ZİYÂÎ, Nevrûz Âhun Kâtip

(d. ?/? - ö. 1266/1850)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Çağatay)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Şiirlerinde Ziyâî mahlasını kullanan şairin asıl adı Nevrûz Âhun’dur. Ziyâî; Nizârî, Ğerbî, Kaşgarî gibi dönemin şairlerini sarayda topladı ve onlarla birlikte Divanhane'de çalıştı. Bu nedenle de Nevrûz Âhun Kâtip ismi ile anılmaya başladı. Kaşgar’da yaşayan şairin doğum tarihi bilinmemektedir. Abdurehim Nizarî, Turdi Nazim Ğerbî, Muhemmed Sıdık Kaşgarî gibi şairlerle aynı dönemde yaşayan Ziyâî, Kaşgar’daki medreselerde eğitim aldı. Dönemin hükümdarı Zuhuridin Hekimbeg’in Kaşgar’ı yönettiği dönemde, tahminen 1246/1831-1247/1844 yılları arasında sarayda kâtiplik yaptı. Ziyâî, tahminen 1266/1850 yılında Kaşgar’da vefat etti (Osman vd. 2005: 540).

Eserleri şunlardır:

1. Muhzinu’l-Vâizîn: Eser, 2400 beyitten oluşmaktadır (Osman vd. 2005: 540). 1259/1843 yılında kaleme alınmıştır (Utuk vd. 2006: 73). Eserin konusu edep, ahlak, içtimai meseleler, nasihatler ve hikmetli sözlerdir. Mukaddime, 7 Bölüm ve hâtime kısımlarından oluşan eserin her bölümünde bir konu ele alınır ve bölümün sonunda konuyla ilgili bir kıssa anlatılır (Utuk vd. 2006: 74).

2. Vâmık ile Uzrâ: Mesnevi nazım şekliyle yazılan ve 278 beyitten oluşan bu eser, Hindistan padişahının kızı Melike Uzra ile fakir yiğit Vâmık’ın aşkını konu alır (Utuk vd. 2006: 74-75).

3. Mes’ûd ile Dilârâ: Eserde, Uygur Türkleri arasında sözlü olarak anlatılan bir aşk hikâyesi, mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Basra padişahı Mirzaban’ın oğlu Şehzâde Mes'ûd ile İrembağ’da yaşayan Dilârâ’nın aşk hikâyesini konu alan eserde, bir elbisenin üzerine nakşedilen Dilârâ’nın resmini gören Mes’ûd, dostu Sabit ile 13 yıl Dilârâ’yı arar. Sonunda birbirine kavuşan kahramanlar, birlikte Mes’ûd’un memleketine dönerler (Utuk vd. 2006: 75-76).

4. Heft Dâstân: 1260/1844 yılında mesnevi nazım şekliyle kaleme alınan eser, yedi hikâyeyi içine alır. Münâcât, na't, 7 hikâye ve hâtime kısımlarından oluşan eser, toplam 910 beyitten oluşmaktadır. Birinci hikâyede peygamberimizin anlattığı bir kıssa nakledilir. İkinci hikâye, Sultan İbrâhim Edhem’in padişahlıktan sonraki döneminde, nefsini terbiye etme mücadelesini konu alır. Üçüncü hikâye Şeyh Abdullah İbni Mübârek’in hacca gitmesini; dördüncü hikâye, Medayin şehrinde bir kızın gördüğü rüyayı anlatır. Beşinci bölümde, Nişabur padişahının hayatı; altıncı bölümde, vefasız kadınların kıssaları; yedinci bölümde ise yoksul bir kızın maceraları anlatılır (Utuk vd. 2006: 77-79).

Ziyâî saraydaki görevi sırasında Nizari ve Ğerbî ile birlikte Hikâyet-i Ğerip isimli eseri yazdı (Osman vd. 2005: 540). 14 hikâyenin yanı sıra bazı şiirler de bulunan bu eser, 19960 beyitten oluşmaktadır (Ömer 1998: 551). Ziyâî’nin en yakın dostu Abdurehim Nizârî’dir ve Hikâyet-i Ğerip isimli eserin sonunda Nizârî ona karşı duygusunu ifade eder (Utuk vd. 2006: 72; Ömer 1998: 554).

Kaynakça

Osman, Ğeyretcan, O. İsmail, T. Savut (hzl.) (2005). Uyğurlarnin Kedimki Edebiyati 2. Ürümçi: Şincan Maarip Neşriyatı.

Ömer, Şeripidin (1998). XIX. Esirdiki Uyğur Edebiyatı Tarihi 1. Ürümçi: Şincan Üniversitesi Neşriyatı.

Utuk, İmincan Ehmidi vd. (2006). Uyğur Edebiyatı Tarihi 3. Pekin: Milletler Neşriyatı.  

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. ADEM ÖGER
Yayın Tarihi: 24.05.2014
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Muhzînu’l-Vâizîn’den

Sefhe netide çapti hâme tiz

Eşkini sonra kildi mundağ riz

Dime kim eşkin ol kara kandur

Öyrügen hunğe heyli ehzândur

Her ne tökken yaşi sevâdini

Kil nezer kör munin murâdini

Men idim helk içide bir nâdân

Film olğay ne heyri ne ihsân

Arzu eyledim sipehlikni

Kibri beğz u ğezep tibehlikni

Çerh yetküzdi bu murâdimni

Keltürüp meksedi fesâdimni

Çirladi hâkime zemân bir kün

Meni yetküzdiler revân bir kün

Emr kıldı kılın mulâzimlik

Erte ahşam turup muhâdimlik

Gâhi het kilmakim idi verziş

Gâhi sehrâ barip kılıp hem iş

Gâhi divanda nişân kilmak

Gâhi elge zeher fişân kilmak

Gâhi dirhem alıp yimek eldin

Zor birle siyâset u yeldin

Gâhi lutf eylemek reiyetke

Gâhi salıp renc ile subetke

Gâhi el yiğladi cefâyimdin

Bezi hendân bolup vefâyimdin

(Osman, Ğeyretcan, O. İsmail, T. Savut (hzl.) (2005). Uyğurlarnin Kedimki Edebiyati 2. Ürümçi: Şincan Maarip Neşriyatı. 541-542.)

Heft Dâstân’dan

Bihemdullâh, tügendi heft dâstân

Terâvet tapti goyâ kim gülistân

Gülistânimğe bakse her nigu rây

Nemâyân bolğusi turf sumensây

Teveccuh birle ger kilsa nezâre

Gülikim ren berendur bî-şumâre

Biri hendân birisi nim hende

Sebâ kacini körmey bu cemende

Ümîd ol ki inâyetnin nesîmî

Resâ eyler gülin yetkeç şemîmî

Men bî-çâre miskin bağ-bânmen

Tüzettim sefhe üzre munçe gülşen

(Utuk, İmincan Ehmidi vd. (2006). Uyğur Edebiyatı Tarihi 3. Pekin: Milletler Neşriyatı. 81.)