Madde Detay
ŞEYHÎ, Abdülmecîd Sivasî
(d. 971/1563 - ö. 1049/1639)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Abdülmecîd Sivasî, mahlası Şeyhî’dir. Sivasî adıyla tanındı. 971/1563 yılında Zile’de doğdu. Mutasavvıf şair Şemseddîn Sivasî’nin kardeşi olan Osmanlı dönemi âlimlerinden Şeyh Muharrem Efendi’nin oğludur. Muharrem Efendi, Horasan’dan gelip Zile’ye yerleşen Muhammed b. Hacı İlyas Halvetî’nin dört oğlunun en büyüğüdür (Gündoğdu 2009: 286). Abdülmecîd Efendi, küçük yaşta Kuran-ı Kerim okumaya başladı, yedi yaşında iken hafızlığını tamamladı. Babasından Arapça okudu. Fıkıh, tefsir, hadis öğrenimi görüp kendisini zahiri ilimlerde yetiştirdi. Otuz yaşına kadar bu ilimlerle uğraştıktan sonra tasavvufla meşgul olmaya başladı ve batıni ilimlerde de ilerledi. Şeyhinin izniyle Merzifon’a giderek bir süre müridlerin terbiyesiyle uğraştı. 1006/1597-98 yılında Şemseddîn Sivasî’nin ölümü üzerine Şemsiyye Dergâhı postnişinliğine önce oğlu Pîr Mehmed Efendi, daha sonra ise damadı Receb Sivasî geçti. Bu zatın vefatı üzerine Abdülmecîd Sivasî, hulefa ve dervişlerin daveti üzerine Sivas’a gelerek irşad faaliyetine başladı. Sultan III. Mehmed’in daveti üzerine İstanbul’a gitti. Giderken yeğeni Abdülahad Nûrî’yi de yanına aldı ve onu yetiştirdi. Halvetiliğin Şemsiyye kolunun Sivasiyye şubesini kurdu. Yine padişahın isteği üzerine Ayasofya Camisi’nde va'z ve nasihatte bulunup hadis nakli ve tefsir dersleri vermeye başladı. Sun’ullâh Efendi Camisi olarak da bilinen Atpazarı yakınındaki Hüsam Bey Mescidi’nde ve Şehzade Camisi’nde vaizlik yaptı. Sultan Ahmed Camisi’nin yapımının tamamlanması üzerine 1026/1617 yılında adı geçen caminin cuma vaizliğine tayin olundu. Burada vaizlik görevini sürdürürken 1049/1639 yılında vefat ederek Eyüp yakınındaki Nişancı dergâhına gömüldü. Ölümüne Nûrî Efendi tarafından şu beyit tarih düşürülmüştür: “Gam etmiş iken aklı çâk târîhini dedi hâk/Bin kırk dokuzda aldı pâk Sivasî uçmakda mekân”
Abdülmecîd Sivasî’nin Dîvân’ından başka 20 kadar ilmî ve tasavvufi eseri vardır. Arapça, Farsça ve Türkçe olarak kaleme alınan bu eserlerin çoğu basılmamıştır.
Dil ve edebiyatla ilgili eserleri şunlardır:
1. Dîvân-ı İlâhiyyât/Dîvânçe: 88 gazel, 2 kaside, 1 tahmis, 1 murabba, 1 muhammes, mesnevi nazım şekliyle yazılmış silsilenâme ve 1 pendnâme olmak üzere toplam 94 manzumeden oluşan bir Dîvânçe’dir (Ay 2014). Yer yer Arapça ve Farsça mısra ve beyitlere rastlanmaktadır (Toparlı 1984: V). Abdülmecîd Sivasî’nin şiirlerinin çoğu ilahi formundadır ve bestelenmeye oldukça müsaittir. Bestelenmiş şiirleri de vardır (Ay 2014: 25). Hemen bütün şiirleri tasavvufidir.
2. Mesnevî Şerhi: Abdülmecîd Sivasî’nin en meşhur eserlerinden biridir. Mesnevî’nin I. cildinin 1328. beyte kadar olan şerhidir.
3. Şerh-i Cezîre-i Mesnevî: Yûsuf Sîneçâk’ın Cezîre-i Mesnevî’sinin şerhidir.
4. Müşkilât-ı Mesnevî: Abdülmecîd Sivasî, Mesnevî’nin önce dibacesini, sonra da her ciltte bulunan Arapça ve Farsça lafızları harf sırasına göre şerh etmiştir (Gündoğdu 2000: 243).
5. Şerh-i Kasîde-i Mîmiyye: Mevlânâ’nın on bir beyitten oluşan bir manzumesinin şerhidir.
6. Şerh-i Hilye-i Resûl: Müellif, eserinde Tirmizî’nin Şemâil’inde yer alan hilye hadisini esas almışsa da başka hadislerden kelime ve cümleler derc etmek ve kendine ait şiirleri de serpiştirmek suretiyle Hz. Muhammed’in hilyesini ortaya koymaya çalışmıştır (Gündoğdu 2000: 250).
7. Kasîde-i fî Medhi’n-Nebî Aleyhisselâm: Hz. Peygamber’in medhine dair 132 beyitlik bir kasidedir (Gündoğdu 2000: 249).
8. Nasîhat-nâme/Pend-nâme: İmam-ı Azam’ın Ebû Yûsuf’a yaptığı nasihatlerin tercümesinden oluşan küçük bir risaledir (Gündoğdu 2000: 251).
9. Kasîde-i Abdülmecîd-i Sivasî: Arapça bir kasidedir.
10. Meyâdînü’l-Fursân: Abdülmecîd Sivasî eserin başında Farsça sarf kaideleriyle ilgili bilgiler vermiştir. Lügat kısmında önce harf sırasına göre kelimeleri vermiş, daha sonra kelimenin Türkçe manasını vermiştir.
11. Uddetü’l-Müsta’iddîn: Arapça sarf (fiil çekim bilgisi) konusunda yazılmış bir eserdir.
Din ve Tasavvufla ilgili eserleri şunlardır:
12. Tefsîr-i Sûre-i Fâtiha: Sure önce sırasıyla ayet ayet tercüme edilmiş daha sonra bu ayetler kısaca tefsir edilmiştir (Gündoğdu 2000: 211).
13. Bidâ’atü’l-Vâizîn: Abdülmecîd Sivasî, bu eseri önce kırk hadis şeklinde toplamış, sonra yirmi hadis daha eklemiştir (Gündoğdu 2000: 212).
14. Letâifü’l-Ezhâr ve Lezâizü’l-Âsâr: Bu eserde toplumdaki rüşvet, cehalet, riya gibi kötü ahlakların taklidî imanın birer neticesi olduğuna dikkat çekilir (Gündoğdu 2000: 217).
15. Miskâlu’l-Kulûb:Tasavvuf ve tarikatların kitap ve sünnet kaynaklı olduğunu ortaya koyma amacıyla yazılmıştır (Gündoğdu 2009: 287).
16. Dürerü’l-Akâid: Akaid, kelam, tasavvuf ve itikadi mezheplerle ilgili bilgileri ihtiva eder (Gündoğdu 2009: 287).
17. Mi’yâr-ı Tarîk: Tasavvufa ait konulardan bahseden bir eserdir.
18. Makâsıd-ı Envâr: Bu eser, Yâr Ali b. Siyavuş b. Avren Divriği’nin Farsça olarak kaleme aldığı Kitâbu’l-Makâsıd adlı eserinin tercüme ve şerhidir (Gündoğdu 2000: 228).
19. Risâletü’l-Kazâ ve’l-Kader: İclal ve azamet sahibi kişilere kaza ve kaderin hakikatini beyan etmek ve Allah’a nisbet edilen isyankârlıkları reddetmek amacıyla yazılmıştır (Gündoğdu 2000: 229).
20. Firavn’ın İmanına Dair Risale: Abdülmecîd Sivasî’nin emri üzerine müntesipleri tarafından hazırlanmıştır (Gündoğdu 2000: 231).
21. Mektuplar: Abdülmecîd Sivasî’nin halifelerine yazdığı 3 mektubu tespit edilmiştir (Ay 2014: 18).
Kaynaklarda Abdülmecîd Sivasî’nin bunların dışında birçok eserinden ve risalesinden bahsedilmektedir (bk. Gündoğdu 2000: 253-255).
Hatiplik ve vaizliğin birçok yönden toplum içinde önem taşıdığı bir dönemde Abdülmecîd Sivasî’nin İstanbul’un önemli camilerine vaiz olarak tayin edilmesi ve vaazlarına halk tarafından büyük ilgi gösterilmesi onun zahiri ve batıni ilimlere olan hakimiyetini ortaya koymaktadır. Halvetî tarikatının ileri gelenlerinden olduğu için değerli birçok halife yetiştirmiş, devrinde gördüğü haksızlıklara kalemiyle ve vaazlarıyla savaş açmış, doğruyu söylemekten hiçbir zaman çekinmemiştir (Toparlı 1984: IV). Şiirlerinde sanat gayesi gütmemiş, fikirlerini samimi bir şekilde ifade etmeyi tercih etmiştir (Toparlı 1984: X). Duygu ve düşüncelerini yalın bir şekilde dile getirdiği şiirleri, daha çok didaktik bir özellik taşımaktadır. Abdülmecîd Sivasî, şiirlerinde kullandığı katıksız Türkçe parçaların çok olması nedeniyle yaşadığı devrin eşine rastlanamayan bir dil inkılapçısı ve temiz Türkçenin ilk müjdecilerinden sayılabilir (Üçer 2007: 102).
Kaynakça
Aşkun, Vehbi Cem (1948). Sivas Şairleri. Sivas: Kamil Matbaası.
Ay, Alper (2014). Abdülmecîd Sivasî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.
Gündoğdu, Cengiz (2000). Bir Türk Mutasavvıfı Abdülmecîd Sivâsî-Hayatı, Eserleri ve Tasavvufi Görüşleri. Ankara: KB Yay.
Gündoğdu, Cengiz (2009). “Sivâsî, Abdülmecîd”. İslam Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yay. 286-287.
Hülagü, Orhan, Mustafa Ekincikli, Hamdi Savaş (hzl.) (1998). Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî. C. III. İstanbul: Sebil Yay.
Kurnaz, Cemal, Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nailî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Müstakim-zâde Süleymân Sa’deddîn. Mecelletü’n-Nisâb. Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi No: 628. vr. 283b.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Vekâyiu’l-Fudalâ. C. 3/I. İstanbul: Çağrı Yay.
Tatcı Mustafa, Cemal Kurnaz (hzl.) (2000). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri. C. I. Ankara: Bizim Büro Yay.
Toparlı, Recep (1984). Abdülmecîd Sivasî-Dîvânçe. Erzurum.
Üçer, Müjgan (2007). “Şeyhî”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 8. Ankara: AKM Yay. 102-103.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. MEHTAP ERDOĞANYayın Tarihi: 23.09.2014Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Bu dâr-ı fenâ içre bir sahrâya geldim ben
Esb-i hevese bindim birkaç sene yeldim ben
Hâlimde gider idim deryâ yolumu aldı
Etrâfını devr ettim âhir ana daldım ben
Ref’ olmadı çün perde tedrîs-i ulûm ile
Ak u karadan geçdim mir’âtımı sildim ben
Esmâsına tâbi’ çün zâtım sıfatım u fi’lim
Çıkdım aradan şerrin tedbîrini saldım ben
Ne tûl-ı emel kaydı ne ilm ü amel saydı
Bu hayret ocağına bilmem niye geldim ben
İlmine dayanmakdan ikrâr-ı cehil yeğdir
Şükr olsun ol Allah’a kim cehlimi bildim ben
Bu defter-i kesretden bu şöhret-i mihnetden
Aldım alımım ey dil besdir iyi güldüm ben
Rûyum kararıp desem ağrıdı hevâ ile
Dön rabbine insâf et Şeyhî ki kocaldım ben
(Toparlı, Recep (1984). Abdülmecîd Sivasî Dîvânı. Erzurum. 32.)
Gazel
Hadden aşdı iştiyâkın yâ Resûl göster cemâlin
Yakdı beni iftirâkın yâ Resûl göster cemâlin
Beni bu derd ü hicrân âhir öldürür nedir hân
Sana kurbân ideyim yâ Resûl göster cemâlin
Felege çıkdı figânım yaş ile bir oldı kanım
İştiyâkdan yandı cânım yâ Resûl göster cemâlin
Çün beni saldın bu derde nazar it hâlime zerre
Nice bir hicâb u perde yâ Resûl göster cemâlin
Çün bahâr oldı güler gül kamu hurrem oldı bülbül
Yüzün üzre koma sünbül yâ Resûl göster cemâlin
Çün hayâlin irdi câna nice bakayum cihâna
Eyleme dahı bahâne yâ Resûl göster cemâlin
Tut elini Şeyhî cânun dest-gîri ol sen anun
İhsân eylemekdür şânun yâ Resûl göster cemâlin
(Ay, Alper (2014). Abdülmecîd Sivasî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 232-233.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 23.09.2014Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Bu dâr-ı fenâ içre bir sahrâya geldim ben
Esb-i hevese bindim birkaç sene yeldim ben
Hâlimde gider idim deryâ yolumu aldı
Etrâfını devr ettim âhir ana daldım ben
Ref’ olmadı çün perde tedrîs-i ulûm ile
Ak u karadan geçdim mir’âtımı sildim ben
Esmâsına tâbi’ çün zâtım sıfatım u fi’lim
Çıkdım aradan şerrin tedbîrini saldım ben
Ne tûl-ı emel kaydı ne ilm ü amel saydı
Bu hayret ocağına bilmem niye geldim ben
İlmine dayanmakdan ikrâr-ı cehil yeğdir
Şükr olsun ol Allah’a kim cehlimi bildim ben
Bu defter-i kesretden bu şöhret-i mihnetden
Aldım alımım ey dil besdir iyi güldüm ben
Rûyum kararıp desem ağrıdı hevâ ile
Dön rabbine insâf et Şeyhî ki kocaldım ben
(Toparlı, Recep (1984). Abdülmecîd Sivasî Dîvânı. Erzurum. 32.)
Gazel
Hadden aşdı iştiyâkın yâ Resûl göster cemâlin
Yakdı beni iftirâkın yâ Resûl göster cemâlin
Beni bu derd ü hicrân âhir öldürür nedir hân
Sana kurbân ideyim yâ Resûl göster cemâlin
Felege çıkdı figânım yaş ile bir oldı kanım
İştiyâkdan yandı cânım yâ Resûl göster cemâlin
Çün beni saldın bu derde nazar it hâlime zerre
Nice bir hicâb u perde yâ Resûl göster cemâlin
Çün bahâr oldı güler gül kamu hurrem oldı bülbül
Yüzün üzre koma sünbül yâ Resûl göster cemâlin
Çün hayâlin irdi câna nice bakayum cihâna
Eyleme dahı bahâne yâ Resûl göster cemâlin
Tut elini Şeyhî cânun dest-gîri ol sen anun
İhsân eylemekdür şânun yâ Resûl göster cemâlin
(Ay, Alper (2014). Abdülmecîd Sivasî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 232-233.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Bu dâr-ı fenâ içre bir sahrâya geldim ben
Esb-i hevese bindim birkaç sene yeldim ben
Hâlimde gider idim deryâ yolumu aldı
Etrâfını devr ettim âhir ana daldım ben
Ref’ olmadı çün perde tedrîs-i ulûm ile
Ak u karadan geçdim mir’âtımı sildim ben
Esmâsına tâbi’ çün zâtım sıfatım u fi’lim
Çıkdım aradan şerrin tedbîrini saldım ben
Ne tûl-ı emel kaydı ne ilm ü amel saydı
Bu hayret ocağına bilmem niye geldim ben
İlmine dayanmakdan ikrâr-ı cehil yeğdir
Şükr olsun ol Allah’a kim cehlimi bildim ben
Bu defter-i kesretden bu şöhret-i mihnetden
Aldım alımım ey dil besdir iyi güldüm ben
Rûyum kararıp desem ağrıdı hevâ ile
Dön rabbine insâf et Şeyhî ki kocaldım ben
(Toparlı, Recep (1984). Abdülmecîd Sivasî Dîvânı. Erzurum. 32.)
Gazel
Hadden aşdı iştiyâkın yâ Resûl göster cemâlin
Yakdı beni iftirâkın yâ Resûl göster cemâlin
Beni bu derd ü hicrân âhir öldürür nedir hân
Sana kurbân ideyim yâ Resûl göster cemâlin
Felege çıkdı figânım yaş ile bir oldı kanım
İştiyâkdan yandı cânım yâ Resûl göster cemâlin
Çün beni saldın bu derde nazar it hâlime zerre
Nice bir hicâb u perde yâ Resûl göster cemâlin
Çün bahâr oldı güler gül kamu hurrem oldı bülbül
Yüzün üzre koma sünbül yâ Resûl göster cemâlin
Çün hayâlin irdi câna nice bakayum cihâna
Eyleme dahı bahâne yâ Resûl göster cemâlin
Tut elini Şeyhî cânun dest-gîri ol sen anun
İhsân eylemekdür şânun yâ Resûl göster cemâlin
(Ay, Alper (2014). Abdülmecîd Sivasî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 232-233.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Bu dâr-ı fenâ içre bir sahrâya geldim ben
Esb-i hevese bindim birkaç sene yeldim ben
Hâlimde gider idim deryâ yolumu aldı
Etrâfını devr ettim âhir ana daldım ben
Ref’ olmadı çün perde tedrîs-i ulûm ile
Ak u karadan geçdim mir’âtımı sildim ben
Esmâsına tâbi’ çün zâtım sıfatım u fi’lim
Çıkdım aradan şerrin tedbîrini saldım ben
Ne tûl-ı emel kaydı ne ilm ü amel saydı
Bu hayret ocağına bilmem niye geldim ben
İlmine dayanmakdan ikrâr-ı cehil yeğdir
Şükr olsun ol Allah’a kim cehlimi bildim ben
Bu defter-i kesretden bu şöhret-i mihnetden
Aldım alımım ey dil besdir iyi güldüm ben
Rûyum kararıp desem ağrıdı hevâ ile
Dön rabbine insâf et Şeyhî ki kocaldım ben
(Toparlı, Recep (1984). Abdülmecîd Sivasî Dîvânı. Erzurum. 32.)
Gazel
Hadden aşdı iştiyâkın yâ Resûl göster cemâlin
Yakdı beni iftirâkın yâ Resûl göster cemâlin
Beni bu derd ü hicrân âhir öldürür nedir hân
Sana kurbân ideyim yâ Resûl göster cemâlin
Felege çıkdı figânım yaş ile bir oldı kanım
İştiyâkdan yandı cânım yâ Resûl göster cemâlin
Çün beni saldın bu derde nazar it hâlime zerre
Nice bir hicâb u perde yâ Resûl göster cemâlin
Çün bahâr oldı güler gül kamu hurrem oldı bülbül
Yüzün üzre koma sünbül yâ Resûl göster cemâlin
Çün hayâlin irdi câna nice bakayum cihâna
Eyleme dahı bahâne yâ Resûl göster cemâlin
Tut elini Şeyhî cânun dest-gîri ol sen anun
İhsân eylemekdür şânun yâ Resûl göster cemâlin
(Ay, Alper (2014). Abdülmecîd Sivasî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. 232-233.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | SIRRI BABA, Hüseyin | d. 1865 - ö. 1935 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | AZİZİM, Aziz Koçak | d. 11.04.1941 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | HAMDÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | CİHANGİRÎ, Hasan Burhaneddin Efendi | d. 1563 - ö. 1663 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Müeyyed-zâde Yahya b. Mehmed b. Ali, Hısım Yahya Efendi | d. 1563 - ö. 1630 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ÂCİZÎ, Aziz Mahmûd Urmevî | d. ? - ö. 1639 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | DE'BÎ/DÂYÎ, Hüseyin Beşe, Hüseyin De'bî Çelebi | d. ? - ö. 1639-40 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | NASÎRÂ, Şeyh Nasîrâ Dede | d. ? - ö. 1639 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | GAFÛRÎ, Şeyh Mahmud Gafûrî Efendi | d. ? - ö. 1667-68 | Meslek | Görüntüle |
10 | ŞEYHÎ, Molla-zâde Şeyh Süleymân Şeyhî Efendi | d. 1749-1750 - ö. 1819-1820 | Meslek | Görüntüle |
11 | SALÂHÎ, Abdullah Salâhaddîn | d. 1705 - ö. 27.12.1782 | Meslek | Görüntüle |
12 | NÂZÎ, Mehmed Çelebi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | NÛRÎ, Şeyh Seyyid Hasan Nurî Efendi | d. Ocak/Şubat 1620 - ö. 15 Kasım 1688 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Süleyman, Şeyh Süleyman Efendi | d. 1646-1647 - ö. 31 Aralık 1703 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | ALİ HAYDAR, Akşehirli-zâde | d. 1847 - ö. 1914 | Madde Adı | Görüntüle |
16 | KÂMÎ, Seyyid Kâmî Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1545-46 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | MELULİ/LATİFE, Karaca Erbil | d. 1892 - ö. 14.11.1989 | Madde Adı | Görüntüle |