Madde Detay
SUN’Î, Sun’ullâh, Hüsâm-zâde Sun’ullâh
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Sun’ullâh’tır. Bursa’da dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Babası, “Mevlidci” lakabıyla tanınan Hüsâm’dır. Sultân I. Selîm döneminde yaşamış olan Hüsâm-zâde Sun’ullâh dânişmendlik ve Bursa’dan İstanbul’a gelen Âşık Çelebi’yle beraber Emîr Gîsû’nun mahkemesinde kâtiplik yapmıştır. Bu görevdeyken Receb Çelebi’nin vefatıyla boşalan divan kâtipliği reisliği için Sun‘î ile Âşık Çelebi’nin adları geçmiş, fakat ikisi de bu göreve atanamamıştır (Kılıç 2010: 32, 1298-1300). Meşâ’irü’ş-şu’arâ’daki ifadelere bakarak Âşık Çelebi’yle Sun’î’nin yakın arkadaş olduklarını söylemek mümkündür (Aynur 2011: 37, 38, 46). Sun’î, veba hastalığına yakalanmış ve bu hastalık nedeniyle vefat etmiştir. Ölümünden önceki durumunu ayrıntılarıyla anlatan Âşık Çelebi’nin verdiği bilgiye göre şair, hastalığa yakalanınca Âşık Çelebi’yi çağırtmış, Çelebi’nin yardımıyla tedavi için kan aldırmış ve “tiryâk-ı fârûk” kullanmıştır. Bundan sonra birkaç gün dili tutulmuş, biraz iyileşir gibi olmuşsa da beş altı gün sonra vefat etmiştir. Âşık Çelebi arkadaşının ölümünden çok müteessir olduğunu ve onu rüyasında gördüğünü de belirtmiştir (Kılıç 2010: 1300, 1301). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Sun’î’nin Saçlı Emîr (Emîr Gîsû) yanında dânişmendlik görevindeyken genç yaşta öldüğünü kaydetmiştir (Sungurhan Eyduran 2009: 8). Mehmed Süreyyâ Bey ise Yavuz Sultân Selîm devrinin sonlarında vefat ettiğini bildirmiştir (Aktan vd. 1996: 263). Ölüm tarihi bilinmeyen Sun’î’nin mezarı Bursa’da Zeyniler Mezarlığı’ndadır.
Kaynaklarda eseri olup olmadığına dair bir kayıt yer almayan Sun’î verilen bilgilere göre; her ilme dair bilgisi olan, sesi ve yazısı güzel, özellikle sülüs, ta’lîk, nesih ve rik’ada mahir, satrançta da hayli kabiliyetli biridir. Erken yaşlarda şiir yazmaya başlamıştır. Şiirleri açık ve sadedir. Tarih düşürmede mahir, nazım ve inşâda hüner sahibidir. Şairin, şiirlerindeki başarısını “nazmda Nizâmî-î Gencevî’ye şi’ri kût-ı revân, bezm-i rûhâniyânda Câmî neşve-i nazmı ile sekrân idi” cümlesiyle dile getiren Âşık Çelebi, inşâda da onu Monlâ Münşî ile kıyaslamıştır (Kılıç 2010: 1298, 1299).
Bunun yanı sıra Mehmed Süreyyâ ve Nâil Tuman, Yavuz Sultân Selîm zamanında vefat ettiğini belirttikleri Sun’î mahlaslı bir şaire daha ayrı bir maddede yer vermişlerdir (Aktan vd. 1996: 266; Kurnaz-Tatçı 2001: 567, 2402 nolu madde). Ancak adı geçen yazarların aktardıkları bilgi çok azdır. Dolayısıyla bu şairin, yukarıda sözünü ettiğimiz Sun’î ile aynı kişi olup olmadığını ve her iki kaynakta yanlışlıkla farklı bir şair olarak gösterilip gösterilmediğini belirlemek mümkün olmamıştır.
Kaynakça
Aktan, Ali, A. Yuvalı, M. Keskin (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî Yahud Tezkire-i Meşâhir-i Osmâniyye. C. III. İstanbul: Sebil Yayınevi.
Aynur, Hatice (2011). “Kurgusu ve Vurgusuyla Kendi Kaleminden Âşık Çelebi’nin Yaşamöyküsü”. Âşık Çelebi ve Şairler Tezkiresi Üzerine Yazılar. drl. H. Aynur; A. Niyazioğlu. İstanbul: Koç Üniversitesi Yay.19-55.
Cunbur, Müjgân (2007). “Sun’î”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 7. Ankara: AKM Yay. 648.
İpekten, Haluk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu, T. Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara.
İsmail Beliğ (1287). Güldeste-i Riyâz-ı İrfân ve Vefeyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî . C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Narlı Şeyhi Mehmed Fahreddin. Gülzâr-ı İrfân. Millet Kütüphanesi. AE Şeriyye. Nr. 1098. vr. 366b.
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalı-zâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu‘arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,78466/kinalizade-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html [erişim: 03.11.2013].
Şemsettin Sâmi (1996). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 4. Ankara: Kaşgar Neşriyat.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1998). “Sun’î”. C. 8.İstanbul: Dergâh Yay. 55.
Yakar, Halil İbrahim (2002). Gelibolulu Sun’î Dîvânı ve Tahlili. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HANİFE KONCUYayın Tarihi: 05.05.2014Güncelleme Tarihi: 08.11.2020Eserlerinden Örnekler
Tercî’
Fitne-i hatt-ı yâri mi diyeyüm
Bend-i zülf-i nigârı mı diyeyüm
Gamze-i şîvekârı mı diyeyüm
Hışm-ı çeşm-i nigârı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dildeki ıztırâbı mı diyeyüm
Tendeki tef ü tâbı mı diyeyüm
Eşk-i çeşm-i pür-âbı mı diyeyüm
Hâl-ı kalb-i harâbı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Beden-i bî-mecâli mi diyeyüm
Yâ ser-i pây-mâli mi diyeyüm
Tende endûh-ı bâli mi diyeyüm
Bilmezem kankı hâlümi diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Cevr-i devr-i zemânı mı diyeyüm
Darb-ı dest-i cihânı mı diyeyüm
Bunca âh u figânı mı diyeyüm
Telef-i nakd-ı cânı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dil-ber-i bî-vefâyı mı diyeyüm
Gam u derd ü belâyı mı diyeyüm
Sun’î-i mübtelâyı mı diyeyüm
Cevr ü zulm u cefâyı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1301,1302.)
Kıt’a-i Târîh
Yıllar ile olup bu cisr-i medîd
Reh-güzâr-ı fenâda cây-ı ubûr
Darb-ı pây-ı zemâneden anun
Gelmiş idi niçe yirine kusûr
Emr-i şâh-ı cihân-penâh ile
Yapdılar ana sarf idüp makdûr
Göricek anı Sun’î böyle latîf
Didi târîhini olup mesrûr
Genc-i vâfir virüp yine ol şeh
Cisr-i vîrânı eyledi ma’mûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1302.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 05.05.2014Güncelleme Tarihi: 08.11.2020Eserlerinden Örnekler
Tercî’
Fitne-i hatt-ı yâri mi diyeyüm
Bend-i zülf-i nigârı mı diyeyüm
Gamze-i şîvekârı mı diyeyüm
Hışm-ı çeşm-i nigârı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dildeki ıztırâbı mı diyeyüm
Tendeki tef ü tâbı mı diyeyüm
Eşk-i çeşm-i pür-âbı mı diyeyüm
Hâl-ı kalb-i harâbı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Beden-i bî-mecâli mi diyeyüm
Yâ ser-i pây-mâli mi diyeyüm
Tende endûh-ı bâli mi diyeyüm
Bilmezem kankı hâlümi diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Cevr-i devr-i zemânı mı diyeyüm
Darb-ı dest-i cihânı mı diyeyüm
Bunca âh u figânı mı diyeyüm
Telef-i nakd-ı cânı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dil-ber-i bî-vefâyı mı diyeyüm
Gam u derd ü belâyı mı diyeyüm
Sun’î-i mübtelâyı mı diyeyüm
Cevr ü zulm u cefâyı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1301,1302.)
Kıt’a-i Târîh
Yıllar ile olup bu cisr-i medîd
Reh-güzâr-ı fenâda cây-ı ubûr
Darb-ı pây-ı zemâneden anun
Gelmiş idi niçe yirine kusûr
Emr-i şâh-ı cihân-penâh ile
Yapdılar ana sarf idüp makdûr
Göricek anı Sun’î böyle latîf
Didi târîhini olup mesrûr
Genc-i vâfir virüp yine ol şeh
Cisr-i vîrânı eyledi ma’mûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1302.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.11.2020Eserlerinden Örnekler
Tercî’
Fitne-i hatt-ı yâri mi diyeyüm
Bend-i zülf-i nigârı mı diyeyüm
Gamze-i şîvekârı mı diyeyüm
Hışm-ı çeşm-i nigârı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dildeki ıztırâbı mı diyeyüm
Tendeki tef ü tâbı mı diyeyüm
Eşk-i çeşm-i pür-âbı mı diyeyüm
Hâl-ı kalb-i harâbı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Beden-i bî-mecâli mi diyeyüm
Yâ ser-i pây-mâli mi diyeyüm
Tende endûh-ı bâli mi diyeyüm
Bilmezem kankı hâlümi diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Cevr-i devr-i zemânı mı diyeyüm
Darb-ı dest-i cihânı mı diyeyüm
Bunca âh u figânı mı diyeyüm
Telef-i nakd-ı cânı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dil-ber-i bî-vefâyı mı diyeyüm
Gam u derd ü belâyı mı diyeyüm
Sun’î-i mübtelâyı mı diyeyüm
Cevr ü zulm u cefâyı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1301,1302.)
Kıt’a-i Târîh
Yıllar ile olup bu cisr-i medîd
Reh-güzâr-ı fenâda cây-ı ubûr
Darb-ı pây-ı zemâneden anun
Gelmiş idi niçe yirine kusûr
Emr-i şâh-ı cihân-penâh ile
Yapdılar ana sarf idüp makdûr
Göricek anı Sun’î böyle latîf
Didi târîhini olup mesrûr
Genc-i vâfir virüp yine ol şeh
Cisr-i vîrânı eyledi ma’mûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1302.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Tercî’
Fitne-i hatt-ı yâri mi diyeyüm
Bend-i zülf-i nigârı mı diyeyüm
Gamze-i şîvekârı mı diyeyüm
Hışm-ı çeşm-i nigârı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dildeki ıztırâbı mı diyeyüm
Tendeki tef ü tâbı mı diyeyüm
Eşk-i çeşm-i pür-âbı mı diyeyüm
Hâl-ı kalb-i harâbı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Beden-i bî-mecâli mi diyeyüm
Yâ ser-i pây-mâli mi diyeyüm
Tende endûh-ı bâli mi diyeyüm
Bilmezem kankı hâlümi diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Cevr-i devr-i zemânı mı diyeyüm
Darb-ı dest-i cihânı mı diyeyüm
Bunca âh u figânı mı diyeyüm
Telef-i nakd-ı cânı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
Dil-ber-i bî-vefâyı mı diyeyüm
Gam u derd ü belâyı mı diyeyüm
Sun’î-i mübtelâyı mı diyeyüm
Cevr ü zulm u cefâyı mı diyeyüm
Şiddet-i hecr-i yâri mi diyeyüm
Mihnet-i rûzgârı mı diyeyüm
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1301,1302.)
Kıt’a-i Târîh
Yıllar ile olup bu cisr-i medîd
Reh-güzâr-ı fenâda cây-ı ubûr
Darb-ı pây-ı zemâneden anun
Gelmiş idi niçe yirine kusûr
Emr-i şâh-ı cihân-penâh ile
Yapdılar ana sarf idüp makdûr
Göricek anı Sun’î böyle latîf
Didi târîhini olup mesrûr
Genc-i vâfir virüp yine ol şeh
Cisr-i vîrânı eyledi ma’mûr
(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 3. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1302.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | MUÎDÎ | d. ? - ö. 1586 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Fahreddin Bozdağ | d. 01 Ocak 1958 - ö. 10 Kasım 2017 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | FAHRÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | MUÎDÎ | d. ? - ö. 1586 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Fahreddin Bozdağ | d. 01 Ocak 1958 - ö. 10 Kasım 2017 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FAHRÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MUÎDÎ | d. ? - ö. 1586 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Fahreddin Bozdağ | d. 01 Ocak 1958 - ö. 10 Kasım 2017 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | FAHRÎ | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | MUÎDÎ | d. ? - ö. 1586 | Meslek | Görüntüle |
11 | Fahreddin Bozdağ | d. 01 Ocak 1958 - ö. 10 Kasım 2017 | Meslek | Görüntüle |
12 | FAHRÎ | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | MUÎDÎ | d. ? - ö. 1586 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Fahreddin Bozdağ | d. 01 Ocak 1958 - ö. 10 Kasım 2017 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | FAHRÎ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | MUÎDÎ | d. ? - ö. 1586 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Fahreddin Bozdağ | d. 01 Ocak 1958 - ö. 10 Kasım 2017 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | FAHRÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |