Madde Detay

İstanbul’da dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinde lisans eğitimini tamamladı. Marmara Üniversitesinde Yönetim ve Çalışma Psikolojisi üzerine yüksek lisans yaptı. İstanbul'da yedi yıl süreyle önemli bir inşaat ve turizm firmasında üst düzey yönetici olarak çalıştı. Kızı Rüya dünyaya geldikten sonra daha mutlu ve huzurlu olacağına inandığı İzmir’e yerleşti. Ege Telgraf gazetesinin kültür-sanat sayfasını yönetti. Burada Türkiye’nin ilk edebiyat konseptli oteli olan Mini Fuar Hotel’i işletmektedir. Edebiyat oteli konsepti dolayısıyla 2013'te Kültür Bakanlığı tarafından ödüllendirildi. Irvin D. Yalom ve Jane Austen hayranı olan Elikbank, aynı zamanda edebiyat etkinlikleri konusunda danışmanlık yapmakta ve edebiyat dergilerine makaleler yazmaktadır. Zaman zaman BirGün gazetesinde yazıları ve Cumhuriyet gazetesinde denemeleri yayımlanmaktadır. Gülşah Elikbank, Zanka TV'de "Sihirli Kelimeler" adlı programı hazırlayıp sunmaktadır. İzmir gazetesinin kültür-sanat sayfasından sorumludur. Hayatı İzmir ve İstanbul arasında gidip gelerek geçmektedir. Hâlen Beykoz Üniversitesinde yazarlık dersi vermekte ve onların eğitim projelerine katkıda bulunmaktadır.

Bilimkurgu-fantastik anlatılarıyla ön plana çıkan ve edebiyatımızda bu türün önemli kalemlerinden biri olan Gülşah Elikbank, "Günebakan Üçlemesi" ile adını duyurmuştur. Üçlemenin ilk kitabı Siyah Nefes, (2009) yayımlandığında ve özellikle gençler tarafından büyük ilgi görmüştür. Elikbank'ın okurlarını fantastik bir yolculuğa çıkardığı kitapta Nil’in yolu garipliklerle dolu bir kasabaya düşer. Bu kasabaya dışarıdan gelebilen tek kişi odur ve burada aşkı Kayra’yı bulacaktır. Yüz elli yıldır lanetli olan bu masal diyarında arkadaşları Fimes, Aneko ve aşkı Kayra ile kötülüğe karşı mücadele verecek ve türlü maceralara atılacaktır. Serinin ikinci kitabı Mavi Dağ (2011)'da kasabaya çöken lanetten kurtulamadan gözlerini ‘gerçek’ hayatta açan Nil ve Kayra’nın macerası okuru da Mavi Dağ’a sürükler. Siyah Nefes isminin gizemi çözülürken, bambaşka gizemler serpilir. Supay’ın karanlık güçleri çoğalırken Günebakan, Nil ve arkadaşları Ruhlar Konseyi’nin karşısına çıkar. Üstelik Nil ve Kayra’nın efsaneleşen aşkı hiç beklemediği bir tehdidin pençesindedir. Bu kitapta; "Kader ayağımızdaki pranga mıdır? Aşk, savaşmanın en yalın hâliyse eğer; kim karşısında durabilir bu savaşın?.." sorularına yanıt aranmaktadır. Yazar, serinin son halkasında okurlarını sürükleyici bir romanla baş başa bırakır. Bilinmezliklerle dolu hikâyenin bütün parçaları Kızıl Ölüm (2012)'de tamamlanmıştır.

Fantastik bir üçlemenin ardından farklı tarzları da deneyen yazar, tekrara düşmeden farklı roman kurgularıyla yazı serüvenini sürdürmüştür. Aşkın Gölgesi (2011) yazarın on üç yaşında anneannesinin mahallesinde tanık olduğu trajik bir kürtaj vakası üzerine, yıllar sonra içini dökmesiyle ortaya çıkmıştır. Eserde, aralarına aşkın gölgesi düşen bir anne kızın hikâyesini okurken, "dul" bir anne olarak bu coğrafyada yaşamanın da ne kadar güç olduğuna tanıklık edilmektedir. Pişkin, eseri şu cümlelerle değerlendirmiştir: "Aşkın Gölgesi için, yalnızca bir aşk romanı tanımlaması yapmak doğru değil. Ana-kız ilişkisini derinlemesine sorgulayan, keşke’lerimızle ve korkularımızla bızı yüzleştiren, aşkla nefretin çoğu zaman kol kola gezdığını acı da olsa bize hatırlatan bır geçmişle hesaplaşma romanı, Aşkın Gölgesi." Bu roman ayrıca Arapçaya çevrilmiş ve sekiz Ortadoğu ülkesinde yayımlanmıştır. Rüyaların baş rolde olduğu felsefi ve psikolojik içeriğiyle dikkat çeken Uykusuzlar (2014) bir lanetle, kaderle, gölgelerle ve rüyalarla boğuşan Nina’nın sürükleyici macerasına sahne olmaktadır. İnci Aral, romandaki rüya motifine dikkat çekmiştir: "Elikbank, yeni romanı Uykusuzlar’da rüyalara eğiliyor. Gerçek ya da düşsel roman kahramanlarını aşkları, çelişkileri, açmazları, olağan ya da olağandışı rüyaları, rüyasızlıkları ve insanlığı tehdit eden sorunlara çare arama çabaları temelinde anlatıyor. Romanın özeti ve sorduğu evrensel değerdeki soru ise şu: Hepimiz aynı rüyayı görebilsek, dünya daha güzel bir yer olabilir mi?”

Yalancılar ve Sevgililer (2015)'de Gülşah Elikbank, araştırmalara dayalı olarak Kazıklı Voyvoda’dan Çavuşesku’ya, 12 Eylül’den günümüze iyinin ve kötünün, gerçeklerin ve yalanların, insanları inançları üzerinden yönlendiren zorbaların ve yaşanamamış aşkların peşinde okuru tarihin derinliklerine sürüklemektedir. İhtimal (2017) romanında aşkı erkek ve kadınların ne kadar farklı yaşadıklarının altını çizerken yaşadığımız sahtelikler çağına da ayna tutmaktadır. Yazarın her romanı farklı bir kurguyu zorlarken, ortak noktalar genelde kadın, aşk ve çağımızın ruhsal travmaları olur. İhtimal romanında da sevmeyi sahip olmak sanan adamları, avcıyken av olanları, cinsellikle aşkı harmanlayıp aşkın içini boşaltanları işaret eder. “Vaktinde tutulmayan her matem yüreğinize geri döner” diyen Elikbank, aşkın iyileştirici gücüne ışık tutan, Aşıklar Gece Ölür (2019) ile okur karşısına sarsıcı bir sevda hikâyesiyle çıkar. Aşıklar Gece Ölür, henüz çocukken kalpten alınan yaralara, o yaraların yol açtığı yanlış kararlara ve şefkatin değmediği hayatlara uzanan etkileyici bir romandır. Elikbank, kitabında, aile ve çocukluk acılarını, geçmişin travmalarıyla yüzleşebilmeyi, ilk aşkı merkeze alarak anlatmıştır (Köse 2019). Türkiye’de fantastik üçleme yazan ilk kadın yazar olan Gülşah Elikbank, özellikle fantastik anlatıları başta olmak üzere yayımladığı romanlarla çağdaş Türk edebiyatında adı anılması gereken bir yazar olmuştur. Romanları dışında çocuklar için Rüya Takımı 1-Medusa’nın Pusulası (2013) ve Rüya Takımı 2-Zehirli Hayal (2018) adlı fantastik çocuk kitaplarını kaleme almıştır. Medusa’nın Pusulası Makedonya'da Makedonca olarak yayımlanmıştır. Ayrıca İlknur Özdemir’in yayına hazırladığı, Kar İzleri Örttü adlı seçkiye Hesaplaşma adlı öyküsüyle katılmıştır.