Madde Detay

Dursun Doğan, 1963'te Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı Yavuzlar köyünde doğmuştur (Bahadır 2015: 23). Şiirlerinde Kevserî mahlasını kullanan âşık, çiftçi bir ailenin altı çocuğundan beşincisidir. Annesinin ismi Hanım, babasının ismi Mehmet’tir. Dedesi Şükrü Bey, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşında Kafkas Cephesinde şehit olmuştur (Bahadır 2015: 23). Aile ve yakın çevresinde Muhammet adıyla çağrılan Dursun, okula kayıt esnasında asıl adını öğrenir (Bahadır 2015: 23). Dursun adının verilmesinin sebebi, geleneğe bağlı olarak, babanın veya ailesinin başka çocuk istememesidir. İlkokulu kendi köyünde bitirdikten sonra orta ve lise tahsilini de Göle ilçesinde tamamlar. Ailesi arpa, buğday, çavdar ekimi ile hayatını idame ederken babasına yardım etmiş ve az da olsa hayvancılık işiyle uğraşmıştır (Bahadır 2015: 23). Kevserî, on dokuz yaşındayken evlenmiş ve bir yıl sonra da askere gitmiştir (Bahadır 2015: 23). Yirmi dokuz yaşında ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etmek zorunda kalan Kevserî, sanatını İstanbul'da devam ettirerek geliştirir ve Anadolu'nun birçok il ve ilçesinde gerçekleştirdiği turnelerle, adını duyurur. Babasını 1993'te kaybeden âşık, 2001'de sanatını icra etmek için önce Almanya'ya gider. Almanya'da sanatını icra ettikten sonra da Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturya, İsviçre, Danimarka, Norveç ve İsveç gibi ülkelerde yaşayan Türkler tarafından davet edilir. Gezdiği bu ülkelerde konserler verirken âşıklık geleneğiyle ilgili olarak da birçok sohbete katılır (Bahadır 2015: 25).

Âşık Kevserî çok küçük yaşlardayken âşıklık geleneğine ilgi duyar ve söylediği türkülerle köyün ileri gelenleri tarafından devamlı türkü söyletilip ödüllendirilir. Köyünde usta âşık olmadığından geleneksel usta-çırak eğitimini alamamış ve saz çalmayı kendi kendine öğrenmiştir (Bahadır 2015: 29). İlk şiirlerini sıkıntılı gurbet hayatında duyduğu ıstıraplar ve sosyal olaylar üzerine yazan âşık, maneviyatı güçlü olduğu için daha sonraki şiirlerini de dinî duygular üzerine yazar. Şiir yazmanın yeri ve zamanı olmadığını söyleyen Kevserî, şiirlerini her anda irticalen yazıp söyler. Doğayı ve insanları dikkatlice izleyen Kevseri, bu izlenimini şiirlerine başarılı bir şekilde yansıtır (Bahadır 2015: 28).

Ardahan’ın Değirmen köyünde dönemin güçlü âşıklarından rahmetli Âşık Kemal Derunî ile ülkenin birçok yerini gezer; Kars’ta "Murat Çobanoğlu Âşıklar Kahvesi"nde arkadaş çevresi edinerek birçok âşıkla dostluk kurar. Sanatını icra ederken Âşık Rüstem Alyansoğlu’nun etkisinde kaldığını ve bunları şiirlerine yansıttığını söyleyen Kevserî, devrin usta halk ozanları olan Âşık Murat Çobanoğlu, Âşık Şeref Taşlıova ve Âşık Reyhanî’nin meclislerinde bulunur ve sanatını icra eder (Bahadır 2015: 29). Bazı televizyon kanallarının âşıklar programında yıllarca yapımcılık yapar ve yurdun çeşitli bölgelerinde yaşayan âşıkları programına konuk ederek geleneğin yaşatılmasına katkı sağlar (Bahadır 2015: 29).