ÇAĞLARÎ/AKÇAY, Mehmet Akçay

(d. 1951 / ö. -)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmet Akçay olan âşık, 1951 yılında Van’ın Bahçıvan mahallesinde doğar. Van’ın Bahçesaray (Müküs) ilçesinden merkeze uzun zaman önce göç eden âşığın ailesi Van’ın yerlilerindendir. Hikâyeci âşıklar arasında sayılabilecek bir babanın çocuğu olan âşık, küçüklüğünde babasından çok sayıda hikâye dinleyerek büyür. İlk, orta ve lise tahsilini Van merkezde tamamlayan Mehmet Akçay, iki kez İstanbul’da üniversite sınavına girer ancak herhangi bir üniversiteyi kazanamaz. Âşık, 1973-1974 Kıbrıs Barış Harekâtı esnasında askerliğini Isparta’da yapar.

Askerlikten sonra, 1975 yılında, dönemin önemli kamu kuruluşlarından Sümerbankta memur olarak göreve başlar. Sümerbank’ta çalıştığı sırada, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde lisans eğitimini tamamlar. Van’da 13 yıl görev yaptıktan sonra 1988’de Erzurum’a tayini çıkar (Arvas 2005: 71). Aslında bu tayinin arkasında siyasi sebepler vardır. Zira 1980 ihtilalinden sonra partilerin kapatılması kamu kurumlarında keşmekeşe neden olur ve sağ sol davasından dolayı âşık Erzurum’a sürgün edilir. Bu olay, Mehmet Akçay’ın hayatında büyük değişikliklere sebep olur. Nitekim âşık ilk zamanlarda bu tayini sürgün olarak kabul etse de daha sonra bu sürgünden memnun kalır. Çünkü Erzurum’da çalıştığı dönemde hem maddi anlamda kazanımlar elde eder hem de âşıklık sanatını öğrenir. Kendisi için bir dönüm noktası olan bu sürgün aslında onun yaşamına renk de katar. Üstelik âşık bu hadisenin neticesinde pek çok kazanımla memleketi Van’a geri döner (Arvas 2012: 76). 25 yıl çalıştığı Sümerbank’tan 1999 senesinde emekli olur. Mehmet Akçay, Erzurum’dan Van’a döndükten sonra “Âşıklar Çay Evi” adlı bir kahvehane açıp işletir.

Celalî (Celal Yenitürk) ile 20 Haziran 2018'de yapılan telefon görüşmesinden alınan bilgiye göre âşık 2009’dan sonra maddi imkânsızlıklardan dolayı çalıştırdığı kahvehaneyi kapatmak zorunda kalır. Evli ve iki çocuk babası olan âşık hâlen Van merkezde yaşamaktadır.

Şiirlerinde mahlas olarak genelde Mehmet Akçay ve Çağlarî’yi tapşıran âşık, bazen de sadece soyadını kullanır (Arvas 2012: 75). Âşığın sanat yaşamı Ferit adında bir arkadaşıyla saz çaldığı ilk gençlik yıllarına dayanır. Âşık kültürünün geleneksel çalgı aleti olan sazı kullanmayı sonradan iyice öğrenir. Onun saza ilgi duymaya başladığı dönem Çobanoğlu, Reyhanî, Mahzunî Şerif gibi âşıkların kaset çıkarttığı yıllara rastlar. Gelenek temsilcilerinin kasetlerini dinleyen Çağlarî âşıklığa heveslenir. Babasının da hikâye anlatan biri olması, âşıklığa gönül vermesine sebep olur. Yine, babasının “Hikâye anlatma töresi kolaydır, onu anlatmaya başlaman devamını getirmen için yeterlidir” demesi ona cesaret verir. Gerek babasının anlattığı hikâyeler gerekse o zamanki âşıkların kaset çıkarması ve halk tarafından dinlenmesi, ona heyecan vermekten başka bir işe yaramaz. O, hâlâ Mehmet Akçay’dır ve sadece düğünlerde, çay bahçelerinde halk müziği ürünleriyle usta malı türküler okumaya devam eder (Arvas 2005: 73).

Onun, Çağlarî mahlasını alması için Erzurum’a sürgün gitmesi gerekir. Âşık, Erzurum’da memurluk hayatını devam ettirirken ileride ustası olacak Mevlüt İhsanî’yle tanışır. Bu tanışma hikâyesi kısaca şöyledir: Memleketinden uzak kalışından ötürü hüzünlenen Mehmet Akçay Erzurum’da vakit geçirebileceği “Âşıklar Kahvehanesi” isimli mekâna sık sık gider. Bir gün kahvehanede sıla özlemiyle “Biz de bir zamanlar saz çalardık” cümlesini söyleyince bu mekânın sahibi Cengiz Yaranî, oğluna sazı indirmesini söyler. Yaranî, türküyü bitiren Çağlarî’ye sesinin güzel olmadığını fakat duygulu, içten bir söyleyiş tarzı olduğunu ve âşıklık mesleğine yatkınlığını ifade eder. Bir gece kahvehanede “Bu da Van’dan Mehmet Akçay” diye saz ve söz hakkı verilir (Arvas 2005: 73). Orada Mevlüt İhsanî, âşığı görür ve ona âşıklık mesleği için çıraklık teklifinde bulunur. Bu teklifi kabul eden Mehmet Akçay’a ustası âşık tarzı şiir yazmayı, mızrap atmayı öğretir. Akçay önce 11’li, 7’li, 8’li heceyle şiir oluşturmayı öğrenir. Daha sonra ustası Mevlüt İhsanî, divanînin ne olduğu hakkında ona bilgi verir ve ondan bu tarz bir şiir yazmasını ister. Eğer, Mehmet Akçay divanî yazabilirse hakiki âşık olacaktır; yoksa bu işi bırakması gerekecektir. Böylece âşık Hak muhabbet nefesinden cihanı var eyledi adlı divanîsini yazar ve bundan sonra ustası İhsanî'den Çağlarî mahlasını alır (Arvas 2012: 76). Neticede Âşık Çağlarî divanî yazmayı da öğrenmiş olur.

Âşık, Van’dan ayrı geçirdiği günler için Kala kala gurbette adlı bir şiir yazar ve bu şiirde memleket özlemi ile hasretini dile getirir (Akçay 1999: 10). Ne kaldı” redifli şiirinde ise eşi ve çocuklarına karşı beslediği sevgiyi ve ailesinin kendisi için önemini ifade eder (Akçay 1999: 1). Rüya sonucu âşıklığın mantıklı olmadığını sözlerine ekleyen âşık, bu işin ancak usta çırak geleneği neticesinde elde edilebileceğine inanır. Halk hikâyelerinden “Ercişli Emrah ile Selvihan” ve “Âşık Garip”i ana hatlarıyla anlatır. Bunun dışında geçmişte yaşamış âşıkların hayatını ve hangi şiirleri neyin sonucu yazdıklarını da bilir. Erzurum’da, 1999 yılında, “Duygularımdan Bir Demet” adlı şiir kitabını bastırır. Bu kitapta 51 tane şiiri bulunur. Hece vezniyle yazılan şiirlerin çoğunluğunu 11’li koşmalar oluşturur. Çağlarî, şiir kitabında gelenekteki klasik tema, motif ve benzetmelere ağırlık verir. Şiirlerin büyük çoğunluğu, didaktik bir üslupla nasihat vermeye yöneliktir (Arvas 2012: 76). Bunun haricinde çeşitli defter ve ajandalara müsvedde olarak yazdığı ancak henüz yayımlamadığı çok sayıda şiiri de vardır.

Kaynakça

Akçay, Mehmet (1999), Duygulardan Bir Demet. Erzurum: yyy.

Arvas, Abdulselam (2005). Van Âşıklık Geleneği/İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi.

Arvas, Abdulselam (2012). Geçmişten Günümüze Van Âşıklık Geleneği. Ankara: Hâkim Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. ABDULSELAM ARVAS
Yayın Tarihi: 02.01.2019
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Duygulardan Bir DemetYok / Erzurum1999Şiir

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ZEKİ AYHANd. 1943 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2UMMÂN BABA/UMMÂNÎ/UMMÂN, Umman Kadri Poyrazoğlud. 1936 - ö. 15.05.2016Doğum YeriGörüntüle
3TAŞDELEN, Abdullah Taşdelend. 18.04.1972 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Sadık Yemnid. 2 Ocak 1951 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Müslim Çelikd. 09 Aralık 1951 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6GÖKÇE/HASRETÎ/ÖZLEMÎ, Ahmet Gökçed. 01.03.1951 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7EZELÎ, Hasan Yalınacaklıd. 1930 - ö. 19.02.2011Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
8CİVANÎ, Mustafa Orald. 1943 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
9DEMİROĞLU/ÇİMENOĞLU, Yaşar Demird. 10.03.1962 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
10AHMET ERSÖZd. 01.01.1943 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
11ESERÎ, Ahmet Turan Bülbüld. 10.11.1954 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
12Mehmet Yaşınd. 1958 - ö. ?Madde AdıGörüntüle