Madde Detay
SENÎH, Süleyman Senîh
(d. 1237-38/1822 - ö. 1318/1900)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Süleymân Senîh’tir. Istabl-ı Âmire’de görevli Bursa hanedanından Mehmed Şerîf Ağa’nın oğludur. 1237-38/1822’de Bursa’da Veli Şemseddîn Mahallesi’nde doğdu. 1837’de İstanbul’a geldi. Divan-ı Hümayun kalemine, Maarif Adliye mektebine ve Mektûbî kalemine devam etti. 1843’te Sadaret Mektûbî odasına memur ve sırasıyla hocalık, rabia, salise ve daha sonra saniye rütbelerine vasıl ve Âmedî odası namzetlerinin birincisi oldu. 1853’te ordu tahrirat başkâtibi olarak Erzurum, Kars, Kağızman taraflarında görevlendirildi. Dönüşünde yine Sadaret Mektûbî odasına devam etti. 1862’de teşkil olunan mühimme odası müdiriyetine, 1864’te mütemayiz rütbesi ile Tuna vilayeti mektûbculuğuna tayin olundu. Vali Midhat Paşa ile geçinemediğinden istifa etti. Bir müddet sonra Bâb-ı Ser-Askerî Mektûbî kalemi müdiriyetine, Dâr-ı Şûrâ-yı Askerî başkitabetine, mektûbculuğa, muharebe esnasında nizam dairesi azalığına atandı ve Makam-ı Ser-Askerî reisi oldu. Surre emini olarak hacca gitti. 1886’da Askerî Tekaüd Sandığı nezaretine tayin edildi. Dîvân’ındaki tarih kıtalarından Senîh’in Hatice isminde birisiyle evlendiği ve bu evlilikten 1851 yılında Muhammed Ali adında bir oğlunun dünyaya geldiği, eşi Hatice Hanım’ın 1852 yılında, oğlu Muhammed Ali’nin de altı yaşına varmadan 1856 yılında vefat ettiği anlaşılmaktadır (Okyay 2005: 13). 1318/1900’de Göztepe’deki köşkünde vefat eden Süleymân Senîh, Selimiye haziresinde medfundur.
İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Senîh’i uzun boylu, kısa ve beyaz sakallı, zayıf, Mevlevî tarikatına mensup biri olarak tarif eder ve onun dinine bağlılığı ve doğruluğuyla tanınan zatlardan olduğunu söyler (Baştuğ 2000: 2148).
Eserleri şunlardır:
1. Dîvân: 134 sayfa olup 1275 yılında İstanbul’da basılmıştır. Klasik anlayışa uygun olarak tertip edilmiştir. Başta münacaat, na‘t, medhiye ve mersiye gibi nazım türlerine uygun nazım şekilleri yer almaktadır. Daha sonra terkib-i bend, terci-i bend, tahmis, muhammes vb. çok bentli nazım şekilleri bulunmaktadır. Aralarda nazm ve kıt‘alar da yer alır. Ardından tarihler gelir. Tarihleri bahr-i tavil takip eder. Bahr-i tavil bölümünden sonra gazeller, gazellerden sonra da rubailer ve kıtalar bölümü gelir. En sonda matla ve müfredler bulunmaktadır (Okyay 2005: 15).
2. Mersiye-i Cenâb-ı Hüseyn bin Murtazâ Der-Sûret-i Beyân-ı Vukû‘ât-ı Kerbelâ: 1273’te İstanbul’da basılmıştır. 11 sayfalık, terkib-i bend nazım şekliyle yazılmış 18 bentten oluşan, 162 beyitlik bir manzumedir. Eser, ayrıca Dîvân içerisinde 10-15. sayfalar arasında da yer almaktadır. (Mersiyelerin Latin harfli metinleri için bk. Arslan vd. 2009).
3. Tevhîd-i Hudâ-yı Na‘t-ı Nebî Midhat-i Ashâb Mersiye-i Şâh-ı Şühedâ Ravzâ-yı Ahbâb: 1281’de İstanbul’da basılmıştır. 13 sayfalık taşbasma bir eserdir. İçerisinde tevhid, münacaat, 3 na’t, dört halife için yazılmış toplam 4 manzume, Hz. Hasan ve ehl-i beyt için yazılmış birer manzume, değişik nazım şekilleriyle yazılmış 5 mersiye (Mersiyelerin Latin harfli metinleri için bk. Arslan vd. 2009), Hz. Hüseyn, İmâm-ı Hümâm, Ammâr bin Yâsir ve Mâlik-i Ejder için yazılmış 4 medhiye bulunmaktadır.
4. Mersiye-i Şerîf: 1288’de İstanbul’da basılmıştır. 6 sayfalık terci-i bend nazım şekliyle yazılmış 8 bentten oluşan 72 beyitlik bir mersiyedir. (Mersiyelerin Latin harfli metinleri için bk. Arslan vd. 2009)
5. Mersiye-i Cenâb-ı Şehen-şâh-ı Kerbelâ: 1290’da İstanbul’da basılmıştır. İçerisinde terkib-i bend, müseddes, müsemmen nazım şekilleriyle yazılmış dört mersiye (Mersiyelerin Latin harfli metinleri için bk. Arslan vd. 2009) ve müseddes nazım şekliyle yazılmış bir Hz. Hüseyin medhiyesi bulunan 15 sayfalık bir eserdir.
6. Vak‘a-i Kerbelâ’nın Mukaddimesi: Senîh’in el yazması hâlinde bulunan tek eseridir. Süleymaniye Kütüphanesi Nafiz Paşa No: 1039’da kayıtlıdır. 17 sayfadan oluşan eserin sonunda 1277 tarihi bulunmaktadır. 30 bentlik 270 beyit tutarında bir terkib-i benddir. Eserde, 17 başlık altında Kerbela Vak‘ası gerçekleşmeden önce Hz. Hüseyin’in amcasının oğlu Müslim bin Akîl’in başından geçen olaylar hikâye edilmiştir. (Eserin Latin harfli metni için bk. Erdoğan 2010).
Süleymân Senîh, Mevlevî tarikatına intisaplı bir şairdir. Dîvân’ında Senîh-i Mevlevî ismini kullanmış, hemen hemen tüm gazellerinin sonuna Mevlânâ’yı öven beyitler eklemiş ve kıt’alar söylemiştir (Okyay 2005: 17). Şairin dikkat çeken diğer bir yönü ise zamanının şairleri ile birlikte yazdığı müşterek gazelleridir. Dîvân’ında beş müşterek gazel, bir de müşterek matla bulunmaktadır. Senîh, bu şiirleri zamanının şairlerinden Eşref, Namık Kemâl, Ziyâ Paşa ile Fatîn, Kâzım Paşa ve Hâfız Müşfik ile birlikte yazmıştır (Alıcı 2003: 10). Fuzûlî, Nef’î, Nedîm, Şeyh Gâlib, Esrâr Dede, İzzet Molla, Fatîn, Câvid Bey, Kemâl Bey ve Hâlim Giray, Senîh’e rehber olan, onun şiirlerini etkileyen şairlerdir (Okyay 2005: 21).
Kaynakça
Alıcı, Lütfi (2003). "Süleyman Senîh ve Müşterek Gazelleri". İlmî Araştırmalar. (15):7-18.
Arslan, Mehmet ve Mehtap Erdoğan (2009). Kerbelâ Mersiyeleri. Ankara: Grafiker Yay.
Baştuğ, İbrahim (hzl.) (2000). İbnü’l-Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri. C. 4. Ankara: AKM Yay.
Cunbur, Müjgan (2007). “Senîh”. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C.7. Ankara: AKM Yay.
Erdoğan, Mehtap (2010). “Senîh-i Mevlevî’nin Vak‘a-i Kerbelânın Mukaddimesi Adlı Risâlesi”. Uluslararası Kerbela Sempozyumu. Çeşitli Yönleriyle Kerbela Bildiri Kitabı. C. II. Sivas. 161-201.
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü’l-Eş‘âr. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Okyay, Ercan (hzl.)(2005). Senîh-i Mevlevî Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi.
Tatcı, Mustafa ve Cemal Kurnaz (hzl.) (2000). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri. Ankara: Bizim Büro Basımevi.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1990). “Senîh Süleyman Efendi”. C.7. İstanbul: Dergâh Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. MEHTAP ERDOĞANYayın Tarihi: 19.12.2013Güncelleme Tarihi: 30.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Değil bir gün ya bir hafta yahud bir aya kalmışdır
Tulû’-ı mihr-i maksad âlem-i uhrâya kalmışdır
Bugün dil yârine vâsıl olup dermân-ı gam bulmaz
Devâ-yı derdi ol bîçârenin ferdâya kalmışdır
Garîb-i şâm-ı ye’sim öyle kim ta’bîri nâ-kâbil
Ümîd-i rü’yet-i yâr âlem-i ma’nâya kalmışdır
Dükân-ı dil harîk-i cism ü cânda yandı hep ammâ
Metâ’-ı aşkdan bir haylice sermâye kalmışdır
İrüp encâma devr-i bezm-i ayşı mest-i hicrânın
Husûl-ı keyf-i tâmı bir kadeh sahbâya kalmışdır
Çü tûtî şekker-i la’lin ile pür-gûy iken şimdi
Tekellümden Senîh-i âciz ü bîvâye kalmışdır
Beni bu kayd-ı mihnetden aceb kimler ider âzâd
Küşâd-ı ukde-i dil himmet-i Monlâ’ya kalmışdır
Mersiye-i Sûz-nâk
Ben şimdi isterim duyayım her mahalden âh
Mu’tâdım oldı gâyet-i hüzn ü keselden âh
Kurtuldı hall-i ukde-i dil muhtemelden âh
Seyr it ne geldi başıma hükm-i ezelden âh
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Gülsem gülerdi ağlasam ol demde zâr idi
Yansam yanımca mûm gibi dâ’im yanar idi
Olsam gama düçâr bana gam-güsâr idi
El-kıssa pek vefâlı hakîkatli yâr idi
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Hoş-hâl idik biribirimiz ile hânede
Bir çift murg-ı mûnis idik sanki lânede
Kâş olmayaydı böyle muhabbet miyânede
Bir misli yok muhaddere idik zamânede
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Oldı şehîde saldı Hudâ’ya revânını
Seyr-i cemâl-i Hakk’a revân itdi cânını
Devr-i felekde kurmamış idi cihânını
Vuslat-serâ-yı huld ide Rabbim mekânını
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Rûhı olup Hadîce-i Kübrâ’ya hem-civâr
Görsün Cenâb-ı Fâtıma’dan lutf-ı bî-şümâr
Yâ Rabbi hem de zevcine vir sabra iktidâr
Zîrâ ki şimdi böyledir ağlar Senîh-i zâr
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
(Okyay, Ercan (hzl.)(2005). Senîh-i Mevlevî Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 140, 61-62.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 19.12.2013Güncelleme Tarihi: 30.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Değil bir gün ya bir hafta yahud bir aya kalmışdır
Tulû’-ı mihr-i maksad âlem-i uhrâya kalmışdır
Bugün dil yârine vâsıl olup dermân-ı gam bulmaz
Devâ-yı derdi ol bîçârenin ferdâya kalmışdır
Garîb-i şâm-ı ye’sim öyle kim ta’bîri nâ-kâbil
Ümîd-i rü’yet-i yâr âlem-i ma’nâya kalmışdır
Dükân-ı dil harîk-i cism ü cânda yandı hep ammâ
Metâ’-ı aşkdan bir haylice sermâye kalmışdır
İrüp encâma devr-i bezm-i ayşı mest-i hicrânın
Husûl-ı keyf-i tâmı bir kadeh sahbâya kalmışdır
Çü tûtî şekker-i la’lin ile pür-gûy iken şimdi
Tekellümden Senîh-i âciz ü bîvâye kalmışdır
Beni bu kayd-ı mihnetden aceb kimler ider âzâd
Küşâd-ı ukde-i dil himmet-i Monlâ’ya kalmışdır
Mersiye-i Sûz-nâk
Ben şimdi isterim duyayım her mahalden âh
Mu’tâdım oldı gâyet-i hüzn ü keselden âh
Kurtuldı hall-i ukde-i dil muhtemelden âh
Seyr it ne geldi başıma hükm-i ezelden âh
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Gülsem gülerdi ağlasam ol demde zâr idi
Yansam yanımca mûm gibi dâ’im yanar idi
Olsam gama düçâr bana gam-güsâr idi
El-kıssa pek vefâlı hakîkatli yâr idi
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Hoş-hâl idik biribirimiz ile hânede
Bir çift murg-ı mûnis idik sanki lânede
Kâş olmayaydı böyle muhabbet miyânede
Bir misli yok muhaddere idik zamânede
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Oldı şehîde saldı Hudâ’ya revânını
Seyr-i cemâl-i Hakk’a revân itdi cânını
Devr-i felekde kurmamış idi cihânını
Vuslat-serâ-yı huld ide Rabbim mekânını
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Rûhı olup Hadîce-i Kübrâ’ya hem-civâr
Görsün Cenâb-ı Fâtıma’dan lutf-ı bî-şümâr
Yâ Rabbi hem de zevcine vir sabra iktidâr
Zîrâ ki şimdi böyledir ağlar Senîh-i zâr
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
(Okyay, Ercan (hzl.)(2005). Senîh-i Mevlevî Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 140, 61-62.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 30.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Değil bir gün ya bir hafta yahud bir aya kalmışdır
Tulû’-ı mihr-i maksad âlem-i uhrâya kalmışdır
Bugün dil yârine vâsıl olup dermân-ı gam bulmaz
Devâ-yı derdi ol bîçârenin ferdâya kalmışdır
Garîb-i şâm-ı ye’sim öyle kim ta’bîri nâ-kâbil
Ümîd-i rü’yet-i yâr âlem-i ma’nâya kalmışdır
Dükân-ı dil harîk-i cism ü cânda yandı hep ammâ
Metâ’-ı aşkdan bir haylice sermâye kalmışdır
İrüp encâma devr-i bezm-i ayşı mest-i hicrânın
Husûl-ı keyf-i tâmı bir kadeh sahbâya kalmışdır
Çü tûtî şekker-i la’lin ile pür-gûy iken şimdi
Tekellümden Senîh-i âciz ü bîvâye kalmışdır
Beni bu kayd-ı mihnetden aceb kimler ider âzâd
Küşâd-ı ukde-i dil himmet-i Monlâ’ya kalmışdır
Mersiye-i Sûz-nâk
Ben şimdi isterim duyayım her mahalden âh
Mu’tâdım oldı gâyet-i hüzn ü keselden âh
Kurtuldı hall-i ukde-i dil muhtemelden âh
Seyr it ne geldi başıma hükm-i ezelden âh
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Gülsem gülerdi ağlasam ol demde zâr idi
Yansam yanımca mûm gibi dâ’im yanar idi
Olsam gama düçâr bana gam-güsâr idi
El-kıssa pek vefâlı hakîkatli yâr idi
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Hoş-hâl idik biribirimiz ile hânede
Bir çift murg-ı mûnis idik sanki lânede
Kâş olmayaydı böyle muhabbet miyânede
Bir misli yok muhaddere idik zamânede
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Oldı şehîde saldı Hudâ’ya revânını
Seyr-i cemâl-i Hakk’a revân itdi cânını
Devr-i felekde kurmamış idi cihânını
Vuslat-serâ-yı huld ide Rabbim mekânını
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Rûhı olup Hadîce-i Kübrâ’ya hem-civâr
Görsün Cenâb-ı Fâtıma’dan lutf-ı bî-şümâr
Yâ Rabbi hem de zevcine vir sabra iktidâr
Zîrâ ki şimdi böyledir ağlar Senîh-i zâr
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
(Okyay, Ercan (hzl.)(2005). Senîh-i Mevlevî Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 140, 61-62.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Değil bir gün ya bir hafta yahud bir aya kalmışdır
Tulû’-ı mihr-i maksad âlem-i uhrâya kalmışdır
Bugün dil yârine vâsıl olup dermân-ı gam bulmaz
Devâ-yı derdi ol bîçârenin ferdâya kalmışdır
Garîb-i şâm-ı ye’sim öyle kim ta’bîri nâ-kâbil
Ümîd-i rü’yet-i yâr âlem-i ma’nâya kalmışdır
Dükân-ı dil harîk-i cism ü cânda yandı hep ammâ
Metâ’-ı aşkdan bir haylice sermâye kalmışdır
İrüp encâma devr-i bezm-i ayşı mest-i hicrânın
Husûl-ı keyf-i tâmı bir kadeh sahbâya kalmışdır
Çü tûtî şekker-i la’lin ile pür-gûy iken şimdi
Tekellümden Senîh-i âciz ü bîvâye kalmışdır
Beni bu kayd-ı mihnetden aceb kimler ider âzâd
Küşâd-ı ukde-i dil himmet-i Monlâ’ya kalmışdır
Mersiye-i Sûz-nâk
Ben şimdi isterim duyayım her mahalden âh
Mu’tâdım oldı gâyet-i hüzn ü keselden âh
Kurtuldı hall-i ukde-i dil muhtemelden âh
Seyr it ne geldi başıma hükm-i ezelden âh
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Gülsem gülerdi ağlasam ol demde zâr idi
Yansam yanımca mûm gibi dâ’im yanar idi
Olsam gama düçâr bana gam-güsâr idi
El-kıssa pek vefâlı hakîkatli yâr idi
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Hoş-hâl idik biribirimiz ile hânede
Bir çift murg-ı mûnis idik sanki lânede
Kâş olmayaydı böyle muhabbet miyânede
Bir misli yok muhaddere idik zamânede
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Oldı şehîde saldı Hudâ’ya revânını
Seyr-i cemâl-i Hakk’a revân itdi cânını
Devr-i felekde kurmamış idi cihânını
Vuslat-serâ-yı huld ide Rabbim mekânını
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
Rûhı olup Hadîce-i Kübrâ’ya hem-civâr
Görsün Cenâb-ı Fâtıma’dan lutf-ı bî-şümâr
Yâ Rabbi hem de zevcine vir sabra iktidâr
Zîrâ ki şimdi böyledir ağlar Senîh-i zâr
Ol şeb-çerâğ-ı mihr ü vefâ çıkdı elden âh
Nâ-gâh söndi şem’-i murâdım ecelden âh
(Okyay, Ercan (hzl.)(2005). Senîh-i Mevlevî Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. 140, 61-62.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HÜSEYİN CAN | d. ? - ö. 1695-96 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | EŞREF-ZÂDE AHMED ZİYÂEDDÎN EFENDİ | d. 1748 - ö. 1783-84 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | HUSREV, Husrev Çelebi | d. 1481 - ö. 1561 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | MAHVÎ, Tebrizli Hasan | d. 1822 - ö. 1853 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | OSMAN | d. 1822 - ö. 1889 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | İZZET | d. 1822 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MUSTAFA, İpekli | d. 1830 - ö. 1900 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SEYYİD SÜLEYMAN | d. 1857 - ö. 1900 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | DİLAVER AĞA | d. ? - ö. 1900-1905? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | SEHÎ, Sehî Bey | d. - - ö. 1548/49 | Meslek | Görüntüle |
11 | FENÂYÎ, Cennet Mehmed Efendi | d. 1574 - ö. 1664 | Meslek | Görüntüle |
12 | EFLÂKÎ | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | TEVFÎK, Ahmed Tevfîk Bey | d. 1805-06/1810? - ö. 1860 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | MÜŞTÂK, Müştâk Baba, Bitlisli | d. 1759 - ö. 1832 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ES‘AD, Kerküklü Mehmed Es‘ad | d. ? - ö. 1832 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | SADIK MUHAMMED ERZİNCANÎ | d. ? - ö. 1794 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | MÜDÂMÎ, Mustafa Müdâmî Efendi | d. ? - ö. 1540 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | AZLÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |