TURSUN FAKÎH, Dursun Fakîh, Tursun Fakı, Dursun Fakı

(d. ?/? - ö. 726’dan sonra/1326’dan sonra)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Tursun Fakîh’in hayatı hakkında bilinenler oldukça sınırlı ve ihtilaflıdır. Erken dönem Osmanlı kronikleri onun nereli olduğu konusunda herhangi bir bilgi vermezken 16. yüzyıl biyografi yazarlarından Taşköprüzâde (1269: 21), “bilâd-ı Karaman’dan” olduğunu kaydetmiş, sonraki kaynaklar da onun verdiği bu bilgiyi tekrarlamıştır (Şemseddin Sâmî 1316: 3020; Akbayar 1996: 1639). Nitekim Tursun Fakîh’in memleketi hususundaki rivayetleri etraflıca tartışan Mehmet Gel (2009: 93-104), 13. yüzyıl sonlarında Karacahisar/Eskişehir civarında bulunduğu bilinmekle birlikte, eldeki bilgiler çerçevesinde nerede doğup büyüdüğünün kesin olarak belirlenemediğini belirtmiştir. Kaynaklarda Şeyh Edebâli’nin (öl.726/1326) damadı ve Osmân Gâzî’nin bacanağı olduğu belirtilen Tursun Fakîh’in, Şeyh Edebâli’den tefsir, hadis, fıkıh eğitimi aldığı, müridi olarak seyr-i sülûkunu onun yanında tamamladığı, ölümünden sonra da yerine geçerek ailesine reis, zaviyesine şeyh olduğu, bir taraftan fetva işlerini yürütüp bir taraftan da ders okuttuğu kayıtlıdır (Taşköprüzâde 1269: 21; Şemseddin Sâmî 1316: 3020; Akbayar 1996: 1639). Ancak çeşitli kaynaklardaki bilgilerin delaletiyle onun Şeyh Edebâli’ye damatlığı yönündeki bilgilere kuşkuyla yaklaşılması gerektiğini belirten Mehmet Gel (2009: 104-109, 110-111), son bilgiler ışığında Şeyh Edebâli’nin bahsi geçen eğitimleri verecek donanıma sahip olmadığını, vakıf kayıtlarında ölümünden sonra zaviyesinin başına oğlunun ve torunun geçtiğine ilişkin kayda dayanarak da bu konudaki bilgilerin yanlışlığını işaret etmiştir. Osmân Bey döneminin önde gelen âlimlerinden Tursun Fakîh (Âşık Paşazâde 2003: 296), Karacahisar’ın fethinden (688/1288-89) sonra burada Osmân Gâzî adına, Osmanlıların istiklâl alâmeti olarak okunan ilk hutbesi olduğu belirtilen cuma hutbesini okumuştur (Âşık Paşazâde 2003: 72). Söz konusu hutbenin okunuş tarihini Oruç Bey (2009: 15) 689/1290-91, Âşık Paşazâde (2003: 72) ise 699/1299-1300 olarak kaydetmiştir. Daha sonra Eskişehir’de Osmân Gâzî adına ilk bayram hutbesini de yine Tursun Fakîh okumuştur. Osmân Gâzî, Tursun Fakîh’i Karacahisar kadılığına ve buradaki kiliseden çevrilen caminin imamlığına getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin ilk kadısı unvanına sahip olan Tursun Fakîh, Osmân Gâzî ile savaşlara katılmış ve gazilere imamlık yapmıştır (Taşköprüzâde 1269: 21). Tursun Fakîh, Şeyh Edebâli’den (öl. 726/1326) bir müddet sonra vefat etmişse de kesin ölüm tarihi belli değildir. Sicill-i Osmânî’de (Akbayar 1996: 1639) bu tarih 726/1326 yılı olarak kaydedilmiştir. Ancak Orhan Bey’in İznik’in fethinden sonra Tursun Fakîh’i Bilecik kadılığına getirdiğine dair rivayetten hareketle onun, en azından 1331 yılına kadar yaşadığı şeklinde doğruluğu kesinleştirilemeyen bir bilgi de mevcuttur (Yazıcı 2005: 7). Tursun Fakîh’in kabri, Bilecik’te Şeyh Edebâli Zâviyesi içindeki türbededir. Kendisine birisi Karacahisar’da bir tepenin üzerinde diğeri Söğüt’ün Küre köyü civarında bir tepe üzerinde olmak üzere iki makam daha isnat edilmiştir (Aksoy 1994: 8).

Hakkında bilgi veren birinci el kaynaklarda Tursun Fakîh’in eser yazdığına dair herhangi bir kayıt yoktur. Günümüzde eldeki mevcut bilgilere dayanılarak Tursun Fakîh, Türk edebiyatında cenk-nâme geleneğini başlatan kişi sayılmış (Atalan 2008: 11) ve aşağıdaki dört eser kendisine atfedilmiştir:

1. Gazavât-nâme: Gazavât-ı Resûlullâh, Gazavât-ı Mukaffa, Kıssa-i Mukaffa, Gazavât-ı Hazret-i Ali Kıssa-i Mukaffa, Gazavât-ı Kıssa-i Mukaffa Hazret-i Ali Kerremallâhu Veche Cengi adlarıyla da bilinen tercüme yoluyla edebiyatımıza kazandırılmış (Çetin 1996: 23) dinî nitelikteki eser, Eski Anadolu Türkçesine ait ilk örneklerden birisi olması bakımından önemlidir. Manzumede Hz. Peygamber’in başta Hz. Alî olmak üzere Hâlid bin Velîd ve diğer sahâbelerle birlikte, puta tapan Benî Pinhân kabilesinin reisi Mukaffa’ya karşı giriştiği savaşlar anlatılmaktadır. Kısa bir münacaat ve naattan sonra asıl konuya girilen bu mesnevî, aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla yazılmıştır. 640 [veya 673 (Yazıcı 2005: 7)] beyitlik metnin üç nüshası mevcuttur. İlk olarak Sadettin Buluç’un bir tebliğle (1963) tanıtarak özetini verdiği eser üzerine iki yüksek lisans tezi (Şahin 1989; Özyurt 1995) hazırlanmıştır. Gazavât-nâme, 2002 yılında Numan Külekçi tarafından Gazavât-ı Resûlullâh, 2008 yılında İsmet Çetin tarafından Gazavât-ı Mukaffa adıyla kitaplaştırılmıştır.

2. Gazavât-ı Bahr-ı Ummân ve Sanduk: Cumhûr-nâme, Kıssa-i Ummân, Gazavât-ı Ummân, Gazâ-i Bahr-ı Ummân Şecâat-ı Şâh-ı Merdân adlarıyla da bilinen eser, edebiyatımıza tercüme yoluyla kazandırılmıştır (Çetin 1996: 23). Bilinen beş nüshası vardır. Aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla yazılmış 1300 [veya 1473 (Yazıcı 2005: VI)] beyitlik bir mesnevîdir. Hz. Alî’nin meziyetlerini anlatma iddiasıyla kaleme alınan hikâyede Isfahan’dan ticaret için kırk tüccar arkadaşıyla beraber Umman’a yola çıkan Abdullâh isimli birisinin Umman ülkesini yöneten Cumhûr Şâh ve onu etkisi altına alan, içinde bir cin olan Sandûk ile karşılaşması, kırk tüccarın Sandûk’un yaptığı büyülere aldanıp tesiri altında kalması, Abdullâh’ın da ellerinden kurtulup Hz. Muhammed’e gelip durumu anlatması, bunun üzerine Hz. Muhammed’in ada sakinlerini Hak din olan İslamiyet’e davet etmek için onlara önce Hâlid bin Velîd, Sa’d ibn Vakkâs ve Zübeyr ibn Avvâm’ı, daha sonra da Hz. Alî, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i göndermesi ve sahabelerin başlarından geçen ilginç olaylar dile getirilmiştir. Eser 2007 yılında Mehmet Gümüşkılıç tarafından Gazavât-ı Bahr-ı Ummân ve Sandûk adıyla, 2008 yılında da İsmet Çetin tarafından Gazavât-ı Ummân adıyla yayımlanmıştır.

3. Gazavât-ı Muhammed Hanefî: Âmil Çelebioğlu’nun şahsî kütüphanesindeki (Çelebioğlu 1999: 74) 510 beyitlik bu mesnevî, aruz vezninin “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla kaleme alınmıştır. Hz. Alî ile oğlu Muhammed Hanefî’nin gençlik dönemindeki kahramanlıklarının anlatıldığı eser, 2008 yılında İsmet Çetin tarafından neşredilmiştir.

4. Hz. Peygamber’in Ebû Cehil ile Güreş Tuttuğudur: Tek nüshası “Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi, Seyfettin Özege 544”te kayıtlı mecmuanın 5a-12b varakları arasında bulunan 269 beyitlik küçük bir mesnevîdir. Aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle yazılan eserde Hz. Peygamber’in Ebû Cehil’e karşı gösterdiği mucizeler anlatılmıştır (Yazıcı 2005: 8).

Tursun Fakîh, divan edebiyatı geleneğinin kuruluş döneminde yaşamış ve bu süreçte rol oynamış bir şahsiyettir. Dönemin ve sosyal çevrenin şartları çerçevesinde dinî kıssa ve menkıbelerden başka İslam tarihiyle ilgili destanlardan, efsanelerden ve masallardan da beslenmiş olan (Atalan 2008: 12) iyi-kötü ve Müslüman ile küffar çatışmasının ele alındığı (Çetin 2002: 130-131) cenk-nâmeleri halkın manevî tekamülünde etkili olmuştur. Genel olarak Türkçe kelimelerle örülü, sade bir dille kaleme alınmış eserleri, Orta Anadolu’ya nispet edilen dil özelliklerini barındırmaktadır (Develi 2004: 103). Divan şiiri geleneğinin kuruluş aşamasında sıklıkla görüldüğü üzere Tursun Fakîh’in mesnevîleri de vezin kusurlarıyla doludur.

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. 5. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Aksoy, Hasan (1994). “Dursun Fakih”. İslâm Ansiklopedisi. C. 10. İstanbul: TDV Yay. 7-8.

Âşık Paşazâde (2003). Osmanoğulları’nın Tarihi. Çeviri ve günümüz diline aktaran: K. Yavuz ve M.A.Y. Saraç. İstanbul: K Kitaplığı.

Atalan, Mehmet (2008). “Türk Kültüründe Hz. Ali Cenknâmeleri”. Mezhep Araştırmaları I (2): 7-27.

Boyraz, Şeref (2003). “Dursun Fakih’in Umman Cengi Mesnevisinin Yeni Nüshası: Cumhurnâme”. Türk Dili ve Edebiyatı Makaleleri (3): 215-274.

Buluç, Saadettin (1963). “Tursun Fakih’in Gazavatnâme’si”. X. Türk Dil Kurultayında Okunan Bilimsel Bildiriler. Ankara: TDK Yay. 11-22.

Çelebioğlu, Âmil (1999). Türk Edebiyatında Mesnevi. İstanbul: Kitabevi Yay.

Çetin, İsmet (1996). Tursun Fakı, Hayatı ve Eserleri”. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi (3): 22-24. http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/42/35 [erişim tarihi: 28.10.2014].

Çetin, İsmet (1999). “Tursun Fakih, Hayatı ve Eserleri”. I. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Sempozyumu Bildirileri. Ankara: Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Yay. 93-98.

Çetin, İsmet (2002). Tursun Fakih, Hayatı-Edebî Şahsiyeti-Mesnevileri. Ankara: İlesam Yay.

Çetin, İsmet (hzl.) (2008). Tursun Fakih, Gazavât-ı Muhammed Hanefî. Ankara: Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri Vakfı Yay.

Çetin, İsmet (hzl.) (2008). Tursun Fakih, Gazavât-ı Mukaffa. Ankara: Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri Vakfı Yay.

Çetin, İsmet (hzl.) (2008). Tursun Fakih, Gazavât-ı Umman. Ankara: Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri Vakfı Yay.

Çetin, İsmet (2014). “Osmanlı’nın Kuruluş Dönemi Aydını ve Düşünce Dünyası: Tursun Fakih”. Eskişehir: Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi: Gönül Sultanları Buluşması. 477-486. http://bilgelerzirvesi.org/bildiri/pdf2/ismetcetin.pdf [erişim tarihi: 24.10.2014].

Develi, Hayati (2004). “Tursun Fakih’in Gazavâtnâme’sinin Ağızbilimsel Özellikleri”. İlmî Araştırmalar 17 (1): 99-104.

Gel, Mehmet (2009). “Kuruluş Devri Osmanlı ‘Fakı’ Zümresinin Tipik Bir Öncüsü: Tursun Fakı”. Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM) (26): 93-116.

Gümüşkılıç, Mehmet (2003). “Tursun Fakîh’in Yeni Bir Eseri”. Journal of Turkish Studies (27/II): 177-220.

Gümüşkılıç, Mehmet (hzl.) (2007). Gazavât-ı Bahr-ı Ummân ve Sanduk (Cumhûr-nâme) - (Giriş-Gramer İncelemesi-Metin-Tıpkı Basım-Sözlük). Ankara: Bizim Büro Basımevi.

Gümüşkılıç, Mehmet (2013). “Cumhûr-nâme’de Hz. Ali’nin Özellikleri”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 6 (24): 142-152.

İnalcık, Halil (2007). “Osmanlı Beyliği’nin Kurucusu Osman Beg”. Belleten LXXI (261): 479-537.

Külekçi, Numan (hzl.) (2002).Gazavât-ı Resûlüllâh. İstanbul: Toker Yay.

Oruç Bey (2009). Osmanlı Tarihi (1288-1502) – Uç Beyliğinden Dünya Devletine. Sadeleştiren: N. Öztürk. İstanbul: Çamlıca Yay.

Özyurt, Mustafa (1995). Dursun Fakih ve Gazavatnâmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Parmaksızoğlu, İ (hzl.) (1999). Hoca Sadeddin Efendi, Tacü’t-Tevarih. C. 4. Ankara: KB Yay.

Şahin, Hatice (1989). Tursun Fakih, Gazavatnâme (Dil Özellikleri, Metin, Sözlük). Yüksek Lisans Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.

Şemseddîn Sâmî (1316). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 4. İstanbul.

Taşköprüzâde Ahmed ibn Mustafâ (1269). Tercüme-i Şakâyık-ı Nu’mâniyye. çev. M. Mecdî. İstanbul.

Tekindağ, Şehabettin (1988). “Tursun Fakîh”. İslâm Ansiklopedisi. C. 12/2. İstanbul: MEB Yay. 123.

Unat, F.R ve M. A. Köymen (hzl.)(1995). Mehmed Neşrî, Kitâb-ı Cihannümâ. C. I. Ankara: TTK Yay.

Yazıcı, Neslihan (2005). Tursun Fakı’nın Cumhûr-nâme Adlı Eserinin Metni ve İncelemesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İNCİNUR ATİK GÜRBÜZ
Yayın Tarihi: 21.11.2014
Güncelleme Tarihi: 08.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazavât-ı Bahr-ı Ummân ve Sandûk (Cumhûr-nâme)’den

Ol melik eydür adum Anûk benin

Mustafâya Alîye âşık benin

Düşde gördüm Mustafâ peygâmberi

Bilesinde geldi gördüm Hayderi

Zü’l-fükârı çekdi bana ol gâzî

Arz kıldı bana İslâm özi

Beni da’vet kıldı İslâm dînine

Kendinün âyînine erkânına

Ben de öninde Müsülmân olmışam

İki yıldur ehl-i îmân olmışam

Sakladum kâfir dîninden dînümi

Şöyle kim hîç kimsene bilmez beni

(Gümüşkılıç, Mehmet (2013). “Cumhûr-nâme’de Hz. Ali’nin Özellikleri”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 6 (24): 146.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1CÜNÛNÎ AHMED DEDE, Larendelid. 1543? - ö. 1620Doğum YeriGörüntüle
2NESRÎ, Nesrî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Mehmet Çınarlıd. 1925 - ö. 19 Ağustos 1999Doğum YeriGörüntüle
4CÜNÛNÎ AHMED DEDE, Larendelid. 1543? - ö. 1620Doğum YılıGörüntüle
5NESRÎ, Nesrî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Mehmet Çınarlıd. 1925 - ö. 19 Ağustos 1999Doğum YılıGörüntüle
7CÜNÛNÎ AHMED DEDE, Larendelid. 1543? - ö. 1620Ölüm YılıGörüntüle
8NESRÎ, Nesrî Çelebid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9Mehmet Çınarlıd. 1925 - ö. 19 Ağustos 1999Ölüm YılıGörüntüle
10CÜNÛNÎ AHMED DEDE, Larendelid. 1543? - ö. 1620MeslekGörüntüle
11NESRÎ, Nesrî Çelebid. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
12Mehmet Çınarlıd. 1925 - ö. 19 Ağustos 1999MeslekGörüntüle
13CÜNÛNÎ AHMED DEDE, Larendelid. 1543? - ö. 1620Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14NESRÎ, Nesrî Çelebid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Mehmet Çınarlıd. 1925 - ö. 19 Ağustos 1999Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16CÜNÛNÎ AHMED DEDE, Larendelid. 1543? - ö. 1620Madde AdıGörüntüle
17NESRÎ, Nesrî Çelebid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18Mehmet Çınarlıd. 1925 - ö. 19 Ağustos 1999Madde AdıGörüntüle