Madde Detay
Faik Baysal
(d. 1921 / ö. 9 Aralık 2002)
Yazar, Şair, Öğretmen
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Sakarya / Adapazarı'nda doğar. Asıl adı Mustafa olan Baysal, İstanbul’da zahire ticaretiyle uğraşan babası Faik Bey'in adını kullanır. Baysal, doğduktan kısa bir süre sonra annesi Ferdane Hanım'ı verem hastalığından kaybeder. Baba ilgisinden uzak çocukluk günlerini Adapazarı’nda büyükbabasının yanında geçirir. Baysal’ın hayatı boyunca çektiği yalnızlığın ve mutsuzluğun temelinde, babanın ilgisizliği ve anne şefkatinden yoksunluğun yattığını söylemek mümkündür. Bu eksikliği, bir “boşluk” olarak hep duymuştur. Baysal, Adapazarı Rehber-i Terakki Mektebi’nde okula başlar. Ancak dedesinin ısrarıyla İstanbul Kadıköy’de papazlar tarafından idare edilen Saint-Joseph Lisesi’ne gönderilir (1928). Baysal’ın sıkıntılı hayatı, çocukluğuyla sınırlı kalmaz. Sıkıntı, dedesinin en iyi okul diye gönderdiği Saint-Joseph Lisesi’nden mezun olduktan sonra da devam eder. Baysal, liseden mezun olduğu yıl, İstanbul Üniversitesi Fransız Filolojisi’nde yükseköğrenime başlar; ancak savaş nedeniyle fakülteye devam edemez. Askerlikten sonra Pertevniyal Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yapar (1944-1949). Sarduvan romanının yayımlanmasından sonra, çeşitli çevrelerce komünistlikle suçlanır ve mesleğinden uzaklaştırılır. Geçimini sağlamak için özel dil dersleri vermeye başlar (1952). Yorucu olduğu, yazmaya vakit bırakmadığı için özel ders vermekten de vazgeçer ve Yeni İstanbul gazetesinde gece sekreteri olarak çalışır (1953-1954). Meydan Larousse’ta yeniden düzenli bir işe başlayan Baysal, ansiklopedinin tamamlandığı 1973’e kadar orada çalışır. Daha sonraki yıllarda kendini tamamen edebiyata adar. Ekmeğini kazanmak ve kaybettiği zamanı telafi edebilmek için büyük bir çaba harcar. Yetmişli yıllardan itibaren daha çok evinde yoğun bir yazma dönemine girer ve bütün dünya ile ilişkisini keser. Yedek subay okulunda başladığı sigara tiryakiliğinin etkisiyle yakalandığı akciğer kanserinden 9 Aralık 2002’de İstanbul Bahçeşehir’deki evinde seksen yaşında vefat eder (Yardım 2000: 79).
Baysal, ömrünün yaklaşık altmış yılını yazmakla geçirmiş bir yazardır. Ancak içe kapanık kişiliğinin bir yansıması olarak edebiyat çevresinden uzak kalmayı tercih etmiş; konuşmaktan, edebiyat ve sanat hakkında fikirler ileri sürmekten ziyade yazıcılığı, üretkenliği tercih etttiği için ön plâna çıkmamıştır. Onun yazılarında ve çalışmalarında, yalnız geçen çocukluk yıllarının ve okuduğu okulların etkilerini görmek mümkündür. Yazarın kitapla tanışması, çocukluk yıllarına rastlar. Büyükbabasını taklit ederek okumaya başlar (Yardım 2007: 121). Baysal'ın ilk şiir yazma denemesi, on dört on beş yaşlarında büyükannesinin ölümü üzerine Gündüz dergisinde yayımladığı “Yapraklar” şiiriyle gerçekleşir (1936). Öğrencilik yıllarında Saint-Joseph Lisesi’nin kütüphanesindeki Fransız klasiklerinin çoğunu okur. Burada Batı edebiyatından Balzac, Ronsard, Dostoyevski, George Sand gibi realist yazarları yakından tanıma fırsatını bulur. Baysal’ın kişiliğinin gelişmesinde onu büyüten büyükannesinin ve on iki yıl yatılı okuduğu Saint-Joseph Lisesi’nin önemli etkisinin olduğunu söylemek mümkündür. Ankara’da Yedek Subay Okulu’ndayken, Fransız devriminin büyük öncülerinden Andre Chenier’in eserleriyle tanışır. Ondan etkilenerek toplumsal içerikli şiirler yazmaya başlar. Böylece hayatının sonuna kadar bağlı kalacağı sömürü düzeniyle mücadele fikri bu yıllarda kök salar (Andaç 2001: 185). Kendisi ile yapılan söyleşilerde, kimden etkilendiği ile ilgili sorulara cevap vermemiş, bir ekol veya okul belirtmemiştir. Ancak onun ilk eseri olan Sarduvan’ı değerlendirenler, Rus romanlarının etkisinde kaldığını özellikle belirtirler (Ezine 2003: 8).
Baysal; şiir, hikâye, roman, oyun gibi birçok türde eser vermiş ve Fransızcadan birçok roman çevirisi yapmıştır. Belli bir dönemden sonra hayatını kalemiyle kazanma yolunu seçmiş olması, ister istemez onun çok yönlü bir sanatçı olmasına sebep olmuştur. Sanat değeri taşıyan ilk hikâyesi “İhtiyar Asker”, Büyük Doğu’da yayımlanır. Başlangıçta duygusal şiirler yazan Baysal, toplumun “sömürü düzeni”nden kurtulmasında sanatçıya büyük görevler düştüğü bilincine erişince, aşktan ziyade toplumsal içerikli şiire yönelir. Yazar, her ne kadar sosyalizmi açıkça dile getirmiyor, sosyalizmin savunuculuğunu yapmıyor ve sosyalist bir düzen kurmaya hizmet etmek amacıyla yola çıkmıyorsa da Marksizm’i, sosyalizmi ve toplumcu gerçekçiliği irdelemiş, anlamış; sol görüşü benimsemiş; toplumcu gerçekçilikten ve sosyalizmden etkilenmiş; bilinçli bir şekilde, işçi sınıfının ve kapitalizmin pençesi altında çırpınan kitlelerin yaşamını, acılarını edebiyata taşımış; bu kitlelerin sözcülüğünü yapmıştır. O, eserlerinde insanın macerasını irdelediğini; ancak bunu yaparken de şu ya da bu kategoriye sokmadan, yüzünü bir bütün olarak insana çevirdiğini söyler. Fahri Tuna’nın yaptığı bir söyleşide, her zaman haksızlığa karşı olduğunu, hiçbir politik sisteme dâhil olmadığını, kalemini ve düşüncelerini hiçbir “çıkar çevresinin” yararına kullanmadığını belirtir. Ona göre yazar, “tuzu kuru, mutlu bir azınlığın, magandaların hizmetine” girmemelidir (Tuna 2001: 12-13). İlk romanlarında köy gerçeğini olabildiğince yalın bir şekilde anlatmayı seçen Baysal, sonraki yıllarda bu tutumundan vazgeçtiği gibi kendisiyle aynı yıllarda moda olan köy romancılığını değerlendirirken de söz konusu edebiyatı, “gerçek dışı” ve “güdümlü” olmakla suçlayarak köy romancılığına karşı olduğunu açıkça ortaya koyar (Baysal 1981: 891). Dolayısıyla insanlara yararlı olmak istediğini, bu yüzden “hayallerle ve yalan konular”la ilgilenmediğini özellikle vurgular (Andaç 2001: 203). Baysal’la ilgili değerlendirmelerde de sanatının belirgin özelliği olarak vurgulanan ortak yön “gözlemci gerçekçi”liğidir. Onunla ilgili en geniş değerlendirmeyi yapmış olan Tahir Alangu, onun “gözlemci, tasvirci ve gerçekçi” yönüne dikkat çekerek Baysal’ın bizde gerçekçi sanat anlayışının ilk basamağını teşkil ettiğini ve bazen acı sefalet sahnelerini tasvir ederken, “insanın paçavralaştığı” basamaklara kadar inebilen gözlem gücünün hayret uyandırıcı güçlü bir seviyeye ulaştığını belirtir (Alangu 1965: 699).
Baysal, olayları anlatırken kişilerin duygu ve düşüncelerini mekân betimlemeleriyle vermesi bakımından başarılıdır. Kahramanlarını daha iyi tanıtabilmek için roman ve hikâyelerine uzun çevre tasvirleriyle başlar. Çocukluk günlerinde yaşadığı mekânlar onun eserlerinin kaynağını oluşturur. Bu tasvirler, hem eserin konusunu hem de kişilerin karakter yapılarını belirlemede son derece önemlidir. Sarduvan romanında, kahramanı Kavruk’un yoksulluğunu ve açlığını mekân tasvirleri aracılığıyla yapar.
Rezil Dünya romanında yazar, çocukluk günlerinin tatlı hatıralarını çevre betimlemeleriyle; İstanbul yıllarını ise bir hapishaneye benzettiği Saint-Joseph Lisesi’nin “kalın duvarları” ile ifade etmeye çalışır. Drina’da Son Gün romanındaki savaşın acımasızlığı ve şiddeti, Selmanoviç’in Almanlar tarafından yağmalanan çiftliğine ve Balkanlardaki kış manzaralarına yansır. Drina suyunda yüzen cesetlerin anlatımındaki dikkat de aynı çerçevede düşünülebilir. Ateşi Yakanlar romanında Aydemir Yağmurcuoğlu’nun içinde bulunduğu psikolojik durumu, İzmir ve İstanbul’un korkunç savaş manzaraları ile izah eder. Madam Bambu romanında Senar Kul’un içine düştüğü bunalım, oturduğu eski eviyle; yeni bir arayışı ve mutluluğu da, gittiği küçük bir deniz kasabasıyla özdeşleştirerek anlatır.
Faik Baysal'ın Türkiye'de ilk bilim kurgu denemesi olarak kabul edilen Kavanozdaki Adam adlı oyunu 1987 yılında Mesut Uçakan'ın yönetmenliğinde 4 bölümlük dizi olarak sinemaya uyarlanır.
Kaynakça
Alangu, Tahir (1965). “Faik Baysal”. Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Roman-Öncüler-1940-1950, II. İstanbul: İstanbul Matbaası.
Andaç, Feridun (2001). “Faik Baysal”. Söz Uçar Yazı Kalır, Yüzyılın Son Tanıkları-I. İstanbul: Can Yay.
Baysal, Faik (Aralık 1981). “Konu Önemli Değil”. Varlık.
Ezine, Celalettin (Ocak 2003). “Sarduvan Romanı Hakkında Bir Manifest ve Faik Baysal’ı Takdim”. Irmak. S. 25.
Tuna, Fahri (Ocak 2001). “Şair, Romancı, Hikâyeci, M. Faik Baysal, Yaşasın Edebiyat”. Irmak. S. 1.
Yardım, Mehmet Nuri (2000). “Edebiyat Adasının Yalnız Adamı Faik Baysal”. Romancılar Konuşuyor. İstanbul: Kaknüs Yay.
Yardım, Mehmet Nuri (2007). “Faik Baysal”. Yazar Olacak Çocuklar. İstanbul: Selis Kitaplar.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA AYDEMİRYayın Tarihi: 29.11.2018Güncelleme Tarihi: 19.12.2020
Yayın Tarihi: 29.11.2018Güncelleme Tarihi: 19.12.2020
Güncelleme Tarihi: 19.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Küçük İnsanlar | - / Yeni İstanbul gazetesi, (tefrika) | 23 Aralık 1952-20 Şubat 1953 | Roman |
Perşembe Adası | Varlık Yay. / İstanbul | 1955 | Hikâye |
İlk Defa | Varlık Yay. / İstanbul | 1957 | Şiir |
Sancı Meydanı | Set Yay. / İstanbul | 1968 | Hikâye |
Kavanozdaki Adam | - / - | 1975 | Tiyatro |
Nuni | Altın Kitaplar Matbaası / İstanbul | 1983 | Hikâye |
Uyyy | Ey Yay. / İstanbul | 1984 | Şiir |
Militan | Kelebek Yay. / İstanbul | 1986 | Hikâye |
Beyaz Şiirler | Ey Yay. / İstanbul | 1990 | Şiir |
Tota | Edebiyat Gazetesi Yay. / İstanbul | 1990 | Hikâye |
Güller Kanıyordu | Gendaş Yay. / İstanbul | 1992 | Hikâye |
Sarduvan | Can Yayınları / İstanbul | 1993 | Roman |
Ayın Ucunda (Tüm Şiirler) | Altın Kitaplar Yay. / İstanbul | 1994 | Şiir |
Rezil Dünya | Can Yayınları / İstanbul | 1994 | Roman |
Kırmızı Sardunya | Can Yay., / İstanbul | 1996 | Hikâye |
Voli | Telos Yayınevi / İstanbul | 1997 | Roman |
Gül Sancısı | Adapazarı Büyük Şehir Belediyesi Kültür Yay. / Adapazarı | 2001 | Şiir |
Madam Bambu | Can Yayınları / İstanbul | 2002 | Roman |
Gül Sancılı Adam | Adapazarı Büyük Şehir Belediyesi Kültür Yay. / Adapazarı | 2007 | Şiir |
Drina’da Son Gün | Can Yayınları / İstanbul | 2008 | Roman |
Ateşi Yakanlar | Kyrhos Yayınevi / Ankara | 2009 | Roman |
Elleri Sesinin Rengindeydi | Can Yay. / İstanbul | 2009 | Hikâye |
Ilgaz Teyze Öldü | Kyrhos Yay. / Ankara | 2009 | Hikâye |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Mehmet Niyazi Özdemir | d. 8 Nisan 1942 - ö. 11 Mayıs 2018 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Fahri Tuna | d. 1959 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Nusret Karaca | d. 14 Nisan 1955 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | NOVRUZ KARATEHLELİ | d. 1921 - ö. 1961 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Mehmed Kemal Kurşunluoğlu | d. 11 Nisan 1921 - ö. 14 Eylül 1998 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Sadullah Kutluer | d. 8 Haziran 1921 - ö. 19 Haziran 2006 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Tahsin Yazıcı | d. 1922 - ö. 20 Kasım 2002 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | TEKYURT, Eyüp Tekyurt | d. 1917 - ö. 2002 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Seyfettin Başcıllar | d. 8 Haziran 1930 - ö. 25 Mayıs 2002 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | SIRDAŞ ALİ, Ali Topaloğlu | d. 1956 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Hicabi Kırlangıç | d. 31 Ocak 1966 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | Nahit Ulvi Akgün | d. 1918 - ö. 12 Kasım 1996 | Meslek | Görüntüle |
13 | Duran Boz | d. 1 Ocak 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Abdülhakim Koçin | d. 1965 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Çoşkun Gökçay | d. 12 Nisan 1931 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FÂ’İK | d. ? - ö. 1872\'de hayatta | Madde Adı | Görüntüle |
17 | FÂİK, Ömer Fâik Efendi | d. ? - ö. 1829 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | HULUSÎ/YAZICI, Faik Yazıcı | d. 1917 - ö. 1967 | Madde Adı | Görüntüle |