Madde Detay

Asıl adı Hüdaverdi Er olan şair 1 Mayıs 1969 tarihinde Ankara'nın Bala ilçesine bağlı Afşar mahallesinde dünyaya gelmiştir. Narime Hanım ve Şakir Er'in altı çocuğundan dördüncüsüdür. Babası tarım ve hayvancılıkla geçimini sağladığı için şairin çocukluk yılları Afşar'da geçmiştir (Çoşan 2018).

Şair ilköğretime 1975 yılında Afşar İlkokulunda başlar. 1980 yılında ilkokul eğitimini tamamlayarak Afşar Ortaokuluna devam eder. 1983 yılında lise eğitimi almak için Manisa'ya gider. Manisa Lisesinde lise eğitimini tamamlayan Er,1986 yılında İzmir'de Hava Teknik Okulları Komutanlığı tarafından yapılan Hava Astsubay Meslek Okulunun sınavlarını kazanır. Bir yıllık eğitimden sonra 1987 yılında Hava Astsubayı olarak bu okuldan mezun olur. 1987-1990 yılları arasında Kütahya'da ilk görevini yapar. 26 Ağustos 1990 tarihinde Fadime Hanım ile evlenir. Bu evlilikten Ömer Faruk, Yusuf Namık adlı iki erkek, Neriman Esra adlı bir kız evladı dünyaya gelir. Şair, Kütahya'daki görevinden sonra 1990-1995 yılları arasında İstanbul'da, 1995-2003 yılları arasında Eskişehir'de, 2003-2007 yılları arasında Malatya'da ve son olarak, ilk görev yeri olan Kütahya'da 2007-2016 yılları arasında görevine devam eder. Otuz yıllık görevinden sonra 2016 yılında emekliliğe ayrılır. Hâlen Kütahya'da yaşamını sürdüren şair bir taraftan şiir, anı ve denemeler yazmaya devam ederken diğer taraftan da otomobil sektöründeki işiyle meşguldür (Çoşan 2018).

Şairin, çok küçük yaşlarda edebiyata ve şiire merak salmasında ailesinin ve çevresindeki diğer insanların etkisi büyüktür. Babaannesinin doğaçlama olarak söylediği mani ve ağıtlar şiire ilgisinin artmasında etkili olmuştur. Şairin hayal gücünün ise bu kadar geniş olmasında çocukluk çağlarında anne ve bilhassa babasının gaz lambasının altında anlattığı hikâye ve masalların etkisi vardır. Lise yıllarında ilk defa şiir yazmaya başlar. Bu dönemde özellikle edebiyat öğretmenlerinin etkisiyle edebiyata ve şiire ilgisi daha da artar. Lise eğitimini tamamladıktan sonra devlete ait bir kurumda göreve başlayınca şiir yazmayı biraz ihmal eder. Uzun bir aradan sonra 2006 yılında tekrar aynı şevk ve heyecanla şiir yazmaya devam eder (Çoşan 2018).

Şiirlerinde Yunus Emre, Karacaoğlan, Erzurumlu Emrah, Ruhsatî, Necip Fazıl Kısakürek ve Abdurrahim Karakoç'u kendisine örnek aldığını belirtir ve şiirlerinde Hüdai mahlasını kullanır. "Gurbet Yolcusu" adlı ilk şiirini 1984 yılında Manisa'da kaleme alan şairin dört şiir kitabı mevcuttur (Çoşan 2018). İçinde 91 şiir bulunan Susacağım Demiştim adlı ilk şiir kitabı 2010 yılında neşredilmiştir. İkinci şiir kitabı olan ve 111 şiirin bulunduğu Kar Yakar Od Üşütür adlı eseri ise 2011 yılında yayımlanmıştır. 2012 yılında diğer kitabı olan Gül Yangını, 2016'da ise 112 şiirden oluşan Leyl ü Nehar adlı dördüncü eserini yayımlanmıştır. Hüdaverdi Er, daha çok şair kimliğiyle ön plana çıkmasına rağmen anı ve denemeler de kaleme almıştır. Yazmış olduğu şiir, anı ve denemeleri Kütahya Ekspres, Aydın Güzelhisar, Avrupa, Çukurova Ekspres gibi gazete ve dergilerde, antolojilerde ve bazı internet sitelerinde yayımlanır (Çoşan 2018). Muhsin Yazıcıoğlu anısına Sergül Vural tarafından çıkarılan Üşüyorum - Şiir Güldestesi adlı eserinde şairin Gül Üşümüş Hilal Boynunu Bükmüş ve Kalk Yiğidim adlı şiirlerine yer verilir (Vural 2009: 95-96).

Şiirlerinde duru, anlaşılır ve sade bir dil kullanır. Hüdaverdi Er, şiiri "Kalplere işlenmiş bir niyet, şiir sadece söz değil, şiir samimiyettir" (Çoşan 2018) şeklinde tanımlar. Şiirlerini bu doğrultuda kaleme alarak duygularını ve düşüncelerini samimi bir dille dışavurur. Şiirlerinde mahalli söyleyişlere yer veren şair gündelik hayatı şiirlerine taşır. Halk şiiri söyleyişine yakın şiirler kaleme alır. Şiirlerinde daha çok dörtlük, bazen de beyit nazım birimini kullanır. Şiirlerinde dörtlük sayısı 6-11 arasında değişmektedir. Hece ölçüsünün 7, 8, 11, 12, 14 ve 16'lı kalıplarını kullanır. Şiirlerinde kafiye ve rediflere sık sık başvurur. Ahengi ve ritmi kafiye ve rediflerle sağlar. Zaman zaman da şiirlerinde asonans ve aliterasyonlardan faydalanır. Şairin edebiyat ve şiir zevkinin şekillenmesinde doğup büyüdüğü bölge olan Afşar'ın etkisi büyüktür. İlk şiirlerinde bu bölgenin kültürel zenginliğini, tabiat güzelliğini ve aynı zamanda bu bölgede yaşayan insanları ve bu insanların sorunlarını dile getirir. Zamanla şiirlerinin konusunu genişleten şair, aşk, sevgi, sıla, özlem, gurbetlik, aile, dostluk, memleket sevgisi, yiğitlik, mahalli ifadeler, dinî ve millî konular üzerine yoğunlaşır.

Kadir Güler tarafından kaleme alınan Kütahyalı Şairler II adlı eserde yazarın hayatı ve edebî kişiliği hakkında bilgiler yer alır (Güler 2017: 131-134 ). Özge Ayaz tarafından hazırlanan Kütahyalı Yaşayan Şairler adlı lisans tezinde ise şairin hayatına, edebî kişiliğine, eserlerine ve şiirlerine yer verilir (Ayaz 2009: 160-171).

Er, hayatı boyunca yurdun değişik yerlerinde çok sayıda şiir etkinliğine, sempozyumlara ve televizyon programlarına katılmıştır. Yazdığı şiirleri sayesinde birçok ödüle layık görülmüştür. 2008 yılında Kütahya Müftülüğünün, Kutlu Doğum Haftası'nda düzenlediği şiir yarışmasında Hz. Muhammed'e yazmış olduğu "Ya Resulallah" şiiriyle, 2009 yılında Mavi İklimler Radyosu ve Edebiyat Dergisi'nin Bursa'da düzenlediği dostluk konulu şiir yarışmasında Dostluk şiiriyle ve Kütahya Tavşanlı'da düzenlenen Namaz konulu başka bir şiir yarışmasında Namaz Dinin Direğidir şiiriyle birincilik ödülleri almıştır (Çoşan 2018).