Madde Detay
İBRÂHÎM, Aşçı Halîl İbrâhîm Dede
(d. 1243/1828 - ö. ?/?)
mevlevi şeyhi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Halîl İbrâhîm’dir. 1243/1828 yılında İstanbul’un Kandilli semtinde doğdu. Aşçı İbrâhîm Dede sanıyla tanındı. Babası Mehmed Ali Efendi, annesi Behiye Hanım’dır. İlk eğitimini Kandilli Mahalle Mektebi ve Şehzadebaşı’ndaki sıbyan mektebinde tamamladı. 1257/1841 yılında Süleymaniye Rüşdiyesi’ne kaydedildi. 29 Cemâziyülâhir 1263/4 Haziran 1847 tarihinde Ordular Ruznamçe Kalemi’nde memur olarak göreve başladı. Bir süre Kara Halîl Efendi’den İzhâr dersleri aldı. Halveti şeyhlerinden Hasan Efendi ve Kızıl Dede Efendi’ye intisap ettikten sonra Mesnevî sohbetlerine katıldığı ve çok etkilendiği Kasımpaşa Mevlevihanesi postnişini Kadri Dede’ye mürit oldu. Osmanlı-Rus Harbi sebebiyle 1272/1856 yılında Erzurum’a tayin edildi. Aynı yıl ordunun Erzincan’a nakledilmesi sebebiyle Erzurum’dan ayrıldı. Erzincan’da Terzi Baba’nın halifeleri vasıtasıyla Nakşiliğin Halidiye koluna bağlandı. 1276/1860’ta hilafet ve icazet aldı. Bu arada görevi sebebiyle Erzurum’a gidip geldi. Erzincan’da iken görevinden istifa ederek İstanbul’a döndü. Derviş Paşa’nın çiftliğini idare etmek üzere 12 Zilkade 1288/23 Ocak 1872 tarihinde Şam’a gönderildi. 1309/1892 yılında Şam’da baş gösteren kolera salgını yüzünden tekrar İstanbul’a döndü. 16 Zilkade 1310/1 Haziran 1893’te tekrar vazifesi gereği Şam’a gönderildi. Burada üç yıl kaldıktan sonra Edirne’ye tayin edildi. 1314/1897 yılında hac farizasını ifa etti. 1323/1906 yılında rahatsızlığı sebebiyle emekliye ayrıldı ve İstanbul’a dönerek doğum yeri olan Kandilli’ye yerleşti. Aşçı Dede’nin Mecmua’nın sonunda yer alan otobiyografisinden 1323/1906 yılında hayatta olduğu anlaşılmaktaysa da ölüm tarihi ve mezarı belli değildir.
Aşçı İbrâhîm Dede’nin eserleri şunlardır:
1. Risâle-i Terceme-i Ahvâl-i Aşçı Dede-i Nakşî Mevlevî: Aşçı İbrâhîm Dede’nin en ünlü eseridir. Yazarın İstanbul’dan başlayarak Edirne, Hicaz, Erzincan ve Şam’a kadar uzanan memuriyetleri sebebiyle bir seyahatname hüviyetinde olan bu hatırat, aynı zamanda son dönem Osmanlı hayatına tasavvuf cephesinden bakması yönüyle de kültür tarihi açısından önemlidir. Aşçı Dede’nin Hatıraları adıyla yayımlanan (Koç vd. 2006) bu eserin bilinen iki nüshası vardır: 1. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi. Türkçe Yazmalar Bölümü. No: 78, 79, 80. 2. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi. Türkçe Yazmalar Bölümü. No: 3222.
2. Tercümetü’l-Fârisiyye fî Tefsîri’l-Hakkıyye: İsmail Hakkı’nın Rûhu’l-Beyân isimli tefsirinde yer alan Farsça metinlerin Türkçeye tercümesinden ibarettir. Eser dört cilttir. Ünik ve müellif nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Bölümünde 3210, 3211, 3212, 3213 numaralarda kayıtlıdır.
3. Kavâ’idü’l-Fârisiyye: Farsça gramer kitabıdır.
3. Risâle-i Tercümetü’l-Hakâyıkı’l-Hakîkat: İsmail Hakkı’nın Rûhu’l-Beyân ve Mevlana’nın Mesnevî’sindeki rumuz ve mazmunları açıkladığı eseridir.
Aşçı İbrâhîm Dede, özellikle hatıratıyla bir taraftan 1828-1906 arasında Osmanlı coğrafyasının askeri bürokrasisini, sufi muhitlerini ve her meşrepten insanların dünyasını sergilemiş bir taraftan da mutasavvıf kimliğiyle kendi iç dünyasının derin hatlarını yansıtmıştır.
Kaynakça
Koç, Mustafa ve Eyyüp Tanrıverdi (hzl.) (2006). Aşçı Dede’nin Hatıraları. C. 1-2-3-4. İstanbul: Kitabevi Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HAKAN YEKBAŞYayın Tarihi: 27.11.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Risâle-i Terceme-i Ahvâl-i Aşçı Dede-i Nakşî Mevlevî’den
Velhâsıl bir gün gidip mumaileyh Kadrî Dede Efendi’ye keyfiyeti ifade ettiğimde güya o gece Hazret-i Mevlânâ kaddesallâhu te’âlâ sırrahu’l-azîz efendimiz taraf-ı devletlerinden kabulümüz Dede Efendi’ye emr ü fermân buyurulmuş gibi bu âsiyi bilâ-tereddüd derhâl aşk u muhabbetle kabul ve fevkalâde memnun oldular. Malûm ya, fanus içinde yanan şem her ne kadar muhtefî olsa dahi ehl-i basîretten gizlenemez. Mumaileyh hemen dedelerden birisine emredip bir adet sikke-i şerîf getirtip odaya halvet ederek tekbîr ile sikke-i şerîfi başıma koydu.
(Koç, Mustafa ve Eyyüp Tanrıverdi (hzl.) (2006). Aşçı Dede’nin Hatıraları. C. 1. İstanbul: Kitabevi Yay. 198.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 27.11.2014Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Risâle-i Terceme-i Ahvâl-i Aşçı Dede-i Nakşî Mevlevî’den
Velhâsıl bir gün gidip mumaileyh Kadrî Dede Efendi’ye keyfiyeti ifade ettiğimde güya o gece Hazret-i Mevlânâ kaddesallâhu te’âlâ sırrahu’l-azîz efendimiz taraf-ı devletlerinden kabulümüz Dede Efendi’ye emr ü fermân buyurulmuş gibi bu âsiyi bilâ-tereddüd derhâl aşk u muhabbetle kabul ve fevkalâde memnun oldular. Malûm ya, fanus içinde yanan şem her ne kadar muhtefî olsa dahi ehl-i basîretten gizlenemez. Mumaileyh hemen dedelerden birisine emredip bir adet sikke-i şerîf getirtip odaya halvet ederek tekbîr ile sikke-i şerîfi başıma koydu.
(Koç, Mustafa ve Eyyüp Tanrıverdi (hzl.) (2006). Aşçı Dede’nin Hatıraları. C. 1. İstanbul: Kitabevi Yay. 198.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Risâle-i Terceme-i Ahvâl-i Aşçı Dede-i Nakşî Mevlevî’den
Velhâsıl bir gün gidip mumaileyh Kadrî Dede Efendi’ye keyfiyeti ifade ettiğimde güya o gece Hazret-i Mevlânâ kaddesallâhu te’âlâ sırrahu’l-azîz efendimiz taraf-ı devletlerinden kabulümüz Dede Efendi’ye emr ü fermân buyurulmuş gibi bu âsiyi bilâ-tereddüd derhâl aşk u muhabbetle kabul ve fevkalâde memnun oldular. Malûm ya, fanus içinde yanan şem her ne kadar muhtefî olsa dahi ehl-i basîretten gizlenemez. Mumaileyh hemen dedelerden birisine emredip bir adet sikke-i şerîf getirtip odaya halvet ederek tekbîr ile sikke-i şerîfi başıma koydu.
(Koç, Mustafa ve Eyyüp Tanrıverdi (hzl.) (2006). Aşçı Dede’nin Hatıraları. C. 1. İstanbul: Kitabevi Yay. 198.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Risâle-i Terceme-i Ahvâl-i Aşçı Dede-i Nakşî Mevlevî’den
Velhâsıl bir gün gidip mumaileyh Kadrî Dede Efendi’ye keyfiyeti ifade ettiğimde güya o gece Hazret-i Mevlânâ kaddesallâhu te’âlâ sırrahu’l-azîz efendimiz taraf-ı devletlerinden kabulümüz Dede Efendi’ye emr ü fermân buyurulmuş gibi bu âsiyi bilâ-tereddüd derhâl aşk u muhabbetle kabul ve fevkalâde memnun oldular. Malûm ya, fanus içinde yanan şem her ne kadar muhtefî olsa dahi ehl-i basîretten gizlenemez. Mumaileyh hemen dedelerden birisine emredip bir adet sikke-i şerîf getirtip odaya halvet ederek tekbîr ile sikke-i şerîfi başıma koydu.
(Koç, Mustafa ve Eyyüp Tanrıverdi (hzl.) (2006). Aşçı Dede’nin Hatıraları. C. 1. İstanbul: Kitabevi Yay. 198.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | FASÎHÎ, Ahmed Fasîhî Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Feridun Fazıl Türlbentçi | d. 1912 - ö. 6 Ağustos 1982 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | VAHDÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HARÂBÎ, Ciloğlu Deli Bekir | d. 1800/1817/1828? - ö. 1879 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | GÂFİL, Ali Akber | d. 1828 - ö. 1892 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FEVZÎ, Hammâmî-zâde Mehmed | d. 1828 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HARÂBÎ, Ciloğlu Deli Bekir | d. 1800/1817/1828? - ö. 1879 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | GÂFİL, Ali Akber | d. 1828 - ö. 1892 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | FEVZÎ, Hammâmî-zâde Mehmed | d. 1828 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | HARÂBÎ, Ciloğlu Deli Bekir | d. 1800/1817/1828? - ö. 1879 | Meslek | Görüntüle |
11 | GÂFİL, Ali Akber | d. 1828 - ö. 1892 | Meslek | Görüntüle |
12 | FEVZÎ, Hammâmî-zâde Mehmed | d. 1828 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | HARÂBÎ, Ciloğlu Deli Bekir | d. 1800/1817/1828? - ö. 1879 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | GÂFİL, Ali Akber | d. 1828 - ö. 1892 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | FEVZÎ, Hammâmî-zâde Mehmed | d. 1828 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | HARÂBÎ, Ciloğlu Deli Bekir | d. 1800/1817/1828? - ö. 1879 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | GÂFİL, Ali Akber | d. 1828 - ö. 1892 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | FEVZÎ, Hammâmî-zâde Mehmed | d. 1828 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |