Madde Detay
SEYİD EBU'L KÂSIM NEBÂTÎ, Hançoban, Hançobanî, Mecnûn, Mecnûnşâh
(d. ?/1800 - ö. ?/1860/1873?)
divan ve tekke şairi
(Divan-Tekke / 19. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4
19. asır Güney Azerbaycan tasavvuf edebiyatının, klasik ve halk şiirinin önemli temsilcilerinden olan Seyid Ebulkasım Nebâtî, Güney Azerbaycan’daki Karacadağ bölgesinin Üştibin adlı kasabasında doğmuştur. Şairin doğum tarihi ile ilgili çelişkili görüşler bulunmaktadır: Edebiyat araştırmacılarından Behlûl Behçet ve Prof. Dr. Feyzulla Gasımzâde, onun tahminen 1812–1813 yıllarında doğduğunu yazmışlardır. Son araştırmalara göre ise şairin 1800 yılında doğduğu bildirilmektedir. Eğitimli bir ailede doğan Nebâtî’nin soyu çok eski zamanlardan beri Arabistan, İran ve Azerbaycan’da yaygınlık kazanmış Nebâtîler sülalesine dayanmaktadır. Şairin babası Seyyid Mir Yahya Möhterem, seyr-i sülukunu tamamlayarak Üştibin kasabasında ve civar köylerde insanları irşat etmekle meşgul olmuştur. Şair bir şiirinde soyu ile ilgili şöyle demektedir: "Meydan-ı aşk içre seyirtdim atı/ Musahhar eyledim Rumu Heratı/Zatımız Haşimi, aslımız Arap/Möhterem oğluyam adım Nebâtî". Çocukluğu Üştibin ve Karacadağ’da geçen Nebâtî, ilk eğitimini babasından alarak klasik şiiri öğrenmiş, Hafız Şirazî’nin şiirlerine ve tasavvufi görüşlere onun vasıtasıyla aşina olmuştur. Gençlik yıllarından itibaren babası ile birlikte o da dervişliğe başlamış, Azerbaycan’ın birçok yerini yaya olarak gezmiştir. Şiirlerinden hareketle, onun doğup büyüdüğü yerler dışında Karabağ, Esgeran, Gırçın, Hindarh, Muğan, Salyan, Lenkeran, Tebriz ve Horasan’ı gezerek bu yerlerin kültürel özelliklerini benimsediği görülmektedir. Gençlik yıllarında Eher şehrine gidip Şeyh Mahmud Şihabeddin’in türbesinde inzivaya çekilerek çilesini tamamlamış ve mürşit olmuştur. Şah Nimetullah Velî’nin esaslarını belirlediği Kadiri tarikatına mensup olan Nebâtî sıklıkla uzlete çekilmiştir. Zaman zaman halkın arasına karıştığı, sohbetleri ve şiirleriyle çok sevilip sayıldığı kaynaklarda belirtilmektedir (Kasımlı 2013: 469). Daha sonra çeşitli yerlerde ve Üştibin’de keramet sahibi bir şeyh olarak irşad faaliyetlerinde bulunmuştur. Hayatının sonlarına doğru doğduğu yere yerleşmiş ve Terbiyet’e göre 1860, Firidun Bey Köçerli’ye göre ise 1873 yılında vefat etmiştir (Terbiyet 1987:372; Kanberkızı 1987: 470).
Nebâtî’nin biri Türkçe, diğeri Farsça olmak üzere iki divanı mevcuttur. Çok defa Farsça divanla bir arada bulunan Türkçe divanın en eski nüshası Tahran I. İslâmî Şûra Meclisi Kütüphanesindedir (nr. 15034). Ebülfezl Hüseynî, Türkçe divanı yazma nüshalarını da karşılaştırarak Seyid Ebülkasım Nebâtî: Eserleri adıyla yayımlamıştır (Bakü 1968). Ayrıca Hüseyin Mehmedzâde Sâdık da bu divan ile (Tebriz 1372) Tahran Üniversitesi Kütüphanesi’nde bir nüshası bulunan (nr. 4335) Farsça divanını neşretmiştir (Tebriz 1372). Nebâtî’nin şiirlerinin 500 beyitlik bir kısmı ilk defa 1845 yılında Tebriz’de neşredilen Fuzûlî divanının sonunda basılmış, 1935 yılından itibaren birçok şiiri Seçilmiş Eserleri adı altında Bakü’de yayımlanmıştır. Şair hakkındaki ilk ilmi araştırma ise Behlûl Behcet tarafından 1935 yılında Bakü’de yayımlanan Nebâtî isimli eserdir (Kasımlı 2013: 470).
Şiirlerinde "Nebâtî", "Hançobanî", "Mecnûn" ve "Mecnûnşâh" mahlaslarını kullanan şair, Firudun Bey Köçerli’ye göre “Azerbaycan Türklerinin Hace Hafiz'ı ve Şems Tebrizisi ve hetta bezi eşar ve kelamında Celaleddin Rûmî’si menzilesindedir.” (Kanberkızı 1981: 477).
Şiirlerini hem Azerbaycan Türkçesi, hem de Fars dilinde yazan Nebâtî, Türklüğünü özellikle vurgulamış, “Beçceyi Türkem, dilim, Türkî” diye Azerbaycan Edebiyatına aidiyetini ve millî mensubiyetini belirtmiştir.
Şair, Arap, Fars dillerine ve tasavvufi terimlere oldukça hâkimdir. Kaynakların verdiği bilgilere göre o, göçebe hayatı yaşamış ve geçimini koyunculuktan temin etmiştir. Onun şiirlerinde kullandığı Hançobanî mahlasının, yaşadığı dönemde Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinde yaşayan Hançoban sülalesinin adıyla alakalı olduğu yönünde görüşler vardır. Şairin kullandığı Nebâtî mahlası ise birçok araştırmacının tahmin ettiği gibi, şairin sevdiği Nabat adlı kızla ilgili olmayıp mensubu olduğu tarikatla ilgilidir. Nebâtîler ve Bengîler adıyla bilinen iki farklı tarikattan biri olan Nebâtîler gerçek hayattan, Bengîler ise hayallerden zevk alarak hayale önem vermişlerdir.
Nebâtî’nin şiirlerinde Nizâmî, Nevâî, Nesîmî, Fuzûlî, Hâfız, Mevlana Celâleddin Rûmî gibi büyük Şark şairlerinin tesiri hissolunmaktadır. Mutasavvıf bir şair olan Nebâtî, 19. asır Azerbaycan tasavvuf edebiyatının en güzel şiirlerini yazmıştır. Müzikle de uğraştığı ve pek çok şarkıyı bestelediği bilinmektedir. Bazı şiirlerinde ilahi aşkla beşerî aşkı iç içe geçmiş şekilde işler. Şairin halk şiiri tarzında yazdığı manzumelerde bile tasavvufi unsurlar ön plandadır. Bunun yanı sıra Nebâtî’nin halk şiirine has olan beşeri güzelin vasfı, vatan, tabiat güzellikleri ve bu güzelliklere olan sevgi ve hayranlık duygularını içeren şiirleri de çoktur.
Yaşadığı çağda şiirleriyle âdeta bir tasavvufi ekol oluşturmuş ve 19-20. yüzyıl Azerbaycan tasavvuf şiirinin önemli temsilcisi olmuştur. Çağdaşı olan bütün şairler onun şiirlerine nazireler yazmış, onun etkisinde kalmışlardır. Kuzey Azerbaycan şairlerinden Seyyid Mir Hamza Nigârî, Şah Nigar Hanım Rencûr gibi şairler daha sağlığındayken onun şiirlerine nazire yazmışlardır. Nebâtî klasik şiir geleneği ile Azerbaycan halk şiiri geleneğinin başarılı bir sentezini oluşturmuştur. Onun eserleri edebî tür açısından zengin ve çeşitlidir. Divanında klasik edebiyatın gazel, kaside, muhammes, müstezat, rubai, mesnevi, mülemma, terci-i bent, terkib-i bent, saki-nâme gibi şekilleri ile bir arada halk edebiyatının koşma, geraylı, tecnis vb. nazım şekilleri de bulunmaktadır.
Azerbaycan Edebiyatında yeni bir tür olan çarpa veya çarpara nazım şeklinin ilk örneklerini de Nebâtî yazmıştır. Onun halk şiiri tarzında yazdığı şiirler, Azerbaycan âşık şiirini önemli ölçüde etkilemiştir. Nebâtî’nin külliyatından örnekler, şairin hayatta olduğu dönemde, 1852 yılında yayımlanmıştır. Aynı yıl Tebriz'de yayımlanan Fuzûlî külliyatının sonunda Nebâtî'nin de 41 eseri verilmiştir. Şiirlerinde ahenk unsurunu başarıyla yakalamış, aruzun oynak bahirlerini kullanarak sade dille, etkili rediflerle, başarılı teşbih ve istiarelerle dolu şiirler yazmıştır. Nebâtî, şairliğinin yanı sıra müzikle de yakından ilgilenmiş, pek çok şarkının melodisine uygun metinler yazmıştır. Terbiyet’e göre birçok şiiri Kürdî, Keremî, Karakeher ve Geraylı makamlarında bestelenerek halk arasında yaygınlık kazanmıştır (1987: 244). Şiirlerinde cinaslara ve anlamlı tekrirlere yer vermiş, zahit ve vaize, yalancı sofulara çatmış, sevgili ile ilgili güzellik unsurlarını, Kuran-ı Kerim’den iktibasları, atasözleri ve deyimleri başarılı bir şekilde kullanmıştır.
Kaynakça
Aziz Devletâbâdî 81355). Sühanverân-ı Âzerbaycan. Tebriz. C. I.
Bayramlı Meti Osmanoğlu (1995). Seyid Ebülkasım Nebâtînin Lirikası. Doktora Tezi. Bakü: Bakü Devlet Üniversitesi.
Behlûl Behçet (hzl.) (1935). Seyid Ebülkasım Nebâtî. Bakü: yyy.
Cavad Heyet (1385). Azerbaycan Edebiyat Tarihine Bir Bahış. C.I. Tahran: yyy.
Divan-ı Nebâtî (1853). (Fuzuli Divanına ilave şeklinde). Tebriz: yyy.
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (1968). Seyid Ebülkasım Nebâtî Eserleri. Bakü: Elm Neşriyatı.
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (1985). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Yazıçı Neşriyatı.
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı.
İsmayıl Şems; Gafar Kendli (hzl.) (1987). Mehemmedeli Terbiyet. Danişmendân-i Azerbaycan. Bakü: Azerneşr.
Hacı Veli Edebiyye (hzl.) (1345). Divan-ı Seyid Ebülkasım Mütehallis be-Nebâtî ve Meşhûr be-Mecnûnşâh yâ Hançoban Karacadâğî. Tebriz: yyy.
Hemzeyeva, Refige (1992). Seyid Ebulkasım Nebâtî’nin Heyat ve Yaradıcılığı. Bakü: yyy.
Hüseyin Mehmedzâde Sâdık (hzl.) (1372). Nebâtî. Dîvân-ı Türkî. Tebriz: yyy.
Hüseyin Mehmedzâde Sâdık (hzl.) (1372). Nebâtî. Dîvân-ı Fârsî. Tebriz: yyy.
Kanberkızı, Rukiyye (hzl.) (1981). "Firidun Bey Köçerli". Azerbaycan Edebiyyatı. C. 1. Bakü: Elm Neşriyatı. 470-492.
Karayev, Yaşar (2002). Azerbaycan Edebiyatı XIX ve XX. Yüziller. Bakü: Elm Neşriyatı.
Kasımlı Muharrem (1988-2013). “Nebâtî”, İslam Ansiklopedisi. C. 32. Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 469-470.
Kasımzâde, Feyzulla (1975). XIX. Esr Azerbaycan Edebiyatı. Bakü: yyy.
Komisyon (1960). Azerbaycan Edebiyatı Tarihi. C. II. Azerbaycan: SSRİ Elmler Akademiyası Neşriyatı.
M. Manafi, Z. Ekberov, R. Gasımova (hzl.) (1981). Cenubî Azerbaycan Edebiyatı Antologiyası. C. I. Bakü: Elm Neşriyatı.
Muhtaroğlu, Vilayet (hzl.) (1993). “Seyid Ebülkasım Nebâtî”. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi. Azerbaycan Türk Edebiyatı. C. 4. İstanbul: Kültür Bakanlığı Yay. 28-34.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. PARVANA BAYRAMYayın Tarihi: 07.12.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Sebâ, menden söyle o gülüzâre
Bülbül gülüstâne gelsin, gelmesin
Bu hicran düşkünü, iller hastası
Kapına dermane gelsin gelmesin
Men kurbanı olum anber tellerin
Gonce dudakların, püste dillerin
O lâle ruhsârın, miskîn halların
Oduna pervane gelsin gelmesin
Gözüm çoh hesretdir humâr gözüne
Güneş camâlına, şeker sözüne
Utanıram, nece deyim üzüne
Derdin hasta câne gelsin gelmesin
Dolaşdır boynuma şümşâd kolunu
Kucaklayıp kucum ince belini
Lal-i lebin emim sorum dilini
İster ölü câne gelsin gelmesin
Nebâtî istemez sensiz dünyânı
İzzeti, hörmeti, şövketi, sânı
Bir zâda kalmayıb daha gümânı
Bu baş bu meydâna gelsin gelmesin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 147.
Gazel
Mastaba-yı aşkda bâde-yi mînâye bah
Sâki-yi gül-rengi gör sâger ü sahbâye bah
Halka-i rindâne gel, deyr-i mugân seyrin et
Ehl-i harâbat ara mümin ü tersâye bah
Zevk-i mey-i aşkdan cûşa gelip şîr tek
Hay hay-i mestânı gör şûriş ü govgâye bah
Şa’şaa-yi bâdeden şems olup münfail
Lemâ-yi cam-i billur hâle vurup âye bah
Nağme-yi çeng ü rebab şâhid ü şem ü şarâb
Hem heme-yi sâzı gör zümzüme-yi nâye bah
Bülbül-i tâbım gene özge nevâ başlayıp
Der ki gül olmuş hazân bu haber-i vâye bah
Gam yeme şâd ol könül olma bu sözden melül
Sabr ele sen bir zaman kudret-i Mevlâye bah
Emrine müşkil değil kim ede piri civân
Eyle gözüm itikad birce Züleyha’ye bah
Çekdi sözün riştesi bir büt-i Leyli-hıram
Saldı meni çöllere ah bu sahraye bah
Ey seni Tari gene etme perişan meni
Bir de mene söyleme zülf-i çelîpâye bah
Hîç ü abes könlümü etdi bu sözler tebah
Âhir olup hâsılım gam yükü sevdâye bah
İncime dur çal kalem men sene gurban olum
Koyma sözü nâ-tamâm tane-yi adâye bah
Yohsa yoruldun meğer hardasan ey kâhile
Mescid-i Aksa’dı bu arş-ı muallâye bah
Korkma deyil ejdahâ billah asâdır asâ
Musa-yı İmran kimi sen Yed-i Beyzâ’ye bah
Verk-sıfat kıl güzer cümle hicâbatdan
Fevk-i Süreyyâ’ye çık manzar-ı alâye bah
Şâh-ı Arap Lâfetâ verse murâdım eger
Nazm-ı dürer-bârı gör gevher-i inşâye bah
Külbe-yi ahzânımız oldu münevver gene
Aç gözün ey bî-nevâ yâr-i meh-âsâye bah
Zülf-i şiken der-şiken turra-yı pür pîç pîç
Nâvek-i müjgânı bir gözle o şûh yâye bah
Çoh da sözü âşikâr etme danış perdede
Sende hayâ yoh meğer âşık-ı rüsvâye bah
Nokta-i hâlin yene saldı meni hayrete
Mende dahi nutk yoh kilk-i şeker-hâye bah
Tâir-i fikrim gene hem-peri Simurg olup
Seyr kılır Kaf’da beççe-yi Anka’ye bah
Dağlara sal hay huy sesle de Mecnun haray
Âşık-ı dîvâne gel hevdec-i Leylâ’ye bah
Cânı nisâr etmeye yâre Nebâtî fakir
İndi bu gam-hanede ha şeb-i yeldâye bah
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 83-84.
Gazel
Safha-yı âlemde bir dürri-nihandır Üştibin
Vezne gelmez çekmek olmaz çok girandır Üştibin
Baş çekib arş-ı berine dörd tarafdan dağlar
Filhakikat lenger-i kövn ü mekandır Üştibin
Seddi-İskender kimi her bürcü bir hüsn-i-hesin
Dide-yi bed-hahe bir tîr-i kemandır Üştibin
Hoş-selige her yeri halkı ser-â-ser mihriban
Dilleri tatî velî şirin-zebandır Üştibin
Allah abad eylesin âb ü havası can-feza
Galib-i insana bir ruh-ı revandır Üştibin
Hakim olmuş onda ta Mirze Selim-i kam-kar
Ol sebebden halka bir darü’l-emandır Üştibin
Maşaallah gör ne yahşı boy çekmiş servler
Cennet-i Şeddad ya bağ-i cinandır Üştibin
Narının her danesi yakut ya la’li-Yemen
Muhtasar bir genc ya bir belli kandır Üştibin
Suyunu her kimse içse istemez ab-ı hayat
Ondan ötrü Hızr tek gözden nihandır Üştibin
Görmüşem hem Eskeran’ı Gırçın’ı Ağdamları
Onların yanında bir sultan ü handır Üştibin
Gezmişem Hindarhı’nı hem Berden’i seyr etmişem
Her biri bir çöl velî bir busitandır Üştibin
Vermerem küll-i cahane bir Heras’ın seyrini
Kıl tamaşa gör ne göyçek hoş mekandır Üştibin
Doğrusu yaylağının vasfında âciz kalmışam
Bilmerem Bağ-i İrem, ya gülsitandır Üştibin
Bir-biri üstünde damlar yahşı âli köşkler
Bes deyersen Lenkeran ya Salyan’dır Üştibin
Verginen dildarımı, et ah ü zarımdan hazer
Rahme gel insafa gel besdir amandır Üştibin
Bir konuk-nisbet Nebâtî sende beş gün eyleşip
Hörmetin sahla ki o bir Hançoban’dır Üştibin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 105-106.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 07.12.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Sebâ, menden söyle o gülüzâre
Bülbül gülüstâne gelsin, gelmesin
Bu hicran düşkünü, iller hastası
Kapına dermane gelsin gelmesin
Men kurbanı olum anber tellerin
Gonce dudakların, püste dillerin
O lâle ruhsârın, miskîn halların
Oduna pervane gelsin gelmesin
Gözüm çoh hesretdir humâr gözüne
Güneş camâlına, şeker sözüne
Utanıram, nece deyim üzüne
Derdin hasta câne gelsin gelmesin
Dolaşdır boynuma şümşâd kolunu
Kucaklayıp kucum ince belini
Lal-i lebin emim sorum dilini
İster ölü câne gelsin gelmesin
Nebâtî istemez sensiz dünyânı
İzzeti, hörmeti, şövketi, sânı
Bir zâda kalmayıb daha gümânı
Bu baş bu meydâna gelsin gelmesin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 147.
Gazel
Mastaba-yı aşkda bâde-yi mînâye bah
Sâki-yi gül-rengi gör sâger ü sahbâye bah
Halka-i rindâne gel, deyr-i mugân seyrin et
Ehl-i harâbat ara mümin ü tersâye bah
Zevk-i mey-i aşkdan cûşa gelip şîr tek
Hay hay-i mestânı gör şûriş ü govgâye bah
Şa’şaa-yi bâdeden şems olup münfail
Lemâ-yi cam-i billur hâle vurup âye bah
Nağme-yi çeng ü rebab şâhid ü şem ü şarâb
Hem heme-yi sâzı gör zümzüme-yi nâye bah
Bülbül-i tâbım gene özge nevâ başlayıp
Der ki gül olmuş hazân bu haber-i vâye bah
Gam yeme şâd ol könül olma bu sözden melül
Sabr ele sen bir zaman kudret-i Mevlâye bah
Emrine müşkil değil kim ede piri civân
Eyle gözüm itikad birce Züleyha’ye bah
Çekdi sözün riştesi bir büt-i Leyli-hıram
Saldı meni çöllere ah bu sahraye bah
Ey seni Tari gene etme perişan meni
Bir de mene söyleme zülf-i çelîpâye bah
Hîç ü abes könlümü etdi bu sözler tebah
Âhir olup hâsılım gam yükü sevdâye bah
İncime dur çal kalem men sene gurban olum
Koyma sözü nâ-tamâm tane-yi adâye bah
Yohsa yoruldun meğer hardasan ey kâhile
Mescid-i Aksa’dı bu arş-ı muallâye bah
Korkma deyil ejdahâ billah asâdır asâ
Musa-yı İmran kimi sen Yed-i Beyzâ’ye bah
Verk-sıfat kıl güzer cümle hicâbatdan
Fevk-i Süreyyâ’ye çık manzar-ı alâye bah
Şâh-ı Arap Lâfetâ verse murâdım eger
Nazm-ı dürer-bârı gör gevher-i inşâye bah
Külbe-yi ahzânımız oldu münevver gene
Aç gözün ey bî-nevâ yâr-i meh-âsâye bah
Zülf-i şiken der-şiken turra-yı pür pîç pîç
Nâvek-i müjgânı bir gözle o şûh yâye bah
Çoh da sözü âşikâr etme danış perdede
Sende hayâ yoh meğer âşık-ı rüsvâye bah
Nokta-i hâlin yene saldı meni hayrete
Mende dahi nutk yoh kilk-i şeker-hâye bah
Tâir-i fikrim gene hem-peri Simurg olup
Seyr kılır Kaf’da beççe-yi Anka’ye bah
Dağlara sal hay huy sesle de Mecnun haray
Âşık-ı dîvâne gel hevdec-i Leylâ’ye bah
Cânı nisâr etmeye yâre Nebâtî fakir
İndi bu gam-hanede ha şeb-i yeldâye bah
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 83-84.
Gazel
Safha-yı âlemde bir dürri-nihandır Üştibin
Vezne gelmez çekmek olmaz çok girandır Üştibin
Baş çekib arş-ı berine dörd tarafdan dağlar
Filhakikat lenger-i kövn ü mekandır Üştibin
Seddi-İskender kimi her bürcü bir hüsn-i-hesin
Dide-yi bed-hahe bir tîr-i kemandır Üştibin
Hoş-selige her yeri halkı ser-â-ser mihriban
Dilleri tatî velî şirin-zebandır Üştibin
Allah abad eylesin âb ü havası can-feza
Galib-i insana bir ruh-ı revandır Üştibin
Hakim olmuş onda ta Mirze Selim-i kam-kar
Ol sebebden halka bir darü’l-emandır Üştibin
Maşaallah gör ne yahşı boy çekmiş servler
Cennet-i Şeddad ya bağ-i cinandır Üştibin
Narının her danesi yakut ya la’li-Yemen
Muhtasar bir genc ya bir belli kandır Üştibin
Suyunu her kimse içse istemez ab-ı hayat
Ondan ötrü Hızr tek gözden nihandır Üştibin
Görmüşem hem Eskeran’ı Gırçın’ı Ağdamları
Onların yanında bir sultan ü handır Üştibin
Gezmişem Hindarhı’nı hem Berden’i seyr etmişem
Her biri bir çöl velî bir busitandır Üştibin
Vermerem küll-i cahane bir Heras’ın seyrini
Kıl tamaşa gör ne göyçek hoş mekandır Üştibin
Doğrusu yaylağının vasfında âciz kalmışam
Bilmerem Bağ-i İrem, ya gülsitandır Üştibin
Bir-biri üstünde damlar yahşı âli köşkler
Bes deyersen Lenkeran ya Salyan’dır Üştibin
Verginen dildarımı, et ah ü zarımdan hazer
Rahme gel insafa gel besdir amandır Üştibin
Bir konuk-nisbet Nebâtî sende beş gün eyleşip
Hörmetin sahla ki o bir Hançoban’dır Üştibin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 105-106.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Sebâ, menden söyle o gülüzâre
Bülbül gülüstâne gelsin, gelmesin
Bu hicran düşkünü, iller hastası
Kapına dermane gelsin gelmesin
Men kurbanı olum anber tellerin
Gonce dudakların, püste dillerin
O lâle ruhsârın, miskîn halların
Oduna pervane gelsin gelmesin
Gözüm çoh hesretdir humâr gözüne
Güneş camâlına, şeker sözüne
Utanıram, nece deyim üzüne
Derdin hasta câne gelsin gelmesin
Dolaşdır boynuma şümşâd kolunu
Kucaklayıp kucum ince belini
Lal-i lebin emim sorum dilini
İster ölü câne gelsin gelmesin
Nebâtî istemez sensiz dünyânı
İzzeti, hörmeti, şövketi, sânı
Bir zâda kalmayıb daha gümânı
Bu baş bu meydâna gelsin gelmesin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 147.
Gazel
Mastaba-yı aşkda bâde-yi mînâye bah
Sâki-yi gül-rengi gör sâger ü sahbâye bah
Halka-i rindâne gel, deyr-i mugân seyrin et
Ehl-i harâbat ara mümin ü tersâye bah
Zevk-i mey-i aşkdan cûşa gelip şîr tek
Hay hay-i mestânı gör şûriş ü govgâye bah
Şa’şaa-yi bâdeden şems olup münfail
Lemâ-yi cam-i billur hâle vurup âye bah
Nağme-yi çeng ü rebab şâhid ü şem ü şarâb
Hem heme-yi sâzı gör zümzüme-yi nâye bah
Bülbül-i tâbım gene özge nevâ başlayıp
Der ki gül olmuş hazân bu haber-i vâye bah
Gam yeme şâd ol könül olma bu sözden melül
Sabr ele sen bir zaman kudret-i Mevlâye bah
Emrine müşkil değil kim ede piri civân
Eyle gözüm itikad birce Züleyha’ye bah
Çekdi sözün riştesi bir büt-i Leyli-hıram
Saldı meni çöllere ah bu sahraye bah
Ey seni Tari gene etme perişan meni
Bir de mene söyleme zülf-i çelîpâye bah
Hîç ü abes könlümü etdi bu sözler tebah
Âhir olup hâsılım gam yükü sevdâye bah
İncime dur çal kalem men sene gurban olum
Koyma sözü nâ-tamâm tane-yi adâye bah
Yohsa yoruldun meğer hardasan ey kâhile
Mescid-i Aksa’dı bu arş-ı muallâye bah
Korkma deyil ejdahâ billah asâdır asâ
Musa-yı İmran kimi sen Yed-i Beyzâ’ye bah
Verk-sıfat kıl güzer cümle hicâbatdan
Fevk-i Süreyyâ’ye çık manzar-ı alâye bah
Şâh-ı Arap Lâfetâ verse murâdım eger
Nazm-ı dürer-bârı gör gevher-i inşâye bah
Külbe-yi ahzânımız oldu münevver gene
Aç gözün ey bî-nevâ yâr-i meh-âsâye bah
Zülf-i şiken der-şiken turra-yı pür pîç pîç
Nâvek-i müjgânı bir gözle o şûh yâye bah
Çoh da sözü âşikâr etme danış perdede
Sende hayâ yoh meğer âşık-ı rüsvâye bah
Nokta-i hâlin yene saldı meni hayrete
Mende dahi nutk yoh kilk-i şeker-hâye bah
Tâir-i fikrim gene hem-peri Simurg olup
Seyr kılır Kaf’da beççe-yi Anka’ye bah
Dağlara sal hay huy sesle de Mecnun haray
Âşık-ı dîvâne gel hevdec-i Leylâ’ye bah
Cânı nisâr etmeye yâre Nebâtî fakir
İndi bu gam-hanede ha şeb-i yeldâye bah
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 83-84.
Gazel
Safha-yı âlemde bir dürri-nihandır Üştibin
Vezne gelmez çekmek olmaz çok girandır Üştibin
Baş çekib arş-ı berine dörd tarafdan dağlar
Filhakikat lenger-i kövn ü mekandır Üştibin
Seddi-İskender kimi her bürcü bir hüsn-i-hesin
Dide-yi bed-hahe bir tîr-i kemandır Üştibin
Hoş-selige her yeri halkı ser-â-ser mihriban
Dilleri tatî velî şirin-zebandır Üştibin
Allah abad eylesin âb ü havası can-feza
Galib-i insana bir ruh-ı revandır Üştibin
Hakim olmuş onda ta Mirze Selim-i kam-kar
Ol sebebden halka bir darü’l-emandır Üştibin
Maşaallah gör ne yahşı boy çekmiş servler
Cennet-i Şeddad ya bağ-i cinandır Üştibin
Narının her danesi yakut ya la’li-Yemen
Muhtasar bir genc ya bir belli kandır Üştibin
Suyunu her kimse içse istemez ab-ı hayat
Ondan ötrü Hızr tek gözden nihandır Üştibin
Görmüşem hem Eskeran’ı Gırçın’ı Ağdamları
Onların yanında bir sultan ü handır Üştibin
Gezmişem Hindarhı’nı hem Berden’i seyr etmişem
Her biri bir çöl velî bir busitandır Üştibin
Vermerem küll-i cahane bir Heras’ın seyrini
Kıl tamaşa gör ne göyçek hoş mekandır Üştibin
Doğrusu yaylağının vasfında âciz kalmışam
Bilmerem Bağ-i İrem, ya gülsitandır Üştibin
Bir-biri üstünde damlar yahşı âli köşkler
Bes deyersen Lenkeran ya Salyan’dır Üştibin
Verginen dildarımı, et ah ü zarımdan hazer
Rahme gel insafa gel besdir amandır Üştibin
Bir konuk-nisbet Nebâtî sende beş gün eyleşip
Hörmetin sahla ki o bir Hançoban’dır Üştibin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 105-106.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Koşma
Sebâ, menden söyle o gülüzâre
Bülbül gülüstâne gelsin, gelmesin
Bu hicran düşkünü, iller hastası
Kapına dermane gelsin gelmesin
Men kurbanı olum anber tellerin
Gonce dudakların, püste dillerin
O lâle ruhsârın, miskîn halların
Oduna pervane gelsin gelmesin
Gözüm çoh hesretdir humâr gözüne
Güneş camâlına, şeker sözüne
Utanıram, nece deyim üzüne
Derdin hasta câne gelsin gelmesin
Dolaşdır boynuma şümşâd kolunu
Kucaklayıp kucum ince belini
Lal-i lebin emim sorum dilini
İster ölü câne gelsin gelmesin
Nebâtî istemez sensiz dünyânı
İzzeti, hörmeti, şövketi, sânı
Bir zâda kalmayıb daha gümânı
Bu baş bu meydâna gelsin gelmesin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 147.
Gazel
Mastaba-yı aşkda bâde-yi mînâye bah
Sâki-yi gül-rengi gör sâger ü sahbâye bah
Halka-i rindâne gel, deyr-i mugân seyrin et
Ehl-i harâbat ara mümin ü tersâye bah
Zevk-i mey-i aşkdan cûşa gelip şîr tek
Hay hay-i mestânı gör şûriş ü govgâye bah
Şa’şaa-yi bâdeden şems olup münfail
Lemâ-yi cam-i billur hâle vurup âye bah
Nağme-yi çeng ü rebab şâhid ü şem ü şarâb
Hem heme-yi sâzı gör zümzüme-yi nâye bah
Bülbül-i tâbım gene özge nevâ başlayıp
Der ki gül olmuş hazân bu haber-i vâye bah
Gam yeme şâd ol könül olma bu sözden melül
Sabr ele sen bir zaman kudret-i Mevlâye bah
Emrine müşkil değil kim ede piri civân
Eyle gözüm itikad birce Züleyha’ye bah
Çekdi sözün riştesi bir büt-i Leyli-hıram
Saldı meni çöllere ah bu sahraye bah
Ey seni Tari gene etme perişan meni
Bir de mene söyleme zülf-i çelîpâye bah
Hîç ü abes könlümü etdi bu sözler tebah
Âhir olup hâsılım gam yükü sevdâye bah
İncime dur çal kalem men sene gurban olum
Koyma sözü nâ-tamâm tane-yi adâye bah
Yohsa yoruldun meğer hardasan ey kâhile
Mescid-i Aksa’dı bu arş-ı muallâye bah
Korkma deyil ejdahâ billah asâdır asâ
Musa-yı İmran kimi sen Yed-i Beyzâ’ye bah
Verk-sıfat kıl güzer cümle hicâbatdan
Fevk-i Süreyyâ’ye çık manzar-ı alâye bah
Şâh-ı Arap Lâfetâ verse murâdım eger
Nazm-ı dürer-bârı gör gevher-i inşâye bah
Külbe-yi ahzânımız oldu münevver gene
Aç gözün ey bî-nevâ yâr-i meh-âsâye bah
Zülf-i şiken der-şiken turra-yı pür pîç pîç
Nâvek-i müjgânı bir gözle o şûh yâye bah
Çoh da sözü âşikâr etme danış perdede
Sende hayâ yoh meğer âşık-ı rüsvâye bah
Nokta-i hâlin yene saldı meni hayrete
Mende dahi nutk yoh kilk-i şeker-hâye bah
Tâir-i fikrim gene hem-peri Simurg olup
Seyr kılır Kaf’da beççe-yi Anka’ye bah
Dağlara sal hay huy sesle de Mecnun haray
Âşık-ı dîvâne gel hevdec-i Leylâ’ye bah
Cânı nisâr etmeye yâre Nebâtî fakir
İndi bu gam-hanede ha şeb-i yeldâye bah
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 83-84.
Gazel
Safha-yı âlemde bir dürri-nihandır Üştibin
Vezne gelmez çekmek olmaz çok girandır Üştibin
Baş çekib arş-ı berine dörd tarafdan dağlar
Filhakikat lenger-i kövn ü mekandır Üştibin
Seddi-İskender kimi her bürcü bir hüsn-i-hesin
Dide-yi bed-hahe bir tîr-i kemandır Üştibin
Hoş-selige her yeri halkı ser-â-ser mihriban
Dilleri tatî velî şirin-zebandır Üştibin
Allah abad eylesin âb ü havası can-feza
Galib-i insana bir ruh-ı revandır Üştibin
Hakim olmuş onda ta Mirze Selim-i kam-kar
Ol sebebden halka bir darü’l-emandır Üştibin
Maşaallah gör ne yahşı boy çekmiş servler
Cennet-i Şeddad ya bağ-i cinandır Üştibin
Narının her danesi yakut ya la’li-Yemen
Muhtasar bir genc ya bir belli kandır Üştibin
Suyunu her kimse içse istemez ab-ı hayat
Ondan ötrü Hızr tek gözden nihandır Üştibin
Görmüşem hem Eskeran’ı Gırçın’ı Ağdamları
Onların yanında bir sultan ü handır Üştibin
Gezmişem Hindarhı’nı hem Berden’i seyr etmişem
Her biri bir çöl velî bir busitandır Üştibin
Vermerem küll-i cahane bir Heras’ın seyrini
Kıl tamaşa gör ne göyçek hoş mekandır Üştibin
Doğrusu yaylağının vasfında âciz kalmışam
Bilmerem Bağ-i İrem, ya gülsitandır Üştibin
Bir-biri üstünde damlar yahşı âli köşkler
Bes deyersen Lenkeran ya Salyan’dır Üştibin
Verginen dildarımı, et ah ü zarımdan hazer
Rahme gel insafa gel besdir amandır Üştibin
Bir konuk-nisbet Nebâtî sende beş gün eyleşip
Hörmetin sahla ki o bir Hançoban’dır Üştibin
Ebülfezl Hüseyni (hzl.) (2004). Seyid Ebülkasım Nebâtî Seçilmiş Eserleri. Bakü: Şerg-Gerb Neşriyatı. 105-106.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | MOLLA CUMA | d. 1854 - ö. 1920 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | BEHBUD ELİ OĞLU NEBİYEV | d. 1897 - ö. 1972 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | BULUD SAİD | d. 1959 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HASTA HASAN | d. 1800 - ö. 1866 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MURÂDÎ, Şeyh, İstanbullu | d. 1800 - ö. 1839 ds. | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | SELÎM SIRRI PAŞA | d. 1800 - ö. 1847 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HASTA HASAN | d. 1800 - ö. 1866 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MURÂDÎ, Şeyh, İstanbullu | d. 1800 - ö. 1839 ds. | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | SELÎM SIRRI PAŞA | d. 1800 - ö. 1847 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | HASTA HASAN | d. 1800 - ö. 1866 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | MURÂDÎ, Şeyh, İstanbullu | d. 1800 - ö. 1839 ds. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | SELÎM SIRRI PAŞA | d. 1800 - ö. 1847 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | HASTA HASAN | d. 1800 - ö. 1866 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | MURÂDÎ, Şeyh, İstanbullu | d. 1800 - ö. 1839 ds. | Madde Adı | Görüntüle |
15 | SELÎM SIRRI PAŞA | d. 1800 - ö. 1847 | Madde Adı | Görüntüle |