HÂKİM ATA, Süleyman Bakırgan

(d. ?/? - ö. ?/1186)
tekke şairi
(Tekke / Başlangıç-15. Yüzyıl / Harezm-Kıpçak)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Halkın arasında Hâkim Ata lakabıyla tanınan, Hoca Ahmed Yesevi geleneğini hem tasavvufta hem edebiyatta devam ettiren, Ahmed Yesevi’nin üçüncü halifesi olan Süleyman Bakırganî, Harezm’de dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi belli olmasa da vefatı 1186 senesi olarak biliniyor. Türbesi bugünkü Özbekistan’ın Kongırat kentindedir.

Ali Şir Nevâî Nesâyim ul-muhabbet eserinde yazdığına göre, Hâkim Ata’nın adı Süleyman olup, Hoca Ahmed Yesevî’nin mürididir. Rivayete göre, okula gidip gelirken, genç Süleyman diğer öğrenci çocuklar gibi Kur’an-ı Kerîm'i boynuna asmaz, eliyle altından tutarak hürmetle başında taşır, talim aldığı mektebe de sırtını dönmezdi. Yüzünü mektebe, sırtını eve dönmüş olarak eve giderdi. Onun bu hâli Ahmed Yesevi hazretlerinin hoşuna gider, hocası ve anne babasının rızasını aldıktan sonra Süleyman’ı Kur’ân-ı Kerim okutmak için yanına alır, böylece Yesevî hazretlerine talebe oldu. Yine bir gün Hoca Ahmed yemek pişirmek için talebelerini odun toplamaya yaylaya gönderir. Yağmur yağdığı için herkesin odunu ıslanır, fakat Hâkim Ata odunları elbisesine sararak getirdiği için kuru kalmıştı. Bunu gören Hoca Ahmed “evladım, hikmetli iş yaptın, bundan sonra ismin Hâkim olsun, der. Ondan sonra Hâkim ismi Hocasından miras kalır. Bu iltifattan sonra Hâkim Ata hikmetli şiirler söylemeye başlamıştır (Nevâî: 2001: 422).

Hâkim Ata Süleyman Bakırganî, Ahmed Yesevî’nin başlattığı Hikmet geleneğini devam ettiren arif bir şairdir. Eserlerini “Süleyman”, “Kul Süleyman”, “Süleyman Bakırganî”, “Hâkim”, “Hâkim Süleyman”, “Hâkim Hoca”, “Hâkim Hoca Süleyman” gibi mahlasları kullanarak kaleme almıştır. Dili de öz Türkçedir. Bugüne kadar onun şu eserleri ulaşmıştır: Bakırgan Kitabı, Mirac-name, İmam-ı Azam Kıssası, Bibi Meryem Kıssası, Ahir-zaman Kıssası.

Bakırgan Kitabı 1877, 1848, 1901 yıllarında Kazan'da basılmıştır. 1991 yılında Özbek âlimleri İbrahim Hakkul ve Seyfeddin Refiddin tarafından Bakırgan Kitabı Kiril alfabesiyle yayımlanmıştır. Onun içerisinde gazeller, hikmetler, kasideler yer almaktadır. Bakırgan Kitabı'ndaki şiirler esasen ahlaki-eğitimsel, dinî-tasavvufi konularda olup, insanlığın kaderi ve manevi olgunluğun faziletlerinden bahsedilir. Bundan dolayı onun şiirleri Fahreddin Ali Safi’nin tabiriyle “Türkistan’da bilinmiş ve tanınmıştır”, “faydalı nefesleri” (sözleri)ne insanlar saygı duymuşlar, her zaman değer vermişlerdir. Meselâ, onun şu hikmeti da manidarlığıyla kıymetlidir:

Hâkim Ata Süleyman Bakırganî’nin edebî mirası hacim açısından zengindir. Nitekim eserleri arasında en görkemlilerinden İmam-ı Azam kıssası'nda da şair sosyal hayattaki adaletin en önemli esasları olan insan hakları, helale riayet, haramdan kaçınmak, adil hüküm vermek gibi konular üzerinde önemle durmaktadır. Orta Asya Müslümanlarının bin senedir amel ettikleri Hanefilik mezhebinin kurucusu olan İmamı Azam Ebu Hanife Numan bin Sabit hazretlerinin hayatıyla ilgili bu kıssa didaktik edebiyatımız tarihinde ahlaki-terbiyevi öneme sahip olmasıyla da ayrı bir değer taşır.

Ahir Zaman Muhammesi'nde Yer ve Gök’ün yaratılması ve kıyamet’in alametleri beyan edilmiştir. Şair okuyuculara öteki dünyanın azaplarını hatırlatarak dünya hayatında sulh, barış ve adaletle yaşamaya, zülüm ve cefayı terk etmeye çağırır.

Bibi Meryem manzum kıssasında Meryem Ana ve İsa aleyhisselamı “bu dünyaya bakmayan, mala gönül vermeyen” gibi taltiflerle kâmil insanlar olarak tarif ve tavsif eder.

Bakırganî şiirlerinin halk arasında tanınmasının bir sebebi, onların Yesevî hikmetlerine hem-ahenk ve uygun olmasıdır. Nitekim gaye, uslüp ve dil yönünden Yesevî şiirlerine yakın ve benzer ki bazen onları bir-birinden ayırmak zordur. Bu ortak yön en çok dilin sadeliği, ifadenin açıklığı ve şeklen halk edebiyatına yakın olmasıdır (Şerefeddinov 1939: 14).

Süleyman Bakırganî’nin eserleri, özellikle manzum kıssaları incelendiğinde görülüyor ki, şair eski Türk kahramanlarının tip ve timsallerini edebiyatımıza kazandırmıştır, dahası “Türk hece vezninin çeşitli şekillerini Orta Asya yazılı nazmında ilk olarak uygulamış, üslup olarak halk tarzında yazmıştır” (Hayitmetov 2003: 38), dolayısıyla Türk tasavvuf edebiyatını geniş bir şekilde etkilemiştir. Nitekim Ahmed Yesevî ve Süleyman Bakırganî’nin fikir dünyası ve eserleri Tatar edebiyatının seçkin eseri olan “Kıssa-ı Yusuf” yazarı Kul Ali (13.yy.) için ilham kaynağı olmuştur (Sıbgatullina 1996: 456).

Gerçekten de Süleyman Bakırganî’nin edebî mirası geçtiğimiz yüz yıllarda Türkler arasında meşhur olmuştur. Ali Şir Nevâî, Hâkim Ata’nin Hikmetleri Türkler arasında şöhret bulduğunu kaydederken şu dörtlüğü getirir:

Tiki turğan Tuba’dur,

Barğanlаrni yutadur.

Barğanlаr kеlmаs boldi,

Mаgаr mаnzil andаdur.

Ahiret hayatından bahsedilen bu mısralarda da Hakîm Ata’nin şiirlerinin sade, basit, akıcı ve halkın anlayacağı tarzda ve çok manidar olduğu gayet açık görünmektedir.

Hâkim Ata’nin şiirleri özellikle, tarikat muhitlerinde ve kadınların toplantı halkalarında çok okuna gelmiştir. Bunun nedeni de bu eserlerde günlük, sosyal, dinî ve tarihî konuların sade, basit halk dili ve tarzında, etkili millî ahenklerde olmasıydı. Bundan dolayı Türklerin arasında en çok sevgiyle ve ilgiyle okunan ve tasavvufi eserleriyle çok tanınan Hâkim Süleyman Ata, hatta Hoca Ahmed Yesevî’den sonraki “ikinci Yesevî” olarak benimsenmiştir (Türk Dünyası El Kitabı 1992: 890). Nitekim Prof. Dr. Ferid Hekimcan’ın yazdığına göre, Ahmed Yesevî ve önemli takipçisi Süleyman Bakırganî’nin eserleri Bulgar diyarında çok iyi tanınmış, hikmetlerinin dili eğitim-öğretim ve edebiyat dili için bir örnek telakki edilmiştir. Yesevî hikmetlerinin İdil boylarında geniş yayılması, şair, edip v.s. aydınlar için sadece yazma dil örneği değil, aynı zamanda yeni oluşan tasavvufi duygu ve düşüncelerin kabul edilmesinde de bir örnek olmuştu (Hakimcan 1993).

Kaynaklarda Hâkim Ata ile ilgili çeşitli tarif ve nakilleri görebiliriz. Nitekim Hazini (16.yy.) Cevahir ul-ebrar'da Hoca Ahmed Yesevî’nin talebelerini anarken, Hâkim Ata’yı zikir, fikir ve müşahede’de hep uyanık, halkı irşad etmede kaim olan kâmil-i mükemmil zat olarak ashab-ı suffe’nin arasında saymıştır (Hazini 38 b). Bununla birlikte, Pir-i Türkistan’ın emriyle Baba Maçın, İmam Mergazi gibi zatların tövbe ederek, Ahmed Yesevî’ye mürid olmalarında Hâkim Ata’nin manevi etkisinin olduğunu vurgular (Hazini 21 а). Yine Cevahir ul-ebrar'da Ahmed Yesevî’nin hikmetlerinde çok rastlanılan Hum-ı aşk ibaresinin oluşması da Hâkim Ata ile bağlantılı olarak kaydedilmiştir (Hazini 47 а).

Hazinî, Hâkim Ata’yı sadece tarif etmekle yetinmiyor, aynı zamanda onun bazı fikir ve görüşlerini de dile getirmektedir. Nitekim irade konusunda söz ederken, büyük mutasavvıfın “kalb gıdasını mürşitten istemek – bu iradenin ta kendisidir” sözünü nakleder (Hazini 21 а, 117 а). Demek, bu türdeki nakil ve bilgiler Süleyman Bakırganî’nin hayatı, eserleri ve faaliyetini incelemede yakından yardımcı olacaktır.

Tatar mutasavvıf yazarlarından Kul Şerif’in Kıssa-i Hubbi Hoca (Kazan 1899) eserinde de Hâkim Ata Süleyman Bakırganî ve ailesi hakkında bilgiler yer almaktadır. Ona göre, Hâkim Ata’nın eşi Buhara melikesi Enber Ana, oğulları da Asgar, Mahmud ve Hubbi’dir (Sıbgatulina: 1996-460). Bunlardan daha çok Hubbi Hoca Harezm halkı arasında çok meşhurdur (Nevâî 2001:422; Gulamov 1959; Snesarev 1969; Corayev 2002: 14‑21; Usmanov 2002: 42‑45). Zira, Hubbi Hoca’ya ait şiirler Divan-ı Hikmet nüshalarında yer almıştır.

Prof. Dr. Abdurrauf Fıtrat (vefatı 1938), Orta Asya Türk edebiyatının İslam’dan sonraki mektepleri arasında, Yesevi mektebinin çok nüfuzlu olduğunu, Hâkim Ata Süleyman Bakırgan’ın bu ekolün önemli temsilcisi olduğunu kaydetmiştir (Fıtrat: 1928, no:5-6).

Buna rağmen, Prof. Dr. Abdulkadir Hayitmetov’un haklı olarak vurguladığı gibi, Süleyman Bakırganî’nin “zengin edebî mirası edebiyat araştırmacılığımızda ne tarihî-edebî, ne metin araştırmacılığı, ne de şiir incelemesi yönünden ciddi öğrenilmemiştir... Bu destanları biz bugün sadece XII‑XIII. yüzyıl Orta Asya edebiyatı kontekstinde değil, umum insani değerler âleminin meydanında mütalaa ederek telkin etmemiz gerekir” (Hayitmetov 2003: 39).

Geçmiş edebî mirasımızın önemli kısmını teşkil eden Hâkim Ata Süleyman Bakırganî’nin sosyal, manevi, talim ve terbiyevi karakterdeki eserleri bugün bile sosyal ve didaktik değerini kaybetmeyen baki abidelerdir. Hoca Ahmed Yesevî’den sonra Yesevî yolunun dervişleri arasında tasavvufi şiir yazmak bir ekol hâlini almıştı. Bu geleneği devam ettirip, Pir-i Türkistan’ın başlattığı yoldan yürümek, manzum istidat sahibi olan Yesevi dervişleri için kutsi vazife telakki edilmişti. Bunu yukarıda değindiğimiz Süleyman Bakırganî örneğinde de görmek mümkündür. Zira Bakırganî gerçek manada Ahmed Yesevî’nin takipçisi olarak kalem oynatmıştır. Şiirleri hem anlam hem sanatsal üslup açısından Yesevî hikmetlerine benzemektedir. Ama Bakırganî hocasından farklı olarak Orta Asya nazmını yeni türler, özellikle epik nazımla genişletmiş ve zenginleştirmiştir.

 


Kaynakça

Abduşukurov, R. (hzl.) (1992). Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet. Taşkent: Gafur Gulam Neşriyatı. 

Alpay, Günay. "Hakim Ata", EI2 (İng.), III, 76.

Amanguliyeva, Güzel. (1997). "Hakîm Süleyman Ata", Ankara Üniversitesi TÖMER Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Dergisi. Haziran, Ankara. 15: 38-44.

Arat, Reşit Rahmeti (1993). “Hakîm Ata”, İslam Ansiklopedisi. 5/1. İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yay. 101-105.

Barthold, W. (1964). K voprosu o rodine Hakîm Ata; Hakîm Ata; Soçineniya. T.II (2), Nauka, Moskova. 361, 532.

Cebbarov, E. ve H.Cebbarov (hzl.) (1993). Hakîm Ata Kitabı. Karşı: Nesef Neşriyatı.

Corayev, M. (2002). "Özbek mifolojisinde Hubbi Tipi", Özbek Dili ve Edebiyatı Dergisi. 2: 1421.

Deweese, D. (2003). "Hakîm Ata", Encyclopaedia Iranica. XI (fasc. 6): 573-574.

Eraslan, Kemal (1979). “Hakîm Ata ve Mirac-name’si”, Edebiyat Fakultesi Arastirma Dergisi. 10: 243-304.

Fıtrat, Abdurrauf (2000). "Ahmed Yesevi Mektebi Şairleri Hakkında İncelemeler", Seçme Eserler. C. II. 31-36.

Gulamaov, Yahya (1959). Harezm’in Sulama Tarihi. Taşkent: yyy.

Güzel, Abdurrahman (1996). "Süleyman Hakîm Ata’nin Bakırgan Kitabi Üzerine", Türk Kültürü Araştırmaları. Z. Korkmaz Armağanı. Ankara. Yıl: 32/1-2: 195-204.

Güzel, Abdurrahman (2007). Süleyman Hakim Ata'nın Bakırgan Kitabı Üzerine Bir İnceleme. Ankara: Öncü Kitap Yay.

Hakimcan, Ferid (1993). "Ahmet Yesevî ve Ortaçağ İdil Boyu Edebi Dili", Milletlerarası Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu Bildirileri.(26-29 Mayıs 1993) Kayseri.

Hakkul, İbrahim ve Sayfiffin Rafiddin (hzl.) (1991). Süleyman Bakırganî, Bakırgan Kitabı. Taşkent: yyy.

Hakkul, İbrahim (1994). Özbek Tasavvuf Şiirinin Gelişimi. Basılmamış Doçentlik Tezi. Taşkent. 

Hakkul, İbrahim (1998). İrfan ve İdrak. Taşkent: yyy.

Hayitmetov, Abdülkadir (2003). "Hakîm Ata Destanları", Tefekkür Dergisi. Taşkent. 2: 36-39.

Hazinî (1593). Cevâhirü’l-Ebrâr min Emvaci’l-Bihar. İstanbul Üniversitesi Ktp., TY Bölümü, no: 3893.

http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/12033,suleymanbakirganipdf.pdf?0 [erişim tarihi:10.02.2015].

Kara, Mustafa (1997). "Hakim Ata", Diyanet İslam Ansiklopedisi. C. 15. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 183-184.

Kaya, Önal (1998). “Süleymān Hakîm Ata Bakırganî ve Şiirleri”, Türk Dilleri Araştırmaları. İstanbul: Simurg Yay. 8: 73-209.

Komarov, P. (1901). “Hodja Hakîm Süleyman Bakırganî”, Protokoli zasedaniy i soobşeniyaçlenov Turkestanskogo krujka lübiteley arheologii. God 6, Taşkent. 105-112.

Köprülü, Fuat (1991). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yay.

Malov, Y. (1897). "Âhir zaman Kitabı. Muhammedanskie uçeniye o konçine mira", İzvestiya Obşestva Arheologii, İstorii i Etnografii pri Kazanskom Universitete. XIV. 1-96.

Nevâî, Ali Şir (2001). Mükemmel Eserler Toplamı, On yedinci cilt, Nesayim ul-muhabbet. Taşkent: “Fen” neşriyatı. Hzl. S. Ganiyeva, M. Mirzaahmedova.

Salemann, C. (1898)." Legenda pro Hakîm Ata", İzvestiya İmperatorskoy Akademi Nauk. seriya 5, no: 2, St.Petersbourg. 9: 105-150.

Sever, Mustafa (2011). Hakîm Süleyman Ata. Ahmet Yesevî’nin III.halifesi. Hikmetler ve Kıssalar. Ankara: Kurgan Edebiyat Yay.

Sıbgatullina, Elfine (1996). Ahmed Yesevî Hikmetlerinin Tatar Edebiyatında Akisleri/Ahmed-i Yesevî. Hayatı-Eserleri-Fikirleri-Tesirleri. İstanbul: Seha Neşriyat.

Snesarev, G. (1969). Relikti domusulmanskih verovaniy i obryadov u Uzbekov Horezma. Moskova: yyy.

Snesarev, G. (1983). Harezmskie legendi kak istoçnik po istorii religioznih kultov Sredney Azii. Nauka. Moskova: yyy.

Samoyloviç, А. (1929). “Mаhtum-Kuli i Hаkim-Аtа”, Turkmеnоvеdеniе. no: 12: 28-29.

Şerefeddinov O. ve Hüseyin S. (1939). “On beş yıl içinde Özbek Sovyet edebiyatı”, Özbek Edebiyatı. Taşkent: yyy.

Tekcan, Münevver (2003). “İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe’nin Kıssası”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. Konya: Sebat Ofset Matbaacılık. 15: 121-168.

Tekcan, Мünevver (2007). Hakîm Ata Kitabi. İstanbul: Beşir Kitabevi.

Tekcan, Мünevver (2006). "Hakîm Ata’nin Ahir Zaman Kitabi", Bilig. Bahar. 37: 21-55.

Türk Dünyası El Kitabı (1992). Edebiyat-III. Ankara: yyy.

Usmanov, O. (2002). "Hubbi Hoca Hakkında", Özbek Dili ve Edebiyatı Dergisi. 2:  4245.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. NODİRKHON KHASANOV
Yayın Tarihi: 03.03.2015
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020

Eserlerinden Örnekler

 

Hikmet

Subhan İzim özidür, ol Mustafa buyurdu,

Babam Arslan tegirdi, Şeyhim Ahmed Yesevî.

 

Mustafa’nın hırkasın kiydi, yedi lokmasın,

Tuttı Kabe halkasın, Şeyhim Ahmed Yesevî.

 

Baksa Kabe körüngen, bassa yerler türülgen,

Ledün ilmi berilgen, Şeyhim Ahmed Yesevî.

 

Aslı erur hanedan, bilmes anı köb nâ-dan,

Bilur anı Hak Yazdan, Şeyhim Ahmed Yesevî.

 

İshak Baba yaruğı, Şeyhim Ahmed Yesevî.

Meşayıhler uluğı, Şeyhim Ahmed Yesevî…

 

Baba Maçın ul sultan, mürid boldı bî-güman,

Hakîm Hoca Süleyman, Şeyhim Ahmed Yesevî.

Abduşukurov, R. (hzl.) (1992). Ahmed Yesevi, Divan-ı Hikmet. Taşkent: Gafur Gulam Neşriyatı. 94.

 

Hikmet

Muradını kıl talep, bu halkanıng içinde,

Yağar sana feyz-ı Rab, bu halkanıng içinde.

 

Hazır bolup koy kadem, vücüdingni kıl adem,

Bahşiş tegar demi dem, bu halkanıng içinde.

 

Halka içre bol süküt, Hak’dın bölekni unut,

Hasıl kıl güher yakut, bu halkanıng içinde.

 

Sana mürşid mukteda, anga kıl sen iktida.

Kılmağıl Hakka hava, bu halkanıng içinde.

 

Sende bolsa akl u huş, kılma Hakkı feramuş,

Zinhar-zinhar bol hamuş, bu halkanıng içinde.

 

Kul Süleyman sen öksük, halka içre tizing çök,

Tinmey yığlab yaşing tök, bu halkanıng içinde.

Divan-ı Hikmet yazma nüshası, Ahmedcan Turdiali şahsi kitaplığı, 84.hikmet.

 

Hikmet

Marifet deryasıda gavvas bolup,

Muhabbet gevherlerin alğum kelur.

Tarikat meydanında pervaz kılıp,

Ul Tuba darahtiğa konğum kelur.

 

Ul Tuba butağları egilür sınmas

Allah degen aşık kullar mahrum kalmas.

Aşık kullar Allah dese tesir bolmas,

Aşık bolup Allah yadın ayğum kelur ….

 

Şevk şarabı yetilib mani kıldı harab,

Muhabbetning tığı birle bağrım kebab.

Dîdarını ruzi kılsa İzim Vehhab,

Dar us-selam sarayığa kirgüm kelur.

 

Kul Süleyman gevher yanglığ hikmet tüzdi,

Azizlerning medhi birle sözin yazdı.

Uzun tünni künge ulab kayım turdı,

Dua okup revan hikmet ayğum kelur.

Hakkul, İbrahim ve Sayfiffin Rafiddin (hzl.) (1991). Süleyman Bakırganî, Bakırgan Kitabı. Taşkent: yyy. 33.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Mehmet Ali Tevfikd. 1901 - ö. 4 Mayıs 1937Doğum YeriGörüntüle
2Ebeydulla İbrahimd. 1951 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Adil Yakuboğlud. 20 Kasım 1927 - ö. 21 Aralık 2009Doğum YeriGörüntüle
4Mehmet Ali Tevfikd. 1901 - ö. 4 Mayıs 1937Doğum YılıGörüntüle
5Ebeydulla İbrahimd. 1951 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Adil Yakuboğlud. 20 Kasım 1927 - ö. 21 Aralık 2009Doğum YılıGörüntüle
7Mehmet Ali Tevfikd. 1901 - ö. 4 Mayıs 1937Ölüm YılıGörüntüle
8Ebeydulla İbrahimd. 1951 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9Adil Yakuboğlud. 20 Kasım 1927 - ö. 21 Aralık 2009Ölüm YılıGörüntüle
10Mehmet Ali Tevfikd. 1901 - ö. 4 Mayıs 1937Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Ebeydulla İbrahimd. 1951 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Adil Yakuboğlud. 20 Kasım 1927 - ö. 21 Aralık 2009Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13Mehmet Ali Tevfikd. 1901 - ö. 4 Mayıs 1937Madde AdıGörüntüle
14Ebeydulla İbrahimd. 1951 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15Adil Yakuboğlud. 20 Kasım 1927 - ö. 21 Aralık 2009Madde AdıGörüntüle