YÛSUF Sîneçâk

(d. ?/? - ö. 953/1546/47)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı mahlas olarak da kullandığı Yûsuf olarak bilinen şairin bir beytinde geçen “Erbâb-ı mahabbet bizi Yûsuf bilür ammâ / Ashâb-ı hased gözine ey dûst Sinân’uz” beytiyle Yûsuf kadar yaygın olmayan bir adının da Sinân olduğunu duyurmaktadır. Vardar Yenicesi’ndendir. Yûsuf Sîneçâk olarak tanındı. Asrın meşhur şairlerinden Hayretî’nin kardeşidir. Şiirlerinde Yûsuf mahlasını kullandı. Eğitimini tamamladıktan sonra Hicaz, Mısır ve Kudüs’ü dolaştı, Mısır’da Şeyh İbrâhîm Gülşenî’ye intisap etti. Sonra Mevlevîliğe geçerek Konya’da Mevlânâ dergâhını ziyaret etti. Edirne Muradiye Dergâhı postnişini oldu. Kanunî’nin Edirne’yi ziyareti sırasında vezirinin -kimi kaynaklara göre valinin-, bir bahaneyle Yûsuf Sîneçâk’in vakfını ortadan kaldırdığı, şeyhin “vakfı nesheden şeytandır” sözünü vezire iletmesi üzerine vezirin Sîneçâk’i katletmeye kalkıştığı, ancak Sîneçâk’in müridleriyle beraber o gece İstanbul’a giderek tesadüfen ölümden kurtulduğu Esrar Dede Tezkiresi ve Semâ’-Hâne-i Edeb’de ayrıntısıyla zikredilmektedir. Haklılığı sonradan anlaşıldıysa da Yûsuf Sîneçâk bu olaydan sonra tamamen uzlete çekildi. Şeyhin durumuna üzülen Kanunî, şairin Südlüce’deki evine giderek onunla görüşmek istediği söylendiğinde “sohbet ferdaya kaldı” diyen bu ünlü Mevlevî tam o anda, 953/1546/47’de canını teslim etti. Cenazesinin her safhası ile bizzat ilgilenen padişah cenaze namazını da kıldırmıştır. Şairin muhteşem geçtiği anlaşılan cenaze töreni, Âşık Celebi Tezkiresi’nde etraflı bir şekilde anlatılmaktadır. Kabri Südlüce’de Hasırî-zâde Sa’dî Tekkesi civarındaki Mahmud Ağa Camii’nin mihrabı önündedir. Âşık Çelebi, şairin ölümünden bir yıl sonraki 10 Muharrem günü Yûsuf’un yetiştirmelerinden Şûrî, Günâhî ve sair Mevlevilerin topladıkları parayla Ca’fer-âbâd’a şeyhlerinin kabri başında aşure ve yemek pişirip dağıttıklarını, şiirler okuduklarını, başlarını kazıyıp ağlaştıklarını kaydeder. Hüseyin Ayvansarayî kimlerden bahsedildiğine açıklık getirmeksizin “Sîneçâk Derviş Yûsuf bunların bu lakab ile şöhretlerine sebeb gömlek giymezler idi ve çul giyerler idi ve daima göğsü açık gezerler idi, anun içün Sîneçâk dediler” demektedir.

Eserleri: Cezîre-i Mesnevî ve Müntehebât-ı Rebâb-nâme adlı iki eseri bilinmektedir. Özellikle, Mesnevi’den 366 beytin seçilerek oluşturulan Cezîre-i Mesnevî, Mevlevîler arasında çok beğenilmiş, Bağdatlı İlmî Dede, Şeyh Gâlib, Cevrî ve Bosnalı Abdullah bu esere şerhler yazmışlardır. Abdülbaki Gölpınarlı “Şiirleri kendisinin aşırı vahdet-i vücutçu, Hurûfî inançlarını benimsemiş ve Alevî meşrepli bir zât olduğunu açıkça göstermektedir.” dediği Yûsuf’un hem teknik, hem estetik bakımdan kuvvetli bir divan şairi olduğunu ifade etmektedir. Gölpınarlı, Osmanlı Müellifleri’nde Yûsuf Sîneçâk’e ait olarak gösterilen Muhammediye adlı eserin Yûsuf adlı ve Abdî mahlaslı bir Halvetî şairine ait olduğunu da ortaya koymuştur. Mürettep divanı yoksa da şiirlerine mecmualarda çokça rastlanmaktadır. Hasan Çelebi’nin “övülmüş ve kabul görmüş” dediği şiirleri, Âlî’ye göre hâlet verici ve can yakıcıdır.

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Ali Enver (1309). Semâ’-Hâne-i Edeb. İstanbul: Âlem Matbaası.

Derin, Fahri ve Vahit Çabuk (hzl.) (1985). Hâfız Hüseyin Ayvansarayî, Mecmû’a-i Tevârîh. İstanbul: İÜEF Yay. 

Genç, İlhan (2000). Esrar Dede, Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay.

Gölpınarlı, Abdülbaki (1983). Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik. İstanbul: İnkılâp ve Aka Kitabevi.

İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.

İstanbul Kitaplıkları Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu (1947). İstanbul: MEB Yay.

Kaf-zâde Fâizî. Zübdetü’l-Eş’âr. Milli Kütüphane, Yz. A. 679, vr. 130a.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Köksal, M. Fatih (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 20.03.2013]

Köksal, M. Fatih (2007). “Yûsuf-ı Sîne-çâk”. Türk Dünyası Edebiyatçılar Yazarlar ve Şairler Ansiklopedisi. C. 8. Ankara: AKM Yay. 658-659.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i NâilîDîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1978). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: TTK Yay.

Müstakîm-zâde Süleymân Sa’deddîn. Mecelletü’n-nisâb fi’n-neseb ve’l-künâ ve’l-elkâb. Süleymaniye Kütüphanesi, Hâlet Ef. Nu. 628, vr. 267a.

Riyâzî. Riyâzü’ş-Şu’arâ. Süleymaniye Kütüphanesi, Es’ad Ef. Nu. 3871, vr. 95a.

Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay.

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83502/beyani----tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.03.2013]

Tatçı, Mustafa (hzl.) (2003). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri I-II-III. Ankara: Bizim Büro Yay.

“Yûsuf Sîneçâk” (1998). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 8. İstanbul: Dergâh Yay. 622.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET FATİH KÖKSAL
Yayın Tarihi: 05.09.2013
Güncelleme Tarihi: 03.11.2020

Eserlerinden Örnekler

  GAZEL 

 Ehl-i hâl olmayan anlar mı safâsın elemün

 Bana sor ben bilürem lezzetini derd ü gamun

 

 Vire mi mihr ü vefâya gönül ayruk ey dil

 Zerrece alabilen zevkini cevr ü sitemün

 

 Künc-i mihnetde yiter genc bana mihnet ü renc

 Hâce var gözüne sok sen zer ü sîm ü diremün

 

 Sakınan başını din girmesün 'ışkun yolına

 Şartı cân terki durur bunda çün evvel kademün

 

 Tug olupdur yine jûlîde saçun başunda

 Şâh-ı 'ışk olduguna yiter ey Yûsuf 'alemün

(Köksal, M. Fatih (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 20.03.2013]. 1463.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1DERÛNÎd. ? - ö. 1650Doğum YeriGörüntüle
2RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3AŞKÎ, Vardârîd. ? - ö. 1592’den sonraDoğum YeriGörüntüle
4DERÛNÎd. ? - ö. 1650Doğum YılıGörüntüle
5RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6AŞKÎ, Vardârîd. ? - ö. 1592’den sonraDoğum YılıGörüntüle
7DERÛNÎd. ? - ö. 1650Ölüm YılıGörüntüle
8RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9AŞKÎ, Vardârîd. ? - ö. 1592’den sonraÖlüm YılıGörüntüle
10DERÛNÎd. ? - ö. 1650Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12AŞKÎ, Vardârîd. ? - ö. 1592’den sonraAlan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13DERÛNÎd. ? - ö. 1650Madde AdıGörüntüle
14RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15AŞKÎ, Vardârîd. ? - ö. 1592’den sonraMadde AdıGörüntüle