MAHRUMÎ, Rahmi Kaya

(d. 1932 / ö. 18.11.2006)
âşık
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Rahmi Kaya'nın sülalesi aslen Tuncelilidir. Dedesi Dalgalı Durmuş, Tunceli'den göçü toplar ve Malatya Akçadağ ve Kürecik üzerinden Elbistan dolaylarına yerleşir. Dalgalı Durmuş, üç oğlu Halil, Lütfi ve Haydar ile birlikte Afşin taraflarından da uzun uğraşlar sonucu toprak edinirler. Durmuş'un üç oğlundan birisi olan Halil, Rahmi Kaya'nın babasıdır. Rahmi Kaya, 1932 yılında Kahramanmaraş'ın -o zamanlar Elbistan'a bağlı- Afşin ilçesinin Berçenek (Tarlacık) köyünde dünyaya gelir. Annesi Fadime Hanım'dır. Fadime Hanım 1936 yılında Rahmi henüz 4 yaşında iken, babası Halil ise 1940 yılında Rahmi 8 yaşında iken vefat eder. Henüz ilkokul çağlarında hem öksüz hem yetim kalan Kaya için söz konusu yılların çok çetin geçtiği söylenebilir. Çalışkan bir öğrenci olmasına rağmen ilkokuldan sonra öğrenimine devam edemez. Arkadaşlarının gittiği Akçadağ Köy Enstitüsü'ne gidememesi içinde bir ukde olarak kalır (Bilgin 2000: 7; Atmaca 2017: 134).

Anne ve babasının kaybından sonra ağabeylerinin yanında hayata devam eder. 12 yaşında iken köyün sığır çobanlığını yapar. Çobanlık yaptığı zamanlarda dahi okumayı ihmal etmez. 1953 yılının Temmuz ayında askere gider. Vatani görevini İstanbul Hadımköy'de, Işıldak Posta Komutan Vekili Onbaşı rütbesiyle yerine getirir ve 20 Temmuz 1955 tarihinde terhis olur. Askerlik dönüşü evlenebilmek için başlık parası biriktirmeye başlar. 1957 yılında nişanlanır. Parayı tamamlamak için bağını ipoteğe verir, daha sonra bağını kurtarmak için iki yıl boyunca karşılıksız çalışır. 1959 yılının Ocak ayında evlenir. Bu evlilikten dört erkek iki kız olmak üzere altı çocuğu dünyaya gelir (Bilgin 2000: 9).

İnişli çıkışlı bir iş hayatı vardır. Desteklediği parti döneminde Afşin-Elbistan Termik Santrali'nde işe alınır, başka parti döneminde işten atılır. Sonra yine işe alınır ve sonra yine çıkışı verilir. 20 Temmuz 1975 tarihinde siyasi meseleler dolayısıyla tutuklanarak Urfa Cezaevi'ne gönderilir ancak kısa süre sonra tahliye edilir. 1989 yılında emekli olabilmesi için gerekli olan parayı öder ve 1990 yılında emekliye ayrılır. 18 Kasım 2006 tarihinde vefat eden Rahmi Kaya, vasiyeti üzerine köyü Berçenek'e defnedilir. Cenaze töreninde yine vasiyeti üzerine "Beni Berçenek'e Gömün" isimli şiiri okunur (Bilgin 2000: 9; www.cemodogan.com).

Rahmi Kaya'nın halk şiirine ve âşıklığa yönelmesinde dedesi Durmuş ve babası Halil'in de birer ozan oluşunun etkisi büyüktür. Köylerine gelip giden âşıklardan ve katıldığı cem törenlerindeki dedelerden de etkilenerek halk şiiri vadisine adım atan âşık, badelidir. Çobanlık yaptığı dönemde bir gün çok yorulur ve bitkin bir şekilde yatağa girer. Halsiz olduğu için yengesinden bir bardak su ister ancak yengesi onu azarlar. Bu durum Rahmi'nin çok zoruna gider ve susuz bir şekilde uyur. Rüyasında Pir Şemsi Çırak Baba'yı görür. Pir, Yedilerden ve Kırklardan bade getirdiğini böyler. Rahmi, badeyi iki eliyle alır ve beş yudumda içer. İçtikten sonra ciğeri dağlanmış gibi hisseder. Pir, ikinci bardağı uzatır ancak tam bu sırada yengesinin öfkeli sesiyle uykusundan uyanır. Bu rüyadan sonra kendinde başka hallerin olduğunu sezer. Saz çalmayı abisinden öğrenir. İlk başlarda usta malı eserler söyleyen âşık, kısa süre içinde kendi şiirlerini de söylemeye başlar. Saz çalma konusunda mahirdir. Öyle ki yörenin tanınmış âşığı Mahzuni Şerif'in de ilk saz hocasıdır (Bilgin 2000: 7; www.cemodogan.com). Bade içme dışında atışma ve deyişme, irticalen söyleyebilme gibi âşıklık geleneğinin pek çok unsurunu haizdir.

Mahrumî mahlasını pek çok şeyden mahrum büyüdüğü için kendi seçmiştir. Alevi-Bektaşi inanç kültürünün hakim olduğu bir coğrafyada büyüdüğü için şiirlerinde ilgili kültürün etkileri görülür. Bu bağlamda Pir Sultan Abdal, Nesimî, Hatayî gibi isimleri örnek alır. Mahzunî Şerif başta olmak üzere pek çok sanatçı üzerinde etkisi olmuştur. Şiirlerinin konu kadrosu geniştir. Dinî, siyasi, felsefî konularda ve aşk konusunda şiirleri mevcuttur. Taşlama ve güzelleme en çok kullandığı nazım türleridir. Şiirlerini dörtlük nazım birimi ve hece ölçüsü ile üretir. 11 ve 8'li hece ölçüleri en sık kullandığı hece kalıplarıdır. Bu bağlamda koşma ve semai en çok kullandığı nazım biçimleridir.

1964 yılında, o yıla kadar yazdığı şiirlerin içinde bulunduğu defterini kaybeder. Böylece 500 kadar şiiri bir bakıma yok olan Mahrumî ile ilgili tek müstakil çalışma Arif Bilgin imzalıdır ve Mahrumî - Ne Ararsan Kendinde Ara adını taşımaktadır (Bilgin 2000). Söz konusu çalışmada Mahrumî'nin kendi ağzından hayatı ve tasnif edilmiş şiirleri yer almaktadır.

Kaynakça

Atmaca, Seher (2017). Binboğa'nın Söz Pınarı-Afşin'li Âşıklar Şâirler Yazarlar. Ankara: Berikan Yay.

Bilgin, Arif (2000). Mahrumî - Ne Ararsan Kendinde Ara. Kahramanmaraş: Göçer Ofset.

https://cemodogan.com/mahrumi/2013/11/18/03/ [erişim tarihi: 18.09.2018].

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ UĞUR BAŞARAN
Yayın Tarihi: 25.11.2018
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Ayşegül Taşkınd. 1981 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Remzi Çayırd. 01 Ocak 1959 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Murat Aykaç Erginözd. 21 Nisan 1944 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4DAİMİ, İsmail Aydınd. 1932 - ö. 17.04.1983Doğum YılıGörüntüle
5AHMET TURAN YANCId. 1932 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Nihat Ferahd. 29 Mayıs 1932 - ö. 05 Nisan 2016Doğum YılıGörüntüle
7DAİMİ, İsmail Aydınd. 1932 - ö. 17.04.1983Ölüm YılıGörüntüle
8AHMET TURAN YANCId. 1932 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9Nihat Ferahd. 29 Mayıs 1932 - ö. 05 Nisan 2016Ölüm YılıGörüntüle
10DAİMİ, İsmail Aydınd. 1932 - ö. 17.04.1983MeslekGörüntüle
11AHMET TURAN YANCId. 1932 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Nihat Ferahd. 29 Mayıs 1932 - ö. 05 Nisan 2016MeslekGörüntüle
13DAİMİ, İsmail Aydınd. 1932 - ö. 17.04.1983Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14AHMET TURAN YANCId. 1932 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Nihat Ferahd. 29 Mayıs 1932 - ö. 05 Nisan 2016Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16DAİMİ, İsmail Aydınd. 1932 - ö. 17.04.1983Madde AdıGörüntüle
17AHMET TURAN YANCId. 1932 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18Nihat Ferahd. 29 Mayıs 1932 - ö. 05 Nisan 2016Madde AdıGörüntüle