Madde Detay
Kemal Tahir Demir
F. M. İkinci, Cemalettin Mahir, İsmail Kemalettin, Nurettin Demir, Ali Gıcırlı, Bedri Eser, Körduman, Murat Aşkın,
(d. 13 Mart 1910 / ö. 21 Nisan 1973)
Romancı, Gazeteci, Redaktör, Çevirmen, Senarist
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
20. yüzyıl Türk roman ve hikâyesinin velut kalemlerinden birisi olan Kemal Tahir, 13 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Asıl adı İsmail Kemalettin olan Kemal Tahir, bir ara Tipi ve Benerci soyadlarını kullansa da sonunda Demir soyadını aldı (TBEA 2003: 591). Babası bir dönem II. Abdülhamid’in yaverliğine kadar yükselmiş ve Yıldız Sarayı özel marangozluğu yapmış olan Şebinkarahisarlı Yüzbaşı Tahir Bey, annesi saray terbiyesi görmüş bir Çerkez olan Nuriye Hanım’dır. Kemal Tahir, ailenin dört erkek çocuğundan birisidir. İmparatorluğun çöküşünün yavaş yavaş hızlandığı bir dönemde, Birinci Dünya ve Kurtuluş savaşlarından biraz önce doğan Kemal Tahir’in psikolojik dünyasına bir asker olan babasının da etkisiyle savaş tesir etti. Bu yüzden, onun eserlerinde yer alan hürriyet, Millî Mücadele, Kuva-yı Milliye, emperyalizm gibi kavramların arkasında böylesine bir biyografik arka plan söz konusudur. Pek çok asker ve memur çocuğu gibi Kemal Tahir’in de öğrenim süreci hareketli geçti.
Babası savaş yıllarında seyyar hastaneler inzibat subayı olduğu için Çanakkale, Aydın, Burdur gibi Batı şehirlerinde ilköğrenimine başlayan Kemal Tahir, ortaokulu 1923’te Kasımpaşa’da, Cezayirli Hasan Rüştiyesi’nde bitirdi (Berksoy 2010: 25). Aynı yıl Galatasaray Lisesi'ne giren Kemal Tahir, burada ancak 10. sınıfa kadar okuyabildi (Bu okula dair hatıralarını ve buradan aldığı güçlü Fransızca formasyonunu hayatının sonuna kadar canlı tutacak, zaman zaman da romanlarında kullanacaktır). Annesinin vefatı üzerine buradaki öğrenimini bırakmak zorunda kalan yazar, çok çeşitli mesleklere girip çıktı. Avukat kâtipliği (Yol Ayrımı ve Hür Şehrin İnsanları gibi romanlarının otobiyografik karakteri Murat da avukat kâtibidir) yaptı. Zonguldak Kömür İşletmeleri Ambar memurluğu işini de yapan Kemal Tahir, bir taraftan da yavaş yavaş fikir ve edebiyat dünyasına girmeye gayret etti. Yakup Sabri, Ertuğrul Şevket, İsmail Safa (Esgin), Arif Nihat gibi genç arkadaşlarıyla beraber 1932-1934 yılları arasında Geçit dergisinde yazdı, (Acehan 2011: 227 vd) çeşitli gazetelerin edebiyat sayfalarında boy gösterdi. Bu gazetelerde Kemal Tahir; röportajcı, redaktör, çevirmen olarak görev yaptı. Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz gazetesinde başyazarlık ve Tan gazetesinde de yazı işleri müdürlüğü yapan (TBEA 2003: 591) Kemal Tahir, Geçit dergisindeki kalem arkadaşlarından Fatma İrfan’la 1938’de evlenirse de yazarın, Nâzım Hikmet’in de dâhil olduğu bir grupla beraber “donanmayı isyana teşvik” suçundan 1938 yılında 15 yıl ağır hapse mahkûmiyetinden (Ertop 1984: 679) iki yıl sonra Fatma İrfan'ın mahkemeye başvurmasıyla çift boşandı. (Daha sonra Serhan soyadını alan Fatma İrfan, Kemal Tahir’in kendisine gönderdiği, Kemal Tahir literatüründe çok önemli olan mektupları neşretmiştir.) 1938-1950 arasında İstanbul, Çorum, Nevşehir, Malatya hapishanelerinde yatan Kemal Tahir, Demokrat Parti’nin, iktidara geldiği 1950 yılında çıkardığı af yasasıyla hürriyetine kavuştu. Bu mahkûmiyet yılları, onun Anadolu ve Türkiye algısını çok derinden etkilemiş ve eserlerine ciddi şekilde yansımıştır. 1950’de tahliye edilen yazar, bir taraftan romanlarına çalıştı bir taraftan gazetecilik yaptı. Türkiye tarihine 6-7 Eylül Hadisesi olarak geçen olaylar arasında 6 aylık bir mahkûmiyet daha yaşayan yazar, 1957’de Düşün Yayınevi’ni kurarak yayıncılık piyasasına girdi, çeşitli yönetmenlerle çalışıp senaryolar kaleme aldı. (Bunlardan en meşhuru çok yakın dostu ve fikir yoldaşı Halid Refiğ’le birlikte ortaya çıkardıkları Harem’de Dört Kadın’dır.) Bu yıllarda Kemal Tahir’in Cemalettin Mahir, İsmail Kemalettin, Nurettin Demir, Ali Gıcırlı, Bedri Eser, Körduman, Murat Aşkın gibi müstearlar kullandığı göze çarpar. Hapishane yıllarında da bazı sağlık sorunları yaşadığı bilinen yazarda 1970 yılında akciğer kanseri saptandı. Bir ameliyatla sol akciğeri tamamen alınan Kemal Tahir, 1973’te, Mustafa Kemal, Millî Mücadele gibi isim ve konuların hararetli şekilde tartışıldığı bir dost toplantısından dönüşte geçirdiği kalp kriziyle hayata veda etti. Sahrayıcedit Mezarlığında medfundur (Çobanoğlu 2003: 357 vd).
Kemal Tahir’in hikâye ve romancılığı aslında 1955’te yayımladığı Göl İnsanları ile başlar. Yazar, bu kitapta neşrettiği 4 hikâyeden sonra bu türe fazla ilgi göstermedi. Onun asıl edebî hamlesi bu kitaptan sonra arka arkaya yayımladığı hatta bir kısmını tamamlayıp yayımlayamadığı, vefatından sonra çıkan romanlarıyladır. Fakat onun edebî kişiliğini ve kalem hayatını tam olarak vermek için bu romanlardan önceki Kemal Tahir’e bakmak gerekmektedir. Zira bu ustalığın arkasında -çoğu geçim kaygısıyla kaleme alınan- popüler polisiye ve aşk romanları, ayrıca az sayıda şiir, nihayet çeşitli tercümeler vardır. Esasen Kemal Tahir, edebiyata şiir kapısından girmiş, sayfalarını o zamanın gençlerine cömertçe açan İçtihat’ta bazı şiirler yayımlamış, Varlık ve Ses’te de şiire devam etmiştir. Önceleri Yahya Kemal, sonraları Nâzım Hikmet tesirinde yazılan bu şiirler, edebiyat tarihimizde derinlemesine işlenmiş değildir. Bu ihmal veya tercihte, 1940’tan sonra şiire hiç dönmeyen yazarın da etkisi vardır. Bu şiirlerin ve hatta hikâyelerin çok çeşitli takma adlarla yayımlanması da tespiti güçleştirmektedir.
Hapse girmeden evvel Herşey ve Yedigün dergilerinde müstear adlarla hikâyeler yayımlayan Kemal Tahir’in 1938-1950 arasında mahkûmiyet yıllarında çeşitli siparişler üzerine polisiye romanlar kaleme alıp yayımlatmıştır. (Mektuplarında bu türlü basit okuyucuya seslenen basit kurgulu fikrî, felsefî altyapısı olmayan metinlerle uğraşmanın kendisi için büyük bir azap olduğunu defaatle vurgulamaktadır.) (Tahir 1993: 203). Edebiyat tarihimize geçecek Kemal Tahir ismini, para kazanmak amaçlı yazdığı bu romanlarda hiç kullanmaması, Server Bedi-Peyami Safa örneğine tıpatıp uyar. Kemal Tahir, daha mütekâmil romanlarında, meselâ Yediçınar Üçlemesi’ni oluşturan eşkıyalık eksenli eserlerinde kullanacağı polisiye zekâyı bu sipariş üzere yazdıklarında geliştirmiştir. Özellikle meşhur Mayk Hammer serisinde yazar, okuyucuyu, okuyucunun zihnini daima zinde ve canlı tutmanın sırrını yakalamış gibidir. F. M. İkinci adıyla çevirdiği Mayk Hammer serisi o kadar büyük ilgi toplamış ve yazarla yayımcıya o kadar kazandırmıştır ki, Mayk Hammer’in yazarı vefat ettiğinde ve çevrilecek kitapların arkası gelmediğinde Kemal Tahir bu kez telif Mayk Hammer’lar kaleme almıştır. Bu arada şu da vurgulanmalıdır ki çapkınlığıyla ünlü dedektif Mayk Hammer’in aşk maceraları, Kemal Tahir’in kendi kahramanlarına da etki etmiştir.
Kemal Tahir'in asıl yazarlık macerası, bir geçiş eseri sayılabilecek Göl İnsanları’yla başlamaktadır. Bu dört uzun hikâyeden sonra Kemal Tahir, 1956-1971 arasında büyük bir mesaiye girişir. Sağırdere (1955), onun bir çeşit devamı olan Kördüman (1957), Rahmet Yolları Kesti (1957), Yediçınar Yaylası (1958) ve Köyün Kamburu (1959) Kemal Tahir’in ciddi polisiye kurgular barındıran (Samsakçı 2010: 387-395) fakat “eşkıyalık” konusuna odaklanan (burada Yaşar Kemal’in eşkıyalık tipolojisinden ciddi şekilde ayrılır) köy romanlarıdır. Büyük Mal (1970), Köyün Kamburu ve Yediçınar Yaylası, Kemal Tahir romancılığında “Yediçınar Üçlemesi” olarak anılır. 1956’da yazılan Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu (1961) ve Yol Ayrımı (1971) ise “Esir Şehir Üçlemesi”ni oluşturur. Bu üçlemede İstanbul’un işgali yani Mütareke süreçleriyle, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki sosyo-politik olay ve olgular mercek altına alınmaktadır. Kemal Tahir, serinin ilk iki kitabında işgal günlerinde aydınların ve halkın yaşadığı ilk şoku, sarayın ve saraya yakın olanların teslimiyetçi tavrını, basının ilgisizliğini söz konusu eder. Mütareke günlerinin en şiddetli ve tehlikeli günlerinde bütün tehditlere rağmen çıkarılan gazetelere, sürülen hatta Süleyman Nazif gibi kurşuna dizilmesi emredilen aydınlara hemen hemen hiç yer vermemesi, romanların realizmine ve yazarın tarafsızlığına gölge düşürmektedir. Yol Ayrımı ise 1930 Serbest Fırka hadisesine odaklan bir eserdir. Ağustos 1930’da, artık Türkiye’de çok partili bir demokratik hayat isteyen Mustafa Kemal’in direktifiyle kurulan ve yaklaşık 3 buçuk ay içerisinde kapatılan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluş ve örgütlenme süreci, yaşadığı bir yerel seçim tecrübesi, iktidar partisi ve basının takındığı tavırların Türk romanındaki ilk ve en şiddetli ironisi demek olan Yol Ayrımı romanı “Madrabazlık, Kuva-yı Milliyeciler ve Yol Ayrımı” bölümlerinden oluşur. Bu arada yazarın tamamlama ve sağlığında yayımlama imkânı bulamadığı Hür Şehrin İnsanları da aynı meseleye, oldukça otobiyografik malzeme ile odaklanan bir romandır. Eser, vefatından üç yıl sonra, ele geçen notların kompoze edilmesiyle yayımlanmıştır. Bozkırdaki Çekirdek, tek kelimeyle bir “Köy Enstitüleri” romanıdır. Sosyo-politik ve sosyo-kültürel alanlarda yapılan inkılâplar kadar eğitimin de halkın şart ve imkânlarına göre dizayn edilmesi gerektiğini düşünen yazar, bu romanında çok iyi bir niyetle başlatılan Köy Enstitüleri konusuna odaklanmış, halkın enstitüye bakış ve tepkisini tartışmıştır. Diğer eserleri gibi burada da yazar, aydın-halk kopukluğunu eleştirir. Türk edebiyatının en çok tartışılan Millî Mücadele romanlarından birisi olan Yorgun Savaşçı’yı 1965’te yayımlamıştır. Bu roman, Manisa, Balıkesir ve Bursa dolaylarında, 1919 civarındaki Kuva-yı Milliye örgütlenmesini, halkın Kuva-yı Milliye ve saraya olan bakışını tartışır. Yazar burada, konuyu ele alan diğer romanların aksine daha çok, başkahraman Cehennem Yüzbaşı Cemil’in şahsında vatanperver ve savaşçı İttihatçı subaylara odaklanır. Yazar, otobiyografik romanı Bir Mülkiyet Kalesi’nde de Mütareke'den başlayarak Millî Mücadele meselesini ele almıştır. Kelleci Memet, Namuscular, Damağası ve Karılar Koğuşu, yazarın hapishane romanlarıdır. Vakaları, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Çorum ve Malatya hapishanelerinde geçen bu romanlarda en açık, net ve çıplak şekildeki Anadolu insanı portreleri karşımıza çıkar. Hayata ve insana pesimist bir gözle baktığını bildiğimiz Kemal Tahir, çağdaşı Orhan Kemal gibi mahpuslar özelinde insan realitesini anlama gayreti güder. Bu hapishane romanlarında ailenin, törenin, basit kıskançlıkların, özellikle şehvetin ve para hırsının suça ittiği insanlar üzerinden bir Anadolu manzarası çizmeye çalışır. Yazarın biraz da kendisi olan kahraman Gazeteci Murat’ın gözleri ve gözlemleriyle seyredilen bu manzara tam ve geniş manasıyla ironik ve trajikomiktir. Tam bir İstanbul çocuğu olan Kemal Tahir’in, bu mahkûmların dilini bu kadar iyi anlayıp kullanabilmesi büyük bir gözlem ve tatbik yeteneğini ispatlarsa da ileriki yıllarda realizm meselesinde “Anadolu’yu sadece hapishanede tanıdığı insanlar üzerinden” anlatması Kemal Tahir için bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir.
Kemal Tahir’e asıl şöhretini kendisine Türk Dil Kurumu Roman Ödülünü de kazandıran Devlet Ana getirir (1967). Yazar bu kült romanında Osmanlı’yı bir aşiretken cihan imparatorluğuna götüren motivasyonu, daha çok iktisadî dinamikler üzerinden tartışır. Karl Marx’ın Asya Tipi Üretim Tarzı düşüncesini baz alarak kaleme aldığı bu destansı eserde yazar, Osmanlı’nın mülkiyet meselesini ele alış biçiminin yani tımar sisteminin kişilerin, ailelerin, aşiretlerin toprak sahibi olamayıp onu ekmek ve vergisini devlete ödemekle yükümlü olmasının feodaliteye, sömürüye izin vermediğini, devletin bu kadar uzun yaşamasının sırrının da bu olduğunu sezdirir. Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve yükseliş devirlerindeki dinî-manevî motivasyona yer vermemesi yüzünden yine eleştirilmiş, mesela Tarık Buğra’ya aynı konuyu ele alan Osmancık’ı, yine Mustafa Necati Sepetçioğlu’na "Dünkü Türkiye" serisini oluşturan romanları yazdırmıştır. Bütün bunlarla beraber Devlet Ana, Kuruluş romanlarının en önemlilerinden birisidir. Yazar, diğer tüm eserlerinde olduğu gibi burada da Türk aydınına, milletine yerli olmanın, yerli kalmanın, Türkiye’nin meselelerine Batı’dan ithal edilen fikir ve kavramlarla yaklaşmamak gerektiğinin önemini anlatmak istemiştir. Kemal Tahir’in, yakın dönem Türk tarihini yani Osmanlı’nın çöküş ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarını çok kısa aralıklarla tartıştığı görülmektedir ki 1969’da neşrettiği Kurt Kanunu da bu eserlerden birisidir. 1928 İzmir Suikastı konusuna eğildiği bu eserinde yazar, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e düzenlenen suikastı anlatırken bu hadiseyi daha çok bir “iktidar mücadelesi” olarak yorumlar. “Kurtlukta düşeni yemek kanundur” hükmü etrafında, asıl meselenin suikastla beraber, devlet kadrolarında İttihatçı artıklarını temizlemek operasyonu olduğu fikrini kuvvetlendirir. Buna göre İttihatçılar, Cumhuriyet'le beraber düşmüşlerdir ve yem olmaktan kurtulamayacaklardır. Kemal Tahir’in Yıldırım Beyazıt-Timur mücadelesini anlattığı Topal Kasırga adlı yarım kalmış bir romanı daha vardır.
Kaynakça
Acehan, Abdullah (2001). “Geçit Mecmuası ve Kemal Tahir”. Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks. nr. 1.
Berksoy, Naci Çelik (2010). “Kemal Tahir İçin Biyografi Çalışması”. Kemal Tahir 100 Yaşında. ed. Ertan Eğribel ve M. Fatih Andı. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.
Çobanoğlu, Mustafa (2003). “Kemal Tahir’in Düşüncesi, Son Akşamı ve Vasiyetnamesi”. Kemal Tahir’in 30. Ölüm Yıldönümü Anısına. hzl. Ertan Eğribel ve Ufuk Özcan. İstanbul: Kızılelma Yay.
Ertop, Konur (1984). “Kemal Tahir Hayata Avukat Katibi Olarak Atılmıştı”. Nesin Yıllığı. İstanbul: Nesin Vakfı Yay.
Samsakçı, Mehmet (2010). “Kemal Tahir ve Polisiye Roman”. Kemal Tahir 100 Yaşında. ed. Ertan Eğribel ve M. Fatih Andı. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.
Serhan, Fatma İrfan (1979). Kemal Tahir’den Fatma İrfan’a Mektuplar. İstanbul: Sander Yay.
Tahir, Kemal (1993). Mektuplar. hzl. Cengiz Yazoğlu. İstanbul: Bağlam Yay.
Yalçın, Murat (Editör) (2010). “Kemal Tahir”. Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi. İstanbul: Yapı Kredi Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. MEHMET SAMSAKÇIYayın Tarihi: 20.06.2018Güncelleme Tarihi: 07.11.2020
Yayın Tarihi: 20.06.2018Güncelleme Tarihi: 07.11.2020
Güncelleme Tarihi: 07.11.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Rahmet Yolları Kesti | Düşün / İstanbul | 1957 | Roman |
Göl İnsanları | Martı / İstanbul | 1958 | Hikâye |
Yorgun Savaşçı | Remzi / İstanbul | 1965 | Roman |
Bozkırdaki Çekirdek | Remzi / İstanbul | 1967 | Roman |
Büyük Mal | Bilgi / Ankara | 1970 | Roman |
Esir Şehrin Mahpusu | Sander / İstanbul | 1970 | Roman |
Yediçınar Yaylası | Düşün / İstanbul | 1970 | Roman |
Devlet Ana | Bilgi / Ankara | 1971 | Roman |
Kelleci Memet | Bilgi / Ankara | 1971 | Roman |
Körduman | Bilgi / Ankara | 1971 | Roman |
Sağırdere | Bilgi / Ankara | 1971 | Roman |
Yol Ayrımı | Sander / İstanbul | 1971 | Roman |
Kurt Kanunu | Bilgi / Ankara | 1972 | Roman |
Esir Şehrin İnsanları | Bilgi / Ankara | 1973 | Roman |
Köyün Kamburu | Bilgi / Ankara | 1973 | Roman |
Karılar Koğuşu | Bilgi / Ankara | 1974 | Roman |
Hür Şehrin İnsanları | Bilgi / Ankara | 1976 | Roman |
Namuscular | Bilgi / Ankara | 1976 | Roman |
Bir Mülkiyet Kalesi | Bilgi / Ankara | 1977 | Roman |
Damağası | Bilgi / Ankara | 1977 | Roman |
Notlar (Sanat - Edebiyat 1) | Bağlam / İstanbul | 1989 | Araştırma |
Notlar (Sanat - Edebiyat 3) | Bağlam / İstanbul | 1989 | Araştırma |
1950 Öncesi Cezaevi Notları | Bağlam / İstanbul | 1990 | İnceleme |
Notlar 5: 1950 Öncesi Şiirleri ve Ziya İlhan’a Mektupları | Bağlam / İstanbul | 1990 | Mektup |
Roman Notları 1 (Topal Kasırga - Darmadağın Olan Devlet) | Bağlam / İstanbul | 1991 | Roman |
Roman Notları 2 (Batı Çıkmazı) | Bağlam / İstanbul | 1991 | Roman |
Roman Notları 3 (Patriyot Ömer - Gülen Azap Çıkmazı) | Bağlam / İstanbul | 1991 | Roman |
Notlar (Sanat - Edebiyat 2) | Bağlam / İstanbul | 1991 | Araştırma |
Notlar (Osmanlılık / Bizans) | Bağlam / İstanbul | 1992 | Araştırma |
Notlar (Batılaşma) | Bağlam / İstanbul | 1992 | Araştırma |
Notlar 12: Çöküntü | Bağlam / İstanbul | 1992 | Araştırma |
Notlar 13 (Sosyalizm, Toplum ve Gerçek) | Bağlam / İstanbul | 1992 | Araştırma |
Notlar (Kitap Notları) | Bağlam / İstanbul | 1993 | Araştırma |
Notlar 15 (Mektupları) | Bağlam / İstanbul | 1993 | Mektup |
Zehra'nın Defteri | İthaki / İstanbul | 2005 | Hikâye |
Dutlar Yetişmedi | İthaki / İstanbul | 2005 | Hikâye |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ÂSAF, Mehmed Emîn, Tersâne Emîni-zâde | d. 1797 - ö. 1842 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FEYZÎ, Şeyh Feyzî-i Sûfî | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MEDHÎ, Haydar-zâde Medhî Çelebi | d. ? - ö. 1563\'ten önce | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Abdülfettah Rauf | d. 1910 - ö. 25 Nisan 1963 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | AVDI İSE OĞLU AVDIYEV | d. 1910 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Selami Münir Yurdatap | d. 1910 - ö. 27 Ocak 1987 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Selâhattin Batu | d. 25 Aralık 1905 - ö. 24 Mayıs 1973 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Arkadaş Z. Özger | d. 08 Ocak 1948 - ö. 05 Mayıs 1973 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | İ. Galip Arcan | d. 3 Kasım 1894 - ö. 8 Ağustos 1973 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Nevin Soysal Aydın | d. 16 Ocak 1962 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Hasan Hüseyin Korkmazgil | d. 04 Mart 1927 - ö. 26 Şubat 1984 | Meslek | Görüntüle |
12 | Samih Rifat | d. 16 Nisan 1874 - ö. 3 Aralık 1932 | Meslek | Görüntüle |
13 | Muzaffer Günay | d. Ocak 1956 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Süleyman Çobanoğlu | d. 1967 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Kuvvet Yurdakul | d. 01 Ocak 1976 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | KEMÂLÎ, Ali Kemâlî Paşa, Erzurumlu | d. 1819 - ö. 1898 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | KAHYAOĞLU, Ali Atar | d. 1952 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | RIZÂ, Yenişehir-Fenârî, Ali Rızaullah Efendi | d. 1764 - ö. 1855 | Madde Adı | Görüntüle |