Madde Detay
İBN-İ İSA, İlyas Saruhanî
(d. 902/1496-1497 - ö. 961/1553-1554)
tekke şairi
(Tekke / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı İlyas'tır. Eserlerinde İbn İsâ mahlasını kullanmıştır. Akhisar/ Manisa'da h. 902/m. 1496-97 tarihinde Bayrami şeyhi olan Mecdüddin İsa Saruhanî’nin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Medrese öğreniminin ardından babasının yanında tasavvufi eğitimini tamamlayıp h. 928/m. 1522’de Bayrami tarikatından hilafet aldı. Aynı yıl babasının Aydın’a gitmesi üzerine dergâh postnişinliğini üstlendi. Babasının yaşadığı on bir yıl boyunca, ona saygısızlık olur, düşüncesiyle kimseye hilafet vermedi. İki eşi, iki cariyesi olan İbn-i İsa’nın yirmi iki evladı dünyaya gelmiştir. Akhisar'da h. 961/m. 1553-1554'te vefat etti. Tasarruf ve cezbe sahibi, aynı zamanda cifir, nücûm gibi gizli ilimlerde devrinin önde gelenlerinden olduğu kaydedilmektedir. Dokuz halife yetiştirmiştir (Küçük-Muslu 2003: 8-10).
Eserleri şunlardır:
1. Şerh-i Esmâ-i Hüsnâ: Mefâîlün mefâîlün feûlün vezniyle yazılan eser 800 beyit kadardır. Eser Numan Külekçi [1997] tarafından neşredilmiştir.
2. Ferâhnâme: Harflerden anlam çıkarmanın yollarını gösterir. Teshîrü’l-ekber fî ilmi’l-harf ismiyle de bilinmektedir. Çok sayıda nüshası mevcuttur.
3. Fusûl-i Aşere: Tarikat silsilesi, adâbı, vefk ve ilm-i havass hakkında bilgi vardır. Çok sayıda nüshası mevcuttur.
4. Fusûl-i Seb’a: Atvâr-ı seb’a ile ilgilidir. Nüshası vardır.
5. Kavâid-i Teshîrat: Sihrin nasıl ve hangi amaçla yapılacağını ele alır. Çok sayıda nüshası mevcuttur.
6. Kıyafetnâme: İnsanın vücut yapısıyla karakteri arasındaki bağıntıyı inceleyen manzum bir eserdir. Nüshası yoktur.
7. Kıyâmetnâme: Üç bin beyit olduğu kaydedilen eser, kayıptır.
8. Nutk-ı İbn İsa: On bin kadar ilahi-gazeli olduğu kaydedilen şairin, günümüze kalabilmiş yirmi kadar gazelini içerir. Cemal Kurnaz ve Mustafa Tatcı ortaklaşa neşretmişlerdir (1997).
9. Rumûzu’l-künûz fi’l-cifr: On iki fasılda meydana gelen eser h. 965/m. 1557-58 yılında tamamlanmış olup h. 2035 yılına değin meydana gelecek olaylardan haber vermektedir. Çok sayıda nüshası mevcuttur.
10. Risâle-i Gülşenî: Türkçe, bir-iki varaklık bir eserdir. Nüshası mevcuttur. 11. Risâle-i İnsân: Türkçe, bir-iki varaklık bir eserdir. Nüshası mevcuttur.
11. Risâle-i Mukantarât: Takvime dairdir. Nüshası mevcuttur.
12. Tabiatnâme: Doğaya dair bilgiler içerir. Nüshaları mevcuttur.
13. Terceme-i Müfredât-ı İbn İsa: Nüshası mevcuttur.
14. Nûriyye: Müellif bu eseri o sırada Manisa sancak beyliği yapan Şehzade Selim’e sunmuştur. Eseri nüshaları hakkında bilgi yoktur.
15. Menâkıb-ı Şeyh Mecdüddin ve Âdâb-ı Sâlikîn: Babası Şeyh İsa-yı Saruhanî hakkında kaleme aldığı ve sadece babasının biyografisini değil, aynı zamanda devrinin gündelik ve tasavvufi yaşantısı hakkında da önemli bilgiler veren bir eserdir. Sezai Küçük ve Ramazan Muslu tarafından (2003) neşredilmiştir.
İlyas İbn-i İsa’nın gizli ilimlerle ilgili eserlerinde, konu gereği çetrefil bir üslup söz konusudur. Mensur eserlerinde ise oldukça sade bir dil kullanılmıştır. Manzum eserlerinde mutasavvıflarda görülen sanat endişesinden uzak, samimi bir üslubu tercih etmiştir. Genel olarak vahdet-i vücûd anlayışına sahip olan İbn-i İsa’nın eserlerinde dünyanın geçiciliği, mürşide bağlanmanın gerekliliği, zikrin kişiyi Allah’a ulaştırması gibi hususlar işlenmiştir.
Kaynakça
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (1997). “İlyas İbn Îsâ’nın Şiirleri”, Journal of Turkish Studies (Hasibe Mazıoğlu Armağanı I) XXI: 187-220.
Küçük, Sezai ve Ramazan Muslu (hzl.) (2003). Akhisarlı Şeyh Îsâ Menâkıbnâmesi (XVI. Yüzyıl). Sakarya: Aşiyan Yay.
Külekçi, Numan (hzl.) (1997). İbni İsâ Saruhânî Esmâ-i Hüsnâ Şerhi. Ankara: Akçağ Yay.
Yılmaz, Ali (1998). “Türk Edebiyatında Esmâ-i Hüsnâ Şerhleri ve İbn-i Îsâ-yı Saruhânî’nin Esmâ-i Hüsnâ’sı”, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2/1: 3-25.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. GÜROL PEHLİVANYayın Tarihi: 05.11.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Şerh-i Esmâ-i Hüsnâ
Yâ Vâcid
Şu dilde hâzır ola nâm-ı Vâcid
Zarar virmez ana gammaz u hâsid
Bununla bâtıl olur sihr-i sâhir
Bununla fâsid olur mekr-i mâkir
‘Asâdur bu ol ejderhâ gibidür
Ki Fir‘avnî ve Mûsâ gibidür
‘Aded on dört ola sâ ‘at Zühalde
Bu tertîb üzre ola her mahalde
Külekçi, Numan (hzl.) (1997). İbni İsâ Saruhânî Esmâ-i Hüsnâ Şerhi. Ankara: Akçağ Yay. 116.
Menâkıb-ı Şeyh Mecdüddin ve Âdâb-ı Sâlikîn
Menkabe
Bir kişi geldi eydür: “Sultânım, halkın elinden âciz kaldım. Dâim bana bühtân idüp her mecliste zemmim iderler. Hâlim n’olur” didi. Hazret-i şeyh eydür: “Yerme, yerilme; yoldan ayrılma; tayranın düşür. Doğru giden dağ aşar, yerme yermesünler. Urmu urmasunlar, kendidilini tut, elin sözün yut” didi.
Küçük, Sezai ve Ramazan Muslu (hzl.) (2003). Akhisarlı Şeyh Îsâ Menâkıbnâmesi (XVI. Yüzyıl). Sakarya: Aşiyan Yay. 167.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 05.11.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Şerh-i Esmâ-i Hüsnâ
Yâ Vâcid
Şu dilde hâzır ola nâm-ı Vâcid
Zarar virmez ana gammaz u hâsid
Bununla bâtıl olur sihr-i sâhir
Bununla fâsid olur mekr-i mâkir
‘Asâdur bu ol ejderhâ gibidür
Ki Fir‘avnî ve Mûsâ gibidür
‘Aded on dört ola sâ ‘at Zühalde
Bu tertîb üzre ola her mahalde
Külekçi, Numan (hzl.) (1997). İbni İsâ Saruhânî Esmâ-i Hüsnâ Şerhi. Ankara: Akçağ Yay. 116.
Menâkıb-ı Şeyh Mecdüddin ve Âdâb-ı Sâlikîn
Menkabe
Bir kişi geldi eydür: “Sultânım, halkın elinden âciz kaldım. Dâim bana bühtân idüp her mecliste zemmim iderler. Hâlim n’olur” didi. Hazret-i şeyh eydür: “Yerme, yerilme; yoldan ayrılma; tayranın düşür. Doğru giden dağ aşar, yerme yermesünler. Urmu urmasunlar, kendidilini tut, elin sözün yut” didi.
Küçük, Sezai ve Ramazan Muslu (hzl.) (2003). Akhisarlı Şeyh Îsâ Menâkıbnâmesi (XVI. Yüzyıl). Sakarya: Aşiyan Yay. 167.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Şerh-i Esmâ-i Hüsnâ
Yâ Vâcid
Şu dilde hâzır ola nâm-ı Vâcid
Zarar virmez ana gammaz u hâsid
Bununla bâtıl olur sihr-i sâhir
Bununla fâsid olur mekr-i mâkir
‘Asâdur bu ol ejderhâ gibidür
Ki Fir‘avnî ve Mûsâ gibidür
‘Aded on dört ola sâ ‘at Zühalde
Bu tertîb üzre ola her mahalde
Külekçi, Numan (hzl.) (1997). İbni İsâ Saruhânî Esmâ-i Hüsnâ Şerhi. Ankara: Akçağ Yay. 116.
Menâkıb-ı Şeyh Mecdüddin ve Âdâb-ı Sâlikîn
Menkabe
Bir kişi geldi eydür: “Sultânım, halkın elinden âciz kaldım. Dâim bana bühtân idüp her mecliste zemmim iderler. Hâlim n’olur” didi. Hazret-i şeyh eydür: “Yerme, yerilme; yoldan ayrılma; tayranın düşür. Doğru giden dağ aşar, yerme yermesünler. Urmu urmasunlar, kendidilini tut, elin sözün yut” didi.
Küçük, Sezai ve Ramazan Muslu (hzl.) (2003). Akhisarlı Şeyh Îsâ Menâkıbnâmesi (XVI. Yüzyıl). Sakarya: Aşiyan Yay. 167.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Şerh-i Esmâ-i Hüsnâ
Yâ Vâcid
Şu dilde hâzır ola nâm-ı Vâcid
Zarar virmez ana gammaz u hâsid
Bununla bâtıl olur sihr-i sâhir
Bununla fâsid olur mekr-i mâkir
‘Asâdur bu ol ejderhâ gibidür
Ki Fir‘avnî ve Mûsâ gibidür
‘Aded on dört ola sâ ‘at Zühalde
Bu tertîb üzre ola her mahalde
Külekçi, Numan (hzl.) (1997). İbni İsâ Saruhânî Esmâ-i Hüsnâ Şerhi. Ankara: Akçağ Yay. 116.
Menâkıb-ı Şeyh Mecdüddin ve Âdâb-ı Sâlikîn
Menkabe
Bir kişi geldi eydür: “Sultânım, halkın elinden âciz kaldım. Dâim bana bühtân idüp her mecliste zemmim iderler. Hâlim n’olur” didi. Hazret-i şeyh eydür: “Yerme, yerilme; yoldan ayrılma; tayranın düşür. Doğru giden dağ aşar, yerme yermesünler. Urmu urmasunlar, kendidilini tut, elin sözün yut” didi.
Küçük, Sezai ve Ramazan Muslu (hzl.) (2003). Akhisarlı Şeyh Îsâ Menâkıbnâmesi (XVI. Yüzyıl). Sakarya: Aşiyan Yay. 167.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | TEVHÎDE HANIM | d. 1847 - ö. 1901 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HULVÎ, Hulvî Abdullah Efendi | d. ? - ö. 1746-47 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Mehmet Müfit | d. 25 Kasım 1952 - ö. 20 Kasım 2016 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | TEVHÎDE HANIM | d. 1847 - ö. 1901 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HULVÎ, Hulvî Abdullah Efendi | d. ? - ö. 1746-47 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Mehmet Müfit | d. 25 Kasım 1952 - ö. 20 Kasım 2016 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | TEVHÎDE HANIM | d. 1847 - ö. 1901 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | HULVÎ, Hulvî Abdullah Efendi | d. ? - ö. 1746-47 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Mehmet Müfit | d. 25 Kasım 1952 - ö. 20 Kasım 2016 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | TEVHÎDE HANIM | d. 1847 - ö. 1901 | Meslek | Görüntüle |
11 | HULVÎ, Hulvî Abdullah Efendi | d. ? - ö. 1746-47 | Meslek | Görüntüle |
12 | Mehmet Müfit | d. 25 Kasım 1952 - ö. 20 Kasım 2016 | Meslek | Görüntüle |
13 | TEVHÎDE HANIM | d. 1847 - ö. 1901 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | HULVÎ, Hulvî Abdullah Efendi | d. ? - ö. 1746-47 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Mehmet Müfit | d. 25 Kasım 1952 - ö. 20 Kasım 2016 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | TEVHÎDE HANIM | d. 1847 - ö. 1901 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | HULVÎ, Hulvî Abdullah Efendi | d. ? - ö. 1746-47 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Mehmet Müfit | d. 25 Kasım 1952 - ö. 20 Kasım 2016 | Madde Adı | Görüntüle |