Madde Detay

Füsun Hanım ve Altan Bey'in kızı olarak İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Klasik Bale Bölümünün ardından, Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bölümünü bitirdi. Hâlen İstanbul Şehir Tiyatroları oyuncusu olan sanatçı; Bekleme Salonu-Altıdan Sonra Tiyatro, Tarla Kuşuydu Juliet, İstanbul Efendisi, Tekrar Çal, Sam, Kiralık Konak, Kelebekler Özgürdür, Sefiller,Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnû, Derya Gülü, Haydi Marsa Gidelim, İstanbul'un Gözleri Mahmur ve Torun İstiyorum gibi tiyatro oyunlarında rol aldı. 1993 yılında Süper Baba dizisi ile ilk oyunculuk kariyerine adım atan Sevinç Erbulak; Süper Baba (Zeynep Aksu) (TV Dizisi-1993/1997), Baba Evi (Bilge -1997/2000)) (TV Dizisi), Ağaçlar Ayakta Ölür (Ayşe) (Sinema Filmi-2000), Yaralı Kurt (Gül) (Sinema Filmi-2000), Babam ve Biz (TV Dizisi-2001), Fidan Hanım'a Ne Oldu (Nur) (TV Filmi-2001), Kuzenlerim (Ece) (TV Dizisi-2002), Çemberimde Gül Oya (Sakine) (TV Dizisi-2004), Çat Kapı (Zeynep) (TV Dizisi-2005), Beş Vakit (Sinema Filmi-2006), Son Bahar (Ruhsar) (TV Dizisi-2008), Prensesin Uykusu (Seçil) (Sinema Filmi-2010), Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu (Sinema Filmi-2012), Bebek İşi (Sabahat Overlok) (TV Dizisi-2013), Kor (Kısa Film-2013), Karışık Kaset (Feride) (Sinema Filmi-2014), Perdesiz Sahneler (Sinema Filmi-2015) No: 309 (Betül Sarıhan) (TV Dizisi-2016), Darısı Başımıza (Şerife) (TV Dizisi-2018) ve Erkenci Kuş (Mihriban) (TV Dizisi-2019) gibi çok sayıda dizi ve filmde rol aldı. Oyunculuk kariyerinde pek çok ödüle layık görüldü. Aldığı ödüller şöyle sıralanabilir: 1998 Avni Dilligil Ödülleri, Gençlik Ödülü En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Kelebekler Özgürdür); 2003 Afife Tiyatro Ödülleri, Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal ya da Komedi Kadın Oyuncusu (Meraki); 2009 Afife Jale Tiyatro Ödülleri, Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal ve Komedi Kadın Oyuncusu (Tekrar Çal Sam-İstanbul Efendisi); 2009 Lions Ödülleri, Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu (Tekrar Çal, Sam); 2011 Sinema Yazarları Derneği Ödülleri, Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu Performansı (Prensesin Uykusu); 2011'de 16. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri, Komedi ya da Müzikal dalında Yılın En İyi Kadın Oyuncusu (Prensesin Uykusu) ve 2012 Afife Tiyatro Ödülleri, Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da Komedi Kadın Oyuncusu (Şark Dişçisi). Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde eğitmenlik yapan Sevinç Erbulak 2014'te ablası ve yeğenleriyle birlikte "Erbulak Oyunculuk Ve Yazarlık Evi" adlı tiyatro ve sahne sanatları eğitimi veren bir okul açtı. Zeynep Kavin (d.2006) adında bir kız annesi olan sanatçı İstanbul'da yaşamakta ve çalışmalarını burada sürdürmektedir.

Edebiyat dünyasında kurmaca eserleriyle öne çıkan Sevinç Erbulak, yazma eylemini "bir arınma biçimi" olarak tanımlarken yazma isteğinin oluşmasında babası Altan Erbulak'ı küçük yaşta yitirmesinin de etkisi olduğunu söylemektedir. Gözünü Kırpma Düşerim (2002) adlı hikâye kitabında yaşamından kesitler aktarmıştır. Yazar, kitabın içeriğini şu cümlelerle dile gtirmiştir: "Gözünü Kırpma Düşerim adlı kitabım otobiyografi özelliği taşırken, bir yandan da yaşamımdan bağımsız gelişen birçok olayı barındırıyor. Bütün yazarların kitaplarında değerlerini, yaşamlarını, kimliğini görebiliriz. 'Ben'den çok şey varken, benim karşı olduğum da birçok şey var. Acı da var, mutluluk da var ama oradaki kız tamamıyla ben değilim." (Erbulak 2002). Sevinç Erbulak’ın hayal gücüne duyarlı iç sesini ekleyerek kaleme aldığı Artıkaranmayanlar Gezegeni (2018), okuru fantastik bir gezegende olduğu kadar var olan acımasız dünyada da bir gezintiye çıkarmaktadır. Bir zamanlar bütün olan türlü çeşit eşyadan kopan ve unutulan; kırık bir tarak, yarısı yanmış bir fotoğraf, kapama tokası olmayan bir tasma, boş bir kutu, taşları düşmüş bir yüzük, oyuncak bir bebeğin sol bacağının içinde bulunduğu Artıkaranmayanlar Gezegeni kaybedilen ve peşlerine düşülmeyen her şeyin bir araya geldiği bir dünyadır. Başlangıçta bir öykü olduğunu ve yazma sürecinde kitabın kendi kendini kurguladığını belirten Erbulak, birbirinden bağımsız öyküler gibi görünen fakat birlikte okunduğunda roman havası veren kitapta fark edilemeyenlerin hikâyesini işlemiştir (Özbey 2018). Dolayısıyla kitabı hem bir roman hem de ayrı ayrı öyküler olarak okumak mümkündür.