Madde Detay
TESLİM ABDAL, Mehmed
(d. ?/? - ö. ?/?)
tekke şairi
(Tekke / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Teslim Abdal'ın hayatı ile ilgili bilgiler kaynaklarda farklılık gösterir. Araştırmalarda, farklı yer ve zamanlarda yaşamış Teslim Abdal (lar) ve türbesi olduğu görülmektedir (Denizli, Çorum, Malatya, Trakya). Bunlardan en bilineni 17. yüzyılda yaşamıştır ve asıl adı Mehmed'dir. Sultan 4. Murad döneminin bir Bektaşi büyüğü, yeniçeri ocağının halife babasıdır ve Bağdad seferine katılmıştır. Alevi-Bektaşi şairleri içinde mümtaz bir yere sahiptir (Kaya 2002). 17. yüzyılda Çorum yöresinde yaşadığı düşünülen Teslim Abdal’ın yaşamı üstüne ayrıntılı bilgi yoktur. Çorum'a bağlı Teslim köyü onun adını taşır. Kimi deyişlerinde Osmanlı ve İran devletleri arasında sürüp gelen siyasi ve askeri çekişmelerle ilgilendiği anlaşılmaktadır. Mezarı ve türbesi Çorum ili Mecitözü ilçesine bağlı Teslim köyündedir (Ercan 1991: 57). Köyün önceki adı Teslim Abdal değildir. Mecitözü ilçesi Teslim köyündeki bu ozanın kimliği ile ilgili bilgilerden biri; Sivas Müzesinde bulunan “Bektaşi Tekkelerinin Teftişi” adlı defterde mevcuttur. Bu defter, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılıp Bektaşi tekkelerinin kapatılması üzerine sonradan padişah II. Mahmut’un emriyle düzenletilmiş resmî belge niteliğindedir (Özmen 2002: 11).
Eldeki mevcut eserlerin verdiği bu bilgiler dışında bir de Teslim Abdal ile ilgili Can Yoksul’un makalesinde şu bilgiler yer almaktadır: Teslim Abdal Elazığ'ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyündendir. Şeyh Ahmet dedenin torunlarından dördüncüsü olan Şeyh Melek kolundan gelen Kalender Abdal'ın oğludur. Kalender Abdal da bir gerçektir ve nefesleri vardır. Bu köyün Doğu tarafında Şeyh Ahmet dedenin Türbesi ve civarında da köyün mezarlığı vardır. Batı tarafında bir tepenin arka yüzünde de Teslim Abdal'ın türbesi ve onun çevresinde de ondan gelen torunlarının mezarları vardır. Teslim Abdal'ın ikinci oğlu Süleyman'dan doğma Derviş Ali'nin mezarındaki tarih 1172 dir. Bundan anlaşılacağı üzere Rumi 1090 da miladi ise 1670 yıllarında yaşamış olduğu anlaşılır.
Teslim Abdal'ın beş oğlu olmuştur. Adları şöyle: İmam, Hüseyin, Süleyman, Bektaş ve Cafer'dir. Bunlardan İmam Teslim Abdal'ın sağlığında öldüğü için, Ceddi Şeyh Ahmet dede mezarlığında gömülüdür. Hüseyin oğlunun mezarı Teslim Abdal'ın türbesi içinde, Süleyman, Bektaş ve Cafer'in mezarları ise Teslim Abdal mezarlığındadır. Süleyman oğlundan gelen Derviş Ali'nin türbesi de Şeyh Ahmed dedenin türbesi bitişiğinde kârgir kubbeli bir türbedir. Derviş Ali de bir gerçek Er'dir. Yaygın nefesleri vardır. Teslim Abdal'ın sayısı çok olan nefesleri vardır. Ama elimize ancak yetmiş kadarı geçmiştir. Köyünde onun soyundan gelenlerde bir zihniyet vardır ki onun eserlerini kimseye vermeyip sıkı sıkı saklamaktadırlar. Bu yüzden fazla elde edilememişlerdir. Teslim Abdal ata ve dedelerine saygılı bir kişidir. Bu yüzden öldüğü zaman kendisine daha fazla ilgi gösterilip, Şeyh Ahmet dedeye daha az ilgi gösterilme ve bu yüzden de saygısızlık etmiş olması ihtimaline karşı, kendi mezarının bugünkü Tepe Düzü mevkiine yapılmasını vasiyet etmiş. Onun için Şeyh Hasan köyünün iki mezarlığı var. Teslim Abdal'dan sonra bu soydan gelen kişiler Teslim Abdal mezarlığına defnedildiler. Yalnız Teslim Abdal'ın oğlu İmam Teslim Abdal hayatta iken vefat ettiği için Şeyh Ahmet Dede mezarlığına defnedilir (http://www.turkuler.com).
Teslim Abdal'ın bestelenmiş eserleri, halkın hafızasında daha çok iz bırakmıştır. 17. yüzyıl Alevi ozanlarının en büyüklerinden biridir. Yaşayışı ancak kendisinin ve başka ozanların şiirlerinden çıkarılabiliyor. Buna göre Teslim Abdal, tarikatta yüksek yeri olan bir pirdir. Pir Sultan Abdal kadar olmasa da Alevi-Bektaşilerce tutulmuş Teslim Abdal’ın şiirlerine hemen her cönkte yer verilir (Kaya 2002). Teslim Abdal Anadolu Alevi şiirinin önde gelen temsilcilerindendir. Dönemin siyasi şartları gereği kendilerine yapılan baskı ve kovuşturmalarından da eserlerinde söz eder. Bu nedenle gönül erleri 17. yüzyılda bazı şeyleri gizlemek zorunda kalır.
Kaynakça
Ercan, Abdullah (1991). 14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler. İstanbul: Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı Yay.
http://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/28.php [erişim tarihi: 5.12.2014].
http://www.isakoyu.info/index.php/yazarlarmz/30-alirza-uurlu/141-oelmez-eserleriyle-tabanbueklue-teslim-abdal [erişim tarihi: 5.11.2014].
http://www.trt.net.tr/anasayfa/dinleizle.aspx?tur=tv&sk=nJ_WewCod0erJ5JbbeeLTQ&sg=yBfYae3kHke9zuIBJJiPVw&sn=2 [erişim tarihi: 1.11.2014].
Oğuz, M. Öcal, Bengisu Kolcu (2006). 2004 Yılında Çorum'da Halk İnançları ve Türbeler. Ankara: Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Topluluğu Yay.
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiirleri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
TRT Ulu Ozanlar Belgeseli (2010). Teslim Abdal.
Yoksul, Can (1998). "İki Alevi Şairi: Teslim Abdal ve Kul Yakup". Avrupa Alevilik Araştırmaları Dergisi, Yıl 1. 1: 120-158.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. ALTUĞ ORTAKCIYayın Tarihi: 10.12.2014Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Deyiş
Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El vurup güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın kapusunu açtım
Sayın ki cennete düştüm
Yar ile tenha buluştum
Ne bağ duydu ne bağbancı
Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim Abdal yükün tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 54.
Deyiş
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya sana bâki değil ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmanlığın ele girmez ne fayda
Bir gün seni eletirler evinden
Hak'kın kelâmını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrail’in elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda
Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helâlini haramından seçmezsin
Kepeğin tükenir su da içmezsin
Hep deryalar senin olsa ne fayda
Teslim Abdal eyder, çöksem otursam
Cümle varlığımı ele yetürsem
Şu yalan dünyayı zapta getürsem
Hep dünyalar senin olsa ne fayda
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 61.
Düvaz-nâme
Ta ezelden yârın yüzüne bakıp
Cemâl-i dîdârı gören ağlar mı
Yetişip bir mürşit eteğin tutup
Özünden benliği ıran ağar mı
Ali’yle Muhammet geldi bürhâna
Hatice Fâtıma ehl-i imâna
Bileyip özünü ulu meydâna
Anlayıp zâtını bilen ağlar mı
Sâhib zaman yakın ola gelirse
Hasan’la Hüseyin âhın alırsa
Erenler deminden her ne gelirse
Ere erip Hakk’ı gören ağlar mı
Zeynel Âbidin’in yüzünü görüp
Muhammet Bâkır’ın sırrına erip
Caferi Sâdık’ın dârına durup
Burada ikrârın veren ağlar mı
Musa’yı Kâzım’ın Tûr’una uçup
İmam-ı Rıza’nın yurduna göçüp
Küfür köprüsünü ileri geçip
İman deryasına dalan ağlar mı
Tâki, Nâki, Askeri’yi bir bilen
Hak Muhammet ile Mehdi’dir gelen
Her dâim kırkların cem’inde olan
Muhabbet dadını duyan ağlar mı
Teslim Abdal dâim yüksek uçar mı
Erenlere teslim olan kaçar mı
Dört kapıdan kırk makamdan geçer mi
Bir olup birliğe ağlar mı
Ercan, Abdullah (1998). 14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler. İstanbul: Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı Yay. 60.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 10.12.2014Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Deyiş
Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El vurup güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın kapusunu açtım
Sayın ki cennete düştüm
Yar ile tenha buluştum
Ne bağ duydu ne bağbancı
Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim Abdal yükün tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 54.
Deyiş
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya sana bâki değil ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmanlığın ele girmez ne fayda
Bir gün seni eletirler evinden
Hak'kın kelâmını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrail’in elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda
Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helâlini haramından seçmezsin
Kepeğin tükenir su da içmezsin
Hep deryalar senin olsa ne fayda
Teslim Abdal eyder, çöksem otursam
Cümle varlığımı ele yetürsem
Şu yalan dünyayı zapta getürsem
Hep dünyalar senin olsa ne fayda
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 61.
Düvaz-nâme
Ta ezelden yârın yüzüne bakıp
Cemâl-i dîdârı gören ağlar mı
Yetişip bir mürşit eteğin tutup
Özünden benliği ıran ağar mı
Ali’yle Muhammet geldi bürhâna
Hatice Fâtıma ehl-i imâna
Bileyip özünü ulu meydâna
Anlayıp zâtını bilen ağlar mı
Sâhib zaman yakın ola gelirse
Hasan’la Hüseyin âhın alırsa
Erenler deminden her ne gelirse
Ere erip Hakk’ı gören ağlar mı
Zeynel Âbidin’in yüzünü görüp
Muhammet Bâkır’ın sırrına erip
Caferi Sâdık’ın dârına durup
Burada ikrârın veren ağlar mı
Musa’yı Kâzım’ın Tûr’una uçup
İmam-ı Rıza’nın yurduna göçüp
Küfür köprüsünü ileri geçip
İman deryasına dalan ağlar mı
Tâki, Nâki, Askeri’yi bir bilen
Hak Muhammet ile Mehdi’dir gelen
Her dâim kırkların cem’inde olan
Muhabbet dadını duyan ağlar mı
Teslim Abdal dâim yüksek uçar mı
Erenlere teslim olan kaçar mı
Dört kapıdan kırk makamdan geçer mi
Bir olup birliğe ağlar mı
Ercan, Abdullah (1998). 14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler. İstanbul: Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı Yay. 60.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Deyiş
Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El vurup güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın kapusunu açtım
Sayın ki cennete düştüm
Yar ile tenha buluştum
Ne bağ duydu ne bağbancı
Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim Abdal yükün tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 54.
Deyiş
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya sana bâki değil ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmanlığın ele girmez ne fayda
Bir gün seni eletirler evinden
Hak'kın kelâmını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrail’in elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda
Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helâlini haramından seçmezsin
Kepeğin tükenir su da içmezsin
Hep deryalar senin olsa ne fayda
Teslim Abdal eyder, çöksem otursam
Cümle varlığımı ele yetürsem
Şu yalan dünyayı zapta getürsem
Hep dünyalar senin olsa ne fayda
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 61.
Düvaz-nâme
Ta ezelden yârın yüzüne bakıp
Cemâl-i dîdârı gören ağlar mı
Yetişip bir mürşit eteğin tutup
Özünden benliği ıran ağar mı
Ali’yle Muhammet geldi bürhâna
Hatice Fâtıma ehl-i imâna
Bileyip özünü ulu meydâna
Anlayıp zâtını bilen ağlar mı
Sâhib zaman yakın ola gelirse
Hasan’la Hüseyin âhın alırsa
Erenler deminden her ne gelirse
Ere erip Hakk’ı gören ağlar mı
Zeynel Âbidin’in yüzünü görüp
Muhammet Bâkır’ın sırrına erip
Caferi Sâdık’ın dârına durup
Burada ikrârın veren ağlar mı
Musa’yı Kâzım’ın Tûr’una uçup
İmam-ı Rıza’nın yurduna göçüp
Küfür köprüsünü ileri geçip
İman deryasına dalan ağlar mı
Tâki, Nâki, Askeri’yi bir bilen
Hak Muhammet ile Mehdi’dir gelen
Her dâim kırkların cem’inde olan
Muhabbet dadını duyan ağlar mı
Teslim Abdal dâim yüksek uçar mı
Erenlere teslim olan kaçar mı
Dört kapıdan kırk makamdan geçer mi
Bir olup birliğe ağlar mı
Ercan, Abdullah (1998). 14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler. İstanbul: Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı Yay. 60.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Deyiş
Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El vurup güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın kapusunu açtım
Sayın ki cennete düştüm
Yar ile tenha buluştum
Ne bağ duydu ne bağbancı
Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim Abdal yükün tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 54.
Deyiş
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya sana bâki değil ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmanlığın ele girmez ne fayda
Bir gün seni eletirler evinden
Hak'kın kelâmını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrail’in elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda
Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helâlini haramından seçmezsin
Kepeğin tükenir su da içmezsin
Hep deryalar senin olsa ne fayda
Teslim Abdal eyder, çöksem otursam
Cümle varlığımı ele yetürsem
Şu yalan dünyayı zapta getürsem
Hep dünyalar senin olsa ne fayda
Özmen, İsmail (2002). Teslim Abdal Hayatı ve Şiileri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 61.
Düvaz-nâme
Ta ezelden yârın yüzüne bakıp
Cemâl-i dîdârı gören ağlar mı
Yetişip bir mürşit eteğin tutup
Özünden benliği ıran ağar mı
Ali’yle Muhammet geldi bürhâna
Hatice Fâtıma ehl-i imâna
Bileyip özünü ulu meydâna
Anlayıp zâtını bilen ağlar mı
Sâhib zaman yakın ola gelirse
Hasan’la Hüseyin âhın alırsa
Erenler deminden her ne gelirse
Ere erip Hakk’ı gören ağlar mı
Zeynel Âbidin’in yüzünü görüp
Muhammet Bâkır’ın sırrına erip
Caferi Sâdık’ın dârına durup
Burada ikrârın veren ağlar mı
Musa’yı Kâzım’ın Tûr’una uçup
İmam-ı Rıza’nın yurduna göçüp
Küfür köprüsünü ileri geçip
İman deryasına dalan ağlar mı
Tâki, Nâki, Askeri’yi bir bilen
Hak Muhammet ile Mehdi’dir gelen
Her dâim kırkların cem’inde olan
Muhabbet dadını duyan ağlar mı
Teslim Abdal dâim yüksek uçar mı
Erenlere teslim olan kaçar mı
Dört kapıdan kırk makamdan geçer mi
Bir olup birliğe ağlar mı
Ercan, Abdullah (1998). 14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler. İstanbul: Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı Yay. 60.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | OLGUNÎ, Hüseyin Gündoğan | d. 1940 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | İsmail Hardal | d. 03 Subat 1964 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | DÖNDÜ BACI, Döndü Doğan | d. 1962 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | OLGUNÎ, Hüseyin Gündoğan | d. 1940 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İsmail Hardal | d. 03 Subat 1964 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | DÖNDÜ BACI, Döndü Doğan | d. 1962 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | OLGUNÎ, Hüseyin Gündoğan | d. 1940 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | İsmail Hardal | d. 03 Subat 1964 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | DÖNDÜ BACI, Döndü Doğan | d. 1962 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | OLGUNÎ, Hüseyin Gündoğan | d. 1940 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | İsmail Hardal | d. 03 Subat 1964 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | DÖNDÜ BACI, Döndü Doğan | d. 1962 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | OLGUNÎ, Hüseyin Gündoğan | d. 1940 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | İsmail Hardal | d. 03 Subat 1964 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | DÖNDÜ BACI, Döndü Doğan | d. 1962 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |