Madde Detay

Hasan Sevin, 1949 yılının ekim ayında Bingöl'ün Adaklı ilçesine bağlı Karer bölgesinin Sütlüce(Darabi) köyünde Süleyman ve Zarife çiftinin dokuz çocuğundan ikincisi olarak dünyayı gelir. İlköğrenimini köyünde ortaöğrenimini ise Bingöl merkezdeki Bingöl Lisesinde tamamlar. Yoksulluk nedeniyle üniversiteye kayıt yaptıramayan ozan, annesinin vefatı ile öksüz kalan kardeşlerine bakmak için Tunceli Erkek İlk Öğretmen Lisesinde fark derslerini vererek ilköğretim öğretmeni olur ve kendi isteği ile köyüne atanır. 1968 yılında Fazile Hanım ile evlenen Sevin'in dört çocuğu vardır.

Bağlamaya ve şiire küçük yaşta ilgi duyan ozan Hasan Sevin babasından ve babasının çaldığı üç telli tanbur(cura)’dan etkilenmiştir. O dönemin sazda ve sözde önde gelenlerinden; Ozan Veli Yurtsever, Cafer Yurtsever ve Seyid Kasım Sonan’ı kendisine örnek almıştır. Ayrıca köylerine gelen Alevi Dedelerinin cemlerde yaptığı icraları yakından takip edip benimseyerek oğlu Mazlum ile Murat’ı etkilemiş ve çırağı olarak yetiştirmiştir.

Ozan Hasan Sevin, on üç yıl kendi köyünde; on üç yıl ise Bingöl merkezde ilkokul öğretmeni olarak görev yapıp 1996 yılında emekli olmuş ve tekrar köyüne yerleşmiştir. Çalıştığı süre içerisinde de aynı zamanda toplum gönüllüsü olarak ciddi uğraşlar vererek; okul, köprü ve su tesviyesi gibi hayır işlerine öncülük etmiş ve bunların inşaatında bizzat çalışmıştır. Bütün bunların yanında başta Cem TV ve Cem Radyo olmak üzere çeşitli TV ve radyo programlarına katılmış deyişler okumuş, söyleşilerde bulunmuş ve en son 1674 şiiri içeren dört şiir kitabı (Gönülden Günüle, Acı Çeken Gönüllere, Yaşamın Verdikleri Şiirlerde, Yaşam Yolunda Gönül Sesi), iki araştırma kitabı (Yaradılışın Sırrı Karer’de Kur Huseyin-ı Kol ve Seyyid Ali Kal, 2000 Yılında Ehlibeyt Gerçeği ve Alevilik) bir tarihi roman (Karer Dar Vadide Çarıklı Çocuk) olmak üzere yedi adet kitap yazmıştır. Ayrıca 2000 yılında Cem Vakıf’nın düzenlediği ‘’Erenler ‘’çalıştayında Ayhan Aydın tarafından kendisi ile ilgili bir çalışma yapılmış ve çeşitli bilgiler verilmiştir.

Toplumsal konularda, örf ve adetlerin yaşatılması hususunda ciddi bir hassasiyete sahip olan ozan Hasan Sevin çalışmalarını hâlen büyük bir gayret ile sürdürmekte, deyişler okuyup saz çalmaya ve icralarda bulunmaya devam etmektedir.

Ozan Hasan Sevin küçük yaştan itibaren bağlamaya ve şiire büyük ilgi duymuş, bağlamayı karadüzen (notasız) çalmayı kendi kendine öğrenmiştir. Babası Süleyman Sevin'i kendisine usta kabul eden ozan, Alevi dedelerinden etkilenmiş ve oğlu Murat ve Mazlum'u çırağı olarak yetiştirmiştir. Yazdığı şiirlerde halk şiiri geleneğine bağlı kalarak kafiyede çoğunlukla tam ve zengin kafiyeyi, ölçüde ise hece ölçüsünün 8'li ve 11'li kalıplarını kullanmıştır. Şiirlerini koşma tarzında yazmış muhteva olarak; aşk, ayrılık, gurbet, ölüm, özlem, vatan ve millet sevgisi gibi konuları işlemiştir. Düz yazı şeklinde yazdığı iki araştırma kitabı ve bir tarihi romanında ise Allah-Muhammet-Ali üçlemesiyle, ehlibeyte olan sevgi ve saygısını işlerken, aynı zamanda 21. yüzyılda yozlaşmanın olumsuz etkilerini, insanların inançlara ve etnik yapılara saygı göstermeyişlerini, günümüz bozulmuş aile yapılarını, devlete zarar veren şahsiyetlere yergiyi, evrensel barışı, toplumsal birlik ve beraberliği işleyerek hayat ve edebiyat anlayışını gözler önüne sermiştir. Özelikle atasözü ve deyimleri sıklıkla kullanarak eserlerini arı bir Türkçe ile yazmış köyü Sütlüce ve Karer bölgesi ile ilgili geniş coğrafi bilgiler verirken geçmiş dönemin ve yaşadığı dönemin sosyal-siyasal haritasına ışık tutmuştur.