Madde Detay
ATÂYÎ, Nev‘î-zâde
(d. ?/? - ö. 1045/1635)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1. Dîvân. Şeyhülislâm Yahyâ Efendi’ye ithaf ettiği Dîvân'ı orta büyüklükte bir eserdir. Yazma nüshaları oldukça fazladır. Yalnız İstanbul kütüphanelerinde on sekiz nüshası vardır. Manzume sayıları çok farklı olan bu nüshalar karşılaştırıldığında divanda mensur bir dîbâceden sonra bir mi‘râciye, otuz bir kaside, 303 gazel, iki mersiye, dört muhammes, dört müseddes, bir muaşşer, elli kıta, on üç rubâî, yirmi sekiz tarih ve yetmiş beyit bulunduğu görülür. Atâyî orta derecede bir şair olduğundan şiirleriyle fazla tanınmamıştır. Dili oldukça ağır ve külfetli olan şairin gazellerinde Fuzûlî, Nev‘î ve Bâkî’nin etkileri görülür. Atâyî Dîvânı, Saadet Karaköse tarafından yayımlanmıştır.
2. Hamse : Nizâmî’yi örnek alarak meydana getirdiği hamsesinde Atâyî’nin bu şaire bağlılığı sadece iki mesnevisinin adlarında ve dış görünüşlerindedir. Şair bu eserlerinde çok kullanılmış konular yerine yeni konuları ele almıştır. Yer yer mahallî hayatı, halkın yaşayış ve törelerini dile getirmiş, özellikle İstanbul’un değişik manzaraları ve güzelliklerini ortaya koymaya çalışmıştır; hatta hikâyeler içinde bazı gerçek olayları dahi anlatmıştır. Böylece mesnevilerine yerli unsurlar katarak İran mesnevi geleneğinden kurtulmayı denemiştir. Hamse nüshalarına, Hilyetü’l-Efkâr dışında Dîvân'ı ile bir arada külliyat halinde çokça rastlanmakta, tamamı ise Topkapı Sarayı Müzesi (III. Ahmed, Nr. 2650), İstanbul Üniversitesi (TY, Nr. 4013) ve Süleymaniye kütüphanelerinde (Esad Efendi, Nr. 2872) bulunmaktadır. Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde bulunan (Nr. 1989) dört sütun halinde yazılmış nüsha ise tezhipli, minyatürlü ve çiçekli bir yazmadır. Yazmalarının çokluğu mesnevilerinin sevilerek okunduğunu gösterir. Bundan dolayı da Atâyî daha çok mesnevi şairi olarak tanınmıştır. Hamse’nin üslup ve muhteva özellikleri üzerine Tunca Kortantamer tarafından bir çalışma yapılmıştır. Atâyî’nin hamsesini oluşturan beş mesnevi şunlardır:
I. Âlemnümâ (Sâkînâme): 1617 yılında “faûlün faûlün faûl” kalıbıyla yazılan bu mesnevinin başında Atâyî, Osmanlı şairlerinin kaside ve gazel vadisinde geçtikleri İran şairlerinin mesnevide hâlâ üstün oldukları hususu tartışılırken Fâizî’nin ve diğer bazı şairlerin ısrarları üzerine bu mesneviyi yazdığını söyler. Âlemnümâ yirmi dört “bahis” içinde 1561 beyitle Boğaziçi’nin ve hisarların güzelliklerini anlatmakla başlar. Ardından bir içki meclisinde sırasıyla sâkî, şarap, asma, küp, kadeh, sürahi, pîr-i mugan, meyhane, şarkıcı, gece, mum, sabah ve bahar anlatılır. Âlemnümâ, Hamse’nin en çok tanınmış mesnevilerindendir. Yalnız İstanbul kitaplıklarında kırktan fazla nüshası vardır. Sâkînâme, Muhammet Kuzubaş tarafından yayımlanmıştır.
II. Nefhatü’l-Ezhâr: Atâyî’nin 1625 yılında Nizâmî’nin Mahzenü’l-Esrâr’ına nazîre olarak “müfteilün müfteilün fâilün” kalıbıyla yazdığı bu mesnevi 3200 beyittir. Baştaki tevhid, na‘t, mi‘râciye gibi dinî şiirler ve eserin sunulduğu Sultan IV. Murad ile Şeyhülislâm Yahyâ hakkındaki kasidelerden sonra mesnevi yirmi “fasl”a ayrılmış, “nefha” ve “dâstân” başlıkları altında padişahlardan, aşktan, Anadoluhisarı’ndaki maskaralar, soğuk latife yapanlar, âşıklar ve cömertlerden söz edilmiştir. Nefhatü’l-Ezhâr dinî-ahlâkî ve öğretici bir eserdir. Arasına bazı küçük hikâyeler de serpiştirilmiştir. Nefhatü’l-Ezhâr, Muhammet Kuzubaş tarafından yayımlanmıştır.
III. Sohbetü’l-Ebkâr: Atâyî’nin 1626 yılında Molla Câmî’nin Subhatü’l-Ebrâr’ından etkilenerek “fe‘ilâtün fe‘ilâtün fe‘ilün” kalıbıyla yazdığı 3530 beyitlik bir mesnevidir. Eserin başında, bir kır gezintisinde dostlarının Câmî’nin eserini överek bunun Türkçeye çevrilmesi gerektiğini söylemeleri üzerine bu mesneviyi yazdığını açıklar. Mesnevi kırk “sohbet” halinde düzenlenmiş, bunlarda aşk, ibadet, tevazu, fazilet, çalışma, iyilik, bağlılık ve yalan gibi konular işlenmiştir. Yirmi sekizinci sohbette de Nasreddin Hoca hikâyeleri anlatılmıştır. Sohbetü’l-Ebkâr, Muhammet Yelten tarafından yayımlanmıştır.
IV. Heft Hân: 1627 yılında Nizâmî’nin Heft Peyker’i örnek alınarak “feilâtün mefâilün feilün” kalıbıyla yazılan mesnevi 2784 beyittir. Heft Peyker’de yedi ülkenin kızlarının anlatıldığı hikâyeler burada yedi âşık tarafından anlatılmıştır. İstanbul’da ansızın bir periye tutulan bir âşık gece gündüz yanıp yakılır, derdini ve sevgilisinin adını kimseye açıklamaz. Kendisi gibi âşık olan yedi arkadaşı onu avutmak için sırayla yedi hikâye anlatırlar. Bu hikâyeler Şam ve Edirne’de, Çîn ü Mâçin’de, Gazne, Bağdat, Rey, Belh ve İstanbul’da geçer. Hamsenin en tanınmış mesnevisi olan Heft Hân Turgut Karacan tarafından yayımlanmıştır.
V. Hilyetü’l-Efkâr: Hamsenin yakın zamanlara kadar ele geçmeyen bu mesnevisinin eksik bir nüshası ilk defa Agâh Sırrı Levend tarafından ortaya çıkarılmıştır. Sonradan üç eksik nüshası daha bulunan mesnevinin mevcut kısmında münâcât ve na‘t gibi başlangıç bölümleri yer almakta, asıl konu ile ilgili bölümler bulunmamaktadır. Ancak A. S. Levend bazı karinelere dayanarak bu mesnevinin Husrev ü Şîrîn konusunda kaleme alındığını ve bazı küçük hikâye ve menkıbelerden meydana geldiğini ileri sürmektedir.
Kaynakça
Âsım. Zeyl-i Zübdetü’l-Eş‘âr. İstanbul Üniversitesi Ktp. Türkçe Yazmalar. Nr. 2401. vr. 41b.
Brockelmann, Carl (1949). GAL Geschicte der Arabischen Litteratur. C. 2. Leiden. 427.
Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safâyî Efendi Tezkire-i Safâyî: Nuhbetü’l-Âsâr Min Fevâ’idi’l-Eş’âr İnceleme-Metin-İndeks. Ankara: AKM Yay.
Ergun, Sadettin Nüzhet (1945). Türk Şairleri. C. 2. İstanbul: Bozkurt Matbaası. 541-543.
Gönül, Behcet (1945). “İstanbul Kütüphanelerinde Al-Şakā’ik al-Nu’maniya Tercüme ve Zeyilleri”. Türkiyat Mecmuası. (VII-VIII): 136.168.
Güvem, Zahir (1939). “Hadâ’ikü’l-Hakâ’ik fî Tekmileti’ş-Şakâ’ik İstanbul Kütüphanelerindeki Yazma Nüshaları”. Yeni Türk Yurdu. (VII): 75-76.
İstanbul Kitaplıkları Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu (1959). C. 2. İstanbul: MEB Yay. 283
Kaf-zâde Fâizî. Zübdetü’l-Eş‘âr. Süleymaniye Ktp. Şehid Ali Paşa Ktp. Nr. 1877. vr. 66a.
Karacan, Turgut (1974). Nev’izâde Atâî Heft-Hân Mesnevisi İnceleme-Metin. Ankara: Sevinç Matbaası.
Karahan, Abdülkadir (1970). “Nev’îzâde Atâ’î”. C. IX. İslam Ansiklopedisi. İstanbul: MEB Yay. 226-228.
Karaköse, Saadet (1994). Nevî-zâde Atâyî Divanı. http://www. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10637,nevi-zade-atayipdf.pdf?0. [erişim tarihi: 28.11.2014]
Kortantamer, Tunca (1997). Nev’î-zâde Atâyî ve Hamsesi. İzmir: Ege Üniversitesi Yay.
Kortantamer. Tunca (1993). “XVII. Yüzyıl Şairi Atayî’nin Hamse’sinde Osmanlı İmparatorluğu’nun Görüntüsü”. Eski Türk Edebiyatı Makaleler. Ankara: Akçağ Yay. 89-150.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2000). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri. C. 3. Ankara: Bizim Büro Basımevi. 95.
Kuzubaş, Muhammet (2005a). Atâyî’nin Nefhatü’l-Ezhâr Mesnevisi. Samsun: Deniz Kültür Yay.
Kuzubaş, Muhammet (2009). Sâkînâme (Nev’i-zâde Atâyî). Samsun: Etüt Yay.
Levend, Agâh Sırrı (1948). Atâî’nin Hilyetü’l-efkâr’ı. Ankara: İnkılap Kitabevi.
Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmânî Yâhud Tezkire-i Meşâhir-i Osmâniyye. C. 3. İstanbul: Matbaa-i Amire Yay. 475.
Muallim Nâci (1308). Esâmî. İstanbul: Mahmud Bey Matbaası. 410-411.
Muhibbî, Muhammed Emin b. Fazlullah b. Muhibbillah ed-Dımaşkî. (yty). Hülâsâtü’l-Eser fî A‘yâni’l-Karni’l-Hâdî Aşar. C.4. Beyrut (ty) (Dâru’s-Sader). 263.
Müstakimzade Süleyman Sadeddin (2000). Mecelletü’n-Nisâb fi’n-Nisbi ve’l-Künâ ve’l-Elkâb. (Tıpkı Basım) Ankara: KB. Kütüphaneler Genel Müdürlüğü. 230.
Nev’î-zâde Atâyî. Zeyl-i Siyer-i Veysî. Millet Kütüphanesi AE Nr. 352/1.
Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri, Vakâyiü’l-Fuzalâ. C. III. İstanbul: Çağrı Yay. 4-7.
Özcan, Abdülkadir (1989) (hzl.). Nev’îzâde Atâyî Şakâyıku'n-Nu‘mâniyye ve Zeyilleri, Hadâ’iku’l-Hakâyık Fî Tekmileti’ş-Şakâyık. C. 3. İstanbul: Çağrı Yay. 496. 539.
Özcan, Abdülkadir (1989) (hzl.). Şakâyıku'n-Nu‘mâniyye ve Zeyilleri, Fındıklılı İsmet Efendi ,Tekmiletü’ş-Şakaik fi Hakkı Ehl-i Hakâyık. İstanbul: Çağrı Yay. VVII.
Riyâzî. Riyâzü’ş-Şu’arâ. Nuruosmaniye Kütüphanesi Nr. 3724. vr. 106b.
Tuman, Nail (1961). İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Hamseler Katalogu. İstanbul: MEB Yay.
Yaltkaya, Şerafettin ve Kilisli Rifat Bilge (hzl.) (1941). Kâtip Çelebi Keşfü’z-Zünûn an Esâmi’l-Kütüb ve’l-Fünûn. C. 1. İstanbul: Maarif Vekilliği Yay.724,802.
Yelten, Muhammet (1998). Sohbetü’l-Ebkâr. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yay.
Zavotçu, Gencay (hzl.)(2009). Rıza Tezkiresi (İnceleme-Metin). İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı. 102.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. HALUK İPEKTENYayın Tarihi: 28.11.2014Güncelleme Tarihi: 22.05.2024Eserlerinden Örnekler
Gazel
Eylesen Mushaf-ı ruhsârın içün fâl bana
Lâm-ı zülfün ola dil derdi içün dâl bana
‘Âkıbet n’olacagum dâg-ı elifden bilürem
Safhâ-i sîne yiter tahtâ-i remmâl bana
Eksük olmaz zer-i pür-tâb gibi dâg-ı derûn
Hasene yazsun anı kâtib-i a’mâl bana
Vâ’izâ ta’nı gider ‘âşık-ı dem-bestelere
Kısmet olmış ezelî kâl sana hâl bana
Beslemişken nice bin hûn-ı ciger ile anı
Gör neler itdi ‘Atâyî dil-i meyyâl bana
(Karaköse, Saadet (hzl.) (1994). Nevî-zâde Atâyî Divanı. http://www. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10637,nevi-zade-atayipdf.pdf?0. [erişim tarihi: 28.11.2014]. 172).
Sâkînâme’den
Getür sâkiyâ sâgar-ı işreti
Hebâ itme gafletle bir sâ’ati
Bulunmazsa âvâze-i ney sana
Münebbih yeter gulgul-i mey sana
Kanı sâkiyâ ol mülevven gül-âb
Sudâ’-ı humâr ile hâlüm harâb
Döke saça kullan mey-i ahmeri
Degil çünki ey gonca alnun teri
Kanı sâkiyâ ol nebâtî şarâb
Ki kand-i nebât eyler andan hicâb
Meger Hızrun âb-ı hayâtıdur ol
Ki her cisme rûh-ı nebâtıdur ol
Kanı sâkiyâ şişelerle nebîd
Revân eyle mânend-i hûn-ı şehîd
İdüp anda aks-i izârun zuhûr
Görenler disün indi üstüne nûr
Kanı sâkiyâ ol fukâ’-ı revâk
Ki ehl-i dili ide şîrîn mezâk
Meded şîşeden sun şarâb-ı tuhûr
Ki telh eyledi ıyşı bu şerr ü şûr
Kanı sâkiyâ ol dırahşân zücâc
Ki tahsîl ide cism-i hâk-i müzâc
Yine bâde-i nâbı sürmek gerek
Bu derdün ilâcını görmek gerek
(Kuzubaş, Muhammet (hzl.) (2009). Sâkînâme (Nev’i-zâde Atâyî). Samsun: Etüt Yay. 157-158.)
Heft-hân’dan
Kanı ol dem ki hep murâd-ı fuâd
Alunur mıydı olmayınca mezâd
Mansıba kim ki müstahak geçine
Yapuşırlardı akçe tahtasına
Sîne-kûbân-ı derd-i hirmâne
Ya’nî tahta kakardı rindâne
Alışup mürteşî ile râşî
Arada ehl-i ‘ilm idi nâşî
Mansıbı ol ki râygân ister
Derdi ‘ömrüm ana zemân ister
Hamdülillâh ki def’ olındı zalâm
Şa’şa’a saldı neyyir-i İslâm
Mesned-i ‘adl dâverin buldı
Olmış idi mahal yerin buldı
(Karacan, Turgut (hzl.) (1974). Nev’izâde Atâî Heft-Hân Mesnevisi İnceleme-Metin. Ankara: Sevinç Matbaası. 137-138.)
Sohbetü’l-Ebkâr’dan
Bir dem itmişdi sipihr-i gaddâr
Câhiliyyet feterâtın izhâr
Râyet-i cehl olup ‘âlem-gîr
Buldı eyyâmını fülk-i tezvîr
‘Âlem-i ‘ilm nigûn u makhûr
Oldı tumâr o rakk-ı menşûr
Mahv olup safha-i ebced-hânî
Sikke-i râyic idi nâ-dânî
Mekteb ü medrese vîrân oldı
Kahveler mekteb-i ‘irfân oldı
Levh-i ta’lîm ‘amel-mânde idi
Akçenün tahtası meydânda idi
Mansıba ilm iken evvel mi’yâr
Şart-ı vâkıf gibi cehl oldı medâr
İtdi bu hâli görince zürefâ
Akçesi olmayan izhâr-ı zekâ
Ya’nî bir mürteşi-i nâ-dânı
İtdi sadrü’l-‘ulemâ çarh-ı denî
‘Akl-ı fa’âl-i cünûn-ı şirret
Rûh-ı hayvâni-i cehl ü rişvet
(Kortantamer, Tunca (hzl.) (1997). Nev’î-zâde Atâyî ve Hamsesi. İzmir: Ege Üniversitesi Yay. 121.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 28.11.2014Güncelleme Tarihi: 22.05.2024Eserlerinden Örnekler
Gazel
Eylesen Mushaf-ı ruhsârın içün fâl bana
Lâm-ı zülfün ola dil derdi içün dâl bana
‘Âkıbet n’olacagum dâg-ı elifden bilürem
Safhâ-i sîne yiter tahtâ-i remmâl bana
Eksük olmaz zer-i pür-tâb gibi dâg-ı derûn
Hasene yazsun anı kâtib-i a’mâl bana
Vâ’izâ ta’nı gider ‘âşık-ı dem-bestelere
Kısmet olmış ezelî kâl sana hâl bana
Beslemişken nice bin hûn-ı ciger ile anı
Gör neler itdi ‘Atâyî dil-i meyyâl bana
(Karaköse, Saadet (hzl.) (1994). Nevî-zâde Atâyî Divanı. http://www. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10637,nevi-zade-atayipdf.pdf?0. [erişim tarihi: 28.11.2014]. 172).
Sâkînâme’den
Getür sâkiyâ sâgar-ı işreti
Hebâ itme gafletle bir sâ’ati
Bulunmazsa âvâze-i ney sana
Münebbih yeter gulgul-i mey sana
Kanı sâkiyâ ol mülevven gül-âb
Sudâ’-ı humâr ile hâlüm harâb
Döke saça kullan mey-i ahmeri
Degil çünki ey gonca alnun teri
Kanı sâkiyâ ol nebâtî şarâb
Ki kand-i nebât eyler andan hicâb
Meger Hızrun âb-ı hayâtıdur ol
Ki her cisme rûh-ı nebâtıdur ol
Kanı sâkiyâ şişelerle nebîd
Revân eyle mânend-i hûn-ı şehîd
İdüp anda aks-i izârun zuhûr
Görenler disün indi üstüne nûr
Kanı sâkiyâ ol fukâ’-ı revâk
Ki ehl-i dili ide şîrîn mezâk
Meded şîşeden sun şarâb-ı tuhûr
Ki telh eyledi ıyşı bu şerr ü şûr
Kanı sâkiyâ ol dırahşân zücâc
Ki tahsîl ide cism-i hâk-i müzâc
Yine bâde-i nâbı sürmek gerek
Bu derdün ilâcını görmek gerek
(Kuzubaş, Muhammet (hzl.) (2009). Sâkînâme (Nev’i-zâde Atâyî). Samsun: Etüt Yay. 157-158.)
Heft-hân’dan
Kanı ol dem ki hep murâd-ı fuâd
Alunur mıydı olmayınca mezâd
Mansıba kim ki müstahak geçine
Yapuşırlardı akçe tahtasına
Sîne-kûbân-ı derd-i hirmâne
Ya’nî tahta kakardı rindâne
Alışup mürteşî ile râşî
Arada ehl-i ‘ilm idi nâşî
Mansıbı ol ki râygân ister
Derdi ‘ömrüm ana zemân ister
Hamdülillâh ki def’ olındı zalâm
Şa’şa’a saldı neyyir-i İslâm
Mesned-i ‘adl dâverin buldı
Olmış idi mahal yerin buldı
(Karacan, Turgut (hzl.) (1974). Nev’izâde Atâî Heft-Hân Mesnevisi İnceleme-Metin. Ankara: Sevinç Matbaası. 137-138.)
Sohbetü’l-Ebkâr’dan
Bir dem itmişdi sipihr-i gaddâr
Câhiliyyet feterâtın izhâr
Râyet-i cehl olup ‘âlem-gîr
Buldı eyyâmını fülk-i tezvîr
‘Âlem-i ‘ilm nigûn u makhûr
Oldı tumâr o rakk-ı menşûr
Mahv olup safha-i ebced-hânî
Sikke-i râyic idi nâ-dânî
Mekteb ü medrese vîrân oldı
Kahveler mekteb-i ‘irfân oldı
Levh-i ta’lîm ‘amel-mânde idi
Akçenün tahtası meydânda idi
Mansıba ilm iken evvel mi’yâr
Şart-ı vâkıf gibi cehl oldı medâr
İtdi bu hâli görince zürefâ
Akçesi olmayan izhâr-ı zekâ
Ya’nî bir mürteşi-i nâ-dânı
İtdi sadrü’l-‘ulemâ çarh-ı denî
‘Akl-ı fa’âl-i cünûn-ı şirret
Rûh-ı hayvâni-i cehl ü rişvet
(Kortantamer, Tunca (hzl.) (1997). Nev’î-zâde Atâyî ve Hamsesi. İzmir: Ege Üniversitesi Yay. 121.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 22.05.2024Eserlerinden Örnekler
Gazel
Eylesen Mushaf-ı ruhsârın içün fâl bana
Lâm-ı zülfün ola dil derdi içün dâl bana
‘Âkıbet n’olacagum dâg-ı elifden bilürem
Safhâ-i sîne yiter tahtâ-i remmâl bana
Eksük olmaz zer-i pür-tâb gibi dâg-ı derûn
Hasene yazsun anı kâtib-i a’mâl bana
Vâ’izâ ta’nı gider ‘âşık-ı dem-bestelere
Kısmet olmış ezelî kâl sana hâl bana
Beslemişken nice bin hûn-ı ciger ile anı
Gör neler itdi ‘Atâyî dil-i meyyâl bana
(Karaköse, Saadet (hzl.) (1994). Nevî-zâde Atâyî Divanı. http://www. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10637,nevi-zade-atayipdf.pdf?0. [erişim tarihi: 28.11.2014]. 172).
Sâkînâme’den
Getür sâkiyâ sâgar-ı işreti
Hebâ itme gafletle bir sâ’ati
Bulunmazsa âvâze-i ney sana
Münebbih yeter gulgul-i mey sana
Kanı sâkiyâ ol mülevven gül-âb
Sudâ’-ı humâr ile hâlüm harâb
Döke saça kullan mey-i ahmeri
Degil çünki ey gonca alnun teri
Kanı sâkiyâ ol nebâtî şarâb
Ki kand-i nebât eyler andan hicâb
Meger Hızrun âb-ı hayâtıdur ol
Ki her cisme rûh-ı nebâtıdur ol
Kanı sâkiyâ şişelerle nebîd
Revân eyle mânend-i hûn-ı şehîd
İdüp anda aks-i izârun zuhûr
Görenler disün indi üstüne nûr
Kanı sâkiyâ ol fukâ’-ı revâk
Ki ehl-i dili ide şîrîn mezâk
Meded şîşeden sun şarâb-ı tuhûr
Ki telh eyledi ıyşı bu şerr ü şûr
Kanı sâkiyâ ol dırahşân zücâc
Ki tahsîl ide cism-i hâk-i müzâc
Yine bâde-i nâbı sürmek gerek
Bu derdün ilâcını görmek gerek
(Kuzubaş, Muhammet (hzl.) (2009). Sâkînâme (Nev’i-zâde Atâyî). Samsun: Etüt Yay. 157-158.)
Heft-hân’dan
Kanı ol dem ki hep murâd-ı fuâd
Alunur mıydı olmayınca mezâd
Mansıba kim ki müstahak geçine
Yapuşırlardı akçe tahtasına
Sîne-kûbân-ı derd-i hirmâne
Ya’nî tahta kakardı rindâne
Alışup mürteşî ile râşî
Arada ehl-i ‘ilm idi nâşî
Mansıbı ol ki râygân ister
Derdi ‘ömrüm ana zemân ister
Hamdülillâh ki def’ olındı zalâm
Şa’şa’a saldı neyyir-i İslâm
Mesned-i ‘adl dâverin buldı
Olmış idi mahal yerin buldı
(Karacan, Turgut (hzl.) (1974). Nev’izâde Atâî Heft-Hân Mesnevisi İnceleme-Metin. Ankara: Sevinç Matbaası. 137-138.)
Sohbetü’l-Ebkâr’dan
Bir dem itmişdi sipihr-i gaddâr
Câhiliyyet feterâtın izhâr
Râyet-i cehl olup ‘âlem-gîr
Buldı eyyâmını fülk-i tezvîr
‘Âlem-i ‘ilm nigûn u makhûr
Oldı tumâr o rakk-ı menşûr
Mahv olup safha-i ebced-hânî
Sikke-i râyic idi nâ-dânî
Mekteb ü medrese vîrân oldı
Kahveler mekteb-i ‘irfân oldı
Levh-i ta’lîm ‘amel-mânde idi
Akçenün tahtası meydânda idi
Mansıba ilm iken evvel mi’yâr
Şart-ı vâkıf gibi cehl oldı medâr
İtdi bu hâli görince zürefâ
Akçesi olmayan izhâr-ı zekâ
Ya’nî bir mürteşi-i nâ-dânı
İtdi sadrü’l-‘ulemâ çarh-ı denî
‘Akl-ı fa’âl-i cünûn-ı şirret
Rûh-ı hayvâni-i cehl ü rişvet
(Kortantamer, Tunca (hzl.) (1997). Nev’î-zâde Atâyî ve Hamsesi. İzmir: Ege Üniversitesi Yay. 121.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Eylesen Mushaf-ı ruhsârın içün fâl bana
Lâm-ı zülfün ola dil derdi içün dâl bana
‘Âkıbet n’olacagum dâg-ı elifden bilürem
Safhâ-i sîne yiter tahtâ-i remmâl bana
Eksük olmaz zer-i pür-tâb gibi dâg-ı derûn
Hasene yazsun anı kâtib-i a’mâl bana
Vâ’izâ ta’nı gider ‘âşık-ı dem-bestelere
Kısmet olmış ezelî kâl sana hâl bana
Beslemişken nice bin hûn-ı ciger ile anı
Gör neler itdi ‘Atâyî dil-i meyyâl bana
(Karaköse, Saadet (hzl.) (1994). Nevî-zâde Atâyî Divanı. http://www. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10637,nevi-zade-atayipdf.pdf?0. [erişim tarihi: 28.11.2014]. 172).
Sâkînâme’den
Getür sâkiyâ sâgar-ı işreti
Hebâ itme gafletle bir sâ’ati
Bulunmazsa âvâze-i ney sana
Münebbih yeter gulgul-i mey sana
Kanı sâkiyâ ol mülevven gül-âb
Sudâ’-ı humâr ile hâlüm harâb
Döke saça kullan mey-i ahmeri
Degil çünki ey gonca alnun teri
Kanı sâkiyâ ol nebâtî şarâb
Ki kand-i nebât eyler andan hicâb
Meger Hızrun âb-ı hayâtıdur ol
Ki her cisme rûh-ı nebâtıdur ol
Kanı sâkiyâ şişelerle nebîd
Revân eyle mânend-i hûn-ı şehîd
İdüp anda aks-i izârun zuhûr
Görenler disün indi üstüne nûr
Kanı sâkiyâ ol fukâ’-ı revâk
Ki ehl-i dili ide şîrîn mezâk
Meded şîşeden sun şarâb-ı tuhûr
Ki telh eyledi ıyşı bu şerr ü şûr
Kanı sâkiyâ ol dırahşân zücâc
Ki tahsîl ide cism-i hâk-i müzâc
Yine bâde-i nâbı sürmek gerek
Bu derdün ilâcını görmek gerek
(Kuzubaş, Muhammet (hzl.) (2009). Sâkînâme (Nev’i-zâde Atâyî). Samsun: Etüt Yay. 157-158.)
Heft-hân’dan
Kanı ol dem ki hep murâd-ı fuâd
Alunur mıydı olmayınca mezâd
Mansıba kim ki müstahak geçine
Yapuşırlardı akçe tahtasına
Sîne-kûbân-ı derd-i hirmâne
Ya’nî tahta kakardı rindâne
Alışup mürteşî ile râşî
Arada ehl-i ‘ilm idi nâşî
Mansıbı ol ki râygân ister
Derdi ‘ömrüm ana zemân ister
Hamdülillâh ki def’ olındı zalâm
Şa’şa’a saldı neyyir-i İslâm
Mesned-i ‘adl dâverin buldı
Olmış idi mahal yerin buldı
(Karacan, Turgut (hzl.) (1974). Nev’izâde Atâî Heft-Hân Mesnevisi İnceleme-Metin. Ankara: Sevinç Matbaası. 137-138.)
Sohbetü’l-Ebkâr’dan
Bir dem itmişdi sipihr-i gaddâr
Câhiliyyet feterâtın izhâr
Râyet-i cehl olup ‘âlem-gîr
Buldı eyyâmını fülk-i tezvîr
‘Âlem-i ‘ilm nigûn u makhûr
Oldı tumâr o rakk-ı menşûr
Mahv olup safha-i ebced-hânî
Sikke-i râyic idi nâ-dânî
Mekteb ü medrese vîrân oldı
Kahveler mekteb-i ‘irfân oldı
Levh-i ta’lîm ‘amel-mânde idi
Akçenün tahtası meydânda idi
Mansıba ilm iken evvel mi’yâr
Şart-ı vâkıf gibi cehl oldı medâr
İtdi bu hâli görince zürefâ
Akçesi olmayan izhâr-ı zekâ
Ya’nî bir mürteşi-i nâ-dânı
İtdi sadrü’l-‘ulemâ çarh-ı denî
‘Akl-ı fa’âl-i cünûn-ı şirret
Rûh-ı hayvâni-i cehl ü rişvet
(Kortantamer, Tunca (hzl.) (1997). Nev’î-zâde Atâyî ve Hamsesi. İzmir: Ege Üniversitesi Yay. 121.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Mehmet Semih | d. 19 Şubat 1952 - ö. 25 Mayıs 2013 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | REMZÎ, Hafız Mehmed | d. ? - ö. 1746-47 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Hasan Ali Yücel | d. 17 Aralık 1897 - ö. 26 Şubat 1961 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Mehmet Semih | d. 19 Şubat 1952 - ö. 25 Mayıs 2013 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | REMZÎ, Hafız Mehmed | d. ? - ö. 1746-47 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Hasan Ali Yücel | d. 17 Aralık 1897 - ö. 26 Şubat 1961 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Mehmet Semih | d. 19 Şubat 1952 - ö. 25 Mayıs 2013 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | REMZÎ, Hafız Mehmed | d. ? - ö. 1746-47 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Hasan Ali Yücel | d. 17 Aralık 1897 - ö. 26 Şubat 1961 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Mehmet Semih | d. 19 Şubat 1952 - ö. 25 Mayıs 2013 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | REMZÎ, Hafız Mehmed | d. ? - ö. 1746-47 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Hasan Ali Yücel | d. 17 Aralık 1897 - ö. 26 Şubat 1961 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Mehmet Semih | d. 19 Şubat 1952 - ö. 25 Mayıs 2013 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | REMZÎ, Hafız Mehmed | d. ? - ö. 1746-47 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Hasan Ali Yücel | d. 17 Aralık 1897 - ö. 26 Şubat 1961 | Madde Adı | Görüntüle |