Madde Detay
EMÎRÎ, Mevlânâ Seyyid Mahmûd
(d. ?/? - ö. 943/1536)
divan şairi, nakibü’l-eşraf
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Bursalıdır. Asıl adı Mahmûd olan şair Seyyid olduğu için Emîrî mahlasını kullandı. Çoğu zaman da nakibü’l-eşraf diye anıldı. Sultân Bâyezîd’in hocası Seyyid Abdullâh’ın oğludur. Emir Buhârî’nin de müridi ve damadıdır. Çok küçük yaştayken ailesini kaybeden şair, 16. yüzyılın önemli bilginlerinden Molla Kırîmî tarafından yetiştirilip büyütüldü. Bir süre Arap ve Acem diyarına seyahat edip tasavvufa yöneldi. İstanbul’a döndükten sonra nakibü’l-eşraf tayin edildi. Sultân Bâyezîd ve Sultân Selîm döneminde bu görevi icra etti. Şairin ölüm tarihi ihtilaflıdır. Tuhfe-i Nâilî’de ve Hasan Çelebi’nin tezkiresinde 943/1536 yılında, Sicill-i Osmanî'de 938/1531 yılında, Âşık Çelebi'nin tezkiresinde de 941/1534 yılında vefat ettiği belirtilmektedir. Lâtifî ise tezkiresinde, Kânûnî Sultân Süleymân tahta çıktığı günlerde şairin vefat ettiğini söylemektedir (Kılıç 2010: 379-381, Sungurhan 2009: 151, 152, Canım 2000: 180).
Emîrî’nin yazdığı şiirler yaşadığı dönemde çok beğenildi ve ödüllendirildi. İlgili kaynaklar şairin didaktik şiirler yazdığını belirtmektedir. Lâtifî, şairin kaside yazımında maharetli olduğunu ve bu konuda Zâhir ve Hâkânî’ye benzediğini söylemektedir (İsen 1999: 157, Canım 2000: 180). Ayrıca Emîrî’nin Edirnekapısı’nda bir zaviye ve cami inşa ettirdiği de kendisiyle ilgili bilgiler arasındadır (Akbayar 1996: 911).
Kaynakça
Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Canım, Rıdvan (2000). Lâtifî, Tezkiretü'ş-Şuara ve Tabsıratü'n-Nüzemâ. Ankara: AKM Yay.
İpekten, Haluk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.
İsen, Mustafa (1999). Latifî Tezkiresi. Ankara: KB Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1998). Tezkire Heşt Behişt. Sehî Bey. Ankara: Akçağ Yay.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî- Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Müstakimzade Süleyman Sadeddin (2000). Mecelletü’n-Nisâb fi’n-Nisbi ve’l-Künâ ve’l-Elkâb. (Tıpkı Basım). Ankara: KB Yay.
Özcan, Abdülkadir (1989). Mecdî Mehmed Efendi, Hadâiku’ş-Şakaik . İstanbul: Çağrı Yay.
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara:KB Yay. e-kitap:http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219121/h/girishc.pdf [erişim tarihi 29.01.2015]
Şemseddin Sâmî (1311). Kâmûsü’l-A’lâm. C. 2. İstanbul.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. ŞERİFE ÖRDEKYayın Tarihi: 29.01.2015Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Sultân Bâyezîd’de Sunduğu Kaside
İki cihânı iki Bâyezid’e itdi tufeyl
Hüdâ kılup nazar-ı lutfa her birin manzûr
Birisi ‘âlem-i ma’nîde şöhre-i âfâk
Birisi sûret-i ma’nîde gün gibi meşhûr
Birisi mehbit-i envâr-ı feyz-i Rabbânî
Birisi reh-ber-i cumhûr-ı gâziyân-ı Gayûr
Anun fezâ’ili Hak fazlı gibi nâ-ma’dûd
Bunun hasâ’ili Hak lutfı gibi nâ-mahsûr
Bu virdi şer’ esâsına sıdk ile ahkâm
O kıldı zühd diyârına ‘ışk ile ma’mûr
Şemâ’ili mütenâhî degül çü her birinün
Gerek birisine sarf ola mâ-hüve’l-makdûr
Zihî merâsim-i cûdun mürebbi-i fuzalâ
Levâyih-i himemün feyz-bahş-ı ehl-i huzûr
Ölür yolunda iki dilli tîre-hâtır olup
Midâd gibi siyeh-rû kalem gibi meksûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 381.)
***
Azı çogı ‘ömrün ancak ey gönül bir anımış
Pîr oldum ‘ömrüme toydum diyen yalanımış
Ehl-i ‘ilmi nâra biri birinden öndin yelteyen
Ta’ne-i hussâd u a’dâ gayret-i akrânımış
İki kardaş kanı kim dillerde dâ’im zikr olur
Dîde-i ihvândan fürkatde akan kanımış
Nâ-tüvânun zulm eliyle pârelenmiş bagrınun
Adı şehler matbahında kalye vü biryânımış
Toludur gerçi meşâ’îhden Emîrî şehrümüz
Az bulınur arada illâ ki nefsin tanımış
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 382.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 29.01.2015Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Sultân Bâyezîd’de Sunduğu Kaside
İki cihânı iki Bâyezid’e itdi tufeyl
Hüdâ kılup nazar-ı lutfa her birin manzûr
Birisi ‘âlem-i ma’nîde şöhre-i âfâk
Birisi sûret-i ma’nîde gün gibi meşhûr
Birisi mehbit-i envâr-ı feyz-i Rabbânî
Birisi reh-ber-i cumhûr-ı gâziyân-ı Gayûr
Anun fezâ’ili Hak fazlı gibi nâ-ma’dûd
Bunun hasâ’ili Hak lutfı gibi nâ-mahsûr
Bu virdi şer’ esâsına sıdk ile ahkâm
O kıldı zühd diyârına ‘ışk ile ma’mûr
Şemâ’ili mütenâhî degül çü her birinün
Gerek birisine sarf ola mâ-hüve’l-makdûr
Zihî merâsim-i cûdun mürebbi-i fuzalâ
Levâyih-i himemün feyz-bahş-ı ehl-i huzûr
Ölür yolunda iki dilli tîre-hâtır olup
Midâd gibi siyeh-rû kalem gibi meksûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 381.)
***
Azı çogı ‘ömrün ancak ey gönül bir anımış
Pîr oldum ‘ömrüme toydum diyen yalanımış
Ehl-i ‘ilmi nâra biri birinden öndin yelteyen
Ta’ne-i hussâd u a’dâ gayret-i akrânımış
İki kardaş kanı kim dillerde dâ’im zikr olur
Dîde-i ihvândan fürkatde akan kanımış
Nâ-tüvânun zulm eliyle pârelenmiş bagrınun
Adı şehler matbahında kalye vü biryânımış
Toludur gerçi meşâ’îhden Emîrî şehrümüz
Az bulınur arada illâ ki nefsin tanımış
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 382.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020Eserlerinden Örnekler
Sultân Bâyezîd’de Sunduğu Kaside
İki cihânı iki Bâyezid’e itdi tufeyl
Hüdâ kılup nazar-ı lutfa her birin manzûr
Birisi ‘âlem-i ma’nîde şöhre-i âfâk
Birisi sûret-i ma’nîde gün gibi meşhûr
Birisi mehbit-i envâr-ı feyz-i Rabbânî
Birisi reh-ber-i cumhûr-ı gâziyân-ı Gayûr
Anun fezâ’ili Hak fazlı gibi nâ-ma’dûd
Bunun hasâ’ili Hak lutfı gibi nâ-mahsûr
Bu virdi şer’ esâsına sıdk ile ahkâm
O kıldı zühd diyârına ‘ışk ile ma’mûr
Şemâ’ili mütenâhî degül çü her birinün
Gerek birisine sarf ola mâ-hüve’l-makdûr
Zihî merâsim-i cûdun mürebbi-i fuzalâ
Levâyih-i himemün feyz-bahş-ı ehl-i huzûr
Ölür yolunda iki dilli tîre-hâtır olup
Midâd gibi siyeh-rû kalem gibi meksûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 381.)
***
Azı çogı ‘ömrün ancak ey gönül bir anımış
Pîr oldum ‘ömrüme toydum diyen yalanımış
Ehl-i ‘ilmi nâra biri birinden öndin yelteyen
Ta’ne-i hussâd u a’dâ gayret-i akrânımış
İki kardaş kanı kim dillerde dâ’im zikr olur
Dîde-i ihvândan fürkatde akan kanımış
Nâ-tüvânun zulm eliyle pârelenmiş bagrınun
Adı şehler matbahında kalye vü biryânımış
Toludur gerçi meşâ’îhden Emîrî şehrümüz
Az bulınur arada illâ ki nefsin tanımış
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 382.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Sultân Bâyezîd’de Sunduğu Kaside
İki cihânı iki Bâyezid’e itdi tufeyl
Hüdâ kılup nazar-ı lutfa her birin manzûr
Birisi ‘âlem-i ma’nîde şöhre-i âfâk
Birisi sûret-i ma’nîde gün gibi meşhûr
Birisi mehbit-i envâr-ı feyz-i Rabbânî
Birisi reh-ber-i cumhûr-ı gâziyân-ı Gayûr
Anun fezâ’ili Hak fazlı gibi nâ-ma’dûd
Bunun hasâ’ili Hak lutfı gibi nâ-mahsûr
Bu virdi şer’ esâsına sıdk ile ahkâm
O kıldı zühd diyârına ‘ışk ile ma’mûr
Şemâ’ili mütenâhî degül çü her birinün
Gerek birisine sarf ola mâ-hüve’l-makdûr
Zihî merâsim-i cûdun mürebbi-i fuzalâ
Levâyih-i himemün feyz-bahş-ı ehl-i huzûr
Ölür yolunda iki dilli tîre-hâtır olup
Midâd gibi siyeh-rû kalem gibi meksûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
***
Azı çogı ‘ömrün ancak ey gönül bir anımış
Pîr oldum ‘ömrüme toydum diyen yalanımış
Ehl-i ‘ilmi nâra biri birinden öndin yelteyen
Ta’ne-i hussâd u a’dâ gayret-i akrânımış
İki kardaş kanı kim dillerde dâ’im zikr olur
Dîde-i ihvândan fürkatde akan kanımış
Nâ-tüvânun zulm eliyle pârelenmiş bagrınun
Adı şehler matbahında kalye vü biryânımış
Toludur gerçi meşâ’îhden Emîrî şehrümüz
Az bulınur arada illâ ki nefsin tanımış
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | BAHÂ, Şeyh Mehmed Bahâeddin Efendi | d. ? - ö. 1725-26 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | İsmet Bozdağ | d. 13 Mart 1916 - ö. 8 Mart 2013 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ÜFTÂDE-ZÂDE, Kutb İbrahim Sadık Efendi | d. 1581-82 - ö. 29 Ekim 1678 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | BAHÂ, Şeyh Mehmed Bahâeddin Efendi | d. ? - ö. 1725-26 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İsmet Bozdağ | d. 13 Mart 1916 - ö. 8 Mart 2013 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ÜFTÂDE-ZÂDE, Kutb İbrahim Sadık Efendi | d. 1581-82 - ö. 29 Ekim 1678 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | BAHÂ, Şeyh Mehmed Bahâeddin Efendi | d. ? - ö. 1725-26 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | İsmet Bozdağ | d. 13 Mart 1916 - ö. 8 Mart 2013 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ÜFTÂDE-ZÂDE, Kutb İbrahim Sadık Efendi | d. 1581-82 - ö. 29 Ekim 1678 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | BAHÂ, Şeyh Mehmed Bahâeddin Efendi | d. ? - ö. 1725-26 | Meslek | Görüntüle |
11 | İsmet Bozdağ | d. 13 Mart 1916 - ö. 8 Mart 2013 | Meslek | Görüntüle |
12 | ÜFTÂDE-ZÂDE, Kutb İbrahim Sadık Efendi | d. 1581-82 - ö. 29 Ekim 1678 | Meslek | Görüntüle |
13 | BAHÂ, Şeyh Mehmed Bahâeddin Efendi | d. ? - ö. 1725-26 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | İsmet Bozdağ | d. 13 Mart 1916 - ö. 8 Mart 2013 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ÜFTÂDE-ZÂDE, Kutb İbrahim Sadık Efendi | d. 1581-82 - ö. 29 Ekim 1678 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | BAHÂ, Şeyh Mehmed Bahâeddin Efendi | d. ? - ö. 1725-26 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | İsmet Bozdağ | d. 13 Mart 1916 - ö. 8 Mart 2013 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | ÜFTÂDE-ZÂDE, Kutb İbrahim Sadık Efendi | d. 1581-82 - ö. 29 Ekim 1678 | Madde Adı | Görüntüle |