TÂLİB, Mustafa Tâlib

(d. 1225/1810-11 - ö. 1289/1873-74)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Diyarbakır’da 1225/1810-11 yılında doğdu. Asıl adı Mustafa’dır. Kaza kadılıklarında bulunmuş Mehmed Şerîf adlı birinin oğludur. Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid ve Son Asır Türk Şâirleri'nde "Kadı-zâde" olarak bilindiği söylenir. Tahsilini tamamladıktan sonra vilayet kaleminde kâtiplik ile memuriyete başladı. Daha sonra Bağdat’a giderek divan kitabetinde, Süleymaniye ve Erbil kaymakamlıklarında, Musul ve Kerkük meclisleri kitabetinde bulundu. 1270/1853-54’te Şam meclisi kitabetine tayin oldu. 1277/1860-61’de Karadağ ıslahatına memur edilen Müşir Derviş Paşa’nın maiyetinde başkâtip olarak Karadağ ordusunda görev aldı, o sırada Avusturya ve Macaristan'a seyahat etti. 1279/1862-63'te Bosna vilayeti kitabetine nakledildi. Daha sonra İstanbul’a geldi. Devlet ricalinden bazı kişilere kasideler sunarak onların ihsanlarına nail oldu. Oradan Diyarbakır’a döndü. Malatya ve sonrasında Palu müdüriyetlerine, Erzurum’da Oltu Sancağı muhasebeciliğine, Erzurum Ziraat Müdürlüğüne atandı. 1284/1867-68’de Hısnımansur kaymakamlığına atandı. Üç ay sonra azledilerek İstanbul’a geldi. 1285/1868-69’da talebi üzerine emekli oldu. Kânun-ı evvel 1289/ Aralık-Ocak 1873-74'te vefat etti. Diyarbakır'ın Dağ kapısı karşısında "Gel beni gör sekisi" adlı yerde Âgâh-i Semerkandî ile Müftü Abdullah Efendi'nin kabirleri arasına defnedildi. Diyarbakırlı Müftüzâde Fâzıl Efendi vefatına şu tarihi düşürdü: "Amîm-i afvına geldi Hudâ bu Mustafa Tâlib"

Şiirleri toplanmamıştır. İbnü’l Emin Mahmud Kemal İnal, Tâlib’in önceden birkaç şiirini gördüğünü ve “Kamanto” kasidesini senelerce aradığını, sonunda oğlu Edhem Efendi ile 12 Şaban 1320/ 14 Kasım 1902’de görüşerek bu kasidenin ve diğer manzumelerin karışık müsveddelerini gördüğünü ifade eder. Verdiği bilgiye göre kaside, Meşrutiyet’in ilanından sonra gasbedilerek başka bir isimle bir gazetede yayınlanmıştır. Fakat hem onun hem de İsmail Sâib Efendi’nin bir mecmuasında görülen suretinin hatalı olduğu kanaatindedir. Nitekim “Eserlerinden Örnekler” kısmında yer verdiğimiz kasidenin de bir mısrası eksiktir. Bu suretin başında, Tâlib’in Ali ve Fuad Paşa’ya yazıp takdim ettiği kasidelere karşılık cevap ve caize alamaması üzerine gücendiği, Kamanto’ya bir kaside yazarak onun verdiği yüklü miktarda caizeyle sıkıntısını giderdiği yazar. Tâlib’in ayrıca Mefâtihnâme isimli bir eseri vardır.

Hiciv sahasında şöhret yapmış şairlerdendir. Ali Emîrî, Tâlib'i kasidede Nef'î'ye benzetir. Kasidelerini benzersiz, tarihlerini parlak bulur. Gazelleri hakkında değerlendirmede bulunmamakla birlikte bu manzumelerinin sayısını az bularak sadece birkaç gazeli olduğunu belirtmekle yetinir. Son Asır Türk Şâirleri’nde de onun hiciv konusundaki ustalığına dikkat çekilerek meşhur sarraf Kamanto’ya sunduğu ve karşılığında caize olarak 300 İngiliz lirası verildiği rivayet edilen “Kamanto” kasidesi, “Efendi” redifli hicviyesi ve Reşîd Paşa’nın ölümü üzerine yazdığı mersiyesi övülür. Gazellerinin üç-beş adetten ibaret olduğu, fakat çabuk ve güzel tarihler söylediği nakledilir. Dostlarından Remzî Efendi ile çölde gezerken karşılarına çıkan yılanı Remzî’nin öldürmesiyle Tâlib: “Âferin Remzi Efendi hayyeyi etdin helâk” mısrasını tarih olarak söylemiştir.

Kaynakça

Ali Emîrî. Tezkire-i Şuarâyı Amid. AE Tarih. 781. 31b-32a.

Beysanoğlu, Şevket (1996). Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları. Ankara: San Matbaası. 155-157.

Bursalı Mehmed Tâhir (1333-42). Os­manlı Müellifleri. C.2. İstanbul: Matbaa-ı Amire. İstanbul.

Celeboğlu, Ayşegül (hzl.) (2013). İbnü'l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şâirleri. C. V. Ankara. AKM Yay.

Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî -  Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri.  Ankara: Bizim Büro Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAK
Yayın Tarihi: 29.12.2014
Güncelleme Tarihi: 29.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Kamanto hakkında 60 beyitlik kasideden:

Lâle-i Hod-Rû

-Kont Kamanto-

Hicrin eleminde senin ey şûh-ı cefâ-cû

Girmez gözüme subha değin gözlerim uyhu

Çeşm-i terime aks-i izârın ki düşüpdür

Ser-çeşmede itmiş gibidir lâle-i hod-rû

Sen sâkin-i işretkede agyâr ile her bâr

Ben çâk-i girîbân ile mihnet-zede her su

Nîş-i gamı hicrâne müfîd olmadı hergiz

Nûş-i mey-i gülgûnu temâşâ-yı tiyatru

Rûyun ki gül-i gülşen-i firdevse bedeldir

Mânend-i gül-i gülşen-i ikbâl-i Kamantu

Sarrâf-ı kerem-pîşe ki fart-ı kereminden

Feryâde gelir vezne vü kantar ü terâzû

Lutf u kerem ü hükm-i saha pîş-gehinde

Heb abd-i kemer beste-i hizmet eli bağlu

Sarf-ı sadakât-ı fükârâ olmasa derdim

Mahzenleri gencîne-i tab’ım gibi memlû

Eylerdi meşâm-ı çemen-i dehri muattar

Olsaydı mukârin gül-i ahlâkına şeb-bû

Açmaz gül-i hulki gibi gül bin sene verse

Gülzâre felek çeşme-i çeşminden eğer su

Bî-perdelere iffet etseydi sirâyet

Zen-pâreye şakk etmez idi zâniye zânû

Ahkâmını icrâ eğer eylerse kader peh

Tedbîrine tâbi felek olmazsa eğer tu

Gerdun bu kadar şevket ü şân ü azametle

Kûshâr-ı şükûhünde kalır dâne-i mazu

Lutf u kerem ü câize-i dem-bâdeminden

Kâlâ-yi kelâm-ı şuarâ oldu behâlu

Kân-ı küremâ, kâm-verâ, nükte-şinâsâ

Ey mertebe-i kadr-i felekten de yukaru

Bu kuvvet-i güftâr ile amma ki ne çâre

Sîmâ-yi ekâbir gibidir baht-ı siyeh-rû

Reng-i rüh-i zengi gibi olmaz mütegayyir

Zemzemle değil, kevser ile eyleseler şû

Çekdim yed-i endişemi medh-i küberâdan

Meddâh-ı ehissâmı olur merd-i sühan-gû

Tesir-i şitâden ten-i uryânımı mestûr

Etsün deyu zor eylemeden patladı paltu

Tâlib yeter ıtnâb-ı suhan vakt-i duâdır

Dergâh-ı Hudâ’dan budur ihlâs ile mercû

Ünsiyyeti her gün ola ünsiyyet-i ahbâb

Cem’iyeti her şeb ola cem’iyet-i balu

Bâzîçe ile hoş geçe eyyâm ü leyâli

Halk oynaya dâim gazinosunda bilârdu

Hasret-keş ola hâne-i a’dâsı hasîre

Ahbâbına ferş-i reh ola telli damisku

(Celeboğlu, Ayşegül (hzl.) (2013). İbnü'l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şâirleri. C. V. Ankara. AKM Yay. 2378-79.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Osman Ocak Nakiboğlud. 1901 - ö. 23 Haziran 1984Doğum YeriGörüntüle
2NİSBETÎ, Ali Nisbetî Efendid. ? - ö. Haziran-Temmuz 1679Doğum YeriGörüntüle
3Mehmet Selahattin Erdemd. 1 Ağustos 1923 - ö. 10 Ağustos 2004Doğum YeriGörüntüle
4Osman Ocak Nakiboğlud. 1901 - ö. 23 Haziran 1984Doğum YılıGörüntüle
5NİSBETÎ, Ali Nisbetî Efendid. ? - ö. Haziran-Temmuz 1679Doğum YılıGörüntüle
6Mehmet Selahattin Erdemd. 1 Ağustos 1923 - ö. 10 Ağustos 2004Doğum YılıGörüntüle
7Osman Ocak Nakiboğlud. 1901 - ö. 23 Haziran 1984Ölüm YılıGörüntüle
8NİSBETÎ, Ali Nisbetî Efendid. ? - ö. Haziran-Temmuz 1679Ölüm YılıGörüntüle
9Mehmet Selahattin Erdemd. 1 Ağustos 1923 - ö. 10 Ağustos 2004Ölüm YılıGörüntüle
10Osman Ocak Nakiboğlud. 1901 - ö. 23 Haziran 1984MeslekGörüntüle
11NİSBETÎ, Ali Nisbetî Efendid. ? - ö. Haziran-Temmuz 1679MeslekGörüntüle
12Mehmet Selahattin Erdemd. 1 Ağustos 1923 - ö. 10 Ağustos 2004MeslekGörüntüle
13Osman Ocak Nakiboğlud. 1901 - ö. 23 Haziran 1984Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14NİSBETÎ, Ali Nisbetî Efendid. ? - ö. Haziran-Temmuz 1679Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Mehmet Selahattin Erdemd. 1 Ağustos 1923 - ö. 10 Ağustos 2004Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Osman Ocak Nakiboğlud. 1901 - ö. 23 Haziran 1984Madde AdıGörüntüle
17NİSBETÎ, Ali Nisbetî Efendid. ? - ö. Haziran-Temmuz 1679Madde AdıGörüntüle
18Mehmet Selahattin Erdemd. 1 Ağustos 1923 - ö. 10 Ağustos 2004Madde AdıGörüntüle