SADIK BABA, Hüseyin

(d. ?/? - ö. ?/?)
tekke şairi
(Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Hüseyin olan âşık, Malatya’ya bağlı Hekimhan ilçesinin Güvenç köyünde doğmuştur. Doğum tarihi başta Osman Kazancı ve Mehmet Yardımcı olmak üzere, bazı araştırmacılara göre 1771 iken (Kazancı vd. 1993: 77), âşık hakkında detaylı ve güncel araştırmaları olan Ahmet Özerdem, Kemal Deniz ve Ramazan Çiftlikçi gibi araştırmacılara göreyse 1784’tür. Babasının adı Kurada Ali, annesininki Fatma’dır. Çocuk denecek yaştayken akrabalarının bulunduğu, o yıllarda Sivas’a, günümüzdeyse Kayseri’ye bağlı olan Karaözü köyüne göçmüştür. Ardından Hacı Bektaş Veli dergâhında belli bir eğitim almış, okuma-yazma öğrenmiş ve Alevi-Bektaşi inanç sisteminin kurallarını burada kavramıştır. İlerleyen yaşlarda tekrar geldiği Hacı Bektaş Dergâhı’nda dönemin çelebi postnişinlerinden Hamdullah Efendi kendisine “Sadık” mahlasını vermiştir. On beş yaşına kadar çiftçilikle uğraşan âşık, kıtlık sebebiyle belli bir dönem azaplık ve ırgatlık yaptıktan sonra, tekrar eski işi olan çiftçilikle geçimini sağlamıştır. İki evlilik yapan Sadık Baba, birçok köy gezmiş en son baba ocağı olan Güvenç köyüne dönmüş ve burada 1839 yılında (bazı araştırmacılara göre 1837) vefat etmiştir (Çiftlikçi vd. 2010: 18-20). Sadık Baba'nın mezarı günümüzde kendi köyü ve çevre köylülerince türbe olarak kabul edilmekte ve ziyaret edilmektedir (Kazancı vd. 1993: 77).

Hayatıyla ilgili birçok menkıbe bulunan Sadık Baba’nın usta-çırak geleneği içerisinde yetişip yetişmediği hususunda kaynaklarda herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak, Hacı Bektaş Dergâhı’nda bu yönde bir gelenek içerisinde bulunduğu ve yetiştiği söylenebilir. Yine yaşadığı Alevi-Bektaşi çevre, geleneğin doğal taşıyıcılarıdır. Âşığın şiirlerinin büyük bir kısmını sır kâtibi ve kayınbiraderi Molla Bektaş yazıya aktarmıştır. Derviş Muhammed, Âşıkî ve Şah Sultan etkilendiği muhtemel âşıklardır. Sadık Baba, kendisinden sonra yöreden yetişen birçok âşığı etkilemiştir. Sadık Baba’nın diğer âşıklara söylediği nazireleri, dedim-dedi tarzı şiirleri, tarih bildiren şiirleri ve muammalarının mevcut olduğu görülmektedir (Çiftlikçi vd. 2010: 31-38).

Şiirlerinin çoğunluğunda hece ölçüsü ve dörtlük nazım birimini kullanan âşığın az sayıda şiirinin beyitlerden oluştuğu görülmektedir. Beyitlerden kurulu şiirleri gazel yapısında olup divan, selis, semai ve kalenderi biçimindedir. Bir şiirinde de mesnevi biçimine rastlanmaktadır (Çiftlikçi vd. 2010: 49-50).

Alevi-Bektaşi inanç çevresi içerisinde yetişmiş olması şiirlerinde bu inanç sistemine ait tasavvufi terim ve motiflerin yoğun bir biçimde yer almasına sebep olmuştur. Şiirlerinde geçen az sayıdaki Arapça ve Farsça sözcük ve terkiplere de Alevi-Bektaşi inanç sistemi ve tasavvufuyla ilgili olarak yer verdiği görülür. Şiirlerinde yaşadığı yüzyılın Türkçesi’ne uygun “bağlayıben, eylegil, vuruluncağız” vb. gibi sözcükler kullandığı gibi, yöresel söyleyişlere de yer vermiştir.

Hekimhanlı Sadık Baba, beşerî ve sosyal konulardan ziyade dinî ve tasavvufi konularda şiirler söylemiştir. Az sayıdaki beşerî ve sosyal çerçevede söylediği şiirlerinde felekten şikâyet, sevgi, aşk, doğa, yalnızlık ve ölüm gibi konuları işlemiştir. Sadık Baba’nın dinî ve tasavvufi konulu şiirlerinin asıl çerçevesini Alevi-Bektaşi inanç sistemi oluşturmuştur. Bu çerçevede düvaz imam, tevhit, nefes, devriye, mersiye ve methiye türünde çok sayıda şiir söylemiştir. Sadık Baba’nın şiirleri kendisinden sonra da Alevi-Bektaşi inancına mensup toplulukların yaşadığı yörelerde yapılan ayin-i cemlerde söylenmiştir.

 

Kaynakça

Çiftlikçi, Ramazan, K. Deniz (2010). Hekimhanlı Âşık Sadık Baba Hayatı-Sanatı-Bütün Deyişleri. Malatya: Malatya Araştırmaları Derneği Yay.

Kazancı, Osman, M. Yardımcı (1993). Hekimhan Folkloru ve Hakimhanlı Halk Şairleri. Malatya: Açıksöz Yay.

Özmen, İsmail (1995). Alevî-Bektaşî Şiirleri Antolojisi. C. 3. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. BÜLENT AKIN
Yayın Tarihi: 31.10.2013
Güncelleme Tarihi: 11.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Nefes

Hak nazar kıldı kalktım yürüdüm

Ali ile Muhammed’in aşkına

Fitil gibi yandım yağ gibi eridim

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Ezeli bir mimden kurdu bünyadı

Bu cümle eşyanın Mim’dir isbatı

O demde dört nesne buldu necatı

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Gönül haymagâhın seyran eyledim

Dili Murat aklı hayran eyledim

Ta ezelden ahdi peyman eyledim

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Nun bir nikap açtı cemal gördüler

El bağlayıp divanına durdular

Süryani dilinden haber sordular

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

İsrafil Azrail hem de Mikail

Ha halimdir Cim’dir Cebrail

Gördüler ahteri oldular kail

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Can yürüdü cesedine dayandı

Aşkı geldi deyi can geri döndü

İkisin bir edip Adem´e sundu

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Âdem bir katre meniden geldi

Kafi Nun’a çaldı kân mekân buldu

Vücut anda dört nesneden tam oldu

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

O nedir ki ak mürekkep kan olan,

O nedir ki cesedimde can olan

O nedir ki yine candan can olan

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Âdem gözünü açtı Cebrail geldi

İlmile tahsili Âdem´e sundu

Melekler Âdem´in safına durdu

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Giyindi hulleyi girdi Cennete

Cebrail erdi âdem-i zata

Âdem seyreyledi yedi cennete

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Buğday bahane oldu sürdü dünyaya

Yılan Âdem´e erdi kuş da havaya

Çünkü Âdem doğrulunca nevaya

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Havva gökyüzünde Hakka duacı

Havva idi arşta dar çeken başı

Ol demde izhar oldu Güruh-u Naci

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Âdem bin yıl yattı kusurum dedi

Kendi iradetin eline verdi

Âdem öz birleyip hakkını buldu

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Velakâd Keremna beni Âdem´e

Eyvallah o canlar erdi bu deme

Bin kul azat eyledi bir kademe

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Nurdan izhar oldu beşler yediler

Hamdülillâh bize indi hadiler

Kırklar o demde bir üzüm yediler

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Ayn-ı cem olalım gel rıza ile

Bir kapı açalım lâ feta ile

Bir gülbank çekelim gerçek pay ile

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Pir olan gelsin otursun postuna

İptida danışsın gönül dostuna

Yol ile gidildin talip üstüne

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Pir oldur talibi candan yoklaya

Talip oldur pir nefesin haklıya

Kese emareden sile pâklaya

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Pir olan yaksın otursun ışığı

Sürsün ara yerden har ü haşeği

Halil dört duvar İbrahim eşiği

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Musahip rehberdir ikrarın başı

Mürebbi mürşidin özge yoldaşı

Muhabbette hizmet on iki kişi

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Yüz yiğirmi dört bin nebi de geldi

Kimi farzı kimi sünneti kıldı

Ehlibeyt’e cümle sarfiraz oldu

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Âşığa didarı cemali cennet

Dilerim cümleye erişe himmet

Sadık der sıdk ile verin salâvat

Ali ile Muhammed´in aşkına

 

Özmen, İsmail (1995). Alevî-Bektaşî Şiirleri Antolojisi. C. 3. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 359-360.

 

 

Nefes

Seyr ile bir şa're erdim görmüş idim ibtida

Dostun cemalinin günü âşıklara kün beha

Verdi aşkın zerresinden her vücudun külliha

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Lafeta illa Ali'dir illa seyfe Zülfikar

Mustafa elinde gördüm Mürteza'yı aşikâr

Var mıdır iki âlemde sen gibi bir şirin er

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Nagehan bir sada erdi ben kulak verdim ona

Dedi bu şehr-i Horasan piri var kılma ta' na

İmamların hak-i payin hoş tavaf ettim bana

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Çekti tığ gamzesinden sinemi deldi tabip

Sen bilirsin sana bağlı dedim hey halim habip

Hamdülillah hoş göründü gözüme ol zah-i şib

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Sızdırıp sulb ü pederden maderani rahmine

Sanki bir bağın içinde kimse ermez fehmine

Çar feriştah-ı mualla talihine tertibine

Nur-i didemdir Muhammed, cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Dört kapıdan kırk makamdan gir içeri gör Hakk'ı

On yedi erkân içere al haber kimdir saki

Ebuzer-i gaffar gönlünde Haydar'ı gördüm baki

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Şebbiri şübberi sevdim yolun baş ile can

On yedi erkân içere Şah-ı Zeynel'i müdam

Vücudun kırk pare kıldı işi baş etti tamam

Nur-i didemdir Muhammed, cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Bakır'ın lütfuna erdim Cafer'e baktım imam

Musa'yı Kazım Rıza’dır aşkına nam-ı nişan

Müttekidir Şah Naki'dir tacı tahtı nuru tam

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Asker'i elli bin naci Mehdi'dedir hizmeti

Kim kimin rahı elesti iHyadır isbatı

Şah Hasan Musa Rıza şah Horasan'dır zatı

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

 

Sen bilirsin şu âlemde yok durur gözüm benim

Ta ezeli lemyezelden vardır niyazım benim

Sadık'ım biçare abdal çoğa yaz azım benim

Nur-i didemdir Muhammed cism-i canımdır Ali

Pir-i erkân-ı tarikat Hacı Bektaşı Veli

Çiftlikçi, Ramazan, K. Deniz (2010). Hekimhanlı Âşık Sadık Baba Hayatı-Sanatı-Bütün Deyişleri. Malatya: Malatya Araştırmaları Derneği Yay. 127-128.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1KAMBER, Kamber Pektaşd. 1931 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2PERVANE, Sinan Pervaned. 1866 - ö. 1941Doğum YeriGörüntüle
3FEVZİ ŞAHİNd. 1954 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4KAMBER, Kamber Pektaşd. 1931 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5PERVANE, Sinan Pervaned. 1866 - ö. 1941Doğum YılıGörüntüle
6FEVZİ ŞAHİNd. 1954 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7KAMBER, Kamber Pektaşd. 1931 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8PERVANE, Sinan Pervaned. 1866 - ö. 1941Ölüm YılıGörüntüle
9FEVZİ ŞAHİNd. 1954 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10KAMBER, Kamber Pektaşd. 1931 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11PERVANE, Sinan Pervaned. 1866 - ö. 1941Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12FEVZİ ŞAHİNd. 1954 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13KAMBER, Kamber Pektaşd. 1931 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14PERVANE, Sinan Pervaned. 1866 - ö. 1941Madde AdıGörüntüle
15FEVZİ ŞAHİNd. 1954 - ö. ?Madde AdıGörüntüle