Madde Detay
GÜLDİKEN, Durmuş Çetinkol
(d. 10.07.1955 / ö. -)
infaz koruma memuru
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Durmuş Çetinkol olan âşık, Karaman’ın Taşkale ilçesinde 10 Temmuz 1955’te dünyaya gelmiştir. Üç çocuklu bir ailenin en büyük ve tek erkek çocuğudur. Durmuş adını dedesinden almıştır. Ailenin soyadı güreşçi olan büyük dedelerinden gelmektedir. Babası “Bohrucu” lakabıyla anılan Mehmet Bey, annesi “Çoruk” lakabıyla anılan Şehriban Hanım’dır. 1978 yılında Taşkale’nin Kızıllarağini köyünden Ümmühan Hanım’la evlenmiştir. Mehmet, Mustafa, Ayşegül ve Hatice adlarında dört çocuk babasıdır (Çetinkol 2007: 39-50). İlkokulu kasabalarında okumuş, ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirmiştir. 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümünden mezun olmuştur. Askerliğini 1975-1977 yılları arasında onbaşı olarak yapmıştır. Günümüzde infaz koruma memuru olarak adlandırılan gardiyanlık mesleğinden 2003 yılında emekli olmuştur. Emekliliğinden itibaren küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile uğraşmaktadır. Türkiye’nin pek çok yerini dolaşmış, 2004’te hacca gitmiştir (Çetinkol 2007: 45-46). Yurt içindeki âşıklar bayram ve şölenleriyle yarışmalara katılmış, dereceler almıştır. Yerel radyo ve televizyonlarda programlar yapmaktadır (Çetinkol 2007: 46).
Âşık Güldiken, küçük yaşlardan itibaren şiire merak salmıştır. İlk şiirleri okul gazetelerinde ve mahalli gazetelerde yayımlanmıştır (Çetinkol 2017 170-171; Uysal vd. 1992: 787). Abdurrahim Karakoç, Mahsuni Şerif, Abdülvahap Kocaman, Âşık Hacı Karakılçık, Âşık Arabi Demir ve Âşık İsa Oğuz gibi isimlerin tesirinde kalmıştır. “Geleneğimiz” adlı şiirinde “Güldiken ustası bak İsa Oğuz” (Çetinkol 2017: 157) diyerek ustasını Âşık İsa Oğuz olarak gösterir. Şiirleri (Çetinkol 2007) incelendiğinde en çok 6+5=11’li heceyi kullandığı görülmektedir. Nazım birimi olarak daha çok dörtlük tercih etmekle birlikte ikilik ve beşlikten oluşan şiirleri de bulunmaktadır. Gelenekteki yarım, tam ve zengin kafiyeyi; redifi kullanmıştır. Bütün bir mısranın redif olduğu şiirleri vardır. Nazım şekli olarak daha çok koşma nazım şeklini kullanan âşık güzelleme, taşlama, nasihatname, destan ve muamma gibi türlerde şiirler yazmıştır. Atışmalara katılmaktadır
Âşık Güldiken’in yazıya geçirilmiş 1000'i aşkın şiiri bulunmaktadır. Bu şiirlerinden bir kısmı oğlu Mehmet Çetinkol tarafından 2001’de hazırlanan “Karamanlı Âşıklardan Âşık Güldiken” adlı lisans teziyle 2017'de yayımlanan “Âşık Güldiken Karaman’dan Bir Ses” adlı kitapta incelenmiştir. Ayrıca şiirleri çeşitli gazeteler ve dergilerde yayımlanmıştır. 1980'de katıldığı “Konya Âşıklar Bayramı”nda dereceye girmiştir. (Çetinkol 2017: 170-171).
Bade içtiğine dair bir ifade yoksa da rüya görmüştür. 1972 yılında geç saatlerde yattığı bir gece gördüğü rüyaya göre önce Taptuk Emre dergâhına götürülmüş, kendisine Yunus Emre’nin mezarı işaret edilmiştir. Daha sonra bir köye götürülür, bu köyde dolaştırılır ve kendisine bir kız gösterilir. Köyün ve kızın ismi verilir. Uyandığında terden sırılsıklamdır. Ancak âşık çeşitli sebeplerle köyün ve kızın ardına düşmez. Rüyasını “Aldım Geldim” adlı şiirinde anlatmaktadır. Köyün ismi bu şiirde geçmektedir. Âşık, ilk şiirlerinde soyadı olan “Çetinkol” mahlasını kullanmıştır. Güldiken mahlası kendisine Mestan Karabacak tarafından önerilmiştir. Mahlasını alması şöyle anlatılmaktadır: Mestan Karabacak kendisine şiirlerinin bazılarının vatan, millet, tabiat, sevgi, hoşgörü gibi konular üzerineyken, bazılarının da sert taşlamalar ve olumsuzlukları eleştirme üzerine olduğunu; şiirlerinin bazısının “gül gibi yumuşak”, bazısının da “diken gibi sert” olduğunu söyler. Bu sebeple, “Senin mahlasın bundan sonra ‘Güldiken’ olsun der ve âşık da bu mahlası kabul eder” (Çetinkol 2007: 49-50). Yayımlanmış şiirlerinin bazılarında mahlasını “Ozan Güldiken” ve “Âşık Güldiken” olarak kullandığı da görülmektedir (Çetinkol 2007). Şiirlerinde sade bir Türkçe kullanmıştır. “Yürek tarlasını koyduk nadasa”, “Gönül meyveleri kinden buruşuk” gibi orijinal söyleyişlere; zambir, keş, gönenmek, domurmak, itfaye, dakka gibi yerel söyleyişlere de rastlanmaktadır (Çetinkol 2007).
Şiirlerinde telmih, teşbih, istiare, tezat, tenasüp, tecrit gibi edebi sanatlara; mazmunlara; ayet, hadis, atasözü, deyim, dua, beddua ve ikilemelere yer vermiştir. Hz. Süleyman, Hallac-ı Mansur, Pir Sultan, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Âşık Veysel, Mecnun, Tahir ile Zühre, Elif ile Mahmut şiirlerde yer bulan şahıs ve kahramanlardandır. Özellikle Yunus Emre şiirlerinde çok geçmektedir (Çetinkol 2007). Şiirlerinin muhtevası incelendiğinde (Çetinkol 2001; Çetinkol 2007) âşıklık geleneğinin tarihi seyri içinde görülen tarihi, millî, dini, sosyal ve ferdi konuları işlediği görülmektedir. Şiirlerinden yola çıkarak onun için Türk tarihinin Mete ile başlayıp Atatürk ile devam ettiği söylenebilir. Bir şiirinde “İlk mesajım Mete Han’dan” derken, bir başka şiirinde “Görmedi hiç dünya Atatürk gibi” demektedir. Malazgirt, Mohaç ve Çanakkale şiirlerinde yer verdiği tarihi dönüm noktalarındandır. Toplumsal düzendeki aksaklıklar, değer yargılarındaki değişmeler, yanlış batılılaşma ele aldığı konulardandır. “Toplumsal bağlar bir bir çözüldü/ Ahlâka, nâmusa mezar kazıldı/ Güvendiğim gençlik çoktan bozuldu/ Açmıyor yaprağı bağlar bir görsen” diyerek değer yargılarındaki çözülmeyi; “Müziğim çalınır orgdan, gitardan/ Kopuzu, bozuğu, sazı unuttum” gelenekte ve zevklerdeki değişmeyi dile getirir. Bununla birlikte; “Yarınlara dönük yüzüm var benim”, “Durursam ecdadım gücenir bana”, “Güldiken’im umudum var yarından” diyerek geleceğe dair umudunu dile getirir.
Âşık, şiirlerinde güncel siyasi, sosyal ve ekonomik olayları da işlemiştir. Körfez Krizi, Bosna Hersek Savaşı, Çeçen komutan Dudayev’in ölümü, Müslümanların maruz kaldığı hadiseler, Türkiye’de yaşanan terör hadiseleri şiirlerinde kendine yer bulmuştur. Enflasyon, GAP projesi, Ankara’daki siyasi gelişmeler ele aldığı konulardandır. Ayrıca âşık, “Cevcet” adında bir kahraman yaratarak şiirlerinde Cevcet’le mektuplaşır.
Doğa olayları ve afetler de işlediği konulardandır. Kars’ta askerlik yaparken çok yağan karın kalkmaması üzerine “Lodos Paşa” adlı bir şiir yazmıştır. 1983’te gerçekleşen Erzurum depremine yer vermiştir. Kendini, ailesini ve çevresini anlattığı şiirleri de bulunmaktadır. Rauf Denktaş, Saim Sakaoğlu, Mestan Karabacak, Mustafa Doğaner şiirlerinde yer verdiği devlet adamı, akademisyen ve sanatçılardandır. Aşk, sevgi, ölüm, ayrılık, barış ve hoşgörü âşığın şiirlerinde yer bulan diğer konulardandır.
Âşıklık geleneğini Dede Korkut’a dayandıran, âşıkların cesaretini Köroğlu’na, coşkularını Karacaoğlan’a benzeten; ilhamlarını Hak’tan aldıklarını söyleyen Âşık Güldiken, bir şiirinde “Şatır Veysel ile bitmiş olamaz” (Çetinkol 2017: 156-157) dediği âşıklık geleneğinin günümüz temsilcilerindendir.
Kaynakça
Çetinkol, Mehmet (2017). Âşık Güldiken. Osmaniye: Hasret Matbaası.
Çetinkol, Mehmet (2001). Karamanlı Âşıklardan Âşık Güldiken. Lisans Tezi. Kastamonu: Gazi Üniversitesi.
Uysal, Abdullah (1997). “Durmuş Çetinkol”. Karaman Şairleri Antolojisi. Karaman: Eğitim Sağlık ve Sosyal Hizmet Vakfı Yay. 418-419.
Uysal, Abdullah, Necati Aladalı ve Musa Demirci (1992). “Durmuş Çetinkol”. Dünü ve Bugünüyle Karaman Kültür-Tarih-Coğrafya. Karaman: Karaman Yunus Emre Kültür Derneği Yay. 787-790.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLTEN KÜÇÜKBASMACIYayın Tarihi: 16.11.2018Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 16.11.2018Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | CEMÂLÎ, Bâyezîd | d. 1410-12? - ö. 1510-12? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Hikmet Birand | d. 1906 - ö. 1972 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ŞEYH ANA (ŞIHANA) AHMED | d. 1819-1820 - ö. 1901-1902 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | CEMÂLÎ, Bâyezîd | d. 1410-12? - ö. 1510-12? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Hikmet Birand | d. 1906 - ö. 1972 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ŞEYH ANA (ŞIHANA) AHMED | d. 1819-1820 - ö. 1901-1902 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | CEMÂLÎ, Bâyezîd | d. 1410-12? - ö. 1510-12? | Meslek | Görüntüle |
8 | Hikmet Birand | d. 1906 - ö. 1972 | Meslek | Görüntüle |
9 | ŞEYH ANA (ŞIHANA) AHMED | d. 1819-1820 - ö. 1901-1902 | Meslek | Görüntüle |
10 | CEMÂLÎ, Bâyezîd | d. 1410-12? - ö. 1510-12? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Hikmet Birand | d. 1906 - ö. 1972 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | ŞEYH ANA (ŞIHANA) AHMED | d. 1819-1820 - ö. 1901-1902 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | CEMÂLÎ, Bâyezîd | d. 1410-12? - ö. 1510-12? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Hikmet Birand | d. 1906 - ö. 1972 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | ŞEYH ANA (ŞIHANA) AHMED | d. 1819-1820 - ö. 1901-1902 | Madde Adı | Görüntüle |