Madde Detay
DİDÂRÎ
(d. ?/1810-1812? - ö. ?/?)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Didârî’nin 1810-12 yılları arasında doğmuş olabileceği tahmin edilmektedir. Doğum yeri bilinmemektedir. Artvin Şavşat’ın Merya (şimdiki adı Veliköy) köyünde yaşadığı bilinmektedir. Asıl adı ve yaşamına ilişkin yeterli bilgi bulunmamaktadır. Şiirlerinden yola çıkılarak 19. yüzyılda yaşadığı düşünülebilir. Bir şiirde, 1829’da âşıklığa başladığını ve badeli âşık olduğunu vurgulamaktadır. Osmanlı-Rus savaşı (1877-1878) sonucu yaşadığı yerlerin işgal edilmesini işlediği şiirleri olduğuna göre bu dönemde henüz sağ olduğu anlaşılmaktadır. Ancak vefatı ve mezarına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Şiirlerinde genellikle tasavvuf konularını işleyen Âşık Didarî’nin birkaç destanı tespit edilebilmiştir (Karadeniz 2002:127; Özder ve Aydın 1969: 68; Gökalp 1988. 146; Öksüz 2013: 254).
Kaynakça
Gökalp, Mehmet (1988). Artvin Saz Şairleri. İstanbul: Asır Ajans Yay.
Karadeniz, Bekir (2002). Artvinli Halk Şairleri. Ankara: Ankara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay.
Öksüz, Musa (2013). Artvin Âşıklık Geleneği. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi.
Özder, M. Âdil, Abdullah Aydın (1969). Yazı ve Resimlerle Çevre İncelemesi-I Artvin İli. Ankara: Güneş Matbaacılık.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. GÖZDE TEKİNYayın Tarihi: 11.02.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
93 Harbi Destanı
Ya Rabbi hidayet yetür hocama
Aldı ateş şirin cana yetişti.
Ezel böyle imiş yazı beratı
Şad gönlümüz gamlı güne yetişti.
Tibet’te kurmuştuk mekânımızı
İlimle besledik bu canımızı
Ya Rab viran koyma dershanemizi
Bu feryadım asumana yetişti.
Talipleri bile sağ ve solunda
Meğer agâh oldu dağlar çölünde
Eyvah hocam kaldı Urus elinde
Yoksa dünya son zamana yetişti.
Bundan sonra bana haramdır Mirye
Arzuhâller İstanbul’a yürüye
Verin hazineden alın geriye
Bu haberler her bir yana yetişti.
Beşaret olundu kâfir krala
Hayıf bir gül düştü Uruset ele
Bu haberler gitti ta İstanbul’a
Vardı Bab-ı Hümayun’a yetişti
Gezmiş idik nice çok gurbetleri
Kim bilirdi böyle felaketleri
Burada yetim kaldı hep şakirtleri
Şimdi hâlim pek yamana yetişti.
Ya Rabbî sanadır şikâyetimiz
Yoktur gayrilere hiç minnetimiz
Kaldı böyle garip memleketimiz
Azdı fitne çok isyana yetişti.
Etmiş idik Beytullah’ı ziyaret
Onun hürmetine ola hidayet
Yetişe Kırklar’dan keramet
Şayi olup Âl-Osman’a yetişte.
Ah ettikçe ciğerlerim çürüye
Umarım ki tutan eller kuruya
Meğer ki koymasın kısmet beriye
Hemen gelip Ardahan’a yetişti.
Asla gam yemezdim bu cihan için
Yaşamazdım hocam böyle gün için
Bugün ahir zaman oldu ben için
Dertli Dîdar bir tufana yetişti
Öksüz, Musa (2013). Artvin Âşıklık Geleneği. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi. 255.
Dayandı
Yiğit olan kalksın kuşansın silah
Urus geldi yaylalara dayandı
Bundan sonra yoktur bizlere felah
Kanlı hançer sinemize dayandı
Haneler söyündü ocaklar tütmez
Viran yuvalarda bülbüller ötmez
Bu derde bin lokman gelse kar etmez
Nice şirin can ateşe yandı
Şavşat dağlarında çiçekler açmaz
Kanadı kırılmış turnalar uçmaz
Osmanlı ahdetmiş sözünden geçmez
Dağlar taşlar kızıl kana boyandı
Der Didari kaldı kuru can kafes
Ne kimsede can var ne zerre nefes
Kan ağlar analar gelinler herkes
Ah u figan asumana dayandı
Karadeniz, Bekir (2002). Artvinli Halk Şairleri. Ankara: Ankara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay. 128.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 11.02.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
93 Harbi Destanı
Ya Rabbi hidayet yetür hocama
Aldı ateş şirin cana yetişti.
Ezel böyle imiş yazı beratı
Şad gönlümüz gamlı güne yetişti.
Tibet’te kurmuştuk mekânımızı
İlimle besledik bu canımızı
Ya Rab viran koyma dershanemizi
Bu feryadım asumana yetişti.
Talipleri bile sağ ve solunda
Meğer agâh oldu dağlar çölünde
Eyvah hocam kaldı Urus elinde
Yoksa dünya son zamana yetişti.
Bundan sonra bana haramdır Mirye
Arzuhâller İstanbul’a yürüye
Verin hazineden alın geriye
Bu haberler her bir yana yetişti.
Beşaret olundu kâfir krala
Hayıf bir gül düştü Uruset ele
Bu haberler gitti ta İstanbul’a
Vardı Bab-ı Hümayun’a yetişti
Gezmiş idik nice çok gurbetleri
Kim bilirdi böyle felaketleri
Burada yetim kaldı hep şakirtleri
Şimdi hâlim pek yamana yetişti.
Ya Rabbî sanadır şikâyetimiz
Yoktur gayrilere hiç minnetimiz
Kaldı böyle garip memleketimiz
Azdı fitne çok isyana yetişti.
Etmiş idik Beytullah’ı ziyaret
Onun hürmetine ola hidayet
Yetişe Kırklar’dan keramet
Şayi olup Âl-Osman’a yetişte.
Ah ettikçe ciğerlerim çürüye
Umarım ki tutan eller kuruya
Meğer ki koymasın kısmet beriye
Hemen gelip Ardahan’a yetişti.
Asla gam yemezdim bu cihan için
Yaşamazdım hocam böyle gün için
Bugün ahir zaman oldu ben için
Dertli Dîdar bir tufana yetişti
Öksüz, Musa (2013). Artvin Âşıklık Geleneği. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi. 255.
Dayandı
Yiğit olan kalksın kuşansın silah
Urus geldi yaylalara dayandı
Bundan sonra yoktur bizlere felah
Kanlı hançer sinemize dayandı
Haneler söyündü ocaklar tütmez
Viran yuvalarda bülbüller ötmez
Bu derde bin lokman gelse kar etmez
Nice şirin can ateşe yandı
Şavşat dağlarında çiçekler açmaz
Kanadı kırılmış turnalar uçmaz
Osmanlı ahdetmiş sözünden geçmez
Dağlar taşlar kızıl kana boyandı
Der Didari kaldı kuru can kafes
Ne kimsede can var ne zerre nefes
Kan ağlar analar gelinler herkes
Ah u figan asumana dayandı
Karadeniz, Bekir (2002). Artvinli Halk Şairleri. Ankara: Ankara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay. 128.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
93 Harbi Destanı
Ya Rabbi hidayet yetür hocama
Aldı ateş şirin cana yetişti.
Ezel böyle imiş yazı beratı
Şad gönlümüz gamlı güne yetişti.
Tibet’te kurmuştuk mekânımızı
İlimle besledik bu canımızı
Ya Rab viran koyma dershanemizi
Bu feryadım asumana yetişti.
Talipleri bile sağ ve solunda
Meğer agâh oldu dağlar çölünde
Eyvah hocam kaldı Urus elinde
Yoksa dünya son zamana yetişti.
Bundan sonra bana haramdır Mirye
Arzuhâller İstanbul’a yürüye
Verin hazineden alın geriye
Bu haberler her bir yana yetişti.
Beşaret olundu kâfir krala
Hayıf bir gül düştü Uruset ele
Bu haberler gitti ta İstanbul’a
Vardı Bab-ı Hümayun’a yetişti
Gezmiş idik nice çok gurbetleri
Kim bilirdi böyle felaketleri
Burada yetim kaldı hep şakirtleri
Şimdi hâlim pek yamana yetişti.
Ya Rabbî sanadır şikâyetimiz
Yoktur gayrilere hiç minnetimiz
Kaldı böyle garip memleketimiz
Azdı fitne çok isyana yetişti.
Etmiş idik Beytullah’ı ziyaret
Onun hürmetine ola hidayet
Yetişe Kırklar’dan keramet
Şayi olup Âl-Osman’a yetişte.
Ah ettikçe ciğerlerim çürüye
Umarım ki tutan eller kuruya
Meğer ki koymasın kısmet beriye
Hemen gelip Ardahan’a yetişti.
Asla gam yemezdim bu cihan için
Yaşamazdım hocam böyle gün için
Bugün ahir zaman oldu ben için
Dertli Dîdar bir tufana yetişti
Öksüz, Musa (2013). Artvin Âşıklık Geleneği. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi. 255.
Dayandı
Yiğit olan kalksın kuşansın silah
Urus geldi yaylalara dayandı
Bundan sonra yoktur bizlere felah
Kanlı hançer sinemize dayandı
Haneler söyündü ocaklar tütmez
Viran yuvalarda bülbüller ötmez
Bu derde bin lokman gelse kar etmez
Nice şirin can ateşe yandı
Şavşat dağlarında çiçekler açmaz
Kanadı kırılmış turnalar uçmaz
Osmanlı ahdetmiş sözünden geçmez
Dağlar taşlar kızıl kana boyandı
Der Didari kaldı kuru can kafes
Ne kimsede can var ne zerre nefes
Kan ağlar analar gelinler herkes
Ah u figan asumana dayandı
Karadeniz, Bekir (2002). Artvinli Halk Şairleri. Ankara: Ankara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay. 128.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
93 Harbi Destanı
Ya Rabbi hidayet yetür hocama
Aldı ateş şirin cana yetişti.
Ezel böyle imiş yazı beratı
Şad gönlümüz gamlı güne yetişti.
Tibet’te kurmuştuk mekânımızı
İlimle besledik bu canımızı
Ya Rab viran koyma dershanemizi
Bu feryadım asumana yetişti.
Talipleri bile sağ ve solunda
Meğer agâh oldu dağlar çölünde
Eyvah hocam kaldı Urus elinde
Yoksa dünya son zamana yetişti.
Bundan sonra bana haramdır Mirye
Arzuhâller İstanbul’a yürüye
Verin hazineden alın geriye
Bu haberler her bir yana yetişti.
Beşaret olundu kâfir krala
Hayıf bir gül düştü Uruset ele
Bu haberler gitti ta İstanbul’a
Vardı Bab-ı Hümayun’a yetişti
Gezmiş idik nice çok gurbetleri
Kim bilirdi böyle felaketleri
Burada yetim kaldı hep şakirtleri
Şimdi hâlim pek yamana yetişti.
Ya Rabbî sanadır şikâyetimiz
Yoktur gayrilere hiç minnetimiz
Kaldı böyle garip memleketimiz
Azdı fitne çok isyana yetişti.
Etmiş idik Beytullah’ı ziyaret
Onun hürmetine ola hidayet
Yetişe Kırklar’dan keramet
Şayi olup Âl-Osman’a yetişte.
Ah ettikçe ciğerlerim çürüye
Umarım ki tutan eller kuruya
Meğer ki koymasın kısmet beriye
Hemen gelip Ardahan’a yetişti.
Asla gam yemezdim bu cihan için
Yaşamazdım hocam böyle gün için
Bugün ahir zaman oldu ben için
Dertli Dîdar bir tufana yetişti
Öksüz, Musa (2013). Artvin Âşıklık Geleneği. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi. 255.
Dayandı
Yiğit olan kalksın kuşansın silah
Urus geldi yaylalara dayandı
Bundan sonra yoktur bizlere felah
Kanlı hançer sinemize dayandı
Haneler söyündü ocaklar tütmez
Viran yuvalarda bülbüller ötmez
Bu derde bin lokman gelse kar etmez
Nice şirin can ateşe yandı
Şavşat dağlarında çiçekler açmaz
Kanadı kırılmış turnalar uçmaz
Osmanlı ahdetmiş sözünden geçmez
Dağlar taşlar kızıl kana boyandı
Der Didari kaldı kuru can kafes
Ne kimsede can var ne zerre nefes
Kan ağlar analar gelinler herkes
Ah u figan asumana dayandı
Karadeniz, Bekir (2002). Artvinli Halk Şairleri. Ankara: Ankara Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay. 128.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | RUFAÎ, Yusuf | d. ? - ö. 1878 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FARUK ALBAY | d. 1958 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Özgen Seçkin | d. 23 Ocak 1951 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | RUFAÎ, Yusuf | d. ? - ö. 1878 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | FARUK ALBAY | d. 1958 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Özgen Seçkin | d. 23 Ocak 1951 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | RUFAÎ, Yusuf | d. ? - ö. 1878 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | FARUK ALBAY | d. 1958 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Özgen Seçkin | d. 23 Ocak 1951 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RUFAÎ, Yusuf | d. ? - ö. 1878 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | FARUK ALBAY | d. 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Özgen Seçkin | d. 23 Ocak 1951 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | RUFAÎ, Yusuf | d. ? - ö. 1878 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | FARUK ALBAY | d. 1958 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Özgen Seçkin | d. 23 Ocak 1951 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |