Madde Detay
NEROĞLU/EMRAH, Emrah Ner
(d. 1949 / ö. -)
âşık, çiftçi
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Emrah Ner olan âşık, 1949'da Kars’ın Akyaka ilçesinde doğmuştur. Haydar Bey ve Şarabani Hanım'ın beşinci çocuğudur. Köken itibarıyla Gürcistan’ın Ağbaba yakınlarındaki Okçuoğlu köyündendir. Osmanlı İmparatorluğu sürecinde yaşanan olaylara bağlı olarak dedesinin şehit edilmesi sonrasında ailesiyle Kars’a yerleşir. Bu süreçte ailenin bir kısmı Kars’a gelirken diğer kısmı Gürcistan’da kalır ve uzun bir süre haber alınamaz. Ancak günümüzde Gürcistan coğrafyasıyla temas kurulur ve aile fertleriyle iletişime geçilir (Sarıca 2011: 146).
Âşık, ilkokulu Akyaka’da, ortaokulu Kars’ta tamamlar fakat daha sonra eğitimine devam etmez. 1969 yılında evlenen âşık, daha sonra vatani görevi için Çanakkale ve İzmir’de bulunur. 1971 yılında tekrar Kars’a döner. Âşık, kısa bir süre sonra çalışmak amacıyla İstanbul ve İzmir’e gider; bu dönemde Talip Özkan’la tanışır ve İzmir radyosunda çeşitli programlara katılır. Ekonomik nedenlerle iki yıl kadar İzmir’de çeşitli gazinolarda sanatçı olarak çalışır; daha sonra tekrar Kars’a döner. Hâlen Kars'ta tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Âşığın ikisi erkek, beşi kız olmak üzere yedi çocuğu vardır (Sarıca 2011: 153-155).
Emrah Ner, 1978 yılında saz çalmayı kendi kendine öğrenir. Sazla teması sonrasında özellikle Murat Çobanoğlu’nun kahvesinde âşıklık sanatını öğrenmeye başlar. Çobanoğlu’nun kahvesi bu gün kırklı yaşların üzerindeki bölge âşıkları için bir okul hüviyetindedir. Çobanoğlu’nun kahvesinin yanı sıra Kars’ta Memi’nin Kahvesi olarak bilinen bir âşık kahvesi de bir dönem geleneğe hizmet etmiştir. Çobanoğlu’nun kahvehanesinde geleneği ve icrayı öğrenen Emrah Ner'in âşıklığa başlamasında gördüğü bir rüyanın önemli etkisi vardır. Rüyasında bade içmediğini ifade eden âşık, rüyasıyla ilgili şu bilgileri verir: “Evde uyurken rüyada Allah’ın aslanı Hz. Ali’yi gördüm. Camide mersiye okunmakta, orada bulunanlar sıraya dizilmiş sinesini dövmekteydi. Dönüp bakınca duvarda Hz. Ali ve On iki İmam'ın resimlerini gördüm. Orada bulunan bir hacıya sorunca bana hepsinin ismini sırasıyla söyledi. Bu esnada bir yıldız doğdu ve o anda uyandım.” Rüya sonrası hemen şiir yazamadığını ancak bu etki sonrasında daha yoğun bir şekilde bu sanatı öğrenmek için çaba sarf ettiğini belirten âşık, Mehmet Hicrani, İlhami Demir, İslami Erdener, Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova, Rüstem Alyansoğlu gibi büyük âşıkları dinleyerek yetiştiğini belirtir. Ustası olarak ifade ettiği İslam Erdener’den Azerbaycan tarzı saz çalmayı öğrendiğini ve yaklaşık on yıl çıraklığını yaptığını, daha sonra Azerbaycanlı âşık Mikail Azaplı’nın kızı Gülare Azaplı’dan saz çalma konusunda dersler aldığını ifade etmektedir (Sarıca 2011: 148-149).
Âşık, soy isminden hareketle mahlas olarak Neroğlu'nu kullanmıştır. Mahlasıyla ilgili olarak şu olayı anlatır: "Dedem, Gürcistan’ın Kaçağan kentinde mecliste akrabaları ile sohbet ederken oradan bir kervancı geçer. Mecliste bulunan kişilerle dedem kervandaki yavru deveyi kaldırmak üzerine bir iddiaya girer. Yaklâşık iki yaşındaki deveyi kaldıran dedem iddiayı kazanır. Ner, deve demek olduğundan Neroğlu mahlası bize intikal eder." Neroğlu mahlasının yanı sıra Âşık Emrah, Âşık Emrah Ner ve Neroğlu mahlasını kullandığını ancak bazı şiirlerinde sözün gelişine bağlı olarak mahlas kullanmadığını belirtmiştir.
Azerbaycan Türkçesinin baskınlığının dikkat çektiği Emrah Ner'in şiir dilinde mahalli kelimeleri görmek mümkündür. Şiirlerinin dörtlük sayısı çoğunlukla üç ve dört dörtlük olup 7, 8, 11 ve 16'lı ölçülerle yazmıştır. Geniş bir makam ve hava bilgisine sahip olduğunu ifade eden âşık, bu noktada kendini birçok âşıktan farklı bir yerde görmektedir. Âşıklığının yanı sıra hikâye anlatıcılığı da olan âşık, Latifşah, İlyas Salman, Tufarganlı Abbas gibi hikâyeleri anlatabilmektedir. 20. yüzyılın üçüncü çeyreğinde dinleyici kitlesinin ve âşık sayısının belirgin bir artış göstermesi bu dönemde usta çırak ilişkisi içerisinde bulunan âşığın sanatını önemli ölçüde etkilemiştir. Âşık sanatının yüzyıl itibarıyla ikinci baharını yaşadığı bu dilim hikâyeci âşıklık açısından da yeni ve güçlü bir ivmenin görüldüğü bir süreçtir. Dolayısıyla geleneğin güçlü bir şekilde yaşadığı bu dönemde farklı âşıklardan ve geleneksel icra mekânlarından âşıklık sanatını icra etmeyi öğrenen âşık, kendisinden sonra gelen âşıklara oranla söz sanatları ve hikâyeciliği açısından ayrı bir noktadadır.
Yurt içinde Muş, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Ankara, İzmir, Bursa, İstanbul, Antalya, Konya, Sivas; yurt dışında ise Almanya, Hollanda, Fransa, Avusturya, Rusya, Azerbaycan, Gürcistan, Özbekistan gibi ülkelerde de bulunduğunu söylemektedir. Âşık İstanbul’da Kaz Festivali'ne, Akyaka’da Tarım ve Hayvancılık Festivali'ne, Kars’ta Murat Çobanoğlu Festivali'ne, Sivas’ta Âşık Veysel Festivali'ne ve Konya’da Âşıklar Bayramı’na katılmıştır. Yurt içinde Vatan TV, Meltem TV, TGRT gibi çeşitli televizyon kanallarında programlara katılmıştır. Ayrıca âşık, çeşitli öğretim üyelerinin kendisiyle görüşmeler yaptığını, UNESCO ve Kültür Bakanlığında kaydının bulunduğunu ancak henüz kendisine ait bir kitabının bulunmadığını belirtmiştir. "Gurbet Elde Garip Garip Ağlarım", "Ah Felek", "Gönlümde Bir Bahar" ve "Yandı Karabağ" adlı dört albüme sahip olan âşık, Konya Âşıklar Bayramı'nda altın madalya, Azerbaycan’da Gülare Azaplı'dan ve dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’den ödüller almıştır (Sarıca 2011: 153-155). Azer Bülbül, Turan Şahbazoğlu ve Metin Erben adında üç çırak yetiştirmiştir. Azer Bülbül daha sonraki yıllarda gelenekten beslenerek tanınan bir sanatçı olmuştur.
Kaynakça
Sarıca, Tolga (2011). Sürmeli Çerkezoğlu, Karslı Âşıkların Hayatları, Sanatları ve Şiirlerinden Örnekler. Ed. Kürşat Öncül. Kars: Kafkas Üniversitesi Türk Halkbilimi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. KÜRŞAT ÖNCÜLYayın Tarihi: 26.03.2019Güncelleme Tarihi: 09.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.03.2019Güncelleme Tarihi: 09.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | BALIK/ERDALÎ, Erdal Balık | d. 22.04.1974 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | BULUTOĞLU/FERMANÎ, Ali Bulutoğlu | d. 13.05.1968 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SADIK MİSKİNÎ, Sait Küçük | d. 05.04.1964 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | KUL EMSALÎ, Muharrem Akkaya | d. 20.10.1949 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | BEKİR, Bekir Karadeniz | d. 1949 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | CELAL HOCA, Celal Bulut | d. 1949 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MEFTUNÎ, Abdülbaki Yıldırım | d. 1931 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | SEYRANÎ, Mevlüt Kaya | d. 1923 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | ŞEKİBÎ, Yedullah Şekibî | d. 1955 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
10 | SEFİL SELİMÎ, Ahmet Günbulut | d. 26.08.1933 - ö. 30.12.2003 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | YETKİNER, Turgut Yılmaz | d. 25.04.1954 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | ABDULGAFUR, Abdulgafur Kılıç | d. 1926 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | RUHÎ, Ruhi Gülle | d. 1948 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | ŞÂKİR BABA | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | BAHRİ YILDIZ | d. 1942 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |