem romanlarında anlattığı yoksul kesimi; özellikle dille olan mesafeli ilişkileri, kolektif reflekslerle ve tek bir organizma halinde yaşamaları,modernitenin/merkezin dışında yaşama tutunma çabalarıyla kurgulamıştır.
Tekin’in roman dünyasını özgün kılan nitelikler; seçtiği insanlara gerçekçi roman anlayışıyla dışarıdan ve tepeden değil, yoksulluğu içselleştirerek ve içeriden bakması, en önemlisi de bu insanların gerçekle gerçeküstünü aynı algı ve kabulle yaşadıkları hayata onların gözüyle bakarak anlatmasıdır. İlk dönemde kolektif kimlikle yaşayan insanları anlatması, romanların temasının olağan bir şekilde, toplumsal ve politik meseleler etrafında şekillenmesine sebep olmuştur. Nitekim ilk beş romanında göç, kenar mahalle, işçilik ve sendikal hareketler, 12 Eylül darbesinin izleri, gecekondu yaşantısı ve sorunları ile tüm konuları çevreleyen sözlü kültür, anlatımın odağındaki yoksulların yaşantısı içinde öne çıkan içerik unsurlarıdır. Tekin’in ilk dönem romanlarında yoksulluk ve dil, birbirinden ayrılmaz. Yoksulların -yazarın deyimiyle- “mırıldanmaları”, çalıntı veya taklit bir dille konuşmaları, Tekin’in bu romanlarının karakteristik özelliklerdendir. Latife Tekin, anlattığı insanların günlük dilini ve konuşma kalıplarını kullanmıştır. Ayrıca halk anlatı türlerinin imkânlarından da faydalanmıştır. Tekin’in ilk dönem romanlarında sözlü dile ait unsurların sık kullanılması, yoksul insanların dünyasının yansıtılmasında önemli bir işlevi yerine getirmiştir. Yoksulların kendilerine ait dillerinin olmayışına dikkat çeken yazarın romanlarında mırıltıyı andıran bir sesin varlığı ağırlık kazanmıştır. Latife Tekin, diliyle, dilsizliği ve kimliksizliğiyle var olmaya çalışan yoksulları, ilk dönem romanlarında kesin bir çizgiyle diğer insanlardan ayırdığını şu sözlerle dile getirir: "Benim anlattığım insanlar yoksul; hayatın kıyısında, kenarında yaşayan insanlardı. Onların duyguları çok katışıksızdır, bunu içinde doğduğum ailede de izlediğim, keşfettiğim için rahatlıkla söyleyebiliyorum. Kin saf kindir onlar için, sevgi saf sevgi, öfke ise saf öfkedir, ara tonlar yoktur" (Özer 2005: 67).
Latife Tekin’in yazın yaşamında ikinci evreyi oluşturan Ormanda Ölüm Yokmuş, Unutma Bahçesi ve Muinar romanlarının yapı ve içerik açısından kurduğu ortaklık bu romanları ilk döneminden farklı kılmaktadır. Tekin, Ormanda Ölüm Yokmuş’la başlayan dönemde yoksulluk ve dili odağa alan kurgu anlayışından ayrılmış ve daha çok bireysel sorunlara, insan-doğa ilişkisine ve psikolojik temalara yönelmiştir. Politik konuları feminizm ve çevreci duyarlılık çerçevesinde sürdüren Tekin’in roman anlayışının ikinci aşaması aşk, cinsellik, doğa ve birey ilişkisi, unutma ve hatırlama diyalektiği içindeki bireyin trajik yazgısı, düş ve gerçek, korku, yazarlık ve yaratıcılık gibi temalar etrafında şekillenir. İçerikte görülen bu değişikliklere paralel olarak kurgu tekniğinde de farklı bir anlayış gelişir. Yazar, ikinci döneminde romanlarında dili bir sorunsal haline getirmekten vazgeçmiş, sözlü kültüre yaslanan kolektif bir roman dili yerine, şahsileşmiş bir dil anlayışı geliştirmiştir. Dilin bu yönde değişmesinin sebebi ikinci dönem romanlarındaki kişilerin kolektif yapıdan çıkmış, birey olarak varlık gösteren ve iç dünyalarıyla öne çıkan kişiler olmasıdır. Yazar, kent yaşamından uzak, doğayla iç içe yaşamayı tercih eden insanları odağa aldığı son üç romanında dingin bir yaşamın dilini roman dili olarak kullanır. Anlatımın ilk döneme göre değiştiği ve bireyin karmaşık ruh dünyasını yansıtacak biçimde tekdüzelikten uzaklaştığı farkedilir. Tekin, romancılığının Ormanda Ölüm Yokmuş’la başlayan ikinci döneminde bireyin iç dünyasını ve modern şehir insanını kurgunun merkezine almıştır. Bu dönem romanlarında kent mutsuzlarının bunalımlarından kurtulmak üzere kaçış yolları araması, kentin karşısında doğadan yana tavır alması Tekin’in roman anlayışındaki değişimin izdüşümleridir.
İlk romanının çıktığı 1983'te yazın anlayışına yönelik açıklamalarında Tekin, aslında roman yazmak istemediğini, çünkü romanın halkın kendine bakışına, dünyayı algılayışına denk düşmediğini belirtmiştir. Yazar, "romanı büsbütün inkâr etmediğini ama kendi halk edebiyatımızı, kültürümüzü temel alarak yeni bir biçim geliştirme çabasında" olduğunu ve "destanlarımızdan, halk masallarımızdan ve Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Kemal Tahir" gibi yazarlardan etkilendiğini söylemiştir (Alkan1983: 5; Yalçın2005: 218). Kendine ölçü aldığı romanlar arasında Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mahur Beste'sini anan, Maquéz'in Yüzyıllık Yalnızlık (1967) romanı ile birlikte bu yapıtı "klasik roman kalıplarının dışında" bir yerde gördüğünü belirten Tekin, Türk masallarını toplayıp okuduğunu ve bunları kendi özgün birikimiyle değerlendirdiğini ifade etmiştir (Tekin1984: 88). Latife Tekin yazma uğraşına yönelik görüşlerini şöyle dile getirir:
"Ben kendi adıma, başkalarına iç dökmek için yazmıyorum. Zaten sanatın bir iletişim aracı olduğuna inanmıyorum; tersine, ilişkiyi koparma biçimi(...) Meseleyi sadece insanlara hikâye anlatmak olarak görseydim; yazmak beni zaten ilgilendirmezdi. Güzel anlatılmış pek çok hikâye var, birbirimize onları aktarırdık. Nihayetinde ben kendimden yola çıkarak, bu dünyada ne aradığımızı anlama çabası içindeyim" (Özer 2005: 123-127).
Tekin'in kendinden hareketle oluşturduğunu söylediği yazın serüveni, onun bütün romanlarının, göçle başlayan bir yolculuğun durakları olarak okunabileceğinin de göstergesi olmaktadır. 1983’te yazın macerasına başlayan Latife Tekin, 1980 sorası Türk edebiyatının önemli adları arasındadır. Ana hatlarıyla yoksulluk, kenar mahalle, dil, otobiyografi, kadın ve doğa kavramları Tekin’in yazın yaşamını imleyen göstergelerdir (Balık 2013: 407).
Kaynakça
Alkan, Şenay (1983). “İlk Romanı Sevgili Arsız Ölüm’le Dikkati Çeken Latife Tekin: Aslında Roman Yazmak İstemiyorum” (Söyleşi). Cumhuriyet. 1 Aralık, s. 5.
Andaç, Feridun (2002). “Latife Tekin’le ‘Ormanda Ölüm Yokmuş’ Üzerine” (Söyleşi). Varlık. S.1132, s. 20–27.
Aslan, Sema (2006). “Sessiz İnsanların Sesini Dile Çevirdim (Söyleşi)". İletişim Sorunsalı Açısından Tasarım ve Edebiyat. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi, s. 91-101.
Aslan, Sema (2010). “Dirmit’in Verdiği Mücadeleyi Ben Bir Yazar Olarak Güç Sahiplerine Veriyorum” (Söyleşi). Roman Kahramanları. S.2, Nisan-Mayıs-Haziran, s. 49-51.
Aslan, Sema (2010). “Reflections From The Turkish Narrative Tradition: From Dede Korkut To Latife Tekin”, http://fef.baskent.edu.tr/amer/includes/conference2papers/SEMAASLAN.pdf [erişim tarihi: 05.06.2010]
Ayhan, Ayşe (2005). Translation and The Authorıal Image: Reception of Latife Tekin’s Literary Works Within The Source and The Target Culture(s). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi.
Balık, Macit (2009). “Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm ve Gabriel Garcia Marquéz’in Yüzyıllık Yalnızlık Romanlarında Büyülü Gerçekçilik”. III. Uluslararası Karşılaştırmalı Edebiyat Kongresi, 21.Yüzyılın Başında Edebiyatta Biz ve Öteki Sorunu Bildiri Kitabı. Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Basımevi, s.69-84.
Balık, Macit (2013). Latife Tekin’in Romancılığı. Ankara: Akçağ Yayınları.
Baydar, Oya (2004). “Latife Tekin ile Söyleşi”. Cumhuriyet Kitap. S. 768, s.16-18.
Fidan, Fatmatüzzehra (2008). Latife Tekin’in Yapıtları Üzerine Feminist Bir Okuma: Yoksulluk, Toplumsal Dışlanma ve Dil. Yüksek Lisans Tezi. Muğla: Muğla Üniversitesi.
Fuat, Memet (2001). Aydınlar Sözlüğü. İstanbul: Adam Yayınları, s. 633–638.
Gümeli, Turgay (2006). Orhan Kemal’in Gurbet Kuşları ve Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm Romanlarında Köyden Kente Göç ve Yoksulluk. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Yeditepe Üniversitesi.
Gündüz, Osman (2006). “Cumhuriyet Dönemi: Roman -1960 Sonrası”. Türk Edebiyatı Tarihi. (2006). 4.C. ed. Talât S. Halman vd. cilt 3, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, s. 275–374.
Gürbilek, Nurdan (2005). Ev Ödevi (3. Basım). İstanbul: Metis Yayınları.
Irzık, Sibel (2004). “Latife Tekin’de Beden ve Yazı”, Kadınlar Dile Düşünce. der. Sibel Irzık-Jale Parla. İstanbul: İletişim Yayınları, s. 201–223.
Kalkan, Şenay (1983). “Aslında Roman Yazmak İstemiyorum” (Söyleşi). Cumhuriyet. 1 Aralık, s. 5.
Karaosmanoğlu, Ülkü (1984). “Dirmit’le ‘Sevgili Arsız Ölüm’ü Değerlendirdik” (Söyleşi). Sanat Olayı. S. 20, Ocak, s. 83-84.
Karaosmanoğlu, Ülkü (1986). “Gece Dersleri’nin Yazarıyla Kitabı Üzerine Latife Tekin: ‘Şefkat… Hepimiz İçin Dileğim Bu’” (Söyleşi). Sanat Olayı. S. 46, Mart, 34-37.
Moran, Berna (1998). Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış III (4. Baskı). İstanbul: İletişim Yayınları.
Öktemgil Turgut, Canan (2003). Latife Tekin’in Yapıtlarında Büyülü Gerçekçilik. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.
Özer, Pelin (2002). “Latife Tekin: Sözcükler Üzerinden Değil, Kendi Ürpermelerimizi Dinleyerek Keşfedebiliriz Hayatta Kimi Şeyleri”. Adam Sanat. S. 199, Ağustos, s. 14-20.
Özer, Pelin(2005). Latife Tekin Kitabı. İstanbul: Everest Yayınları.
Özkırımlı, Atilla (1984). “Latife Tekin ile Latife Tekin Üzerine” (Söyleşi). Günümüzde Kitaplar 9. Eylül, s. 3–9.
Sönmez, Ayten (2004). Latife Tekin’in Romanlarında Öznellik ve Anlatı, Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi.
Tekin, Latife - İ. Savaşır (1987). “Yazı ve Yoksulluk”. Defter. S. 1, Ekim-Kasım, s. 133–148.
Tekin, Latife (1984). “Dinlediklerim Gözyaşı Olup Akarsa, Neyi Yazarım?”. Sanat Olayı. S. 20, Ocak, s. 81–82.
Tekin, Latife (1984). “İnsanımız Ruh Derinliğinin Farkında Değil”. Hürriyet Gösteri. S. 40, Mart, s. 88-89.
Tekin, Latife (1995). “Gecekondu…”. Cumhuriyet Kitap. 13 Temmuz 1995, s. 37.
Uğurlu, Seyit Battal (2008). “Sevgili Arsız Ölüm Romanında Gerçeklik, Gelenek ve Yenilik”. Millî Eğitim. S. 178, Bahar, s. 166–175.
Uğurlu, Seyit Battal (2010). “Cinli Kız Dirmit’ten Latife Tekin’e”. Roman Kahramanları. S. 2, Nisan-Haziran, s. 37-43.
Yalçın, Alemdar (2005). Siyasal ve Sosyal Değişmeler Açısından Cumhuriyet Dönemi Çağdaş Türk Romanı 1946-2000 (2. Baskı). Ankara: Akçağ Yayınları,
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. MACİT BALIKYayın Tarihi: 23.06.2018Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Yayın Tarihi: 23.06.2018Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Sevgili Arsız Ölüm | Adam Yayınları / İstanbul | 1983 | Roman |
Bir Yudum Sevgi | ? / ? | 1984 | Diğer |
Berci Kristin Çöp Masalları | Adam Yayınları / İstanbul | 1984 | Roman |
Gece Dersleri | Adam Yayınları / İstanbul | 1986 | Roman |
Buzdan Kılıçlar | Adam Yayınları / İstanbul | 1989 | Roman |
Aşk İşaretleri | Metis Yayınları / İstanbul | 1995 | Roman |
Gümüşlük Akademisi | Metis Yayınları / İstanbul | 1997 | Hatıra |
Ormanda Ölüm Yokmuş | Metis Yayınları / İstanbul | 2001 | Roman |
Unutma Bahçesi | Everest Yayınları / İstanbul | 2004 | Roman |
Muinar | Everest Yayınları / İstanbul | 2006 | Roman |
Rüyalar ve Uyanışlar Defteri | Doğan Kitap / İstanbul | 2009 | Deneme |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | TEMENNÂYÎ | d. ? - ö. 1511 ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FEDAİ, Mehmet Bağdaş | d. 1940 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | KADİR | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Taner Ay | d. 1957 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Sadi Yüksel | d. 3 Nisan 1957 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Petri Çebotar | d. 1957 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Eyüphan Erkul | d. 1969 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | Mehmet Güreli | d. 7 Nisan 1949 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | Ülkü Uluırmak | d. 10 Eylül 1939 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
10 | Hüseyin Akın | d. 8 Şubat 1965 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Zeynep Çolakoğlu | d. 1984 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Münevver Ayaşlı | d. 1906 - ö. 20 Ağustos 1999 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | ÇINAR, Tekin Çınar | d. 1967 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | ONGUNÎ, Ahmet Tekin | d. 1966 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Vehbi Cem Aşkun | d. 28 Haziran 1909 - ö. 8 Ocak 1979 | Madde Adı | Görüntüle |