Madde Detay
ENVERî, Sûzenger Enverî Çelebi (Mürekkepçi)
(d. ?/? - ö. 957/1547)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Nureddin, Mehmed ya da her ikisi olabilir. Sâdettin Nüzhet Ergun, şairin asıl adını Nureddin olarak verir. Meşâ'irü'ş-şu'arâ'da Enverî'nin biyografisinde yazılı olan Yahya Bey’in şu beytinde ise şairin adı Mehmed olarak geçer. (Ergun 1945: C.3 1300; Kılıç 2010: 390; Kurnaz vd. 2001b: 17). Mürekkebci Memi bilmem sana ben n’eyledüm n’itdüm / Ele tutdun koyıvirdün bize geldün turıvirdün (Kılıç 2010: 390). Biyografik kaynakların İstanbullu olduğu konusunda ittifak ettiği Enverî için Ergun, bir şiir mecmuasında “Kefeli Mürekkepçi Enverî” kaydına rastladığını söyler (Ergun 1945: 3/ 1300). Enverî, Bitpazarı’nın Uzunçarşı kapısının yanında bulunan dükkanında mürekkepçilik ve sûzengerlik yapardı. Mürekkepçiler kethüdâsı olduktan sonra bir süre Acem Remmâl Haydar’ın kethüdalığını yapıp dükkanını dağıttıysa da, tekrar eski işine döndü ve ölümüne kadar dükkanında kendi mesleğini sürdürdü. Âteş-bâzlıkta ve neft-endâzlıkta eşsizdi. Bu yönüyle mirî kumbaracılığına kadar yükseldi. Bir gece Kanûnî Sultan Süleyman’a gösteri için renkli fişekler yapmaya çalışırken evini yaktı. Bu yangında divanı yandı, kendisi de bazı yanıklarla zor kurtuldu. Bu durumunu padişaha sunduğu bir kasideyle anlattı ve ihsan istedi (Kılıç 2010: 387). Yakdı nârenci fetîl otı libâs-ı cismin/Enverî geldi şehâ kapuna üryân büryân (Kılıç 2010: 387)
Enverî’nin 946/1539 yılında Kanûnî Sultan Süleyman’ın şehzadelerinin sünnet düğününde kına gecesi bir şiir okuyarak havaî fişek gösterisi yapması çok beğenildi ve ihsanlar aldı (Kılıç 2010: 387; Sungurhan 2009: 155). 954/1547 tarihinde vefat eden Enverî’nin ölümüne Edirneli Nazmî, “Yirin nûr ide Bîçûn Enverî’nün” mısraını tarih düşürmüştür (Kurnaz vd. 2001b: 23).
Tezkire yazarları Enverî'nin ümmîliği ile ilgili bilgiler verirken onun iyi bir şair olduğu konusunda birleşirler. Âşık Çelebi, Gelibolulu Âlî ve Kınalızâde Hasan Çelebi Kıyâsî’nin, Enverî’nin cahilliği ile ilgili söylediği şu beyti naklederler: O bir cehl-i mürekkebdür mürekkeb satmadur kârı/Cihânda Enverî gibi siyehkâr olmasun kimse (İsen 1994: 198, Kılıç 2010: 386, Sungurhan 2009: 155). Âşık Çelebi, Enverî’nin zamanında şöhretli bir şair olsa da elifin doğru mu, eğri mi yazılacağını bilmediğini, henüz üzerine yazı yazılmamış bir kağıt kadar harflerden uzak bulunan alelâde şekillerle yazıları ayırt edemeyecek kadar okuma yazma bilmeyen biri olduğunu söyler. Kalem gibi karnını yarsan elif çıkmazdı fakat şiir konusunda güzel erdemler ile meleke sahibi biriydi. (Kılıç 2010: 385). Latîfî ise, Enverî’nin okuma yazmada nasibi olmadığını, öylesine cahil biriydi ki; elif harfini doğruluğundan, kef harfini eğriliğinden bildiğini, fakat şiir yazmada yetenekli olduğunu, beğenilen mânâlar ve güzel sanatlar bulup kullandığını söyler (Canım 2000: 181). Enverî, yaşadığı dönemin tanınmış, şiirleri beğenilen şairlerindendi. Şiirlerine çokça nazire yazıldığı gibi kendisi de birçok şiiri tanzir etmiştir. Bazı şiirleri bestelenmiştir. Rind meşrep bir kişiliğe sahiptir ve bu özelliği de şiirlerine yansımıştır (Kurnaz vd. 2001b: 31). Enverî’nin bu özelliğinden bahseden Ahdî’nin naklettiğine göre; Enverî bir gece yarısı iki testi şarap ile meyhaneye giderken subaşıya rast gelir. Subaşının bu hali üzre onu azarlamalarına karşılık Ahmed Paşa’nın Kerem Kasidesi’nden bir mısraı tazmin edip oracıkta okuyarak kendini kurtarır. İki destüm tolu mey destümi sındurma benüm/Tutalum iki elüm kanda imiş kanı kerem (Solmaz 2009: 105)
Kaynakça
Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Balcı, Rüştü (hzl.) (2013). Kâtip Çelebi, Keşfü'z-Zünûn. 1-5. C. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. İstanbul.
Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü'ş-Şuarâ ve Tabsıratü'n-Nuzemâ. Ankara: AKM Yay.
Çakıroğlu, Ekrem (1999). Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi. İstanbul: YKY.
Çavuşoğlu, Mehmed (1970). Zâtî’nin Letâyifi. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi XVIII.
Ergun, Saadettin Nüzhet (1936-1945). Türk Şairleri I-IV. C. İstanbul: Bozkurt Matbaası.
İpekten, Haluk vd. (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Gelibolulu Âlî, Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1999). Latîfî Tezkiresi. Ankara: Akçağ Yay
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemal (1997). Türküden Gazele – Halk ve Divan Şiirinin Müşterekleri Üzerine Bir Deneme. Ankara: Akçağ Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001a). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî- Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001b). Ümmî Divan Şairleri ve Enverî Divanı. Ankara: MEB Yay.
M. Şemseddin Sami (1306-16/1889-93). Kâmûsü'l-Alam C. I-VI. İstanbul.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Nev'izade Atayi, Şakaik-i Nu'maniye ve Zeyilleri. 5 C. İstanbul: Çağrı Yay.
Solmaz, Süleyman (hzl.) (2009). Ahdî, Gülşen-i Şu’arâ . http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10730,aggpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 23.03.2014]
Sungurhan-Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi,Tezkiretü'ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 23.03.2014]
Sungurhan-Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî,Tezkiretü'ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10733,metinpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 23.03.2014]
Şentürk, Ahmet Atilla (1999). Osmanlı Şiiri Antolojisi. İstanbul: YKY.
Yıldırım, Ali (1999). "16. Yüzyıl Ümmî Şairlerinden Enverî ve Şiirleri". Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi.(118).
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. KADRİ HÜSNÜ YILMAZYayın Tarihi: 19.05.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
N’ideyin sahn-ı çemen seyrini cânânum yok
Bir yanumca salınur serv-i hırâmânum yok
Endürür gerçi lebin vaslına cânlar virene
Leb-i cân-bahşını emsem dimege cânum yok
Bagrımun başına dâg-ı gamı odlar yakalı
Kaldum ayakda kara başuma dermânum yok
Nice da’vet ideyin ol perîyi dâireye
Hâtem-i la’li gibi mühr-i Süleymân’um yok
Enverî gülşen-i kûyunda figânlar eyler
Dime ey gonce dehen bülbül-i nâlânum yok
Gazel
Şarâb-ı eşk-i çeşmümle pür itdi câm-ı zer çeşmüm
Anı korkum budur bezmünde halk içre döker çeşmüm
İki göz arasında buluşup aglayı aglayı
Bana arz itdi aynum mâcerâsın muhtasar çeşmüm
Yaşum rengi bekam mânendi oldı kan akıtmadan
Boyandı kızıl ala kanlara beden beter çeşmüm
Kızılırmagı yindürdi gözine Nil’i sindürdi
Kimi kan aglamakda göze yindürse basar çeşmüm
Sana göndermek isterdüm rakîbün sıdkı yanumdan
Dirîgâ eylemişdi dest-mâlüm pür güher çeşmüm
Be-gâyet pîrdür çeşmüm yaşından bilirüz anı
Mahaldür eyle ol pîr-i cefâ-bîne nazar çeşmüm
Beni hasret helâk itdi görün ol meh görinmez mi
Olupdur Enverî burc-ı bedende gözciler çeşmüm
Gazel
Yaşum yagmur kabagum ebr âhum bâd imiş bildüm
Sadâ-yı ra’d-ı nâlemden kopan feryâd imiş bildüm
Siyâset-gâh-ı ışka çagıran mücrimleri her dem
Dirîgâ çeşm-i hûn-rîzün diyen cellâd imiş bildüm
Beni döne döne zâr itdi derd-i dâg-ı mihnetle
Bu çarh-ı lu’b-bâz ey dil aceb nerrâd imiş bildüm
Beni öldürmek ister derd-i hicri kendi şâd olmış
Ne derdüm var benüm andan tabîbüm şâd imiş bildüm
Taşı taş üzre komaz seyl-i eşküm dâr-ı dünyâda
Buradan anladum kim dünye bî-bünyâd imiş bildüm
Zebân-ı hâl ile hâlin ayıtdı Bîsütûn içre
Görinen lâleler yirde dem-i Ferhâd imiş bildüm
Gönül akıtmag olmaz Enverî su gibi her kasra
Yıkık gönlüm gibi âlem harâb-âbâd imiş bildüm
(Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Ümmî Divan Şairleri ve Enverî Divanı. Ankara: MEB Yay. 119, 129, 133.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 19.05.2014Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
N’ideyin sahn-ı çemen seyrini cânânum yok
Bir yanumca salınur serv-i hırâmânum yok
Endürür gerçi lebin vaslına cânlar virene
Leb-i cân-bahşını emsem dimege cânum yok
Bagrımun başına dâg-ı gamı odlar yakalı
Kaldum ayakda kara başuma dermânum yok
Nice da’vet ideyin ol perîyi dâireye
Hâtem-i la’li gibi mühr-i Süleymân’um yok
Enverî gülşen-i kûyunda figânlar eyler
Dime ey gonce dehen bülbül-i nâlânum yok
Gazel
Şarâb-ı eşk-i çeşmümle pür itdi câm-ı zer çeşmüm
Anı korkum budur bezmünde halk içre döker çeşmüm
İki göz arasında buluşup aglayı aglayı
Bana arz itdi aynum mâcerâsın muhtasar çeşmüm
Yaşum rengi bekam mânendi oldı kan akıtmadan
Boyandı kızıl ala kanlara beden beter çeşmüm
Kızılırmagı yindürdi gözine Nil’i sindürdi
Kimi kan aglamakda göze yindürse basar çeşmüm
Sana göndermek isterdüm rakîbün sıdkı yanumdan
Dirîgâ eylemişdi dest-mâlüm pür güher çeşmüm
Be-gâyet pîrdür çeşmüm yaşından bilirüz anı
Mahaldür eyle ol pîr-i cefâ-bîne nazar çeşmüm
Beni hasret helâk itdi görün ol meh görinmez mi
Olupdur Enverî burc-ı bedende gözciler çeşmüm
Gazel
Yaşum yagmur kabagum ebr âhum bâd imiş bildüm
Sadâ-yı ra’d-ı nâlemden kopan feryâd imiş bildüm
Siyâset-gâh-ı ışka çagıran mücrimleri her dem
Dirîgâ çeşm-i hûn-rîzün diyen cellâd imiş bildüm
Beni döne döne zâr itdi derd-i dâg-ı mihnetle
Bu çarh-ı lu’b-bâz ey dil aceb nerrâd imiş bildüm
Beni öldürmek ister derd-i hicri kendi şâd olmış
Ne derdüm var benüm andan tabîbüm şâd imiş bildüm
Taşı taş üzre komaz seyl-i eşküm dâr-ı dünyâda
Buradan anladum kim dünye bî-bünyâd imiş bildüm
Zebân-ı hâl ile hâlin ayıtdı Bîsütûn içre
Görinen lâleler yirde dem-i Ferhâd imiş bildüm
Gönül akıtmag olmaz Enverî su gibi her kasra
Yıkık gönlüm gibi âlem harâb-âbâd imiş bildüm
(Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Ümmî Divan Şairleri ve Enverî Divanı. Ankara: MEB Yay. 119, 129, 133.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
N’ideyin sahn-ı çemen seyrini cânânum yok
Bir yanumca salınur serv-i hırâmânum yok
Endürür gerçi lebin vaslına cânlar virene
Leb-i cân-bahşını emsem dimege cânum yok
Bagrımun başına dâg-ı gamı odlar yakalı
Kaldum ayakda kara başuma dermânum yok
Nice da’vet ideyin ol perîyi dâireye
Hâtem-i la’li gibi mühr-i Süleymân’um yok
Enverî gülşen-i kûyunda figânlar eyler
Dime ey gonce dehen bülbül-i nâlânum yok
Gazel
Şarâb-ı eşk-i çeşmümle pür itdi câm-ı zer çeşmüm
Anı korkum budur bezmünde halk içre döker çeşmüm
İki göz arasında buluşup aglayı aglayı
Bana arz itdi aynum mâcerâsın muhtasar çeşmüm
Yaşum rengi bekam mânendi oldı kan akıtmadan
Boyandı kızıl ala kanlara beden beter çeşmüm
Kızılırmagı yindürdi gözine Nil’i sindürdi
Kimi kan aglamakda göze yindürse basar çeşmüm
Sana göndermek isterdüm rakîbün sıdkı yanumdan
Dirîgâ eylemişdi dest-mâlüm pür güher çeşmüm
Be-gâyet pîrdür çeşmüm yaşından bilirüz anı
Mahaldür eyle ol pîr-i cefâ-bîne nazar çeşmüm
Beni hasret helâk itdi görün ol meh görinmez mi
Olupdur Enverî burc-ı bedende gözciler çeşmüm
Gazel
Yaşum yagmur kabagum ebr âhum bâd imiş bildüm
Sadâ-yı ra’d-ı nâlemden kopan feryâd imiş bildüm
Siyâset-gâh-ı ışka çagıran mücrimleri her dem
Dirîgâ çeşm-i hûn-rîzün diyen cellâd imiş bildüm
Beni döne döne zâr itdi derd-i dâg-ı mihnetle
Bu çarh-ı lu’b-bâz ey dil aceb nerrâd imiş bildüm
Beni öldürmek ister derd-i hicri kendi şâd olmış
Ne derdüm var benüm andan tabîbüm şâd imiş bildüm
Taşı taş üzre komaz seyl-i eşküm dâr-ı dünyâda
Buradan anladum kim dünye bî-bünyâd imiş bildüm
Zebân-ı hâl ile hâlin ayıtdı Bîsütûn içre
Görinen lâleler yirde dem-i Ferhâd imiş bildüm
Gönül akıtmag olmaz Enverî su gibi her kasra
Yıkık gönlüm gibi âlem harâb-âbâd imiş bildüm
(Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Ümmî Divan Şairleri ve Enverî Divanı. Ankara: MEB Yay. 119, 129, 133.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
N’ideyin sahn-ı çemen seyrini cânânum yok
Bir yanumca salınur serv-i hırâmânum yok
Endürür gerçi lebin vaslına cânlar virene
Leb-i cân-bahşını emsem dimege cânum yok
Bagrımun başına dâg-ı gamı odlar yakalı
Kaldum ayakda kara başuma dermânum yok
Nice da’vet ideyin ol perîyi dâireye
Hâtem-i la’li gibi mühr-i Süleymân’um yok
Enverî gülşen-i kûyunda figânlar eyler
Dime ey gonce dehen bülbül-i nâlânum yok
Gazel
Şarâb-ı eşk-i çeşmümle pür itdi câm-ı zer çeşmüm
Anı korkum budur bezmünde halk içre döker çeşmüm
İki göz arasında buluşup aglayı aglayı
Bana arz itdi aynum mâcerâsın muhtasar çeşmüm
Yaşum rengi bekam mânendi oldı kan akıtmadan
Boyandı kızıl ala kanlara beden beter çeşmüm
Kızılırmagı yindürdi gözine Nil’i sindürdi
Kimi kan aglamakda göze yindürse basar çeşmüm
Sana göndermek isterdüm rakîbün sıdkı yanumdan
Dirîgâ eylemişdi dest-mâlüm pür güher çeşmüm
Be-gâyet pîrdür çeşmüm yaşından bilirüz anı
Mahaldür eyle ol pîr-i cefâ-bîne nazar çeşmüm
Beni hasret helâk itdi görün ol meh görinmez mi
Olupdur Enverî burc-ı bedende gözciler çeşmüm
Gazel
Yaşum yagmur kabagum ebr âhum bâd imiş bildüm
Sadâ-yı ra’d-ı nâlemden kopan feryâd imiş bildüm
Siyâset-gâh-ı ışka çagıran mücrimleri her dem
Dirîgâ çeşm-i hûn-rîzün diyen cellâd imiş bildüm
Beni döne döne zâr itdi derd-i dâg-ı mihnetle
Bu çarh-ı lu’b-bâz ey dil aceb nerrâd imiş bildüm
Beni öldürmek ister derd-i hicri kendi şâd olmış
Ne derdüm var benüm andan tabîbüm şâd imiş bildüm
Taşı taş üzre komaz seyl-i eşküm dâr-ı dünyâda
Buradan anladum kim dünye bî-bünyâd imiş bildüm
Zebân-ı hâl ile hâlin ayıtdı Bîsütûn içre
Görinen lâleler yirde dem-i Ferhâd imiş bildüm
Gönül akıtmag olmaz Enverî su gibi her kasra
Yıkık gönlüm gibi âlem harâb-âbâd imiş bildüm
(Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Ümmî Divan Şairleri ve Enverî Divanı. Ankara: MEB Yay. 119, 129, 133.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Aziz Aktulga | d. 1901 - ö. 27 Haziran 1973 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SELİSÎ, Avâre Cafer Efendi-zâde Mustafa Selîsî Efendi | d. ? - ö. 1644-46 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | BEYÂNÎ, Beyânî Mehmed Bey | d. ? - ö. 1620 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Aziz Aktulga | d. 1901 - ö. 27 Haziran 1973 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | SELİSÎ, Avâre Cafer Efendi-zâde Mustafa Selîsî Efendi | d. ? - ö. 1644-46 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | BEYÂNÎ, Beyânî Mehmed Bey | d. ? - ö. 1620 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Aziz Aktulga | d. 1901 - ö. 27 Haziran 1973 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SELİSÎ, Avâre Cafer Efendi-zâde Mustafa Selîsî Efendi | d. ? - ö. 1644-46 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | BEYÂNÎ, Beyânî Mehmed Bey | d. ? - ö. 1620 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Aziz Aktulga | d. 1901 - ö. 27 Haziran 1973 | Meslek | Görüntüle |
11 | SELİSÎ, Avâre Cafer Efendi-zâde Mustafa Selîsî Efendi | d. ? - ö. 1644-46 | Meslek | Görüntüle |
12 | BEYÂNÎ, Beyânî Mehmed Bey | d. ? - ö. 1620 | Meslek | Görüntüle |
13 | Aziz Aktulga | d. 1901 - ö. 27 Haziran 1973 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | SELİSÎ, Avâre Cafer Efendi-zâde Mustafa Selîsî Efendi | d. ? - ö. 1644-46 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | BEYÂNÎ, Beyânî Mehmed Bey | d. ? - ö. 1620 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Aziz Aktulga | d. 1901 - ö. 27 Haziran 1973 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | SELİSÎ, Avâre Cafer Efendi-zâde Mustafa Selîsî Efendi | d. ? - ö. 1644-46 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | BEYÂNÎ, Beyânî Mehmed Bey | d. ? - ö. 1620 | Madde Adı | Görüntüle |