Madde Detay
VÂNÎ, Mehmed Efendi
(d. ?/? - ö. 1096/12.10.1685)
tekke şairi
(Tekke / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Şiirlerinde Vânî mahlasını kullanan mutasavvıf şairin tam adı Vânî Muhammed b. Bistam b. Rüstem b. Halil el-Hüseynî el-Hoşâbî ‘dir ve “Vânî”, “Vanî Efendi”, “Vanî Mehmed Efendi” olarak tanınmaktadır. Vânî’nin 17. yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. Erdoğan Pazarbaşı’nın “Vâni Mehmet Efendi’nin Hayatı ve Eserleri” başlıklı makalesinde verdiği bilgilere göre Vanî, Van’ın Hoşab kasabasında doğmuştur. Mehmed Efendi, Vanlı olması dolayısıyla “Vânî” olarak ve doğum yeri ve ailesinin çıkış yerinin Hoşab olması nedeniyle de “el-Hoşâbî” diye anılır. Babası Vanlı Bistam Efendi’dir. Doğum tarihi kesin olarak bilinememektedir. Pazarbaşı, Vânî Mehmed Efendi ile Vankulu Mehmed Efendi’nin bazı kütüphane kataloglarında ve bibliyografik eserlerde birbirine karıştırıldığına, muhtelif zamanlarda yaşamış olan bu iki ayrı şahsın aynı kişi olduğunun zannedildiğine dikkat çeker. “Vankulu” olarak tanınan âlimin, Vânî Mehmed Efendi’den 93 sene önce, Medine’de vefat etmiş olan Kâdî Mehmed b. Mustafa el-Vânî olduğunu ifade etmiştir. Vânî, ilk tahsil hayatına Van’da başlar. (1991: 361-365). Şefaettin Severcan da “Vani Mehmet Efendi Dönemi’nin Siyasi ve Kültürel Zemini” başlıklı makalesinde Vânî’nin ilk tahsiline Van medreselerinde başladığını daha sonra Tebriz, Gence ve Karabağ Medreselerinde çeşitli hocalardan dersler okuyarak tahsilini tamamladığını belirtir. (1998: 1-4). Pazarbaşı’nın yine Vâni Mehmet Efendi’nin Hayatı ve Eserleri” başlıklı makalesinde verdiği bilgilere göre, özellikle hocası Karabağlı Molla Nurettin Efendi’nin Vânî üzerinde büyük bir etkisi vardır. Karabağlı Molla Nurettin Efendi’nin yanında on seneye yakın bir zaman kalarak kendisini yetiştirmeye çalıştı. Daha çok tefsir, hadis, peygamberler tarihi ve Türk tarihine ilgi gösteren Vânî, muhtelif tarîkatlerle ilgilenmişse de, herhangi bir tasavvufî ekolün mensubu olmamıştır. Buna rağmen belki de kürsü vâizi olarak yapmış olduğu şöhretle, zamanında «Şeyh» ünvanıyla tanınmıştır. Pazarbaşı, Vânî’ye verilen şeyh ünvânının, bir tarikat büyüğü anlamında değil; âlim, üstad ve bir din büyüğü anlamında olduğunu vurgulamıştır. Vânî tahsilini tamamladıktan sonra, Erzurum’a gelmiş ve burada vâizlik görevinde bulunmuştur. Vânî’nin hitâbet sanatını çok iyi bilen bir zat olması, Erzurum’da günden güne şöhret kazanmasını sağladı. Vânî’nin hayatının asıl dönüm noktası ise, Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa (1045 -1087/1635 -1676)’nın Erzurum Beylerbeyi olarak bu şehre gelmesiyle başladı. Fâzıl Ahmed Paşa, ilim ve faziletleriyle şöhret bulan Vânî ile tanışır ve ona saygı ve sevgi duygularıyla bağlanır. 1069/1699 yıllarında başlayan bu samîmi münâsebet, Fâzıl Ahmed Paşa’nın sadrazam olduğu sıralarda da devam eder ve Fâzıl Ahmed Paşa, 1072/1661 yılında Vânî’yi İstanbul’a davet ederek Padişah IV. Mehmed ile tanışır. Zamanla Vânî, Padişah’ın da sevdiği, saydığı ve seyahatlerinde bile yanından ayırmadığı bir kişi hâline gelmiştir. Bu durum Vânî’ye, IV. Mehmed zamanının en çok sözü edilen, nüfuzlu bir kişisi hâline gelmesini sağlamıştır. Padişah, ona cizye ve gümrük muhasebelerinden iki bin akçe tayin ettirdiği gibi Bursa’daki Kestel Kalesi ve çevresindeki pek çok köyleri de temlik ettirdi. Ayrıca Üsküdar yakınlarında, eskiden «Papaz Bağçesi» denilen bir semti de ona ihsan etmiş ve Boğaziçi’nde bulunan bu semt, daha sonraları Vânî’nin ismiyle anılan (Vaniköy) bir yer oldu. Vânî’nin burada, kendisine ait haneler, bir camii ve onun yakınında da bir medrese yaptırmış olduğu bilinmektedir. Vânî İstanbul’a gelince, ilk olarak, Sultan’ın vâlidesi için yaptırmış olduğu Yeni Câmii kürsü vâizliğine tayin edilmiş, daha sonra sırasıyla, padişah hocalığına ve oğlu Şehzâde II. Mustafa’nın hocalığına getirilmiş, kendisine «hünkar vâizi» pâyesi verilince de Şehzâde’nin hocalığını damadı Feyzullah Efendi’ye bırakmıştır. Hatta Sultan’ın ikinci oğlu Ahmed’e de, ilk dersi onun verdiği söylenmektedir. Vânî bu görevlerine ilâveten, II. Viyana Muhasarası’nda (1683), ordu vâizliği görevinde de bulunmuştur (1991: 361-365). Salih Çift “Dönemin Aktüel Meseleleri Ekseninde Vânî Mehmed Efendi-Niyâzî-i Mısrî İhtilâfı” başlıklı bildirisinde Osmanlılar dönemi tasavvuf tarihinde sûfîler ile tasavvuf aleyhtarları arasında cereyan eden en uzun soluklu tartışmanın Kadızâdeliler-Sivâsîler gerginliği olarak bilindiğine, yaklaşık yüz yıl süren bu vakanın III. Safhasında Vânî Mehmed Efendi’nin sûfîlere ve onların çeşitli uygulamalarına karşı tavır aldığına vurgu yapmıştır. Onun karşısında ise sûfîleri temsilen dönemin çoşkun mutasavvıfı Niyâzî-i Mısrî bulunduğunu ifade etmiştir (2009: 59-60). Vânî, yaşamış olduğu müddet içinde, ilme, ilim adamı yetiştirmeye büyük bir önem vermiştir. Bu durum ortaya koyduğu eserlerinde ve yetiştirdiği meşhur talebelerinden de anlaşılmaktadır. Vânî’nin iki meşhur talebesi vardır. Bunlardan biri, Feyzullah Efendi (1048-1115/1639-1703), diğeri de âlim ve şâir olarak tanınan İshak b. Haşan Tokâdî (Ö. 1100/1688)’dir (1991: 361-365). Mehmet Çiçek “Tarsûsî’nin “Enmûzecu’l-Ulûm”unda Tefsir” başlıklı makalesinde Tarasûsî’nin de Vanî Mehmed Efendi’nin derslerine katılarak icazet aldığını ifade etmiştir (2014: 497). Celal Kırca ise “Vani Mehmet Efendi’nin Bilimsel Yönü” başlıklı makalesinde Vânî Mehmed Efendi’nin çağının klasik bilim anlayışının etkisinde kalmış olsa da kendisine özgü görüşleri olduğundan, bunu açıklıkla söyleyen ve yazan bir bilim adamı olduğundan ve bu yönüyle onun çağı içinde yenilikçi bir anlayışın temsilcisi olduğundan söz eder. (1998: 34). B. Kemikli de Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi’nde Vânî’nin Türk düşünce tarihinin renkli simalarından biri olduğunu ve Türk milliyetçiliğinin ilk mübaşirlerinden kabul edildiğini ifade eder. (2007: 497-499). Erdoğan Pazarbaşı’nın İslam Ansiklopedisi’ndeki verdiği bilgilere göre, 1094’te (1683) II. Viyana Kuşatması’na ordu vâizi olarak katılan Vânî, Viyana’yı kuşatan askerlerin siperlerini dolaşıp etkili sözlerle onları şevke getirmeye çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Viyana Kuşatması’nın bozgunla sona ermesi Vânî’yi de etkilemiştir. IV. Mehmed, kamuoyunda meydana gelen galeyanı hafifletmek üzere çok sevdiği hocasını görevlerinden uzaklaştırmışı ve Bursa Kestel'e sürgüne göndermek zorunda kalmıştır ve sürgün olayı Mehmed Efendi'yi çok üzmüştür (2003: 458-459, Pazarbaşı 1997: 20-21). Mefail Hızlı ise “Vânî Mehmed Efendi, Ailesi, Yakınları ve Medresesi Hakkında Yeni Bilgiler ve Belgeler” başlıklı bildirisinde, Vânî Mehmed Efendi’nin tereke kaydından yola çıkarak, vefatı sırasında tek eşli olarak hayatını sürdürmekte olduğunu ve sekiz erkek, dört kız olmak üzere on iki çocuğu olduğunu ifade etmiştir. Hızlı ayrıca Vânî’nin ömrünün son yıllarını Kestel’de geçirdiğini ve 12 Ekim 1685 tarihinde vefat ettiğini belirtmiştir (2009: 19-26). Ali İhsan Karataş ise, “Vânî Efendi’nin Hatırlattığı Bir Uygulama: Osmanlı Dönemi Bursa Sürgünleri” başlıklı bildirisinde Bursa’da Kestel’e yerleşen Vânî’nin burada bir câmi, medrese ve imaret yaptırdığına ve gerek yaşadığı dönemde gerekse vefatından sonra binlerce talebenin yetişmesine vesile olduğuna dikkat çeker. (2009: 44). Vânî Mehmet Efendi’nin hayatı cönk ve mecmualar üzerine yapılacak çalışmalarla aydınlatılabilir.
Erdoğan Pazarbaşı, Vânî Mehmed Efendi’nin Kur’an’daki Peygamber kıssalarıyla ilgili önemli eseri Arâisü’l- Kur’an’ın yanında, bazı konulara dâir risâleler ve bazı eserlere de hâşiyeler yazdığını belirtir. Onun eserlerinin büyük bölümünün İstanbul kütüphanelerinde ve özellikle Süleymaniye kütüphanesinde bulunduğunu ifade eder. Eserlerinden Arâisü’l-Kur’an ve Nefâisü’l-Furkân ve Ferâdîsü’l-Cinân’ın iki bölümden oluştuğunu, birinci bölümün Kur’an’da zikri geçen peygamberlerin kıssalarına dâir olduğunu, ilgili âyetlerin konuların başlıkları altında bir araya getirilerek, tefsir edildiğini ve ikinci bölümün ise, doğumundan vefatına kadar Peygamberimizin hayatına tahsis edildiğini belirterek. diğer eserlerini A’malü’l-Yevm ve’l-Leyl, Tasavvufî Bid’atlerden Sakınmaya Dâir Bir Risâle, Münşeât, Tatarhânî’ye Ta’likât, Belâğata Dâir Risale, el-Hilyetü’l-Manzûme, Haşiye ala Tefsîri’l-Beydâvî fî tefsîr-i kavlihî Teâlâ «Zâlike bimâ kaddemet eydîküm.», Mebhas-i Tâûn, Meclis fî Velâdeti’n-Nebî (S.A.V.) olarak sıralamıştır (1991: 361-384). Mehmet Yalar’ın, “Vânî Mehmed Efendi ve Münşeât’ı” başlıklı bildirisinde verdiği bilgilere göre ise, on yedinci yüzyılın ikinci yarısında Vânî Mehmed Efendi’nin kaleminden çıkan en üst düzeydeki irili ufaklı 250 adet resmi mektuptan oluşan münşeât, türünün en önemli örneklerinden biridir. Bunların çoğu, padişah IV. Mehmet ve Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’yla ilgili veya onlara ait olmak üzere, Osmanlı Devleti’nin zirvesinde teati edilen mektuplardır (2009: 45-46).
Kaynakça
Çiçek, Mehmet (2014). “Tarsûsî’nin “Enmûzecu’l-Ulûm”Unda Tefsir”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 9/2 Winter. 495-521.
Çift, Salih (2009). “Dönemin Aktüel Meseleleri Ekseninde Vânî Mehmed Efendi-Niyâzî-i Mısrî İhtilâfı”, Ulusal Vânî Mehmed Efendi Sempozyumu Bildirileri. Bursa: Emin Yay. 59-71.
Hızlı, Mefail (2009). “Vânî Mehmed Efendi, Ailesi, Yakınları ve Medresesi Hakkında Yeni Bilgiler ve Belgeler”, Ulusal Vânî Mehmed Efendi Sempozyumu Bildirileri. Bursa: Emin Yay. 17-29.
Karataş, Ali İhsan (2009). “Vânî Efendi’nin Hatırlattığı Bir Uygulama: Osmanlı Dönemi Bursa Sürgünleri”, Ulusal Vânî Mehmed Efendi Sempozyumu Bildirileri. Bursa: Emin Yay. 31-44.
Kemikli, B. (2007). “Vânî, Mehmed Efendi”, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi (2007). C. 8. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay. 497-499
Kırca, Celal (1998). “Vani Mehmet Efendi’nin Bilimsel Yönü”, Vani Mehmed Efendi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi Matbaası. 31-34.
Pazarbaşı, Erdoğan (1991). “Vâni Mehmet Efendi’nin Hayatı ve Eserleri”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 1990. 4: 361-384.
Pazarbaşı, Erdoğan (1997). Vânî Mehmed Efendi ve Araisü’l-Kur’an. Ankara: Acar Matbaası.
Pazarbaşı, Erdoğan (1998). “Vani Mehmed Efendi, Hayatı ve Eserleri”, Vani Mehmed Efendi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi Matbaası. 5-30.
Pazarbaşı, Erdoğan (2003). “Mehmed Efendi, Vânî”, İslam Ansiklopedisi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. Yıl: 2003. C. 28. 458-459.
Severcan, Şefaettin (1998). “Vani Mehmet Efendi Dönemi’nin Siyasi ve Kültürel Zemini”, Vani Mehmed Efendi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi Matbaası. 1-4.
Yalar, Mehmet (2009). “Vânî Mehmed Efendi ve Münşeât’ı”, Ulusal Vânî Mehmed Efendi Sempozyumu Bildirileri. Bursa: Emin Yay. 45-56.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. ZEYNEP SAFİYE BAKİYayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | İZZÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1694 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MEHMET RUHİ SU | d. 1912 - ö. 20.09.1985 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Akşit Göktürk | d. 27 Aralık 1934 - ö. 26 Şubat 1988 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | İZZÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1694 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MEHMET RUHİ SU | d. 1912 - ö. 20.09.1985 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Akşit Göktürk | d. 27 Aralık 1934 - ö. 26 Şubat 1988 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | İZZÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1694 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | MEHMET RUHİ SU | d. 1912 - ö. 20.09.1985 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Akşit Göktürk | d. 27 Aralık 1934 - ö. 26 Şubat 1988 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | İZZÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1694 | Meslek | Görüntüle |
11 | MEHMET RUHİ SU | d. 1912 - ö. 20.09.1985 | Meslek | Görüntüle |
12 | Akşit Göktürk | d. 27 Aralık 1934 - ö. 26 Şubat 1988 | Meslek | Görüntüle |
13 | İZZÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1694 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | MEHMET RUHİ SU | d. 1912 - ö. 20.09.1985 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Akşit Göktürk | d. 27 Aralık 1934 - ö. 26 Şubat 1988 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | İZZÎ, Mehmed | d. ? - ö. 1694 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | MEHMET RUHİ SU | d. 1912 - ö. 20.09.1985 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Akşit Göktürk | d. 27 Aralık 1934 - ö. 26 Şubat 1988 | Madde Adı | Görüntüle |