Madde Detay
ÎSÂ MAHVÎ, Sukûkî-zâde, Şeyh Îsâ Mahvî Efendi
(d. 1047/1637/38 - ö. 22 Ramazan 1127/21 Eylül 1715)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı İsa’dır. Gerede’ye bağlı Sarıkadılar köyünde 1047 / 1637/38 tarihinde dünyaya geldi. O zaman Gerede’ye bağlı olan Sarıkadılar köyü, bugün Mengen ilçesine bağlıdır. Kazasker Sükûkî Ali Efendi ile dönemin önemli devlet adamı ve şairi olan Ganî-zâde Nadirî’nin kız kardeşinin oğludur. Çocukluğu hakkında ayrıntılı bilgi olmamasına rağmen temel eğitimini memleketinde aldıktan sonra tahsilini ilerletmek için İstanbul’a gittiği biliniyor. İstanbul’da hangi medreselerde ve kimlerden ders aldığına ilişkin kaynaklarda ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Ancak üstlendiği görevlere bakılırsa önemli medreselerde ciddi bir din eğitimi aldığı anlaşılıyor. Halvetî tarikatı şeyhi Abdülehad Nûrî Efendi’nin halifelerinden olan büyük mutasavvıf Bülbülcü-zâde Şeyh Abdülkerim Fethî Efendi (ö. 1106/1694)’ye intisap etmiştir. Bir yandan dini ilimleri ikmal ederken diğer yandan tarikattaki seyr ü sülukunu tamamlayarak hilâfete mazhar olmuştur (Özcan : II / 427-28; Mehmet Süreyya III / 612; Bursalı Mehmet Tahir C. I/ 126-127.)
Tasavvufî alanda olduğu gibi zahirî ilimler alanında da kendisini yetiştiren İsa Efendi, 1076/1665-66 senesi başlarında Alaca-zâde Şeyh Mehmet Efendi yerine Orta Câmi Vaizliğine getirildi. On yıla yakın burada tarikat mensuplarını ve halkı irşat görevini üstlendi. Kanuni Sultan Süleyman’ın Tercümanlarından Dırağman Yunus ya da Tercüman Yunus tarafından Fatih semtinde Mimar Sinan’a yaptırılan külliyenin şeyhi Osman Efendi’nin 1095/1683-84 yılında vefatı üzerine 1096/1684-85 yılında bu tekkenin şeyhliğine getirildi. (Koçu 1958 : 4543; Sâlim Efendi 1315: 612-613). Şeyh İsa Mahvi Efendi’nin hac yolundayken Şam’da vefatı üzerine Dırağman Tekkesi şeyhliğine oğlu Mehmed Salih Efendi getirilmiştir. 1105/1694 yılı Cemaziye’l-âhiresinde (Ocak/Şubat) görevlendirildiği Sultan Selim Camii’nde 15 yıl kadar vaizlik yaptıktan sonra 1120 Cumade’l-âhiresinde/ Ağustos/Eylül 1708 Fatih Sultan Mehmet Camii’ne getirildi. İki yıl sonra Sultan Bayezid-i Veli Camii’ne nakil olundu. 1122/ 1710 yılı Şevval (Kasım/Aralık) ayında geldiği Süleymaniye Camii onun son görev yeri oldu. 1127 Recep /1715'te hacca gitmek için izin aldı. Mekke-yi Mükerreme’ye gitmek üzere İstanbul’dan hareket etti.
Hac yolculuğu esnasında Şam’da rahatsızlandı ve 22 Ramazan 1127 / 21 Eylül 1715 günü vefat etti (Özcan : II / 427-28)
Müstakim-zâde’nin ifadesine göre katılanların izdihamı dolayısıyla cenaze namazı iki defa kılınmıştır. (Müstakim-zâde Süleyman Saadeddin Efendi 2000: 387). Şam’ın Selahiye mevkiinde Muhyiddin-i Arabî Türbesi yakınlarına defnedilmiştir. Tuhfe-i Naili’ye göre "mâte îsâ ve lem yemut hubb" sözüyle tarih düşürülmüştür. Bir başka tarih de "Geldi zamânı, kıldı nüzulü me’vâ-yı Şam’a Îsâ Efendi" biçiminde düşürülmüştür. Birbirinden naklen İsa Mahvî’nin ölüm tarihiyle ilgili bilgi veren kaynaklardan kimisi hac yolculuğunda, kimisi hac dönüşü vefat ettiğini kaydetmektedir. Hicri Ramazan ayında olduğuna göre hacca giderken vefat etmiş olması gerekir.
Kaynakların verdiği bilgilere göre Bugün İstanbul Vatan Caddesi üzerinde Fenarî-İsâ Camii adıyla bir cami yer almaktadır. Miladi 10. yüzyıl başlarında bir donanma komutanı olan Konstantinos Lips tarafından Moni Tu Libos Manastırı adıyla kurulan bu yapı, sonraki yüzyıllarda yapılan ilavelerle birbirine bitişik iki kilise ve müştemilatından oluşmaktaydı. İstanbul’un fethinden sonra mescit olarak kullanılmaya başlanan bu yapının kilisesi, II. Bayezit döneminde Fenarî-zade Ali Efendi tarafından camiye çevrildi. 17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl başlarında büyük değişiklikler yapılan caminin manastırdan kalma hücrelerini İsa Efendi de Halveti zaviyesine dönüştürmüştür. Bu tarihi yapıda iki önemli değişiklik yapan Fenarî-zâde ile İsa Efendi’den dolayı Fenarî-İsa Camii adı verildi. (Osman-zâde Hüseyin Vassâf 2006 : 505-506; Koçu 1958: 4543; Eyice : C.1 / 277-278).
İsa Mahvî nin Divan’ından başka, bilinen iki eseri daha vardır: Müfîdü’l-İ‘râb ve Fezâilü’ş-Şuhûr ve’l-Eyyâm. Kaynakların çoğunda din ve tasavvuf konularında bazı meseleler üzerine yazdığı risalelerinden bahsedilmesine rağmen isimleri verilmemektedir (Müstakim-zâde Süleyman Saadeddin Efendi 2000: 387). Tarikat mensubu olması münasebetiyle ağırlıklı olarak dini ve tasavvufi konularda didaktik şiirler yazmıştır. Mutasavvıf şairlerin öncelikli amacı, dini bilgileri halka ulaştırmak olduğu için halkın kullandığına yakın bir dil kullanırken şiiri de amaç değil araç olarak görürler. Şiirlerinde aruz ölçüsüne de hece ölçüsüne de rastlanmaktadır. Şiirlerinden bazıları 17. yüzyılın meşhur bestekarı Ali Şîrûganî Dede tarafından ilahi formunda bestelenmiştir (Soydaş 2007) Şiirleri, kendisi de mutasavvıf bir şair olan oğlu Mehmed Salih Mahvî Efendi tarafından tertip edildi. Divan'ının bir nüshası Milli Kütüphane’de, diğeri Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi Türkçe Yazmaları bölümündedir.
Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerle uğraşmak isteyenler için gerekli olan Arapça kaideleri öğretmek amacıyla kaleme alınan Müfîdü’l-İ’râb (Süleymâniye Ktp., Hacı Beşir Ağa, nr. 611; Pertev Paşa, nr. 548.) adlı eser, Nahiv (Arapça cümle bilgisi) konusunda yazılmış ve üzerinde iki ayrı yüksek lisans çalışması yapılmıştır (Kızılcık 1997; Kahyaoğlu : 1995.) Fezâilü’ş-Şuhûr ve’l-Eyyâm adlı eserin bir yazması Kayseri Kütüphanesi Râşid Efendi bölümünde bulunmaktadır (Kayseri Râşid Efendi Ktp., Râşid Efendi, nr. 662.).
Kaynakça
Abdulkadiroğlu, Abdülkerim (2000). “Osmanlı Döneminde Geredeli Alimler, Mutasavvıflar, Şairler ve Diğerleri”, Gerede: Geçmişten Günümüze Gerede Sempozyumu.
Bursalı Mehmet Tahir Efendi (1299/1915). Osmanlı Müellifleri I (hzl. Fikri Yavuz- İsmail Özen). İstanbul: Meral Yay. 133.
Bursalı Mehmet Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. I. İstanbul: Matbaa-i Amire. 126-127.
Bolu Valiliği (1998). “Geredeli Mahvî”. Bolu 1998 Yıllığı. 201.
Birgören, Hamdi (haz.) (2008). “İsa Mahvî Efendi”. Bolu Vilayeti Salnamesi. Bolu: Bolu Belediyesi Bolu Araştırmaları Merkezi. 390.
Kahyaoğlu, Yasin (1995). İsa b. Ali El-Bolevî ve Müfidü’l-İ’rab Adlı Eseri. Yüksek Lisans Tezi. Şanlıurfa: Harran Üniversitesi.
Kızılcık, Abdullah (hzl.)(1997). İsa b. Ali El-Bolevî, Hayatı ve Eserleri ve Müfîda’l-İ’râb. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.
Koçu, Reşad Ekrem ve Mehmet Ali Akbay (1958). İstanbul Ansiklopedisi. C. 8. İstanbul. 4543.
Müstakim-zade Süleyman Saadeddin Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb. KB Kütüphaneler Genel Müdürlüğü, Tıpkıbasım, Ankara. 387.
Mehmed Süreyya (1996). Sicill-i Osmanî. C.3. İstanbul: KB ve Tarih Vakfı Yurt Yay. 929.
Osmanzâde Hüseyin Vassâf (2006). Sefîne-i Evliyâ. C. III. İstanbul: Kitabevi Yay. 505-506.
Reşad Ekrem Koçu ve Mehmet Ali Akbay (1958). İstanbul Ansiklopedisi. C. 8. İstanbul. 4543.
Sâlim Efendi (1315). Tezkire-i Sâlim. Dersaadet: İkdam Matbaası. 612-613.
Semavi Eyice (1995). "Fenari İsa Camisi". Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. C.1. İstanbul. 277-278.
Soydaş, M. Emin (2007). “Unutulmuş Bir Osmanlı Bestekarı: Ali Şîrüganî Dede”. Uluslar arası İnsan Bilimleri Dergisi. 4(2): 1-11.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: HAMDİ BİRGÖRENYayın Tarihi: 05.11.2014Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
I
Derdmendim mücrimim dermâna geldim yâ Resûl
Sâilim muhtacınım ihsâna geldim yâ Resûl
Ka’be-i vaslın yolunda sa’y idüp düşdüm garîb
Gayri neyim cânımı kurbâna geldim yâ Resûl
Nâr-ı hasret câna geçdi cân atup cânım sana
Aşk ile dîdârını seyrâna geldim yâ Rasûl
Akl u fikrim aldılar hep râh-ı Hak düşmenleri
Baş açık yalın ayak dîvâna geldim yâ Resûl
İntisâb-ı zât-ı pâkin afv-ı cürme çün sebeb
Sen şefâat hem mürüvvet kâna geldim yâ Resûl
İtme Mahvî bendeni red ey şefâat ma’deni
Sen gibi ihsânı çok sultâna geldim yâ Resûl
II
Bıraktım aşkın ile nâm u ârım Yâ Rasûlallâh
Unuttum şevkin ile cümle kârım Yâ Rasûlallâh
Bu gönlüm bülbülü aslâ cihânın bağına bakmaz
Yüzün görmek gülistânın ararım Yâ Rasûlallâh
Gönül pervâneveş ditrer visâlin şem’ine dâ’im
Tükendi kalmadı sabr ü karârım Yâ Rasûlallâh
Derûnum hânesi yandı duhânım çıktı eflâke
Dem-â-dem hadden aştı âh u zârım Yâ Rasûlallâh
Bu Mahvî bendene rahm it firâkın nârına yanmış
Katî hayli zaman oldu yanarım Yâ Rasûlallâh
III
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel ârzûsunun odu yakıp bagrım kebâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Hulûs üzre ‘ibâdetde teveccüh eylesem sana
Gelir kalbe sivâ fikri komaz hergiz beni bana
Dilimde kuvvetim yokdur cevâbın vermege ana
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
***
Bulmak dilersen dâ’im saâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Gaflette kalma eyle ibâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Aldanma zinhâr fânî cihâna
Takvâ vü zühdü kût eyle câna
Uçmak dilersen bâğ-ı cinâna
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Kaldır dilinden kesret hicâbın
Merginde oku vahdet kitâbın
İçmek dilersen vuslat şarâbın
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Yoklukta yokla ma’nâyı Mahvî
Maksûdu anla Sarf ile Nahvi
Merdûd-ı râh ol gel iste sahvi
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
***
Yokluğunda var olan varlıkda bilmez yokluğu
Sohbet-i yâr lezzetin bilmez beğim ağyâr olan
***
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb itdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel arzûsunun odu yakıp bağrım kebâb etdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
(Birgören, Hamdi (hzl.) (2008). “İsa Mahvî Efendi”. Bolu Vilayeti Salnamesi. Bolu Belediyesi Bolu Araştırmaları Merkezi. 390.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 05.11.2014Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
I
Derdmendim mücrimim dermâna geldim yâ Resûl
Sâilim muhtacınım ihsâna geldim yâ Resûl
Ka’be-i vaslın yolunda sa’y idüp düşdüm garîb
Gayri neyim cânımı kurbâna geldim yâ Resûl
Nâr-ı hasret câna geçdi cân atup cânım sana
Aşk ile dîdârını seyrâna geldim yâ Rasûl
Akl u fikrim aldılar hep râh-ı Hak düşmenleri
Baş açık yalın ayak dîvâna geldim yâ Resûl
İntisâb-ı zât-ı pâkin afv-ı cürme çün sebeb
Sen şefâat hem mürüvvet kâna geldim yâ Resûl
İtme Mahvî bendeni red ey şefâat ma’deni
Sen gibi ihsânı çok sultâna geldim yâ Resûl
II
Bıraktım aşkın ile nâm u ârım Yâ Rasûlallâh
Unuttum şevkin ile cümle kârım Yâ Rasûlallâh
Bu gönlüm bülbülü aslâ cihânın bağına bakmaz
Yüzün görmek gülistânın ararım Yâ Rasûlallâh
Gönül pervâneveş ditrer visâlin şem’ine dâ’im
Tükendi kalmadı sabr ü karârım Yâ Rasûlallâh
Derûnum hânesi yandı duhânım çıktı eflâke
Dem-â-dem hadden aştı âh u zârım Yâ Rasûlallâh
Bu Mahvî bendene rahm it firâkın nârına yanmış
Katî hayli zaman oldu yanarım Yâ Rasûlallâh
III
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel ârzûsunun odu yakıp bagrım kebâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Hulûs üzre ‘ibâdetde teveccüh eylesem sana
Gelir kalbe sivâ fikri komaz hergiz beni bana
Dilimde kuvvetim yokdur cevâbın vermege ana
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
***
Bulmak dilersen dâ’im saâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Gaflette kalma eyle ibâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Aldanma zinhâr fânî cihâna
Takvâ vü zühdü kût eyle câna
Uçmak dilersen bâğ-ı cinâna
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Kaldır dilinden kesret hicâbın
Merginde oku vahdet kitâbın
İçmek dilersen vuslat şarâbın
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Yoklukta yokla ma’nâyı Mahvî
Maksûdu anla Sarf ile Nahvi
Merdûd-ı râh ol gel iste sahvi
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
***
Yokluğunda var olan varlıkda bilmez yokluğu
Sohbet-i yâr lezzetin bilmez beğim ağyâr olan
***
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb itdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel arzûsunun odu yakıp bağrım kebâb etdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
(Birgören, Hamdi (hzl.) (2008). “İsa Mahvî Efendi”. Bolu Vilayeti Salnamesi. Bolu Belediyesi Bolu Araştırmaları Merkezi. 390.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
I
Derdmendim mücrimim dermâna geldim yâ Resûl
Sâilim muhtacınım ihsâna geldim yâ Resûl
Ka’be-i vaslın yolunda sa’y idüp düşdüm garîb
Gayri neyim cânımı kurbâna geldim yâ Resûl
Nâr-ı hasret câna geçdi cân atup cânım sana
Aşk ile dîdârını seyrâna geldim yâ Rasûl
Akl u fikrim aldılar hep râh-ı Hak düşmenleri
Baş açık yalın ayak dîvâna geldim yâ Resûl
İntisâb-ı zât-ı pâkin afv-ı cürme çün sebeb
Sen şefâat hem mürüvvet kâna geldim yâ Resûl
İtme Mahvî bendeni red ey şefâat ma’deni
Sen gibi ihsânı çok sultâna geldim yâ Resûl
II
Bıraktım aşkın ile nâm u ârım Yâ Rasûlallâh
Unuttum şevkin ile cümle kârım Yâ Rasûlallâh
Bu gönlüm bülbülü aslâ cihânın bağına bakmaz
Yüzün görmek gülistânın ararım Yâ Rasûlallâh
Gönül pervâneveş ditrer visâlin şem’ine dâ’im
Tükendi kalmadı sabr ü karârım Yâ Rasûlallâh
Derûnum hânesi yandı duhânım çıktı eflâke
Dem-â-dem hadden aştı âh u zârım Yâ Rasûlallâh
Bu Mahvî bendene rahm it firâkın nârına yanmış
Katî hayli zaman oldu yanarım Yâ Rasûlallâh
III
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel ârzûsunun odu yakıp bagrım kebâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Hulûs üzre ‘ibâdetde teveccüh eylesem sana
Gelir kalbe sivâ fikri komaz hergiz beni bana
Dilimde kuvvetim yokdur cevâbın vermege ana
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
***
Bulmak dilersen dâ’im saâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Gaflette kalma eyle ibâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Aldanma zinhâr fânî cihâna
Takvâ vü zühdü kût eyle câna
Uçmak dilersen bâğ-ı cinâna
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Kaldır dilinden kesret hicâbın
Merginde oku vahdet kitâbın
İçmek dilersen vuslat şarâbın
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Yoklukta yokla ma’nâyı Mahvî
Maksûdu anla Sarf ile Nahvi
Merdûd-ı râh ol gel iste sahvi
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
***
Yokluğunda var olan varlıkda bilmez yokluğu
Sohbet-i yâr lezzetin bilmez beğim ağyâr olan
***
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb itdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel arzûsunun odu yakıp bağrım kebâb etdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
(Birgören, Hamdi (hzl.) (2008). “İsa Mahvî Efendi”. Bolu Vilayeti Salnamesi. Bolu Belediyesi Bolu Araştırmaları Merkezi. 390.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
I
Derdmendim mücrimim dermâna geldim yâ Resûl
Sâilim muhtacınım ihsâna geldim yâ Resûl
Ka’be-i vaslın yolunda sa’y idüp düşdüm garîb
Gayri neyim cânımı kurbâna geldim yâ Resûl
Nâr-ı hasret câna geçdi cân atup cânım sana
Aşk ile dîdârını seyrâna geldim yâ Rasûl
Akl u fikrim aldılar hep râh-ı Hak düşmenleri
Baş açık yalın ayak dîvâna geldim yâ Resûl
İntisâb-ı zât-ı pâkin afv-ı cürme çün sebeb
Sen şefâat hem mürüvvet kâna geldim yâ Resûl
İtme Mahvî bendeni red ey şefâat ma’deni
Sen gibi ihsânı çok sultâna geldim yâ Resûl
II
Bıraktım aşkın ile nâm u ârım Yâ Rasûlallâh
Unuttum şevkin ile cümle kârım Yâ Rasûlallâh
Bu gönlüm bülbülü aslâ cihânın bağına bakmaz
Yüzün görmek gülistânın ararım Yâ Rasûlallâh
Gönül pervâneveş ditrer visâlin şem’ine dâ’im
Tükendi kalmadı sabr ü karârım Yâ Rasûlallâh
Derûnum hânesi yandı duhânım çıktı eflâke
Dem-â-dem hadden aştı âh u zârım Yâ Rasûlallâh
Bu Mahvî bendene rahm it firâkın nârına yanmış
Katî hayli zaman oldu yanarım Yâ Rasûlallâh
III
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel ârzûsunun odu yakıp bagrım kebâb etdi
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Hulûs üzre ‘ibâdetde teveccüh eylesem sana
Gelir kalbe sivâ fikri komaz hergiz beni bana
Dilimde kuvvetim yokdur cevâbın vermege ana
Elim al düşmüşem kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
***
Bulmak dilersen dâ’im saâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Gaflette kalma eyle ibâdet
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Aldanma zinhâr fânî cihâna
Takvâ vü zühdü kût eyle câna
Uçmak dilersen bâğ-ı cinâna
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Kaldır dilinden kesret hicâbın
Merginde oku vahdet kitâbın
İçmek dilersen vuslat şarâbın
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
Yoklukta yokla ma’nâyı Mahvî
Maksûdu anla Sarf ile Nahvi
Merdûd-ı râh ol gel iste sahvi
Cân ü gönülden Allah’a yalvar
***
Yokluğunda var olan varlıkda bilmez yokluğu
Sohbet-i yâr lezzetin bilmez beğim ağyâr olan
***
Sivâ efkârının cündü gönül mülkün harâb itdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
Emel arzûsunun odu yakıp bağrım kebâb etdi
Elim al düşmüşüm kaldır meded Mevlâ-yı Rahmân’ım
(Birgören, Hamdi (hzl.) (2008). “İsa Mahvî Efendi”. Bolu Vilayeti Salnamesi. Bolu Belediyesi Bolu Araştırmaları Merkezi. 390.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | AZİZ, Geredeli Şeyh Halil Halvetî | d. 1785 - ö. 1843 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | İSHÂK BİN MURÂD | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | AZİZ, Geredeli Şeyh Halil Halvetî | d. 1785 - ö. 1843 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İSHÂK BİN MURÂD | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | AZİZ, Geredeli Şeyh Halil Halvetî | d. 1785 - ö. 1843 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | İSHÂK BİN MURÂD | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | AZİZ, Geredeli Şeyh Halil Halvetî | d. 1785 - ö. 1843 | Meslek | Görüntüle |
11 | İSHÂK BİN MURÂD | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | AZİZ, Geredeli Şeyh Halil Halvetî | d. 1785 - ö. 1843 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | İSHÂK BİN MURÂD | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | AZİZ, Geredeli Şeyh Halil Halvetî | d. 1785 - ö. 1843 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | İSHÂK BİN MURÂD | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |