Madde Detay

Tam adı Can Habip Türker olan şair, 2000 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalında başladığı yüksek lisansını "Görüngübilim ve Estetik" adlı teziyle 2003'te, aynı yerdeki doktorasını “Morıtz Geiger ve Nicolai Hartmann’da Estetik Değerin Temellendirilmesi” adlı teziyle 2007'de tamamladı ve doktor unvanını aldı. İki yıl süreyle Duquesne Üniversitesi Felsefe Bölümünde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. Simon Silverman Fenomenoloji Merkezinde fenomenoloji ve Husserl üzerine araştırmalar yaptı. Yeniyazı dergisinde yayın kurulu üyeliği yaptı. Türker, 2008 yılında “Fenomenolojinin Eleştirel Kurama Katkısı ve Eleştirel Kuramın Fenomenoloji Eleştirisi” ile TÜBİTAK 2219 Proje Ödülü ve 2014 yılında “Husserl Fenomenolojisinde Diyalektiklik Problemi” ile TÜBİTAK 2219 Proje Ödülü gibi ödüllere layık görüldü. İslam Bilim Tarihi (Cemile İpar ile; 2000, Litera Yayıncılık, 416 s.) ve Tom Rockmore, Marksizmden Sonra Marx (2014, Ayrıntı Yayınları, İst., 320 s.) adlı kitapları çevirdi. Hâlen İbn Haldun Üniversitesi Felsefe Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Edebiyat dünyasında şair kimliğiyle ön plana çıkan Habip Türker'in şiir, yazı ve söyleşileri; Yasakmeyve, Yediharf, Yediiklim, Yeniyazı, Akatalpa, Edebiyatta Üç Nokta, Eliz Edebiyat, Est & Non, Kaygı Felsefe, Felsefe Arkivi, Karagöz, Kök Şiir, Kutadgubilig, Mukaddime, Mühür ve Ücra gibi süreli yayınlarda yer almıştır. Yenilgiler Balbalı (2009), Dip (2011) ve Uruz ile Bedisa (2012) adlı üç şiir kitabı yayımlayan şair kendi poetikasını bir imkân poetikası; farklı dil imkânlarını edimselleştirme şeklinde tanımlar. Onun şiiri ilk kitabından itibaren çeşitli dilsel imkânları edimselleştirme çalışmaları olarak okunabilmektedir. Şiirlerinde insanın insanla tarihsel-diyalektik ilişkisini Türk mitolojik unsurlardan yararlanan mitik bir dille yorumlayan Türker, sadece mitolojik unsurları değil, ayrıca eski Türk şiirini de yeni bir şiir dili oluşturmada bir imkân mehiyetinde kullanarak günümüz Türkçesinde yeni bir şiir dili olarak edimselleştirmektedir. Günümüzde gelenekle nasıl ilişki kurulabileceğinin başarılı bir örneğini veren şair, Uruz ile Bedisa ile dilin ve kültürün geldiği noktada Dede Korkut'un dil imkânlarından yola çıkarak, Türkçenin Anadolu'daki dil haritasından yararlanarak çağdaş Türkçeye yüksek bir şiir dili kazandırma çabasındadır. Kazan oğlu Uruz ile Gürcü kralı Şökli Melik'in kızı Bedisa arasında geçen aşkı konu edinen Uruz ile Bedisa aynı zamanda çağdaş şiirimize bir aşk destanı sunmaktadır. Türker'in Günkız (2016) adlı bir hikâye kitabı ile deneme-inceleme türünde kitapları da bulunmaktadır.