Madde Detay
Adnan Özyalçıner
A. Ç., İbrahim Seferzadeler, James Sullivan
(d. 18 Şubat 1934 / ö. -)
öykücü, romancı, deneme yazarı, masal yazarı, araştırmacı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Adnan Çelik'tir. Ayşe Hanım ile dokuma işçisi Ahmet Nuri Özyalçıner'in oğludur. Doğma büyüme İstanbullu olmakla birlikte Boşnak kökenli bir ailenin evladıdır. Özyalçıner, kendisiyle yapılan bir söyleşide ailesi hakkında şu bilgileri verir: "Ben doğma büyüme İstanbulluyum. Babam da öyle. Dedem, II. Abdülhamit döneminde Saraybosna’nın Travnik kentinden İstanbul’a gelmiş Rüfai tarikatı şeyhlerinden bir din adamı. Babaannemle İstanbul’da evlenmişler; babam dünyaya gelmiş. En azından bir yüzyıllık İstanbulluğumuz var bizim. Cemal Süreya’nın göçmen diye takılışı Boşnaklığımdan. Annem de Boşnak'tı. O da Karamürsel doğumlu. Ailesi Saraybosna’nın Mostar kentinden gelme. Cemal Süreya her iki dedemin göçmenliğini bana yansıtmıştır.” (Andaç 2003: 31).
İlkokulu bitirmeden bir yıl evvel babasını kaybeden Adnan Özyalçıner'in savaş yıllarına denk gelen çocukluk ve ilk gençlik yılları maddi sıkıntılar içinde geçti. İlk ve ortaöğrenimini Kâğıthane 3. Pansiyonlu İlkokulu (1947) ile Eyüp Ortaokulunda (1950) tamamlayan yazar, daha sonra İstanbul Erkek Lisesinden mezun oldu (1955). İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bıraktı (1960). İstanbul'un çeşitli semtlerinde eczacı çıraklığı (1948), manavlık (1951-54), dokuma atölyesinde kâtiplik (1955), dergi ve kitap dağıtıcılığı gibi işlerde çalıştı. 1964’te Sivas ve Bitlis’te yedek subay öğretmen olarak askerlik görevini yaptı. 1967'de şair ve yazar arkadaşı Sennur Sezer'le evlendi, Ayşe Bengi ve Ahmet Emre adlı iki çocukları dünyaya geldi. Kim dergisi ve Varlık Yayınları'nda başladığı düzeltmenlik işini Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü (1959-81). "Sabah Ajansı" başlıklı yazısının yayımlandığı Yeni a dergisi toplatıldı (27. sayı, Haziran 1974), kendisi de komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla ağır ceza mahkemesinde yargılandı ve aklandı. Türkiye Yazarlar Sendikası'nın kuruluşuna katıldı (1974); 15 yıl sendikanın genel sekreterliğinde bulundu. 1980'deki askeri darbeden sonra TYS sorumlusu olarak sendikayı illegal örgüte dönüştürmek suçlamasıyla yargılandı ve aklandı (1983).
Kemal Özer ve Edip Özyörük'le birlikte aylık edebiyat dergisi a'yı (29 sayı, 15 Ocak 1956-Haziran 1960) çıkardı, bu dergide Onat Kutlar, Erdal Öz, Kemal Özer, Demir Özlü gibi isimlerle birlikte yazılarını yayımladı. 1970'li yıllarda kaleme aldığı Buruk Acı ve Buğulu Gözler adlı romanları ile Dönüş adlı öyküsü Türkân Şoray imzasıyla yayımlandı, daha sonra sinemaya uyarlandı (Andaç, 2003: 37). Adnan Özyalçıner, daha sonra Ferit Öngören ve Refik Durbaş'ın çıkardığı ve a dergisinin devamı niteliğindeki Yeni a (27 sayı, Nisan 1972-Haziran 1974) dergisinin son beş sayısını yönetti. Yazarlar ve Çevirmenler Yayın ve Üretim Kooperatifi'nin (YAZKO) yöneticiliğini ve ikinci başkanlığını yaptı. Yazko Edebiyat (1980-84) ve Yazko Çeviri (1981-83) ve Hürriyet Gösteri (1984-86) dergilerinin yazı işleri sorumluluğunu üstlendi. Daha sonra Hürriyet Vakfı Yayınları basın sorumlusu oldu (1986-88), Simavi Yayınları'nda çalıştı. Radyo ve televizyon programları da hazırladı; 1995'te Radyo Umut'ta "Öykü Defteri" adlı programı hazırlayıp sundu; 1998'de TRT-2'deki "Ateşi Çalmak" programının "Emeğin Haritası" bölümünü hazırladı. Sennur Sezer ile birlikte "Kızlar Sınıfı" ve "Seyyar Kamil" adlı televizyon yapımlarının senaryolarını yazdı.
Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Yazarlar Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği, Nazım Hikmet Vakfı Danışma Kurulu ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Öyküleri Almanca, Fransızca ve Bulgarca yayımlanan antolojilerde yer aldı. Sur adlı kitabı ile 1964 Sait Faik Hikâye Armağanı; Yağma ile 1972 Türk Dil Kurumu Hikâye Ödülü; Gözleri Bağlı Adam ile 1978 Sait Faik Hikâye Armağanı (Selçuk Baran ile paylaştı); "Çamlıca" röportaj-öyküsüyle 1980 Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Başarılı Gazetecisi Ödülü; Keloğlan ile Köse ile 1990 Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı Ödülü (birincilik); Cambazlar Savaşı Yitirdi ile 1991 Haldun Taner Öykü Ödülü (N. Ay ile paylaştı); "Babıali Ölüyor mu?" ile 1993 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülü gibi ödüllerin sahibidir. Eşi Sennur Sezer'i 7 Ekim 2015'te kaybetti. İstanbul'da yaşayan yazar, edebiyat çalışmalarını sürdürmektedir.
Eyüp Ortaokulu’nda öğrenciyken okul kompozisyonları dışında yazmaya başladığını ve yazmaya büyük ilgi duyduğunu söyleyen Özyalçıner (Andaç 2003), İstanbul Erkek Lisesinde de yazma serüvenine ara vermeden devam etmiştir. İlk öyküsünü ortaokul öğrencisiyken Eyüp Camisi’nin avlusunda karşılaştığı bir dilenci çocukla ilgili kaleme aldığını belirten yazarın yayımlanmış ilk öyküsü, o dönem ilkokul öğrencisi olan kız kardeşinin sınıf dergisinde yayımlanan ve konusunu yazarın ilkokul anılarından çıkardığını belirttiği “Fedakâr Arkadaş'tır (Özyalçıner 1991: 10). Özyalçıner’in bir sanat dergisinde yayımlanmış ilk öyküsü 1953'de Ahmet Kaya Tirali ile birlikte lisede öğrenci iken çıkardıkları Demet adlı dergide yayımlanan "Bir Yılbaşı Gecesi"dir. yer almıştır. Kemal Özer ve Ergin Günçe’nin şiirlerinin de yer aldığı bu derginin tüm düzyazıları çeşitli takma adlarla Adnan Özyalçıner tarafından kaleme alınmıştır.
Adnan Özyalçıner; Yelken, Mavi, Yankı, Papirüs, Yeditepe, Yenilik, Seçilmiş Hikâyeler, Onüç, Yeni Dergi, Halkın Dostları, Varlık, Yazko Edebiyat, Gösteri, Evrensel Kültür gibi çeşitli dergilerde öykü ve yazılarını yayımlamayı sürdürdü. İlk öykülerinde İstanbul'un kenar mahallelerinde yaşayan yoksul insanların günlük yaşamlarını ayrıntılarına inerek ve ruhsal çözümlemelere ağırlık vererek anlattı. 1950 kuşağı öykücüleri arasında, bireyin çevresiyle ve eşyayla olan ilişkilerindeki çelişkileri varoluşçu ve gerçeküstücü bir yöntemle dile getirdi. Kent insanının yalnızlık, bunaltı ve yabancılaşma gibi sorunlarını, daha çok durumları öne çıkararak, uzun cümlelerle ele aldı; soyutlama ve betimlemede gösterdiği ustalıkla dikkati çekti.
İlk öykü kitabı Panayır'ı 1960 yılında a Yayınları arasında yayımladı. Bu kitaptan üç yıl sonra Sur (1963) adlı ikinci öykü kitabını yayımladı. Yazar, bu iki kitabında 50 Kuşağı öykücülerinin ortak özelliği olan "bunalım" ve "yabancılaşma" temalarını kapalı bir dille ve biçim kaygılarını ön plana çıkaracak şekilde işledi. İlk iki kitabı Panayır ve Sur, Sennur Sezer'e göre, "insan-eşya, yöneten-yönetilen, düzen-özgürlük çelişkilerinin genel ve özel anlatımları" niteliğindedir. Düş, simge ve alegori bu dönem öykülerinin başlıca öğeleri oldu; yer yer gerçeküstücü ve fantastik anlatımdan da yararlandı. Yazar, geleneksel öykü tekniğinin dışında, kendine özgü bir anlatı evreni kurdu. Atilla Özkırımlı, Sur adlı kitabından hareketle Özyalçıner'in öykü dünyası ile ilgili şu yorumları yapar: "Sur, toplumsal bir uyumsuzluğu işlese de, bu uyumsuzluğun bireyin dünyasına yansımış olan yanı üzerinde durulması ve giderek yabancılaşmış bireyin çıkış, kurtuluş çabalarının metafizik olana kaydırılması sonucu bireyselin araştırılması gibi görünür. Bunda, 1950-1960 arası yoğunlaşan düşünsel birikimin etkilerini hesaba katmak gerekecektir. 1950-1960 arasında yeni bir açılımı deneyen öykü, tıpkı İkinci Yeni’nin önceki şiire bir tepki olarak gelişmesi gibi, toplumsal gerçekçi öyküye karşıt bir tutumu benimsemiş, biçimi zorlayarak yeni olanaklar aramaya başlamıştır.” (Özkırımlı 1972: 226). Özyalçıner, öykülerinde karşımıza çıkan imge yoğunluklu dilin İkinci Yeni'nin uzantısı olarak değerlendirilmesine, Panayır'a yazdığı önsözde şu cümlelerle itiraz etmiştir: "Öykülerimdeki uzun cümleleri, çağrışımlarla geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanı iç içe anlatmaya çalışmamı, kişilerimi derinlemesine ve düşünsel bir planda ortaya koymak isteyişimi o zamanların moda akımı İkinci Yeni’nin öyküdeki uzantısı sayanlar oldu. Bu yanlıştı. Çünkü İkinci Yeni daha çok cümle ve kelime deformasyonlarına dayanıyordu. Rastlantısallığa bağlı bir tür anlamsızlığı savunuyordu. Öyküde bunların hiçbiri geçerli olamazdı. Sanırım bu yanlış, gerçeği aktarmanın, hatta toplumculuğu savunmanın yalnız düz anlatımla, tek yoldan olabileceğini sananların yanılgısıydı. Bunu böyle sanmak aynı zamanda sanatı kısırlaştırmak demekti. Kalıpçılıktı. Sanatçının yaratma özgürlüğünü yasaların kısıtlaması yetmezmiş gibi bir de sanatsal kısıtlamaya gidiliyordu. Oysaki sanatçı her şeyiyle özgür olmalı, dar kalıpların dışına çıkabilmeliydi. O özgür oldukça toplumsal özgürlüklerin savunulması da kolaylaşırdı." (Özyalçıner 2009: 19).
Adnan Özyalçıner 1971’de Yağma adlı öykü kitabını yayımladı. Yağma'da ilk iki kitabındaki gibi kapalı bir dille yazmayı sürdürse de tematik anlamda bir farklılaşmaya gitti. Yağma adlı kitabıyla bireyselden toplumsala yöneldiği gözlemlendi. Bu bağlamda Yağma, toplumsal ve sınıfsal bir bilincin açığa çıktığı, ekonomik yabancılaşmanın sınıf çatışması ile birlikte aktarıldığı öyküleri barındırması açısından Panayır ve Sur’dan ayrılır. 1972’de kendisini geniş bir okur kitlesine ulaştıran Yıkım Günleri isimli öykü kitabını yayımladı. Özyalçıner’in sanatsal değişim ve gelişimi Yıkım Günleri ile tamamen sınıfsal bir açıya evrilir. Artık kişilerin anlamsızlık problemleri ya da psikolojik yabancılaşmaları yerini gerilim ve çatışmaya bırakır. Yıkım Günleri’nde bu çatışma insan-çevre ilişkisi üzerinden toplumsal bir bakış açısı ve belli bir uygarlık yorumlayışı ile verilir (Arıcı 2014: 8). 1970'li yılların ürünlerinde orta ve alt sınıftan insanları en belirgin nitelikleriyle kişileştirdiği görüldü. Çeşitli toplumsal sorunları ele alan bu dönem öykülerinde, toplumsal yaşamdaki eşitsizlikleri, sınıfsal çelişkileri eleştirel bir dille işledi. Atilla Özkırımlı'nın değerlendirmesiyle, "Genellikle bireyin başkaldırısından, bunalımından, uyumsuzluğundan yola çıktığı öykülerini toplumcu görüşün egemen olduğu ve toplumsal çelişkileri işlediği, öz ve biçim uyumunu sağlamaya çalıştığı yapıtları izledi." (Özkırımlı 2004: 1048).
Özyalçıner, 1977'de Gözleri Bağlı Adam adlı beşinci öykü kitabını yayımlamış; on dört yıllık aranın ardından bu türe yeniden dönmüştür. Cambazlar Savaşı Yitirdi'nin (1991) ardından öykü yayımını sürdüren Yalçıner, 2001'de toplu öykülerini bir araya getirmiştir. 2008'de Ayak İzleri adlı bir öykü kitabı daha neşreden Özyalçıner, aynı yıl Aslı Solakoğlu ile İç adlı ortak bir öykü kitabına imza atmıştır.
Adnan Özyalçıner, 50 Kuşağı adı verilen öykücülerden biridir. Yazar, bu kuşağın sanat anlayışı ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunmuştur: “Bir önceki kuşağın yazdıklarına karşı çıkışla başladı her şey. Gerçekliği ele alışlarındaki yüzeyselliğe, basmakalıp bir anlatıma, alışılmış şeylerin yinelemelerine karşıydık. Hem yaşamda, hem edebiyatta insanları köleleştiren alışkanlıklara başkaldırmıştık. 1950 kuşağı gerçekte bir başkaldırı kuşağıdır. Demokrat Parti diktasının baskılarına karşı koyarken bireysel ve toplumsal özgürlükleri elde etmek için savaşım veriyorduk. Edebiyatta da düşünceyi, düşleri, imgeli bir anlatımı ortaya koyarak gerçeği boyutlandırarak anlatmaktı dileğimiz. Gerçeği derinlemesine ve genişlemesine bütün yönleriyle anlatırken insanı da dışsal, içsel, düşünsel yönleriyle gene bir bütün olarak vermekti amacımız. Alışılmışın, yinelenmişin dışında bir şeyler arıyorduk. Gerçeği doğru verebilmek için gerçeküstücü ögelerden de, varoluşçu düşünceden de yararlanılabilirdi. Sartre, Camus, Kafka ve daha başka Fransız gerçeküstücü yazarları okuyor olmamız gerçeğe bakışımızı etkilemiş olmalı.” (Andaç 2003: 30).
Zaman içinde kendine has bir öykü evreni kurmayı başaran Adnan Özyalçıner, eserlerinde Kafka, Camus gibi varoluşçu yazarların yanı sıra Türk edebiyatında Sait Faik Abasıyanık, Haldun Taner ve Orhan Kemal gibi isimlerden etkilenmiştir. Konur Ertop, Adnan Özyalçıner'in öykü evrenini bütüncül bir yaklaşımla şu cümlelerle değerlendirmiştir: "Adnan Özyalçıner, İstanbul'un kenar mahallelerini, sur dibi insanlarını konu edinen öykülerinde kentin somut gerçeklerini, kente yönelen yıkımı, toplumsal yaşamı yer yer somut öğelerden, simgelerden yararlanarak sergiler. Anlatılarda öykücünün çevreye yönelik gözlemleriyle kendi yaşamı geniş yer tutar. Öykülerin anlatımı gerçeğe dayanan verilerin yanı sıra masaldan, gerçek dışından, kara mizahtan da beslenir. Toplumsal bozuklukların etkilediği kent çevresi bunalımlı bir kısır döngü alanıdır; ancak giderek insanın kurtuluşuna yönelik umuda açılır." (Ertop 1999: 94-105).
Necip Tosun ise "emek öyküleri" alt başlığıyla yayımladığı yazısında Özyalçıner'in öykülerini toplumcu yönüne vurgu yaparak değerlendirir: "Adnan Özyalçıner, ilk öykülerinden son öykülerine kadar, hangi biçimsel yapıyı kullanırsa kullansın, 'toplumcu bakış'ı hiç yitirmez. Tüm öykülerinde yöneten-yönetilen, zengin-yoksul, işçi-sermayedar çelişkisini açık etmeye, belgelemeye çalışır. Yoksullar, kimsesizler, dışarıdakiler onun öykülerinin merkezinde yer alır. Özyalçıner 'gerçekçi'dir, ancak bu basmakalıp, yüzeysel ve çiğ bir gerçekçilik değildir. Gerçeği ele alırken bildik klişelerden yola çıkmaz. Gerçeği daha derinlikli ve çeşitlilikle, estetik bir biçimde yansıtır. Bunu yaparken de hem sembolik anlatıma hem de gerçeküstü öğelere yaslanır. Özyalçıner, düşünce ağırlıklı bir öykü evreni kurmasına karşın, gerçeği hem bireysel yanlarıyla hem de psikolojik yönleriyle kimi zaman da imgesel bir dille işler. Betimleme en önemli anlatım imkânlarından biridir. Özellikle simgesel soyutlamalarında betimlemeden yararlanır. Onun öykülerinde mekân hep İstanbul, özellikle de sur ve çevresi olmuştur. Sur çevresinin yoksul insanları, yaşam mücadeleleri, onun öykülerinin ana temalarıdır." (Tosun 2013: 227).
Öykücü kimliği ile ön plana çıkan yazar edebiyatın hemen bütün türlerinde eserler verdi. Rüknettin Resuloğlu’nun yönettiği Yelken dergisinde bir şiiri yayımlanan Özyalçıner, Akşam gazetesinin sanat sayfasında Adnan Çelik imzasıyla da bir şiir neşretmiştir (Özyalçıner 1991: 11). Yazar, 1997 yılında IV. Murat ve Mirgün Bahçeleri adlı tek romanını yayımladı. Tarihî bir roman olan bu kitabın adı daha sonraki baskılarında Güç ve Güzellik, IV. Murat'ın Olağandışı Yaşamı olarak değiştirildi. Yazar, bu tarihî romanı yazış amacını şu cümlelerle açıklar: "1997’de bir tarih romanı olan IV. Murat ve Mirgün Bahçeleri adında bir roman yazdım. Amacım, tarihsel gerçekliklerle günümüz gerçeklikleri arasındaki paralellikleri, baskı ve sömürü açısından –neden ve sonuçlarıyla- değişmezlikleri yakalamaktı. Bir de IV. Murat’ın kişiliği ile o günlerin İstanbul’u ve halkı ilgilendiriyordu beni. Onları su yüzüne çıkarmak istedim. Romanın daha çok gelir sağlayacağını, öyküden daha geniş bir alana yayılacağını da biliyordum. Biraz da bunun için o romanı yazmaya giriştim. Yanılmadığımı, romanın, bir yıl içinde, ikinci baskıya ulaşmasıyla daha iyi anladım.” (Kolektif 1999: 26).
Adnan Özyalçıner, gerek bizzat yazdığı eserlerle gerekse eşi Sennur Sezer'le ortaklaşa hazırladıkları kitaplarla çocuk edebiyatı alanında da önemli bir isim olarak karşımıza çıkar. Çoğunluğu Sennur Sezer'le birlikte olmak üzere araştırma, inceleme, derleme ve antoloji türlerinde de eserler hazırlamıştır.
Kaynakça
Andaç, Feridun (2003). “Adnan Özyalçıner İle Dünden Bugüne”. Adam Öykü. 44: 31.
Arıcı, Mehmet Ali (2014). Adnan Özyalçıner'in Öykücülüğü. Yüksek Lisans Tezi. Gaziantep: Gaziantep Üniversitesi.
Ertop, Konur (1999). "Büyük Kentin Bir Görüntüsü". Öykücülüğümüzün 45. Yıllık Çınarı Adnan Özyalçıner. İstanbul: Evrensel Basın Yay. 94-105.
Kantar, Ahmet Reha (2015). Bir Çocuk Edebiyatçısı Olarak Adnan Özyalçıner. Yüksek Lisans Tezi. Erzincan: Erzincan Üniversitesi.
Kolektif, (1999). Öykücülüğümüzün 45. Yıllık Çınarı Adnan Özyalçıner. İstanbul: Evrensel Basın Yay.
Necatigil, Behçet (1999). Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık Yay. 305.
Özkırımlı, Atilla (1972). “Yağma”. Türk Dili. 254: 226-227.
Özkırımlı, Atilla (2004). Türk Edebiyatı Tarihi. C.2. İstanbul: İnkılâp Yay.
Özyalçıner, Adnan (1991). "Gizli Yaşam Öykümden". Cambazlar Savaşı Yitirdi. İstanbul: Can Yay. 9-10.
Özyalçıner, Adnan (2009). Panayır. İstanbul: Evrensel Yay.
Tosun, Necip (2013). Öykümüzün Kırk Kapısı. Ankara: Hece Yay.
Yalçın, Murat (Ed., 2010). Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi. C. 2. İstanbul: Yapı Kredi Yay. 844-845.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. NECATİ TONGAYayın Tarihi: 22.05.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Yayın Tarihi: 22.05.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Panayır | a Dergisi Yay. / İstanbul | 1960 | Hikâye |
Sur | Sürek Yay. / İstanbul | 1963 | Hikâye |
Yağma : Bir Şehrin Öyküsü | Yücel Yay. / İstanbul | 1971 | Hikâye |
Yıkım Günleri | Bilgi Yay. / Ankara | 1972 | Hikâye |
Gözleri Bağlı Adam | Milliyet Yay. / İstanbul | 1977 | Hikâye |
Garip Nasıl Okuyacak | Köyün Çocuğu Yay. / Ankara | 1977 | Diğer |
Ölümsüzleşen Bahçe | Arkadaş Yayınları / İstanbul | 1980 | Diğer |
Sabır Taşı Çatladı | Arkadaş Yayınları / İstanbul | 1980 | Diğer |
Kırmızı Çini Kâse : Çocuk Masalları | Cem Yay. / İstanbul | 1981 | Masal |
Anıtların Öyküleri | ABeCe Yay. / İstanbul | 1981 | Diğer |
Irgat Siman | Cem Yay. / İstanbul | 1983 | Çeviri |
Devlet Kuşu | Bilgi-Başarı Çocuk Yay. / İstanbul | 1988 | Diğer |
Anadolu'dan Öyküler (Sennur Sezer'le) | Ümit Yay. / Ankara | 1989 | Diğer |
Cambazlar Savaşı Yitirdi | Can Yay. / İstanbul | 1991 | Hikâye |
Alaycı Öyküler | Can Yay. / İstanbul | 1991 | Hikâye |
Taş : Seçme Öyküler | Gendaş Yay. / İstanbul | 1992 | Hikâye |
Sağanak | Can Yay. / İstanbul | 1993 | Hikâye |
Keloğlan'dan Masallar, (5 kitap) | Özer Yay. / İstanbul | 1994 | Masal |
Tarihten Öyküler | Ümit Yay. / Ankara | 1995 | Diğer |
İstanbul'un Taşı Toprağı Altın (Eski İstanbul Yaşayışı ve Folkloru), (Sennur Sezer'le) | Altın Kitaplar Yay. / İstanbul | 1995 | Araştırma |
IV. Murat ve Mirgün Bahçeleri | Milliyet Yay. / İstanbul | 1997 | Roman |
Tarihin lşıldağı | İnsancıl Yay. / İstanbul | 1998 | Deneme |
Ekmek Kavgası: Emek Öyküleri I, (S.Sezer'le) | Evrensel Yay. / İstanbul | 1998 | Antoloji |
Grev Bildirisi: Emek Öyküleri II, (Sennur Sezer'le) | Evrensel Yay. / İstanbul | 1998 | Antoloji |
Yazdan Kalma Bir Gün : İstanbul Öyküleri | Doğan Yay. / İstanbul | 1999 | Hikâye |
Gökkuşağı Masalları, (10 kitap) | ATP Yay. / İstanbul | 1999 | Masal |
Dokumacının Ölümü | Evrensel Yay. / İstanbul | 1999 | Antoloji |
Motorize Köleler (Sennur Sezer'le) | Evrensel Yay. / İstanbul | 1999 | Antoloji |
Toplu Öyküler I : Panayır-Sur | Evrensel Yay. / İstanbul | 2001 | Hikâye |
Toplu Öyküler 2 : Gözleri Bağlı Adam- Yağma | Everest Yay. / İstanbul | 2001 | Hikâye |
Toplu Öyküler 3: Cambazlar Savaşı Yitirdi-Sağanak | Evrensel Yay. / İstanbul | 2001 | Hikâye |
Toplu Öyküler 4: Alaycı Öyküler-Aradakiler | Evrensel Yay. / İstanbul | 2001 | Hikâye |
Kapital'in Aydınlığında Alaattin Bilgi | Evrensel Yay. / İstanbul | 2002 | Biyografi |
Gökyüzünde Ayaklanma (Seçme Öyküler) | Dünya Yay. / İstanbul | 2003 | Hikâye |
Üç Dinin Buluştuğu Kent: İstanbul (Sennur Sezer'le) | İnkılâp Kitabevi Yay. / İstanbul | 2003 | İnceleme |
Masal Evi / 7 Masalcı 365 Masal | Büyülü Fener Yay. / İstanbul | 2004 | Masal |
Seyahatname'den Seçmeler | Serhat Yay. / İstanbul | 2006 | Derleme |
Edebiyatın Ağır İşçisi Cevdet Kudret | Evrensel Yay. / İstanbul | 2007 | Biyografi |
Aşık Garip ve Şahsenem | Turkuaz Yay. / İstanbul | 2007 | Derleme |
Ayak İzleri | Evrensel Basın Yayın / İstanbul | 2008 | Hikâye |
İç (Aslı Solakoğlu'yla) | Daktylos Yay. / İstanbul | 2008 | Hikâye |
Seçme Türk Masalları | Büyülü Fener Yay. / İstanbul | 2008 | Masal |
Keloğlan Bir Gün | Büyülü Fener Yay. / İstanbul | 2008 | Masal |
Karagümrüklü Yıllar | Heyamola Yay. / İstanbul | 2009 | Hatıra |
Edebiyatın Kırk Ayaklı Karıncası: Asım Bezirci Kitabı | Evrensel Yay. / İstanbul | 2009 | Biyografi |
Benim İstanbul'um 15 Yazar 1 Çizer | Evrensel Yay. / İstanbul | 2010 | Derleme |
Gidelim Kâğıthaneye (Sennur Sezer'le) | Evrensel Yay. / İstanbul | 2011 | İnceleme |
Öyküleriyle İstanbul Anıtları-2 Saray'dan Liman'a | Evrensel Yay. / İstanbul | 2011 | İnceleme |
Öyküleriyle İstanbul Anıtları-1 Sulardır Kuşatan İstanbul'u (Sennur Sezer'le) | Evrensel Yay. / İstanbul | 2011 | İnceleme |
Toparlak | Evrensel Yay. / İstanbul | 2012 | Diğer |
Keloğlan ile Köse : Masal Evinden En Güzel Masallar (Sennur Sezer ile) | Evrensel Basım Yay. / İstanbul | 2012 | Derleme |
Ninemle Masal Okuyorum Masal Evinden En Güzel Masallar (Sennur Sezer'le) | Alfa Yay. / İstanbul | 2012 | Masal |
Annemle Masal Okuyorum Masal Evinden En Güzel Masallar (Sennur Sezer'le) | Alfa Yay. / İstanbul | 2012 | Masal |
Masal Okuyorum Masal Evinden En Güzel Masallar (Sennur Sezer'le) | Alfa Yay. / İstanbul | 2012 | Masal |
Alandaki Park | Evrensel Yay. / İstanbul | 2014 | Hikâye |
Uzayda Yaz Tatili | Evrensel Yay. / İstanbul | 2014 | Diğer |
Hükümdarların Kılıcı Seyfilmülük | Doğan Egmont Çocuk Yay. / İstanbul | 2015 | Diğer |
Çürük Ceviz ve Küçük Karınca | Evrensel Yay. / İstanbul | 2015 | Diğer |
Yok Olan İstanbul | Evrensel Yay. / İstanbul | 2016 | İnceleme |
Torik Akını | Manos Yay. / İstanbul | 2017 | Hikâye |
Bir Zamanların İstanbul'u (Sennur Sezer'le) | Kor Yay. / İstanbul | 2017 | İnceleme |
Kalabalıktan Birileri | Manos Yay. / İstanbul | 2017 | Deneme |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Ziya Ünsel | d. 1915 - ö. 6 Mart 1972 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SÂFÎ, Sâfî Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Gaye Boralıoğlu | d. 22 Ekim 1963 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SALTUK, Ahmet Yurt | d. 01.08.1934 - ö. 09.07.2021 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Sabahattin Yalkın | d. 11 Mart 1934 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HACI PİR | d. 1934 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Güven Adıgüzel | d. 1983 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | Bahçıvan, Orhan | d. 1952 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | İbrahim Aşkî Tanık | d. 1873 - ö. 25 Ocak 1977 | Meslek | Görüntüle |
10 | Celal Vardar | d. 1916 - ö. 2 Eylül 1991 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Jaklin Çelik | d. 10 Kasım 1968 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Abdullah Satoğlu | d. 15 Mayıs 1934 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | İbram Erdem | d. 1 Ocak 1950 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | NAKŞÎ, İbrahim Efendi | d. 1641-42 - ö. 1702-03 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | BEYOĞLU, İbrahim | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |