Madde Detay
AZÎZ, Abdülazîz bin Hoca Sâdeddîn
(d. 983/1575 - ö. 1027/1618)
Farsçadan Türkçeye çevirdiği eserleriyle tanınan kazasker, şair, yazar.
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
On yedinci asır başlarının tanınmış âlim, şair ve yazarlarından biri olan Abdülazîz Efendi, hem anne, hem de baba tarafından tanınmış, asil ve kültürlü bir aileye mensuptur. Babası, Sultan III. Murad’ın hocası, tarihçi ve şeyhülislâm Hoca Sâdeddîn Efendi, annesi ise Simkeşhâne’de Papas-oğlu Medresesi Mescidi ve Unkapanı yakınında Papas-oğlu Mescidi’ni yaptıran Mustafa Paşa nın kızı Fâtıma Hatun’dur. İki ağabeyi şeyhülislam, bir kardeşi kazasker olan Abdülaziz, 983/1575 yılında İstanbul’da doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları, Sultan III. Murad devrinde, “Hâce-i Sultânî” Sâdeddîn Efendi’nin terbiyesi altında geçti. Tahsil çağına geldiğinde, ilim mesleğini seçen Abdülazîz Çelebi, yirmi yaşında babasından mülâzemet aldı. Babasının nüfuzu sayesinde, mesleğinde kardeşleri gibi hızla yükseldi. 1003/ 1595 yılında “sahn” pâyesine çıkarılan Gazanfer Ağa Medresesi müderrisi oldu. 1004/1596’da sahn-ı semâniyeye gidip 1006/1598’de Yavuz Sultan Selîm Medresesi’ne yükseltildi. 1007/1598 yılında Sultan Süleyman medreselerinden Birinci Medrese, 1008/ 1600’de Süleymâniye Dârülhadîs Medresesi müderrisliğine getirilen Hocazâde, bir sene sonra Hâkâniye-i Vefâ müderrisliğine geçti. 1010/ 1602 senesinde Bursa kadılığına tayin edildi; buradaki vazifesi sekiz-dokuz ay sürdü. Bir yıl sonra Galata kadılığına getirilen Abdülazîz Efendi, 1013/1604’te İstanbul kadılığına nakledildi. Birkaç ay sonra vazifesinden alınan Hocazâde, 1015/1606’de Anadolu kazaskerliğine yükseltildi. İki yıl devam eden bu işten 1017/1608’de azledildi; aynı yılın sonunda Rumeli kazaskeri oldu. Onun bu mevkide bulunduğu sıradaki bir teşebbüsü, kazaskerlerin protokoldeki yerlerinin öne alınmasını sağladı. 1018/ 1610 yılında ilk Rumeli kazaskerliğinden alınıp emekliye sevk edilen Hocazâde, 1021/ 1612’de tekrar Rumeli kazaskeri oldu. Üç sene kadar devam eden bu vazifesi, 1023/1614’te emekliye ayrılmasıyla sona erdi. 1024/ 1615’te Gelibolu arpalığına tayin edildi.
Hocazâde Abdülazîz, 1026/1617 yılında oğlu Mehmed’le Hicaz’a gidip hac farizasını yerine getirdi. Hac dönüşünde tutulduğu hastalık sebebiyle arpalıktan istifa etti. 17 Zilhicce 1027/5 Aralık 1618 tarihinde “müzmin istiska” (siroz) hastalığından öldü ve babasının Eyüp’te bulunan türbesinin yanına gömüldü.
İstikbalin şeyhülislâmı, divan sahibi şair Bahâî Mehmed Efendi’nin babası olan Hocazâde Abdülazîz’in elimizde birkaç eseri vardır. Şiirleri, biyografik kaynaklarda görülen örnekler ve tercüme ettiği metinlerde yer alan manzum parçalardan ibarettir. Şairliğinden çok “inşâ” (sanatlı nesir) sahasındaki verimleriyle tanınan Hocazâde’nin Farsça’dan Türkçe’ye tercüme ettiği üç eseri vardır. Onun mektup, takriz, reddiye türünden kısa yazıları dışındaki bu hacimli mensur eserleri şöyle sıralanabilir:
1. Ahlâk-ı Muhsinî Tercümesi: Ahlâk-ı Sultan Ahmedî: Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’nin 900/1495 yılında Sultan Hüseyin Baykara oğlu Ebü’l-Muhsin Mirza adına Farsça yazdığı, kırk baptan ibaret Ahlâk-ı Muhsinî’nin tercümesidir. Hocazâde, kendisinden önce birkaç kere daha Türkçeye çevrildiği bilinen bu eseri, Sultan I. Ahmed’in emri üzerine 1021/1612 yılında dilimize tercüme etmiştir. Mütercim, her babın sonunda Sultan Ahmed’in ahlâkını överek anlattığı için tercümesine “Ahlâk-ı Sultan Ahmedî” adını vermiştir. (Müellif hattı nüshası: Süleymaniye Ktp. Fatih nr. 3467). Eserin belirli bölümleri konusunda Hüseyin Altınpay, Osman Peker ve Muhammet Dilek tarafından üç yüksek lisans tezi hazırlanmış; böylece müellif kaleminden çıkan metin, bütünüyle yeni harflere aktarılmıştır.
2. Miftâhu’s-sa‘âde fî kavâ‘idi’s-siyâde Tercümesi: Muhammed bin İbrâhîm bin Muhammed el-Îcî’nin 785/1383 yılında Şah Şücâ için yazdığı “Miftâhu’s-saâde fî kavâidi’s-siyâde” ismindeki Farsça mensur ahlâk kitabının, 1025/ 1616 yılında yine Sultan I. Ahmed’in emriyle yapılan Türkçe tercümesidir. Eser, sultan, sultanın ileri gelen adamları, vezirler ve hâkimlerin sahip olması gereken vasıflar, meziyetler hakkında İslâm ve ahlâk esaslarına bağlı bilgi, tavsiye ve hikâyeleri içine alan bir siyasetname mahiyetindedir. (Bir nüshası: Nuruosmaniye Ktp. nr. 2335).
3. Gül-i Sad-Berg (Sad-Kelime-i İmâm Alî Tercümesi): Reşîdüddîn Vatvat’ın (ö. 578/1182) Hz. Ali’ye ait yüz Arapça veciz sözün Farsça tercüme ve şerhi konusundaki Matlûbü Külli Tâlib min Kelâmi Emîrü’l-mü’minîn Alî bin Ebî Tâlib isimli kitapçığının tercümesidir. Müellif, bu mensur eserinde her bir vecize için bir Farsça kıt’a da yazmış; nesirle ifade ettiği manayı nazmen de dile getirdi. Mütercim, bu tercümeyi de Sultan I. Ahmed’in isteğini yerine getirmek için yaptı; kıt’aları aynı şekilde Türkçeye çevirdi. Eser, Âdem Ceyhan tarafından bir incelemeyle birlikte yayınlandı.
Hocazade Abdülazîz, sadece bir müderris, kadı ve kazasker değil, aynı zamanda edebî zevk sahibi, Türkçe, Arapça, Farsça şiirler yazacak derecede üç dili bilen bir şair ve yazardır. Riyâzî, Kafzâde Fâ’izî, Nev‘îzâde Atâî, Seyyid Rızâ, Kâtib Çelebi gibi 17. asrın biyografi ve tarih yazarları kendisinden övgüyle bahsederler. Devrin Ereğlili Türâbî, İlmî-zâde Sabrî, Nef’î gibi şairleri de çeşitli vesilelerle yazdıkları şiirlerde Hocazâde Abdülazîz’i medhettiler. Onun meramını hem nazım, hem de nesir yoluyla ustaca anlatabilen bir şair ve yazar olduğu görülmektedir. Nasihatname ve siyasetname türündeki mensur eserleriyle devlet adamlarının ve diğer insanların ahlâkını iyileştirip güzelleştirmeye çaışmıştır. Bundan dolayı onu milletin terbiyecileir arasında saymak gerekir.
Kaynakça
Altınpay, Hüseyin (2008). Hocazâde Abdülaziz Efendi, Ahlâk-ı Muhsinî Tercümesi. (Süleymaniye Ktp. Fatih Nu: 3467. vr. 1a-60b). Yüksek Lisans Tezi. Manisa: Celal Bayar Üniversitesi.
Atâî, Nev‘î-zâde Atâullah (1268/1852). Hadâ’iku’l-hakâ’ik fî Tekmileti’ş-Şakâ’ik. İstanbul.
Aynî, Mehmet Ali (1993). Türk Ahlâkçıları. İstanbul: Kitabevi.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333-1342/1915-24). Osmanlı Müellifleri. 3 C. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Ceyhan, Âdem (2011). Reşîdüddin Vatvat, Hazret-i Ali’nin Yüz Sözü Gül-i Sad-berg. çev. Hocazâde Abdülaziz Efendi. İstanbul: Buhara.
Ceyhan, Âdem (2006). Türk Edebiyatı’nda Hazret-i Ali Vecizeleri. Ankara: Öncü Kitap.
Dilek, Muhammet (2014). Hocazâde Abdülaziz Efendi'nin Ahlâk-ı Muhsinî Tercümesi. (Süleymaniye Ktp. Fatih Bl. Nr. 3467, vr. 166a- 277b). Yüksek Lisans Tezi. Manisa: Celal Bayar Üniversitesi.
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1936-45). Türk Şairleri. İstanbul.
Kafzâde Fâizî. Zübdetü’l-eş‘âr. Süleymaniye Ktp. Şehit Ali Paşa. Nr. 1877.
Kâtib Çelebi, Fezleke-i Kâtib Çelebi. Âtıf Efendi Ktp. Nr. 1914.
Mehmed Süreyya (1308-15/1891-98). Sicill-i Osmanî yâhud Tezkire-i Meşâhîr-i Osmâniyye. C. I-IV. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Müstakimzâde Süleyman Sadeddin, Mecelletü’n-nisâb fi’n-niseb ve’l-kunâ ve’l-elkâb, Süleymaniye Ktp. Hâlet Efendi Bl. Nr. 628.
Peker, Osman (2010). Hocazâde Abdülaziz Efendi ve Ahlâk-ı Muhsinî Tercümesi. (İnceleme- Metin, vr. 61a-165b). Yüksek Lisans Tezi. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi.
Riyâzî, Tezkire-i Riyâzî. Millet Ktp. AE Tarih. Nr. 765.
Seyyid Rızâ. Millet Ktp. AE Tarih. Nr. 764.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. ADEM CEYHANYayın Tarihi: 01.10.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
“Zâr oldı gönül vasl ile hicrân arasında
Ömrüm geçiyor derd ile dermân arasında
Ben ana fedâ eyleyicek rûh-ı revânı
Kalmaz ikilik cân ile cânân arasında
Başdan tagıdup aklumı sevdâlara düşdüm
Ol kâkül ile zülf-i perîşân arasında
Gülzâr-ı ruh-ı yârda gûyâ ki dehânı
Bir gonçe-i terdür gül-i handân arasında
Dendân-ı safâ-bahşun ile ol leb-i mey-gûn
Lü’lü’ gibidür la‘l-i Bedahşân arasında”
(Riyâzî Mehmed Efendi, Tezkire-i Riyâzî, Millet Ktp. AE Tarih nr. 765, vr. 93a-b).
“İlâhî gonce-i ümmîdimi aç
Yed-i fazlunla kalbe reşhalar saç
Mecâlüm var iken keşf-i gıtâya
Beni ugratma râh-ı pür-hatâya
Müyesser it bana hakka’l-yakîni
Bulam îmânuma hısn-ı hasîni
Dilümden nakş-ı şekki eyleyem hak
Gönülde kalmaya tâ nokta-i şek
Dem-i rıhletde kudret verme k’iblîs
İde îmânıma bin dürlü telbîs
Yüzi suyına fahr-i enbiyânun
Habîb-i Hak Muhammed Mustafâ’nun
İlâhî Kevser’i eyle şarâbum
Berât-ı iftihâr eyle kitâbum
Beni mahşerde yâ Rabb rû-sefîd it
Berât-ı afvumı virüp saîd it
Bu abdi zâ’ik-ı şehd-i yakîn it
Yakîn erbâbına yâ Rab yakın it
Bana nûr-ı yakîni zîver eyle
Şerîat muktezâsın reh-ber eyle
Tecellî-i cemâle manzar eyle
Leyâlî-i visâle mazhar eyle
İden râh-ı hakîkatde sebâtı
Bulur âlemde ol bâkî hayâtı
Ferâmûş eyleyen bu şeş cihâtı
Dü âlemde bulur râh-ı necâtı
Beni lutfunla yâ Rabb eyle mümtâz
Dilümden it hicâb-ı gafleti bâz
İde ol dem ki rûhum evce pervâz
Enîs-i bezm-i hâssa eyle dem-sâz
Azîz’ün hadden efzûndur günâhı
Sevâd eyler cihânı dûd-ı âhı
Çü sensin kullarun dâ’im penâhı
Anı îmân ile hatm it İlâhî”
(Terceme-i Sad-Kelime-i İmâm Alî, Süleymaniye Ktp. Denizli nr. 416. vr. 3a-b).
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 01.10.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
“Zâr oldı gönül vasl ile hicrân arasında
Ömrüm geçiyor derd ile dermân arasında
Ben ana fedâ eyleyicek rûh-ı revânı
Kalmaz ikilik cân ile cânân arasında
Başdan tagıdup aklumı sevdâlara düşdüm
Ol kâkül ile zülf-i perîşân arasında
Gülzâr-ı ruh-ı yârda gûyâ ki dehânı
Bir gonçe-i terdür gül-i handân arasında
Dendân-ı safâ-bahşun ile ol leb-i mey-gûn
Lü’lü’ gibidür la‘l-i Bedahşân arasında”
(Riyâzî Mehmed Efendi, Tezkire-i Riyâzî, Millet Ktp. AE Tarih nr. 765, vr. 93a-b).
“İlâhî gonce-i ümmîdimi aç
Yed-i fazlunla kalbe reşhalar saç
Mecâlüm var iken keşf-i gıtâya
Beni ugratma râh-ı pür-hatâya
Müyesser it bana hakka’l-yakîni
Bulam îmânuma hısn-ı hasîni
Dilümden nakş-ı şekki eyleyem hak
Gönülde kalmaya tâ nokta-i şek
Dem-i rıhletde kudret verme k’iblîs
İde îmânıma bin dürlü telbîs
Yüzi suyına fahr-i enbiyânun
Habîb-i Hak Muhammed Mustafâ’nun
İlâhî Kevser’i eyle şarâbum
Berât-ı iftihâr eyle kitâbum
Beni mahşerde yâ Rabb rû-sefîd it
Berât-ı afvumı virüp saîd it
Bu abdi zâ’ik-ı şehd-i yakîn it
Yakîn erbâbına yâ Rab yakın it
Bana nûr-ı yakîni zîver eyle
Şerîat muktezâsın reh-ber eyle
Tecellî-i cemâle manzar eyle
Leyâlî-i visâle mazhar eyle
İden râh-ı hakîkatde sebâtı
Bulur âlemde ol bâkî hayâtı
Ferâmûş eyleyen bu şeş cihâtı
Dü âlemde bulur râh-ı necâtı
Beni lutfunla yâ Rabb eyle mümtâz
Dilümden it hicâb-ı gafleti bâz
İde ol dem ki rûhum evce pervâz
Enîs-i bezm-i hâssa eyle dem-sâz
Azîz’ün hadden efzûndur günâhı
Sevâd eyler cihânı dûd-ı âhı
Çü sensin kullarun dâ’im penâhı
Anı îmân ile hatm it İlâhî”
(Terceme-i Sad-Kelime-i İmâm Alî, Süleymaniye Ktp. Denizli nr. 416. vr. 3a-b).
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
“Zâr oldı gönül vasl ile hicrân arasında
Ömrüm geçiyor derd ile dermân arasında
Ben ana fedâ eyleyicek rûh-ı revânı
Kalmaz ikilik cân ile cânân arasında
Başdan tagıdup aklumı sevdâlara düşdüm
Ol kâkül ile zülf-i perîşân arasında
Gülzâr-ı ruh-ı yârda gûyâ ki dehânı
Bir gonçe-i terdür gül-i handân arasında
Dendân-ı safâ-bahşun ile ol leb-i mey-gûn
Lü’lü’ gibidür la‘l-i Bedahşân arasında”
(Riyâzî Mehmed Efendi, Tezkire-i Riyâzî, Millet Ktp. AE Tarih nr. 765, vr. 93a-b).
“İlâhî gonce-i ümmîdimi aç
Yed-i fazlunla kalbe reşhalar saç
Mecâlüm var iken keşf-i gıtâya
Beni ugratma râh-ı pür-hatâya
Müyesser it bana hakka’l-yakîni
Bulam îmânuma hısn-ı hasîni
Dilümden nakş-ı şekki eyleyem hak
Gönülde kalmaya tâ nokta-i şek
Dem-i rıhletde kudret verme k’iblîs
İde îmânıma bin dürlü telbîs
Yüzi suyına fahr-i enbiyânun
Habîb-i Hak Muhammed Mustafâ’nun
İlâhî Kevser’i eyle şarâbum
Berât-ı iftihâr eyle kitâbum
Beni mahşerde yâ Rabb rû-sefîd it
Berât-ı afvumı virüp saîd it
Bu abdi zâ’ik-ı şehd-i yakîn it
Yakîn erbâbına yâ Rab yakın it
Bana nûr-ı yakîni zîver eyle
Şerîat muktezâsın reh-ber eyle
Tecellî-i cemâle manzar eyle
Leyâlî-i visâle mazhar eyle
İden râh-ı hakîkatde sebâtı
Bulur âlemde ol bâkî hayâtı
Ferâmûş eyleyen bu şeş cihâtı
Dü âlemde bulur râh-ı necâtı
Beni lutfunla yâ Rabb eyle mümtâz
Dilümden it hicâb-ı gafleti bâz
İde ol dem ki rûhum evce pervâz
Enîs-i bezm-i hâssa eyle dem-sâz
Azîz’ün hadden efzûndur günâhı
Sevâd eyler cihânı dûd-ı âhı
Çü sensin kullarun dâ’im penâhı
Anı îmân ile hatm it İlâhî”
(Terceme-i Sad-Kelime-i İmâm Alî, Süleymaniye Ktp. Denizli nr. 416. vr. 3a-b).
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
“Zâr oldı gönül vasl ile hicrân arasında
Ömrüm geçiyor derd ile dermân arasında
Ben ana fedâ eyleyicek rûh-ı revânı
Kalmaz ikilik cân ile cânân arasında
Başdan tagıdup aklumı sevdâlara düşdüm
Ol kâkül ile zülf-i perîşân arasında
Gülzâr-ı ruh-ı yârda gûyâ ki dehânı
Bir gonçe-i terdür gül-i handân arasında
Dendân-ı safâ-bahşun ile ol leb-i mey-gûn
Lü’lü’ gibidür la‘l-i Bedahşân arasında”
(Riyâzî Mehmed Efendi, Tezkire-i Riyâzî, Millet Ktp. AE Tarih nr. 765, vr. 93a-b).
“İlâhî gonce-i ümmîdimi aç
Yed-i fazlunla kalbe reşhalar saç
Mecâlüm var iken keşf-i gıtâya
Beni ugratma râh-ı pür-hatâya
Müyesser it bana hakka’l-yakîni
Bulam îmânuma hısn-ı hasîni
Dilümden nakş-ı şekki eyleyem hak
Gönülde kalmaya tâ nokta-i şek
Dem-i rıhletde kudret verme k’iblîs
İde îmânıma bin dürlü telbîs
Yüzi suyına fahr-i enbiyânun
Habîb-i Hak Muhammed Mustafâ’nun
İlâhî Kevser’i eyle şarâbum
Berât-ı iftihâr eyle kitâbum
Beni mahşerde yâ Rabb rû-sefîd it
Berât-ı afvumı virüp saîd it
Bu abdi zâ’ik-ı şehd-i yakîn it
Yakîn erbâbına yâ Rab yakın it
Bana nûr-ı yakîni zîver eyle
Şerîat muktezâsın reh-ber eyle
Tecellî-i cemâle manzar eyle
Leyâlî-i visâle mazhar eyle
İden râh-ı hakîkatde sebâtı
Bulur âlemde ol bâkî hayâtı
Ferâmûş eyleyen bu şeş cihâtı
Dü âlemde bulur râh-ı necâtı
Beni lutfunla yâ Rabb eyle mümtâz
Dilümden it hicâb-ı gafleti bâz
İde ol dem ki rûhum evce pervâz
Enîs-i bezm-i hâssa eyle dem-sâz
Azîz’ün hadden efzûndur günâhı
Sevâd eyler cihânı dûd-ı âhı
Çü sensin kullarun dâ’im penâhı
Anı îmân ile hatm it İlâhî”
(Terceme-i Sad-Kelime-i İmâm Alî, Süleymaniye Ktp. Denizli nr. 416. vr. 3a-b).
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NESÎBÎ, Seyyid Ahmed Nesîbî Efendi | d. ? - ö. 1629 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | KEŞFÎ, Keşfî Çelebi | d. ? - ö. 1546-47\'den önce | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | AHMED, Sultan II. Ahmed | d. 1642 - ö. 1695 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ATÂYÎ, Nevâli-zâde Atâullâh Atâyî Efendi | d. ? - ö. 1618 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
5 | RÂZÎ, Yûsuf Efendi | d. ? - ö. 25 Eylül 1618 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | HİSÂLÎ, Hisâlî Çelebi | d. ? - ö. 1618 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | SA‘ÎD, Ebû Saîd Mehmed Efendi | d. 1594 - ö. Ekim-Kasım 1662 | Meslek | Görüntüle |
8 | KÂDİRÎ, Bahşî-zâde Abdülkâdir Efendi | d. ? - ö. Ağustos-Eylül 1649 | Meslek | Görüntüle |
9 | İSÂM, Mustafa İsâmeddin Efendi | d. ? - ö. 1788-89 | Meslek | Görüntüle |
10 | Ahmed, Ahmed bin Mahmûd, Molla Arab-zâde A. Efendi b. İmam Mahmûd Efendi | d. ? - ö. 1569 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | DERVİŞ, Yayabaşı-zâde Derviş Dede | d. ? - ö. 1591 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | MEDÎHÎ, Mustafa Medîhî Çelebi | d. ? - ö. III. Murad devri (1574-1595) | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | NÂSİRÎ, İSMET, Hoca Fahreddîn İsmetullâh İbn Mes’ûd-ı Buhârî | d. 1365 - ö. 1436-37 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | MÜSTAKÎM-ZÂDE SÜLEYMAN SADEDDİN EFENDİ | d. Mayıs-Haziran 1719 - ö. 14 Temmuz 1788 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | AZÎZ, Kilârî Azîz Efendi | d. ? - ö. 1727-28 | Madde Adı | Görüntüle |