NÜVÎSÎ

(d. ?/? - ö. 971/1563)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı bilinmeyen Nüvîsî’nin hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Tuhfe-i Nâilî’de onun Edirneli olduğu, Eyüp nâibliği yaptığı, ve 971- 1562’de vefat ettiği kaydedilmiştir. Yine Sicill-i Osmânî’de de Nüvîsî’nin Eyüp nâibliği yaptığı ve 971-1564’te vefat ettiği belirtilmiştir. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi’nde ise Edirne’de bilinmeyen bir tarihte doğduğu, Edirne’de mahkeme kâtipliği yaptığı, 1563’te Eyüp nâibi olduğu ve aynı yıl vefat ettiği bildirilmiştir. Zübdetü’l-Eş’âr’da, Nüvîsî’nin 971’de / 1563 Eyüp’te nâib olduğu kaydedilmiştir. Edirne Tarihi eserinde Nuri Peremeci, kaynak göstermeden Nüvîsî’nin asıl adının Yunus Çelebi olduğunu, uzun süre Edirne mahkemelerinde kâtiplik yaptığını 1046/1647 yılında İstanbul’a göç ederek burada vefat ettiğini belirtmiştir.

Mecelletü’n-Nisâb’da Nüvîsî II. Selim şairlerinden sayılmış ve onun Manisalı olduğu belirtilmiştir. Bu esere göre Nüvîsî Harezm’e giderek talik yazısını öğrenmiş, daha sonra Şam’a dönerek 1567’de vefat etmiştir. Konu edilen kişinin Nüvîsî mahlaslı bir başka şair olması muhtemeldir.

Eldeki bilgilerden hareketle Nüvîsî’nin Edirneli olduğu, 16. yüzyılda yaşadığı ve Eyüp nâibliğine kadar yükselen memuriyet görevlerinde bulunduğunu söylemek mümkündür. Ölüm tarihi ise 971/ 1563’tür.

Nüvîsî’nin çeşitli tezkirelerdeki birkaç beytinin yanında, Mecmu’a-i Eş’âr adlı yalnızca 15. ve 16. yüzyıl şairlerin şiirlerinin yer aldığı bir mecmuanın derkenârında bir gazeli ve Paris Millî Kütüphanesi’nde 3965 numarada kayıtlı bir şehrengizi mevcuttur. 166 beyitten oluşan şehrengizin 21. ve 74. beyitlerinde birer kez Nüvîsî mahlası kullanılmıştır. Bu eser mefâ’îlün/ mefâ’îlün/ fa’ûl 971 ün vezninde, siyakat hattı ile yazılmıştır.

Kaynakça

Canım, Rıdvan (1995). Edirne Şairleri. Ankara: Akçağ Yay.

Hülagü, Osman vd. (hzl.) (1998). Sicil-i Osmanî Yahud Tezkire-i Mesâhir-i Osmaniye. C.IV/II. İstanbul: Sebil Yay.

Kayabaş, Bekir (1997). Kaf-zade Fai’izi’nin Zübdetü’l-Eş’ar’ı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.

Karasoy, Yakup ve Orhan Yavuz (2006). "Nüvîsî ve ‟Şehrengîz-i İstanbul”u". SÜ Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Güz): 1-20. 

Kurnaz, Cemal-Mustafa Tatcı (hzl.). (2001). Tuhfe-i Nâilî, Mehmet Nail Tuman.Ankara: Bizim Büro Yay.

Levend, Agâh Sırrı (1958). Türk Edebiyatında Şehr-engizler ve Şehr-engizlerde İstanbul. İstanbul: İstanbul Enstitüsü Yay. 298.

Levend, Agâh Sırrı (1984). Türk Edebiyatı Tarihi. C. I. Ankara: TTK Yay. 298.

Mecmû’â-i Eş’âr. İstanbul. Süleymaniye Kütüphanesi. 91b. Ali Nihad Tarlan Bölümü. No: 62. 

Müstakîm-Zâde Süleyman Sadeddin Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb. Tıpkıbasım. Ankara: KB Yay. 

Peremeci, Osman Nuri (1940). Edirne Tarihi. İstanbul: Edirne ve Yöresi Eski Eserleri Sevenler Kurumu Yay. 249-250.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi Devirler/İsimler/Eserler/Terimler (1990). C.7. İstanbul: Dergâh Yay. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. YAKUP KARASOY
Yayın Tarihi: 27.12.2014
Güncelleme Tarihi: 30.10.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Bülbülün hengâmesin dinle işit gülzârda

Deste deste baglanup satıldı gül bâzârda

‘Iyş u ‘işret mevsümidür fursatı fevt eyleme

Gonçelerle geçsün ‘ömrün kalmasun dil hârda

Ey gönül hamd eylegil yârün cemâlin seyr idüp

Dest-i kudret gör ne yazmış çehre-i dildârda

Hüsn bâgında gül-i ter ruhlarınun alına

Bir esîrem bende düşdüm zülf-i müşkîn yârda

Ey Nüvîsî cümle uşşâk hâlüme reşk eyledi

Asılu dîvâne gönlüm şol mu’anber-bârda

(Karasoy, Yakup ve Orhan Yavuz (2006). "Nüvîsî ve ‟Şehrengîz-i İstanbul”u". SÜ Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Güz): 5.)

Şehrengîz-i İstanbul

...

Sitanbuldur bu şehre tâ ezel ad

Hudâyâ lutfunıla eyle âbâd

Binâsın her kaçan urdukda üstâd

Müselles gûşe itmiş anı bünyâd

Çekilmiş burc (u) bârû şöyle muhkem

Olınca tâ kıyâmet ol turur hem

Niçe yirde yapılmış kasr-ı şâhî

Varur her birine (bir) pâdişâhî

Teferrücgâhına yok hadd ü pâyân

Tolu bülbüller-ile her gülistân

İçinde bulınur her dürlü millet

Kimi çâker kimisi ehl-i ‘izzet

Derûnı toptolu reyhân u güldür

‘Ayândur gözlere pinhân degüldür

Husûsâ fasl-ı eyyâm-ı bahârı

Unıtdurmış-durur sâyir diyârı

Anı sun’ından itmiş Hak Ta’âlâ

Olup câmi’leri a’lâdan a’lâ

Revâ dinse müşâbih kadd-i yâre

Beden-sîmîn-ile niçe minâre

Tolu mekteblerinün içi vildân

Hacîl gül-çihrelerden hûr u gılmân

Teferrücgâh olupdur her diyârı

Kılur her mergzâra murg zârı

Kaçan deryâya girdükde güzeller

Olar içün döner garrâ gazeller

Turu sudan aru ebyaz gümişden

Münevver yüzleri tâbân güneşden

Yunup suya olar râhat olurlar

Fenâdur çün bu dehri kim bilürler

Siyeh fûta kuşanup saç çözerler

O sîmîn gülçeye perde düzerler

Kamu turmaz meger kamusı epsem

Kimine eydür ‘uşşâkı geh öpsem

Gezüp şehri çün itdün seyr-i hûbân

Ki cerr idüp vireydüm sâ’ile nân

Yakınam ‘ilm-ile ‘ayne’l-yakîne

Temâşâ eyledüm anda kimîne

Ki her biri melek-çihre semen-bû

Gören ‘âşıkda kalmaz gussa kaygu

Görüp gül yüzlerin oldum ‘arak-rîz

Ruhı gül-gûn(e)li saçları şeb-dîz

Yanup yakıldugumca yakdugumca

Tebessümler iderdi niçe gonca

Ki korkma söyle vasf-ı nâzenînler

Okusunlar disünler âferînler

Nüvîsî turma ebkem gel zebâna

Ki ifşâ eyle bu nazmun cihâna

Dil ü cândan bunı çün itdüm inşâ

Murâdum bu diyâra ola ifşâ

Ki el vürdükçe zevk-ı ‘ışk-ı dilber

Yazıldı cümle oldı şerh ü defter

(Karasoy, Yakup ve Orhan Yavuz (2006). "Nüvîsî ve ‟Şehrengîz-i İstanbul”u". SÜ Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Güz): 10-12.) 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1PENÂHÎ, Mustafad. ? - ö. 1563Ölüm YılıGörüntüle
2SEYFÎ, Seyfî Çelebid. ? - ö. 971/1563’ten önceÖlüm YılıGörüntüle
3AHMEDd. ? - ö. 1563Ölüm YılıGörüntüle
4UBEYDÎ, Abdurrahman Çelebid. ? - ö. 1573Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
5MUHLİSÎ, Caferî Efendi-zâde Muhlisî Çelebid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
6HAMDÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
7GINÂYÎ, Ahmed Gınâyî Beyd. ? - ö. 1693-94Madde AdıGörüntüle
8FEHÎM, Fehîm Efendid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
9Âlî, Ali Can Beyd. _ - ö. 1703Madde AdıGörüntüle