Madde Detay
NEBZÎ, Mehmed/Muhammed
(d. 1124/1712 - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Nebzî hakkında kaynaklarda hiç bir bilgi yoktur. Şairin adı, mahlası, doğum tarihi, yeri, okula başlama tarihi gibi bilgiler şiirlerinde kayıtlıdır. Buna göre, Nebzî’nin adı Mehmed/Muhammed’dir. Aslen Amasyalı olup 1124/1712 tarihinde doğmuştur. Doğum yeri bilinmemektedir. Kardeşinin ölümü üzerine söylediği mersiyeye göre, evli bir erkek kardeşi ve bir kız yeğeni vardır; birden çok erkek kardeşi ile anne babası da o sırada hayatta değildir. Şair, okul hayatına İstanbul’da on beş yaşında (1140/1727) başlamıştır. Şiirlerine bakılırsa, kendisini yetiştirmiş, Arapça ve Farsçayı öğrenmiştir. On dört yaşında ergenlik çağına girdiğine ve yirmi beş yaşında sakal bıraktığına tarih düşmüştür. Maltepe’de uzun süre müezzinlik görevinde bulunan Mustafa Efendi, Gümrük Emini İshak Ağa (ö. 1163/1749) gibi önde gelen birçok zevatla tanışıyor olması, Nebzî’nin İstanbul’da yaşadığını göstermektedir. Amasyalı Nebzî'nin kaç yaşında, ne zaman ve nerede vefat ettiği belirsizdir. Yaşlılık dönemlerine eriştiğine işaret eden beyitleri ile birlikte, Dîvân’ındaki son tarihin 1176/1762 olması, erken yaşta vefat etmediği anlamını taşımaktadır.
Döneminde nasıl karşılandığı, şiirlerinin hangi seviyede ele alındığını söylemek zordur. Kendisini bir nebze kadar küçük tasavvur ettiği için seçtiği mahlası, bazı beyitlerde şiirini aşağılaması ve kendisini şairden bile saymaması, Nebzî’nin farklı kişiliğini göstermektedir. Tek eseri Dîvân’ıdır.
1. Dîvân: Eserin bilinen tek nüshası, müellif hatlı Milli Kütüphane (Fahri Bilge Koleksiyonu, 289) nüshasıdır. Dîvân’da 37 kaside, 404 gazel, 35 kıt’a, 22 musammat, 5 mesnevi, 5 müstezat, 2 satranç, 59 nazm, 35 beyit, 1 manzume olmak üzere toplam 605 şiir vardır. Dîvân’ının ilk gazelini, adını zikretmeden Hâfız-ı Şirâzî’nin (ö. 1388) ilk gazeline nazire olarak söylemiştir. Şiirlerinde İran edebiyatından Hâcû-yı Kirmânî (ö. 1361), Kemâl-i Hocendî (ö. 1395’ten sonra) ve Selmân-ı Sâvecî (ö. 1361) isimleri zikredilmektedir. Kendisini çağın Selmân’ı olarak nitelemektedir. Necâtî, Mukîmî, Hamdullah Hamdî, Gülşehrî, Ahmedî, Bâkî gibi şairlere nazireleri, Misâlî’nin şiirine tahmisi bulunmaktadır.
Gazeli “beş yapraklı bir gonca”ya, şiirini “Necef incisi”ne benzeten şair, yeni şiiri keşfettiğini ve divanının da yeni bir icad olduğunu söylemekte ve artık şiir söylemenin nam yapmaya dönüştüğünden şikayet etmektedir. Bir gazel şairi olarak Nebzî’nin şiiri sağlamdır. Şeyh Galip gibi Sebk-i Hindî şairleri kadar anlaşılması güç tamlamalara (İpekten 1996: 28) itibar etmeyen ve şiirde müzikaliteyi yakalamış olan şair, sade şiirler söylemede yeteneklidir. Yeni şekiller deneyen, şiirin geleneksel yapısını zorlayan, bazan oyun ile şiiri birleştirmeye çalışırken hüner göstermeyi de hedefleyen Nebzî, geçmişte müşeccer, mutayyer vb. şekilleri olan ve günümüzde deneysel edebiyat diye tanımlanan ürünleri andıran görsel şiir (Saraç 2001: 281; Yalçın 2003) uygulamalarında bulunmuştur. “Ne mâl iledir ne sâl iledir / Ne hüsn ile ne cemâl iledir / Ne ehl ile ne ‘ıyâl iledir / Begim ululuk kemâl iledir“ şiiri, Esad Muhlis Paşa (1780-1851), Nâmık Kemal (1840-1888) gibi şahsiyetler tarafından tazmin edilmiştir.
Kaynakça
Dîvân-ı Nebzî. Milli Kütüphane Fahri Bilge Koleksiyonu. Yazma Nu. 289.
İpekten, Halûk (1996). Şeyh Gâlib Hayatı Sanatı Eserleri. Ankara: Akçağ Yay.
Okumuş, Sait (hzl.)(2007). Nebzî Divanı (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.
Saraç, M. A. Yekta (2001). Klasik Edebiyat Bilgisi Belâgat. İstanbul: Bilimevi Yay.
Yalçın, Murat (hzl.) (2003). Türkiye’de Deneysel Edebiyat Antolojisi. İstanbul: Yapı ve Kredi Yay. (Deneysel Edebiyat’ı Dosya yapan KİTAP-LIK Dergisinin 60. Sayı Armağanı).
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. SAİT OKUMUŞYayın Tarihi: 11.09.2013Güncelleme Tarihi: 14.11.2020Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Yil gibi sür’at idüp geçmekdedir bu rûzgâr
Niçe şâhânın çürimiş cismidir tozan gubâr
Âteş-i âhı duhânıdır semâ ‘âşıkların
Âb-ı çeşmi katresidir işbu akan cûybâr
Gülleri pejmürde gülzârın perîşân sünbüli
Yok durur bâg içre dahı bir dıraht-ı sâyedâr
Tekye olmaz ey gönül bu Bî-sütûn kasr-ı felek
Dest-be-dest irdi sana çün bil ki olmaz pâydâr
Günde bir gûne zuhûr eyler bu çarhın devresi
Sen de Nebzî her gice bir gûşede eyle karâr
Gazel
Tabîbâsâ dil-i bî-çâreye ger çâre söylersin
Velîkin arturup derdin hemân âvâre söylersin
Degirmen gibi her ne dâne gelse ögidür agzın
Dilinin baskısı yokdur ‘aceb farfâra söylersin
Sana bir kimse yârim diyü niçe râzını açsun
Gil ıslanmaz dehânında varup agyâra söylersin
Seni mahrem idinmem sırra şimden sonra sen zîrâ
Tekellüm idecek kes bulmasan dîvâra söylersin
Sarâhat yâ kinâyet söyleme çün tab’ını bildin
Dilin tut Nebziyâ ger söylesen âvâre söylersin
Nazm
Mâhveş ger ‘arz-ı didâr eyleseñ ey kaddi tâm
Mât olup mihr-i münîr ola katıñda bir zalâm
Mâl-ı dünyâyı n’ider şâhım olan hüsnüñe râm
Mâr-ı zülfüñ kayd ider ancak derûnunda mehâm
*
Nâmdaşımdır benim dil-dâd-ı Leylî lâ-mekân
Nâ-kemâl olmaz baña hem-ser meger kim ver hemân
Nâme-rev olanlar olurmuş bu mühre mâlikân
Nâ-kelâm ola kişi ger olmak ister şâdmân
(Okumuş, Sait (hzl.)(2007). Nebzî Divanı (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. Şiir Numarası. 222, 390, 561, 562).
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 11.09.2013Güncelleme Tarihi: 14.11.2020Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Yil gibi sür’at idüp geçmekdedir bu rûzgâr
Niçe şâhânın çürimiş cismidir tozan gubâr
Âteş-i âhı duhânıdır semâ ‘âşıkların
Âb-ı çeşmi katresidir işbu akan cûybâr
Gülleri pejmürde gülzârın perîşân sünbüli
Yok durur bâg içre dahı bir dıraht-ı sâyedâr
Tekye olmaz ey gönül bu Bî-sütûn kasr-ı felek
Dest-be-dest irdi sana çün bil ki olmaz pâydâr
Günde bir gûne zuhûr eyler bu çarhın devresi
Sen de Nebzî her gice bir gûşede eyle karâr
Gazel
Tabîbâsâ dil-i bî-çâreye ger çâre söylersin
Velîkin arturup derdin hemân âvâre söylersin
Degirmen gibi her ne dâne gelse ögidür agzın
Dilinin baskısı yokdur ‘aceb farfâra söylersin
Sana bir kimse yârim diyü niçe râzını açsun
Gil ıslanmaz dehânında varup agyâra söylersin
Seni mahrem idinmem sırra şimden sonra sen zîrâ
Tekellüm idecek kes bulmasan dîvâra söylersin
Sarâhat yâ kinâyet söyleme çün tab’ını bildin
Dilin tut Nebziyâ ger söylesen âvâre söylersin
Nazm
Mâhveş ger ‘arz-ı didâr eyleseñ ey kaddi tâm
Mât olup mihr-i münîr ola katıñda bir zalâm
Mâl-ı dünyâyı n’ider şâhım olan hüsnüñe râm
Mâr-ı zülfüñ kayd ider ancak derûnunda mehâm
*
Nâmdaşımdır benim dil-dâd-ı Leylî lâ-mekân
Nâ-kemâl olmaz baña hem-ser meger kim ver hemân
Nâme-rev olanlar olurmuş bu mühre mâlikân
Nâ-kelâm ola kişi ger olmak ister şâdmân
(Okumuş, Sait (hzl.)(2007). Nebzî Divanı (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. Şiir Numarası. 222, 390, 561, 562).
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 14.11.2020Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Yil gibi sür’at idüp geçmekdedir bu rûzgâr
Niçe şâhânın çürimiş cismidir tozan gubâr
Âteş-i âhı duhânıdır semâ ‘âşıkların
Âb-ı çeşmi katresidir işbu akan cûybâr
Gülleri pejmürde gülzârın perîşân sünbüli
Yok durur bâg içre dahı bir dıraht-ı sâyedâr
Tekye olmaz ey gönül bu Bî-sütûn kasr-ı felek
Dest-be-dest irdi sana çün bil ki olmaz pâydâr
Günde bir gûne zuhûr eyler bu çarhın devresi
Sen de Nebzî her gice bir gûşede eyle karâr
Gazel
Tabîbâsâ dil-i bî-çâreye ger çâre söylersin
Velîkin arturup derdin hemân âvâre söylersin
Degirmen gibi her ne dâne gelse ögidür agzın
Dilinin baskısı yokdur ‘aceb farfâra söylersin
Sana bir kimse yârim diyü niçe râzını açsun
Gil ıslanmaz dehânında varup agyâra söylersin
Seni mahrem idinmem sırra şimden sonra sen zîrâ
Tekellüm idecek kes bulmasan dîvâra söylersin
Sarâhat yâ kinâyet söyleme çün tab’ını bildin
Dilin tut Nebziyâ ger söylesen âvâre söylersin
Nazm
Mâhveş ger ‘arz-ı didâr eyleseñ ey kaddi tâm
Mât olup mihr-i münîr ola katıñda bir zalâm
Mâl-ı dünyâyı n’ider şâhım olan hüsnüñe râm
Mâr-ı zülfüñ kayd ider ancak derûnunda mehâm
*
Nâmdaşımdır benim dil-dâd-ı Leylî lâ-mekân
Nâ-kemâl olmaz baña hem-ser meger kim ver hemân
Nâme-rev olanlar olurmuş bu mühre mâlikân
Nâ-kelâm ola kişi ger olmak ister şâdmân
(Okumuş, Sait (hzl.)(2007). Nebzî Divanı (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. Şiir Numarası. 222, 390, 561, 562).
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Dîvân
Gazel
Yil gibi sür’at idüp geçmekdedir bu rûzgâr
Niçe şâhânın çürimiş cismidir tozan gubâr
Âteş-i âhı duhânıdır semâ ‘âşıkların
Âb-ı çeşmi katresidir işbu akan cûybâr
Gülleri pejmürde gülzârın perîşân sünbüli
Yok durur bâg içre dahı bir dıraht-ı sâyedâr
Tekye olmaz ey gönül bu Bî-sütûn kasr-ı felek
Dest-be-dest irdi sana çün bil ki olmaz pâydâr
Günde bir gûne zuhûr eyler bu çarhın devresi
Sen de Nebzî her gice bir gûşede eyle karâr
Gazel
Tabîbâsâ dil-i bî-çâreye ger çâre söylersin
Velîkin arturup derdin hemân âvâre söylersin
Degirmen gibi her ne dâne gelse ögidür agzın
Dilinin baskısı yokdur ‘aceb farfâra söylersin
Sana bir kimse yârim diyü niçe râzını açsun
Gil ıslanmaz dehânında varup agyâra söylersin
Seni mahrem idinmem sırra şimden sonra sen zîrâ
Tekellüm idecek kes bulmasan dîvâra söylersin
Sarâhat yâ kinâyet söyleme çün tab’ını bildin
Dilin tut Nebziyâ ger söylesen âvâre söylersin
Nazm
Mâhveş ger ‘arz-ı didâr eyleseñ ey kaddi tâm
Mât olup mihr-i münîr ola katıñda bir zalâm
Mâl-ı dünyâyı n’ider şâhım olan hüsnüñe râm
Mâr-ı zülfüñ kayd ider ancak derûnunda mehâm
*
Nâmdaşımdır benim dil-dâd-ı Leylî lâ-mekân
Nâ-kemâl olmaz baña hem-ser meger kim ver hemân
Nâme-rev olanlar olurmuş bu mühre mâlikân
Nâ-kelâm ola kişi ger olmak ister şâdmân
(Okumuş, Sait (hzl.)(2007). Nebzî Divanı (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. Şiir Numarası. 222, 390, 561, 562).
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HIZRÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ALİ BAKİ, Ali Baki Gül | d. 1897 - ö. 24.12.1956 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | YANYATAN, Ali Belli | d. 1923 - ö. 1990 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HASÎB, Çorumî-zâde Seyyid Mehmed Hasîb Efendi | d. 1712-13 - ö. 1784-85 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | KÂNÎ, Ebû Bekîr | d. 1712 - ö. 1791 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | KUL YUSUF | d. 1712 - ö. 1789 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HASÎB, Çorumî-zâde Seyyid Mehmed Hasîb Efendi | d. 1712-13 - ö. 1784-85 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | KÂNÎ, Ebû Bekîr | d. 1712 - ö. 1791 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | KUL YUSUF | d. 1712 - ö. 1789 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | HASÎB, Çorumî-zâde Seyyid Mehmed Hasîb Efendi | d. 1712-13 - ö. 1784-85 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | KÂNÎ, Ebû Bekîr | d. 1712 - ö. 1791 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | KUL YUSUF | d. 1712 - ö. 1789 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | HASÎB, Çorumî-zâde Seyyid Mehmed Hasîb Efendi | d. 1712-13 - ö. 1784-85 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | KÂNÎ, Ebû Bekîr | d. 1712 - ö. 1791 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | KUL YUSUF | d. 1712 - ö. 1789 | Madde Adı | Görüntüle |