Madde Detay
ŞEMSÎ, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa
(d. ?/? - ö. 988/1580)
divan şairi, beylerbeyi, vezir
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Bolu’da doğdu. Asıl adı Ahmed olan şair Şemsî mahlasını kullandı. Anadolu beyliklerinden İsfendiyaroğulları’na mensup olup İsfendiyaroğlu Kızıl Ahmed Bey’in torunu ve Mirza Mehmed Paşa’nın oğludur. Annesi II. Bayezid’in oğlu Şehzâde Abdullâh’ın büyük kızı Şahnisâ Sultân’dır (Afyoncu 2010: 527). Mustafa Paşa’nın ise kardeşidir. Şemsî Paşa, ceddinin Halid b. Velid'e kadar uzandığını iddia eder (Uluçam 1999: 583, Kılıç 2010: 1438).
Şemsî Ahmed, ağabeyi Mustafa ile birlikte Enderun’da yetişti. Osmanlı hizmetindeki hayatının ilk dönemleriyle ilgili verilen bilgilerin çoğu yanlıştır. 1515’ten itibaren beylerbeyi gösterilmiş olmasına rağmen 1530’lu yıllarda müteferrika diye zikredilmesi bu husustaki karışıklığı gösterir. Tespit edilebilen ilk görevi 941 Muharreminde (Temmuz 1534) Mustafa Çelebi ile beraber dergâh-ı âlî müteferrikalığıdır. 943 Zilhiccesinde (Mayıs 1537) hala bu görevindeydi (Afyoncu 2010: 527).
Ailesinin diğer üyeleri gibi mahir bir avcı olan Şemsî Ahmed, daha Enderun’da iken ava çok meraklı olan Kânûnî Sultân Süleymân’ın yakın çevresine dahil oldu. Müteferrikalıktan sonra rikâb ağalıklarında görev yapmaya başladı. Dönemin tevcihat sistemine göre başlangıçta kapıcılar kethüdalığı, ser-atmacacıyân, ser-şâhinciyân, ser-gurebâ-yı yesâr, ser-gurebâ-yı yemîn gibi görevlerde bulunması mümkündür. 955 Muharreminde (Şubat 1548) ser-ulûfeciyân-ı yemîn olduğu tespit edilmektedir. 21 Ramazan 955’te (24 Ekim 1548) sipahiler ağalığına yükseldi. Bu görevde iken Sefevîler’e karşı düzenlenen sefere vezîriâzam Rüstem Paşa’nın maiyetinde katıldı. Şehzâde Mustafâ'nın isyan hazırlığı içinde olduğu ve askerin seferde başlarında padişahı görmek istediği yolundaki telhislerini götürdü. Ardından Kânûnî Sultân Süleymân’ın maiyetinde Nahcıvan seferinde görev yaptı. Sefer dönüşü 14 Safer 962’de (8 Ocak 1555) Şam Beylerbeyliğine tayin edildi. Daha sonra 969’da Anadolu Beylerbeyi, 971’de de Rumeli Beylerbeyi oldu. Rumeli Beylerbeyi sıfatıyla Kânûnî Sultân Süleymân’ın Sigetvar seferine katılan Şemsî Ahmed Paşa, padişah tarafından padişah tarafından Sigetvar’ı muhasara etmek üzere önden gönderildi. Padişahın ölümü ve kalenin fethinden sonra Babocsa’nın fethiyle görevlendirildi. 15 Şaban 976’da (2 Şubat 1569) Lala Mustafa Paşa’nın altıncı vezirliğe terfi ettirilmesi üzerine Rumeli Beylerbeyi Şemsî Ahmed Paşa emekliye sevk edildi (Afyoncu 2010: 528).
II. Selîm tahta çıkar çıkmaz Şemsî Ahmed Paşa’yı müsahib olarak görevlendirdi. Ahmed Paşa, vezâret pâyesiyle II. Selim’in saltanatının sonlarına kadar müsahiblik görevini yürüttü. III. Murâd döneminde de müsahiblik görevine devam etti. Padişaha av ve gezilerinde eşlik etti. III. Murâd döneminde devşirme usulünün değiştirilmesine öncü olan Şemsî Ahmet Paşa 18 Muharrem 988’de (5 Mart 1580) vefat etti. Kaynaklar Üsküdar iskelesi yakınında yaptırmış olduğu Şemsî Paşa Camii ve Medresesinin yanında gömülü olduğunu bildirmektedir (Akbayar 1996: 1583, Baykal 1999: 140.141, Afyoncu 2010: 529).
Şemsî Ahmed Paşa’nın Fahrünnisâ Hatun adlı bir kızı vardır. Ayrıca babasının sağlığında paşalığa kadar yükselecek Mahmud ve Bolu’da bir medrese inşa ettiren Mustafa Bey adlı iki oğlu vardır. Üsküdar sahilinde Mimar Sinân’ın eseri olan, camii, türbe ve medreseden oluşan bir külliye, Bolu’da İmaret Camii ve Külliyesi, Gerede’de bir han yaptırdı. Şam'da bir medrese, Üsküdar’daki külliyesin yanına III. Murâd için bir kasır inşa ettirdi (Afyoncu 2010: 529).
Şiirde mahir ve latifelere vakıf olan, Türkçe ve Farsça şiirler yazan Şemsî Ahmed Paşa’nın Türkçe bir divanı mevcuttur. Bunun yanında Cevâhirü’l-Kelimât adlı Arapça-Türkçe lugat, Tuhfe adlı Farsça-Türkçe manzum lügat sahibidir. Kabir ahvali, haşir, sırat vb. konuları ihtiva eden manzum İ’tikâdnâme-i Şemsî Paşa ile abdest, sünnet, mekrûhat, gusül vb. konulara ait manzum bir Vikâye Tercümesi vardır. Ayrıca 2398 beyitlik Şehnâme-i Sultân Murâd adlı Hulefâ-yi Râşidîn’den başlayıp çeşitli İslâm devletlerinden bahsettikten sonra başlangıcından itibaren Osmanlı tarihini anlattığı bir eseri mevcuttur (Afyoncu 2010: 529).
Kaynakça
Afyoncu, Erhan (2010). "Şemsî Ahmed Paşa". C.38. İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 527-529.
Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Baykal, Bekir Sıtkı (1999). İbrahim Peçevi Efendi, Peçevi Tarihi. C.2. İstanbul: KTB Yay Yay.
Canım, Rıdvan (hzl.)(2000). Latifî, Tezkiretü'ş-Şuara ve Tabsıratü'n-Nüzemâ. Ankara: AKM Yay.
Kayabaşı, Bekir (hzl.)(1997). Kaf-zâde Fâ’izî’nin Zübdetü’l Eşâr’ı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî- Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.
Riyâzî. Riyazu'ş-şuarâ. Millet Ktp. Ali Emiri Ef. 1346. 79.
Solmaz, Süleyman (hzl.)(2005). Ahdî ve Gülşen-i Şuarâsı. Ankara: AKM Yay.
Sungurhan Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü'ş-Şuarâ. Ankara: Kültür Bak. Yay. E-kitap:http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-215416/h/giris.pdf [erişim tarihi: 22.03.2014]
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara:Kültür Bakanlığıe-kitap:http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219121/h/girishc.pdf [erişim tarihi 22.03.2014]
Şemseddin Sâmî (1311). Kâmûsü’l-A’lâm. C. 4. İstanbul.
Uluçam, Müjdat (1999). "Şemsi Ahmed Paşa (Kızılahmetli)". Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi . C.2. İstanbul: YKY.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1954) Osmanlı Tarihi (XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar). C.3/ 2. Kısım. Ankara: TTK Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. ŞERİFE ÖRDEKYayın Tarihi: 02.04.2014Güncelleme Tarihi: 03.12.2020Eserlerinden Örnekler
İmâret burcınun mihr-i güzîni
Sadâret dürcinün dürr-i semîni
Atâ meydânınun çâpük süvârı
Sahâ eyvânınun şâh-ı diyârı
Gül-i zîbâ-yı gülzâr-ı mürüvvet
Dür-i yektâ-yı deryâ-yı fütüvvet
Kadeh-gerdân-ı bezm-i kâm-rânî
Çerâg-efrûz-ı cem’-i şâdmânî
Şecâ’at gencine şemşîri miftâh
Şehâmet meclisine tîri mısbâh
Ma’ârif bâgınun serv-i bülendi
Fezâ’il gülşeninün nahl-bendi
Sezâvâr-ı serîr-i devlet oldur
Beşer-sûret firişte-sîret oldur
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1437.)
***
Bülbüle açmadı dehân gonce
Râzını eyledi nihân gonce
Bir dil-âver-sıfat konup çemene
Dikdi etrâfına sinân gonce
Nergis-i gamzekâre vardukça
Sürmedân iltür armagan gonce
Gürz alur destine Nerîmânvâr
Oldı gülşende pehlevân gonce
Seyr iderken hayâl-i gülzârın
Şemsiye sundı bir cevân gonce
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1440.)
***
Hadeng-i gamzesiyle sînemi cânân delmişdür
Girüp sırça serâya sanasın bir kân delmişdür
Aceb mi hancer-i gamzen karâr itmezse gönlümde
O bir keskin harâmîdür niçe zindân delmişdür
Görenler tîr-i gamzen ‘aksini çeşmümde ey hûnî
Sanurlar san’atıyla şîşeyi peykân delmişdür
Gamunla kanlu yaşum kirpügüm üzre görenler dir
Gözüm merdümleri elmâs ile mercân delmişdür
N’ola yaş yirine kan akıdursa Şemsiyâ çeşmüm
Benüm dür gibi bagrum gayret-i akrân delmişdür
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1441.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 02.04.2014Güncelleme Tarihi: 03.12.2020Eserlerinden Örnekler
İmâret burcınun mihr-i güzîni
Sadâret dürcinün dürr-i semîni
Atâ meydânınun çâpük süvârı
Sahâ eyvânınun şâh-ı diyârı
Gül-i zîbâ-yı gülzâr-ı mürüvvet
Dür-i yektâ-yı deryâ-yı fütüvvet
Kadeh-gerdân-ı bezm-i kâm-rânî
Çerâg-efrûz-ı cem’-i şâdmânî
Şecâ’at gencine şemşîri miftâh
Şehâmet meclisine tîri mısbâh
Ma’ârif bâgınun serv-i bülendi
Fezâ’il gülşeninün nahl-bendi
Sezâvâr-ı serîr-i devlet oldur
Beşer-sûret firişte-sîret oldur
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1437.)
***
Bülbüle açmadı dehân gonce
Râzını eyledi nihân gonce
Bir dil-âver-sıfat konup çemene
Dikdi etrâfına sinân gonce
Nergis-i gamzekâre vardukça
Sürmedân iltür armagan gonce
Gürz alur destine Nerîmânvâr
Oldı gülşende pehlevân gonce
Seyr iderken hayâl-i gülzârın
Şemsiye sundı bir cevân gonce
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1440.)
***
Hadeng-i gamzesiyle sînemi cânân delmişdür
Girüp sırça serâya sanasın bir kân delmişdür
Aceb mi hancer-i gamzen karâr itmezse gönlümde
O bir keskin harâmîdür niçe zindân delmişdür
Görenler tîr-i gamzen ‘aksini çeşmümde ey hûnî
Sanurlar san’atıyla şîşeyi peykân delmişdür
Gamunla kanlu yaşum kirpügüm üzre görenler dir
Gözüm merdümleri elmâs ile mercân delmişdür
N’ola yaş yirine kan akıdursa Şemsiyâ çeşmüm
Benüm dür gibi bagrum gayret-i akrân delmişdür
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1441.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 03.12.2020Eserlerinden Örnekler
İmâret burcınun mihr-i güzîni
Sadâret dürcinün dürr-i semîni
Atâ meydânınun çâpük süvârı
Sahâ eyvânınun şâh-ı diyârı
Gül-i zîbâ-yı gülzâr-ı mürüvvet
Dür-i yektâ-yı deryâ-yı fütüvvet
Kadeh-gerdân-ı bezm-i kâm-rânî
Çerâg-efrûz-ı cem’-i şâdmânî
Şecâ’at gencine şemşîri miftâh
Şehâmet meclisine tîri mısbâh
Ma’ârif bâgınun serv-i bülendi
Fezâ’il gülşeninün nahl-bendi
Sezâvâr-ı serîr-i devlet oldur
Beşer-sûret firişte-sîret oldur
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1437.)
***
Bülbüle açmadı dehân gonce
Râzını eyledi nihân gonce
Bir dil-âver-sıfat konup çemene
Dikdi etrâfına sinân gonce
Nergis-i gamzekâre vardukça
Sürmedân iltür armagan gonce
Gürz alur destine Nerîmânvâr
Oldı gülşende pehlevân gonce
Seyr iderken hayâl-i gülzârın
Şemsiye sundı bir cevân gonce
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1440.)
***
Hadeng-i gamzesiyle sînemi cânân delmişdür
Girüp sırça serâya sanasın bir kân delmişdür
Aceb mi hancer-i gamzen karâr itmezse gönlümde
O bir keskin harâmîdür niçe zindân delmişdür
Görenler tîr-i gamzen ‘aksini çeşmümde ey hûnî
Sanurlar san’atıyla şîşeyi peykân delmişdür
Gamunla kanlu yaşum kirpügüm üzre görenler dir
Gözüm merdümleri elmâs ile mercân delmişdür
N’ola yaş yirine kan akıdursa Şemsiyâ çeşmüm
Benüm dür gibi bagrum gayret-i akrân delmişdür
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1441.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
İmâret burcınun mihr-i güzîni
Sadâret dürcinün dürr-i semîni
Atâ meydânınun çâpük süvârı
Sahâ eyvânınun şâh-ı diyârı
Gül-i zîbâ-yı gülzâr-ı mürüvvet
Dür-i yektâ-yı deryâ-yı fütüvvet
Kadeh-gerdân-ı bezm-i kâm-rânî
Çerâg-efrûz-ı cem’-i şâdmânî
Şecâ’at gencine şemşîri miftâh
Şehâmet meclisine tîri mısbâh
Ma’ârif bâgınun serv-i bülendi
Fezâ’il gülşeninün nahl-bendi
Sezâvâr-ı serîr-i devlet oldur
Beşer-sûret firişte-sîret oldur
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1437.)
***
Bülbüle açmadı dehân gonce
Râzını eyledi nihân gonce
Bir dil-âver-sıfat konup çemene
Dikdi etrâfına sinân gonce
Nergis-i gamzekâre vardukça
Sürmedân iltür armagan gonce
Gürz alur destine Nerîmânvâr
Oldı gülşende pehlevân gonce
Seyr iderken hayâl-i gülzârın
Şemsiye sundı bir cevân gonce
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1440.)
***
Hadeng-i gamzesiyle sînemi cânân delmişdür
Girüp sırça serâya sanasın bir kân delmişdür
Aceb mi hancer-i gamzen karâr itmezse gönlümde
O bir keskin harâmîdür niçe zindân delmişdür
Görenler tîr-i gamzen ‘aksini çeşmümde ey hûnî
Sanurlar san’atıyla şîşeyi peykân delmişdür
Gamunla kanlu yaşum kirpügüm üzre görenler dir
Gözüm merdümleri elmâs ile mercân delmişdür
N’ola yaş yirine kan akıdursa Şemsiyâ çeşmüm
Benüm dür gibi bagrum gayret-i akrân delmişdür
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1441.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | DERTLİ, İbrahim | d. 1772 - ö. 1845 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ALTAY MEMMEDLİ | d. 07.03.1972 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | DERTLİ, İbrahim | d. 1772 - ö. 1845 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ALTAY MEMMEDLİ | d. 07.03.1972 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | DERTLİ, İbrahim | d. 1772 - ö. 1845 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ALTAY MEMMEDLİ | d. 07.03.1972 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | DERTLİ, İbrahim | d. 1772 - ö. 1845 | Meslek | Görüntüle |
11 | ALTAY MEMMEDLİ | d. 07.03.1972 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | DERTLİ, İbrahim | d. 1772 - ö. 1845 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | ALTAY MEMMEDLİ | d. 07.03.1972 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | DERTLİ, İbrahim | d. 1772 - ö. 1845 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ALTAY MEMMEDLİ | d. 07.03.1972 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | MUSTAFA RÛMÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |