Madde Detay
ÂHÎ, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend
(d. ?/? - ö. 923/1517-18)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Hasan’dır. Niğboluludur (Tirsinik). Yöresinin tanınmış tüccarlarından Seydi Hoca’nın (Seyyidî Hoca) oğludur. Annesi’nin adı Melek Kadın’dır. Benli Hasan veya sessiz yaradılışı sebebiyle “Dilsiz Dânişmend” lakaplarıyla anıldı. Şairden bahseden Evliyâ Çelebi, onun Âhî mahlasını seçmesini yüzündeki beni görenlerin “âh” çekmelerine bağlarken; Sungur (1994: 12), Dîvân’ında geçen “Tutmayınca âlemi âhum ben Âhî olmadum / Kendü âhum âkıbet nâm u nişân oldı bana” beyti ve benzeri beyitlere nazaran başından geçen olaylar neticesinde içinde bulunduğu ruh hâli nedeniyle bu mahlası almış olması gerektiğini belirtir. Babasının ölümü üzerine onun mesleğini devam ettirmek üzere ticaret hayatına girdiyse de annesinin yeniden evlenmesine içerleyerek memleketinden ayrılıp İstanbul’a geldi. Burada ilim yolunu seçen Benli Hasan medreseye girdi ve Kara Bali’den kırk yaşında mülâzım oldu. Âhî’nin şiir kabiliyetini takdir eden Yavuz Sultan Selim, şairin konumuyla yaşının uygunluk göstermediği düşüncesiyle acilen bir medreseye tayinini istedi. Atandığı Bursa’daki Bayezıd Paşa Medresesi’ni, onun daha da yükselmesinden kaygılanan çevresinin de telkiniyle kabul etmemesi üzerine padişahın gözünden düştü. Bundan başka Yavuz Sultan Selim’e aşağıda tam metni de yer alan “eğri” redifli gazelini kendisi için yazdığı söylenmesi, padişahı onun idamını istetecek kadar kızdırdı. Ayrıntısı bilinmeyen bu sıkıntılı süreçten sonra nihayet Karaferye’ye müderris olarak tayin edildi. Başka yerlerde de kadılık ve müderrislik görevlerinde bulundu. Manastır’da şair Hâverî’nin kızkardeşiyle evlendi. 923/1517-18 tarihinde, Manastır veya Karaferye’de öldü. Sicill-i Osmânî’de ölüm tarihinin 910 gösterilmesi doğru değildir.
Âhî’nin eserleri şunlardır:
1. Dîvân: Bir kaside, bir tahmis, bir murabba, 136 gazel, bir kıt’a, üç matla ve bir müfretten oluşan eser, Necati Sungur tarafından yüksek lisans çalışması olarak hazırlanmış (1990) ve yayımlanmıştır (1994).
2. Husrev ü Şîrîn: Aruzun me fâ î lün me fâ î lün fe û lün kalıbında ve bulunan iki nüshaya göre 622 beyit tutarında bir mesnevidir. Eser tamamlanmamıştır. Âhî’nin Hüsrev ü Şîrîn’i neden tamamlamadığı hususunda Sehî Tezkiresi dışındaki kaynaklar müttefiktir. Âşık Çelebi, Âlî ve Riyâzî’ye göre Âhî, eserini gören Nakşibendî şeyhi Mahmûd Çelebi’nin, Hüsrev’in Hz. Muhammed’in mektubunu yırtan bir hükümdar olduğu için onun hikâyesini yazmanın caiz olmayacağını söylemesi üzerine bu mesneviyi tamamlamamıştır. Diğer kaynaklardan farklı olarak Sehî Bey, şairin bu eseri yarım bırakmasını ihmâlkârlığına bağlar. Latîfî, Âhî’nin Hüsrev ü Şîrîn’i yarım bıraktıktan sonra oradaki bazı beyitleri Hüsn ü Dil’inde kullandığını belirtmektedir (Latîfî 1314: 173) ki gerçekten her iki eserde aynen geçen 37 beyit bulunmaktadır. Âhî hakkında söz eden çalışmalarda ve hatta eski kaynaklarda nüshasının bulunmadığından bahsedilen eser, eksik olan Millî Kütüphane, Yz. FB 471/2 ve Afyon Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi 18061/2 nüshaları kullanılarak mukayeseli olarak yayımlanmıştır (Köksal 1998). Latîfî’ye göre Hüsrev ü Şîrîn sanat ortaya konması bakımından çok başarılıdır, ancak bu sanat endişesinin getirdiği tekellüf arasında hikâye kaybolmaktadır. Tezkirecilerden Âşık Çelebi, Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Beyânî ve özellikle Gelibolulu Âlî’nin esere dair görüşleri oldukça müspettir.
3. Hüsn ü Dil: İran şairi Fettâhî-i Nişâbûrî’nin aynı adlı eserinin tercümesi olarak kabul edilmektedir. Ancak Fettâhî’nin Hüsn ü Dil’inden çok çağdaşı Lâmiî Çelebi’ninkiyle benzerlik göstermektedir. Bu itibarla Lâmiî’nin Hüsn ü Dil’ine nazire de sayılabilir (Bu eserlerin mukayesesi için bkz. Köksal 2003: 28-30). Türk edebiyatında bu adla yazılan ikinci metindir. Karaferye’de müderris iken Kazasker Muhyiddin Mehmed Şâh Çelebi’nin telkiniyle kaleme alınmıştır. Hüsn ü Dil, mensur olmasına rağmen çok sayıda manzumeyle de süslenmiştir. Âhî’nin ölümü yüzünden tamamlanamamıştır. Eserden bahseden bütün tezkireciler, özellikle de Âşık Çelebi ve Gelibolulu Âlî onu abartılı övgülerle anlatırlar. 100’e yakın nüshası bilinen (bkz. Köksal 2003: 16-20) Hüsn ü Dil, eski harflerle basılmış (İstanbul 1287) ve Mümine Çakır tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır (1999).
Âhî’nin, Eğridirli Hâcı Kemâl’in Câmi’u’n-Nezâ’ir’inde iki, Edirneli Nazmî’nin Mecma’u’n-Nezâ’ir’inde 39 ve Pervâne Bey Mecmû’ası’nda 65 şiiri yer almaktadır. Yaklaşık 45 yıl süren kısa ömrüne ancak tamamlanamamış iki eser ve “dîvânçe” denilebilecek hacimde bir Dîvân sığdırabilen, üstelik devlet kademelerinde kayda değer görevleri bulunmayan Âhî’nin, gerek şuara tezkireleri gerek nazire mecmuaları ve diğer şiir mecmuaları ile adına yazılan şiirler ve muhtelif beyitler hesaba katıldığında devrinin en önde gelen şairlerinden olduğu rahatlıkla söylenebilir. Âhî’nin edebî kişiliğine dair tezkire yazarlarının hemen tamamı onun özellikle gazelde özel bir tarz sahibi olduğu görüşündedirler.
Kaynakça
Âhî (Benli Hasan) (1287). Hüsn-i Dil. İstanbul.
Bursalı Mehmed Tâhir (1338). Osmânlı Müellifleri. C. 2. İstanbul.
Coşkun, Nevin (2009). On Altıncı Yüzyıl İkili Aşk Mesnevilerinden Şâh u Gedâ (Bursalı Rahmî), Hüsn ü Dîl (Âhî), Şem ü Pervâne (Zâtî)’de Tahkiye Unsurları. Yüksek Lisans Tezi. Kütahya. Dumlupınar Üniversitesi.
Cunbur, Müjgân (2002). “Âhî”. Türk Dünyası Edebiyatçılar Yazarlar ve Şairler Ansiklopedisi. C. 1. Ankara: AKM Yay. 143-144.
Çakır, Mümine (1999). Âhî'nin Hüsn ü Dil’i (Metin ve İnceleme). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Fatih Üniversitesi.
Eğridirli Hâcı Kemâl. Câmi’u’n-Nezâ’ir. Bayezıd Kütüphanesi. No. 5782. vr. 140b, 270b.
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1936). Türk Şairleri. C. 1. (yyy.).
Gibb, E. J. W. (1902). A History of Ottoman Poetry. V. 2. London.
İsen, Mustafa (1988). “Âhî, Benli Hasan”. İslâm Ansiklopedisi. C.1. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 527.
İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara. AKM Yay.
Kaf-zâde Fâizî. Zübdetü’l-Eş’âr. Süleymaniye Kütüphanesi. Hamidiye. Murad Molla. N0. 1265. vr. 8b-9a.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1997). Beyâni Mustafa bin Carullah, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara. TTK Yay.
Köksal, M. Fatih (1996). “Türk Edebiyatında Hüsn ü Dil Mesnevileri ve Yenipazarlı Vâlî’nin Hüsn ü Dil Mesnevisi”. Türklük Bilimi Araştırmaları (3): 91-126.
Köksal, M. Fatih (1998). “Âhî’nin Hüsrev ü Şîrîn Mesnevisi”. Türklük Bilimi Araştırmaları (6): 209-253.
Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 188, 346, 499, 711, 2883…
Köprülü-zâde Mehmed Fuad (1918). “Harâbât Erenleri: Âhî”. Yeni Mecmua (3): 25-26.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (Hzl.) (2001). Tuhfe-i Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Latîfî (1314). Tezkire-i Latîfî. İstanbul.
Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul.
Meredith-Owens, G. M. (hzl.) (1971). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (Meşâ’irü’ş-Şu’arâ or Tezkire of Âşık Çelebi). London: Brydone Printers Ltd. vr. 51a-b.
Özön, Mustafa Nihat (1936). Türkçede Roman. İstanbul.
Pervâne Bey. Mecmû’a-i Nezâ’ir. Topkapı Sarayı Kütüphanesi. Bağdat. No. 406. vr. 4a, 39b, 40a…
Riyâzî. Riyâzü’ş-Şu’arâ. Süleymaniye Kütüphanesi. Es’ad Efendi. No. 3871. vr. 24b.
Sehî (1325). Tezkire-i Sehî. İstanbul.
Sungur, Necati (1990). Âhî Dîvânı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Sungur, Necati (hzl.) (1994). Âhî Divânı. Ankara: KB Yay.
Şemseddîn Sâmî (1306). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 1. İstanbul.
Timurtaş, Faruk Kadri (1952). “‘Hüsrev ü Şîrîn’ ve ‘Ferhâd ü Şîrîn’ Yazan Şairlerimiz (Âgâh Sırrı Levend’in notuyla beraber)”. Türk Dili I (10): 19 (571).
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). C. 1. “Âhî”. İstanbul. Dergâh Yay. 51.
Yaltkaya, Şerefeddin, R. Bilge (hzl.) (1971). Kâtip Çelebi, Keşf-el-Zunûn. C. 1. İstanbul: MEB Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET FATİH KÖKSALYayın Tarihi: 25.09.2013Güncelleme Tarihi: 13.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Dillerin kessün benüm derd-i dilümden hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmasunlar nâmeler
Derd ile yaksun beni bu kanlu kanlu dâglar
Karşuma koçsun seni altun beneklü câmeler
Nâme gibi ben kara yazulı bagrı yufkadur
Turmadın döküp gözi yaşını aglar hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmag içün dem-be-dem
Ey perî-peyker selâm eyler saña ser-nâmeler
Kıssa-i hüsnün okur Âhî meger kim Hamza’nuñ
Kıssa-hân gibi üşüpdür başuma hengâmeler
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 711.)
Gazel
Çıkarsa n’ola sînemde benüm dûd-ı siyâh egri
Tütüni togrı çıksun tek olursa dûdgâh egri
O kad bâlâ vü zülf egri diyâr-ı hüsn pür-âşûb
Memâlik fitne şeh zâlim alem ser-keş sipâh egri
Kamer gibi yüzi benlü güzeller pâdşâhısın
Yaraşur mâh-ı nev gibi geyersen şeb-külâh egri
İñende kec-rev olmasun bizümle baydak-ı hâlüñ
Ki şatranc-ı mahabbetde degüldür şâh-râh egri
Benüm râh-ı mahabbetde günâhum n’oldı a zâlim
Günehlüler saña togrı ola ben bî-günâh egri
Gehî mey-hâne yolında gehî mesciddedür Âhî
Harâb-ı mest-i ışk olmış yürür geh togrı gâh egri
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 2883.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 25.09.2013Güncelleme Tarihi: 13.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Dillerin kessün benüm derd-i dilümden hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmasunlar nâmeler
Derd ile yaksun beni bu kanlu kanlu dâglar
Karşuma koçsun seni altun beneklü câmeler
Nâme gibi ben kara yazulı bagrı yufkadur
Turmadın döküp gözi yaşını aglar hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmag içün dem-be-dem
Ey perî-peyker selâm eyler saña ser-nâmeler
Kıssa-i hüsnün okur Âhî meger kim Hamza’nuñ
Kıssa-hân gibi üşüpdür başuma hengâmeler
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 711.)
Gazel
Çıkarsa n’ola sînemde benüm dûd-ı siyâh egri
Tütüni togrı çıksun tek olursa dûdgâh egri
O kad bâlâ vü zülf egri diyâr-ı hüsn pür-âşûb
Memâlik fitne şeh zâlim alem ser-keş sipâh egri
Kamer gibi yüzi benlü güzeller pâdşâhısın
Yaraşur mâh-ı nev gibi geyersen şeb-külâh egri
İñende kec-rev olmasun bizümle baydak-ı hâlüñ
Ki şatranc-ı mahabbetde degüldür şâh-râh egri
Benüm râh-ı mahabbetde günâhum n’oldı a zâlim
Günehlüler saña togrı ola ben bî-günâh egri
Gehî mey-hâne yolında gehî mesciddedür Âhî
Harâb-ı mest-i ışk olmış yürür geh togrı gâh egri
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 2883.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 13.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Dillerin kessün benüm derd-i dilümden hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmasunlar nâmeler
Derd ile yaksun beni bu kanlu kanlu dâglar
Karşuma koçsun seni altun beneklü câmeler
Nâme gibi ben kara yazulı bagrı yufkadur
Turmadın döküp gözi yaşını aglar hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmag içün dem-be-dem
Ey perî-peyker selâm eyler saña ser-nâmeler
Kıssa-i hüsnün okur Âhî meger kim Hamza’nuñ
Kıssa-hân gibi üşüpdür başuma hengâmeler
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 711.)
Gazel
Çıkarsa n’ola sînemde benüm dûd-ı siyâh egri
Tütüni togrı çıksun tek olursa dûdgâh egri
O kad bâlâ vü zülf egri diyâr-ı hüsn pür-âşûb
Memâlik fitne şeh zâlim alem ser-keş sipâh egri
Kamer gibi yüzi benlü güzeller pâdşâhısın
Yaraşur mâh-ı nev gibi geyersen şeb-külâh egri
İñende kec-rev olmasun bizümle baydak-ı hâlüñ
Ki şatranc-ı mahabbetde degüldür şâh-râh egri
Benüm râh-ı mahabbetde günâhum n’oldı a zâlim
Günehlüler saña togrı ola ben bî-günâh egri
Gehî mey-hâne yolında gehî mesciddedür Âhî
Harâb-ı mest-i ışk olmış yürür geh togrı gâh egri
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 2883.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Dillerin kessün benüm derd-i dilümden hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmasunlar nâmeler
Derd ile yaksun beni bu kanlu kanlu dâglar
Karşuma koçsun seni altun beneklü câmeler
Nâme gibi ben kara yazulı bagrı yufkadur
Turmadın döküp gözi yaşını aglar hâmeler
Ben kara yazulıya harf atmag içün dem-be-dem
Ey perî-peyker selâm eyler saña ser-nâmeler
Kıssa-i hüsnün okur Âhî meger kim Hamza’nuñ
Kıssa-hân gibi üşüpdür başuma hengâmeler
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 711.)
Gazel
Çıkarsa n’ola sînemde benüm dûd-ı siyâh egri
Tütüni togrı çıksun tek olursa dûdgâh egri
O kad bâlâ vü zülf egri diyâr-ı hüsn pür-âşûb
Memâlik fitne şeh zâlim alem ser-keş sipâh egri
Kamer gibi yüzi benlü güzeller pâdşâhısın
Yaraşur mâh-ı nev gibi geyersen şeb-külâh egri
İñende kec-rev olmasun bizümle baydak-ı hâlüñ
Ki şatranc-ı mahabbetde degüldür şâh-râh egri
Benüm râh-ı mahabbetde günâhum n’oldı a zâlim
Günehlüler saña togrı ola ben bî-günâh egri
Gehî mey-hâne yolında gehî mesciddedür Âhî
Harâb-ı mest-i ışk olmış yürür geh togrı gâh egri
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf [erişim tarihi: 20.05.2013]. 2883.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | FASÎHÎ,Mustafâ | d. ? - ö. 1694 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | RIZÂYÎ, Rıdvân Çelebi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | EMÂNÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | FASÎHÎ,Mustafâ | d. ? - ö. 1694 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | RIZÂYÎ, Rıdvân Çelebi | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | EMÂNÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | FASÎHÎ,Mustafâ | d. ? - ö. 1694 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | RIZÂYÎ, Rıdvân Çelebi | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | EMÂNÎ | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | FASÎHÎ,Mustafâ | d. ? - ö. 1694 | Meslek | Görüntüle |
11 | RIZÂYÎ, Rıdvân Çelebi | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | EMÂNÎ | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | FASÎHÎ,Mustafâ | d. ? - ö. 1694 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | RIZÂYÎ, Rıdvân Çelebi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | EMÂNÎ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FASÎHÎ,Mustafâ | d. ? - ö. 1694 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | RIZÂYÎ, Rıdvân Çelebi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | EMÂNÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |