HÂKÎ, Hâkî el-Üsküdârî, Mustafa

(d. ?/? - ö. 1042’den sonra/1632-33’ten sonra)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Mustafa Hâkî’nin doğumu, ölümü, yaşantısı, eğitimi ve eserleri hakkında kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Kaynaklarda onunla ilgili verilen bilgilerin bir kısmı hatalı bir kısmı ise çelişkilidir. Şair hakkında verilen bilgiler, daha çok onun elde bulunan Menâzımü’l-Cevâhir adlı eserine dayanılarak verilmiştir. Şairin asıl adı Mustafa’dır. Şiirlerinde “Hâkî” mahlasını kullanmıştır. Aslen Tire’lidir. Sonradan Üsküdar’a yerleşmiştir. Bu nedenle Mustafa Hâkî el-Üsküdârî olarak bilinmektedir. Bazı kaynaklar onun Gelibolulu olduğunu söyleseler de (Kutluk, 1989: I/327; Ş. Sâmî, 1306: III/2013) bu bilgi yanlıştır. Çünkü Mustafa Hâkî, Menazimü’l-Cevahir’in mukaddimesinde aslen Tire (Sîre)’li olduğunu sonradan Üsküdar’a geldiğini “Mustafa Hâkî es-Sîreviyyi sümme’l-Üsküdârî” ifadesiyle açık bir şekilde ortaya koymaktadır (Arslan 2011: 26). Hâkî’nin doğumu ve ölümü ile ilgili elimizde kesin tarih yoktur. Ancak Menâzimü’l-Cevâhir’in sonundaki eserin yazılış tarihi olan 1042/1632-33 tarihinden hareketle onun bu tarihten sonra öldüğünü ve XVII. yüzyılda yaşadığı söylemek mümkündür. Kaynakların bazılarında (M. Süreyyâ, 1311: II/264; Odabaşı, 2009: 56) onun “Sultan Muhammed-i evvel” yani I. Mehmed döneminde (806/1403-827/1421) öldüğüne dair bilgiler yer almaktadır. Bu bilgiler doğru değildir. Çünkü Hâkî’nin eserini yazdığı tarih ile I. Mehmed’in hükümdarlık dönemi arasında yaklaşık iki asırlık bir zaman vardır (Arslan 2011: 28).

Hâkî’nin Tire’den Üsküdar’a neden geldiği ve hangi eğitim aşamalarından geçtiği hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Ancak onun eğitimini İstanbul’da tamamladığı elimizde bulunan eseri Menâzimü’l-Cevâhir’i burada yazdığı tahmin edilmektedir. Hâkî’den bahseden kaynakların çoğu onun şairlik yeteneğine sahip olduğu hakkında hemfikirdir. Hâkî’nin elde bulunan eserinin üç dilli (Arapça-Farsça-Türkçe) manzum bir sözlük olması, onun bu üç dilin inceliklerini iyi bilen bir âlim ve bunları manzum olarak işleyen bir şair olduğunu göstermektedir. Hâkî’nin eserinin diğer manzum sözlüklerle karşılaştırıldığında nazım tekniği açısından daha başarılı olduğu ve bundan hareketle de onun şairlik yeteneğine sahip olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca bu tür manzum sözlüklerin yazıldıkları dönemlerde eğitim kurumlarında ders kitabı olarak okutulmaları Hâkî’nin müderris olması ihtimalini güçlendirmektedir.

Elde  Menâzimü’l-Cevâhir adlı  tek eseri bulunmaktadır. Menâzimü’l-Cevâhir: Eser 1042/1632-33 tarihinde kaleme alınmış Arapça-Farsça-Türkçe manzum bir sözlüktür. Hakî, eserini yazdığı tarihi, hatime bölümünde üç dilde “ebced” hesabıyla vermiştir. (Bunlardan Türkçesi şöyledir: Sorarlarsa senden eger Hâkiyâ / Di bin kırk ikide temâm eyledük) Eser, XV. Yüzyıldan sonra Anadolu’da eğitim kurumlarında ve edebî çevrelerde Arapçanın yanında Farsçanın da öğrenilmesine talebin artması ile üç dilde kaleme alınmıştır. Eserde, dil öğrenmeye yeni başlayanların kolay ezberlemesi için secili sözlere yer verilmiş, kıt’alar halinde nazm edilmiş ve kıt’alar hurûf-ı hecâ tertibine göre kafiyelendirilmiştir. Kıt’aların sonunda ise cümlenin bütün hususiyetlerinin öğrenilmesi amacıyla her biri diğerinin tercümesi olan Arapça-Farsça-Türkçe üç mısra yazılmıştır. Eserin yazılmasındaki temel amacın öğreticilik olası, edebî kaygının ikinci planda kalmasına neden olmuş, bu da nazım tekniği açısından çeşitli hataları beraberinde getirmiştir. Eserde, manzum-mensur bir mukaddime, “kıt’a” başlığı altında 29 manzume (bu manzumelerden 28’i “nazm”; 1 tanesi de “mesnevî” nazım şekli ile yazılmıştır) ve bir hatime yer almaktadır. Eserin toplam beyit sayısı ise 409’dur. Eserin Türkiye kütüphanelerinde 9 yazma nüshasının olduğu belirtilmektedir (Arslan 2011: 31-39). Menâzimü’l-Cevâhir’in dört nüshasının karşılaştırılmasıyla ortaya konan tenkitli metni, üç dilde hazırlana dizini bir girişle birlikte yayımlandı (Arslan 2011).

M. Tâhir, Osmanlı Müellifleri’nde Hâkî’nin Menâzimü’l-Cevâhir ve Nâzimü’l-Cevâhir adlı iki ayrı sözlüğünün olduğunu söyler. Bu bilgi hatalıdır. M. Tâhir, Menâzimü’l-Cevâhir’i yanlışlıkla iki ayrı eser olarak değerlendirilmiştir. Nâzimü’l-Cevâhir için verilen matla Menâzimü’l-Cevâhir’in mukaddimeden sonra gelen ilk kıt’asının birinci beyti; sonu olarak verilen beyit ise hatime bölümünde üç dilde düşürülen tarih beyitlerinin Türkçe olanıdır. M. Tahir’in bu değerlendirmede bulunmasına başındaki mukaddime kısmı eksik olan bir nüshasının neden olduğu sanılmaktadır (Arslan 2011: 28).

Kaynakça

Arslan, Mustafa (hzl.) (2011). Mustafa Hâkî el-Üsküdârî Menâzimü’l-Cevâhir Arapça-Farsça-Türkçe Manzum Sözlük. Ankara: Genesis Yay.

Arslan, Mustafa (2013). “Türk Dil Kurumu Kütüphanesi Yz. A.210 Numarada Kayıtlı Lügat Mecmuası Üzerine Bir Degerlendirme". Turkish Studies 8 (1): 579-600.

Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.

Hâkî Mustafa Efendi. Menâzimü’l-Cevâhir. Ankara Milli Kütüphane Yz. A 3086/2 (DVD Nr: 164)

Hâkî Mustafa el-Üsküdarî. Lügat-ı Kitâb-ı Menâzimü’l-Cevâhir. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi, İsmail Sâib Koleksiyonu II/2111.

Hâkî Mustafa el-Üsküdarî. Lügat-ı Manzûme-i Hâkî. Süleymaniye Kütüphanesi. Âşir Efendi 178/2; Ankara Milli Kütüphane MFA (A) 1775.

Hâkî Mustafa el-Üsküdarî, Menâzimü’l-Cevâhir, İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi. Nr. 6901.

Kartal, Ahmet (2003). Tuhfe-i Remzî. Ankara: Akçağ Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.)  (2001). Mehmet Nail TumanTuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C.I. Ankara: TDK Yay. 327.

Mehmed Süreyyâ (1308). Sicill-i Osmânî. C. II. İstanbul: Matbaa-i Âmire.264.

M. Şemseddin Sami (1306-16/1889-93). Kâmûsü'l-Alam. C. III. İstanbul. 2013.

Müstakimzâde Süleyman Sa’deddîn Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb (Tıpkıbasım). Ankara: KB Yay.

Odabaşı, Mihrican (hzl.) (2009). Tuhfe-i Nâilî ,Metin ve Muhteva. Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.56.

Öz, Yusuf (1996). Tarih Boyunca Farsça-Türkçe Sözlükler. Doktora Tezi.  Ankara: Ankara Üniversitesi.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. MUSTAFA ARSLAN
Yayın Tarihi: 03.11.2014
Güncelleme Tarihi: 28.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Menâzimü’l-Cevâhir'den 

el-kıt’atü’l-ûlâ fî-bahri’l-muzâri’ ül-ahrebü’l-müsemmen

Allâh Tenri Îzed yalnuz ne ferd ü tenhâ

Şünvâ semî’ işidür bilür alîm ü dânâ

 

Peygamber ü nebîdür Hak’dan haber virici

Mahmûd u hem sütûde öğülmiş oldı ma’nâ

 

Bizden ana esenlik ya’nî dinür aleyhi

Minne’s-selâm ber vey ez-mâ dürûd bâdâ

Biti kitâb ü nâme beñ hâl ü dahı şâme

Kaftan kabâ vü câme boy oldı kadd ü bâlâ

Zânû vü rükbedür diz bint oldı duhter ü kız

Hem dahı nahnü mâ biz bize lenâ vü mârâ

Hem yırtıcı sebû’ ded tâlih yaramaz u bed

Dest el durur dahı yed ricl ü kadem ayak pâ

Râcil yaya piyâde toğmış velîd zâde

Ünsâ dişi vü mâde bâde süci humeyyâ

Hemvâre kî’adur düz hem mâ’iz ü keçi büz

Pâyîz mihricân güz berd ü sovuk ne sermâ 

 

Zulmet karanuluk mağ hengâm ü hîndür çağ

Kûh u cebel nedür tağ hâmûn ova vü sahrâ

Tîn oldı balçığ ü gil hem gölge sâye zıll

Deniz kıranı sâhil dahı kenâr-ı deryâ

Yessir velâ tu’assir yâ Rabbi hatme hâzâ

Düşvâr me-kun kun âsân encâm-ı în Hudâyâ

Mef’ûlü fâ’ilâtün mef’ûlü fâ’ilâtün

Eyle geniz güç itme bunun sonunı Mevlâ

(Arslan, Mustafa (hzl.) (2011). Mustafa Hâkî el-Üsküdârî Menâzimü’l-Cevâhir Arapça-Farsça-Türkçe Manzum Sözlük. Ankara: Genesis Yay. 51-52.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2AŞKÎ, Pür-hünerd. ? - ö. 1551Doğum YeriGörüntüle
3CEVHERÎ, Sarhoş Bâlî Efendid. ? - ö. 1572-73Doğum YeriGörüntüle
4VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5AŞKÎ, Pür-hünerd. ? - ö. 1551Doğum YılıGörüntüle
6CEVHERÎ, Sarhoş Bâlî Efendid. ? - ö. 1572-73Doğum YılıGörüntüle
7VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8AŞKÎ, Pür-hünerd. ? - ö. 1551Ölüm YılıGörüntüle
9CEVHERÎ, Sarhoş Bâlî Efendid. ? - ö. 1572-73Ölüm YılıGörüntüle
10VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
11AŞKÎ, Pür-hünerd. ? - ö. 1551MeslekGörüntüle
12CEVHERÎ, Sarhoş Bâlî Efendid. ? - ö. 1572-73MeslekGörüntüle
13VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14AŞKÎ, Pür-hünerd. ? - ö. 1551Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15CEVHERÎ, Sarhoş Bâlî Efendid. ? - ö. 1572-73Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16VECDÎ /KİRÂMÎ, Hâkzâded. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17AŞKÎ, Pür-hünerd. ? - ö. 1551Madde AdıGörüntüle
18CEVHERÎ, Sarhoş Bâlî Efendid. ? - ö. 1572-73Madde AdıGörüntüle