Madde Detay

İsmail Güloğlu, 1951 yılında Kırıkkale’nin Delice ilçesine bağlı Doğanören köyünde doğmuştur. Çocukluğunu bu köyde geçiren Güloğlu, köyde okul bulunmaması sebebiyle ilkokulu başka bir köyde tamamlar. Çocukluğu köy hayatının getirdiği pek çok zorluğu barındırır. Çobanlık yapıp tarlalarda çalışarak küçük yaştan itibaren yaşam mücadelesi verir (Yüce 2011: 256). İlkokuldan sonra öğrenim hayatına devam etmek için Ankara’ya gelir. Kurtuluş Lisesinde ortaokula başlayarak eğitim hayatına devam eder. Gurbete çıkışla memleket hasretini de çeken Güloğlu'nun yaşam mücadelesi büyük şehirde de devam eder. Liseye aynı okulda devam eden Güloğlu yine bu dönemde otellerde çalışarak hayat mücadelesini sürdürür (Yüce 2011: 256). Lisenin ilk yılında sene kaybeder ve gördüğü güzele gönlünü kaptırır. Ona duyduğu aşk şairlik yeteneğini ortaya çıkarır. “Dünyada olduğumu bilemiyorum/ Hasretini kalbimden silemiyorum” dizeleriyle aşkını dile getirir (Yüce 2011: 256). Lise son sınıftayken annesi hastalanan Güloğlu, aile büyükleri tarafından evlendirilmek istenir. Her ne kadar eğitimini tamamlamak istese de 1973 yılında evlenir. Bu evlilikten 2 oğlu ve 1 kızı olur. Evlendiği yıl memur olarak işe başlayan Güloğlu, 1975 yılında lise eğitimini tamamlar ve aynı yıl içinde Gazi Üniversitesi Müzik Bölümü'nü kazanır (Yüce 2011: 258). Duygularının hassasiyetini müzikle dile getiren âşığın etrafında ona destek olan, onu şiir yazmaya teşvik eden; onun da sazından ve sözünden etkilendiği kimseler vardır. Ablasının kayınpederi Abdullah Bey onlardan biridir. Abdullah Bey aynı zamanda âşıklık geleneği içinde yer alır (Yüce 2011: 258).

Âşıklığa geçmenin rüya görüp bade içmekle olduğunu dile getiren âşık, duygularını “Ölen birinin yeniden doğuşu gibi, hem rüyamla hem de hayallerimle bütünleşen bu gizemli sır beni gençliğimle buluşturmuş, bu duygu seliyle coşkun gönlüm dile gelmiştir” şeklinde ifade eder (Yüce 2011: 258). Güloğlu mahlası kendisine Ozanlar Derneğine üye olduğu zaman Emanetî tarafından verilir. Güloğlu şiirlerinde ağırlıklı olarak 11’li hece ölçüsünü kullanır. Oyun havalarında 7’li ve 8’li hece ölçüsünü kullanırken bozlaklarını serbest tarzda yazar. Şair şiirlerinde sevgi, hasret özlem konularının yanı sıra toplumsal bir duyarlılıkla ezilen halkın duygu ve düşüncelerini dile getirir. Ayrıca şair, dilden dile dolaşan halk hikâyelerini kendi üslubu ve anlatım güzelliğiyle zenginleştirerek anlatır (Yüce 2011: 259).

Güloğlu’nun şiirlerinin büyük bir kısmı antolojilerde yer alır. Ayrıca 1980 yılında ilk kasetini çıkarır fakat aile büyüklerinin rızası olmadığı için profesyonel olarak müzik piyasasında yer alamaz. Âşık, onu engelleyen sebepler ortadan kalkınca 2003 yılında beklenmedik bir olay sonrasında müzikle yeniden buluşur. Özel radyolara verilmiş eserleriyle beraber şairin bir de CD’si çıkar. 2005 yılında ise Klasik Türk Sanat Müziği alanında profesyonel çalışmalar yapar. TRT, Polis Radyosu gibi kanallarda canlı yayınlara katılır (Yüce 2011: 260).